Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 K U R L A RA } azcirlartnnzla, yavıncılanmızla ve okuyuculantmzla ilişkılerimızde sesıtmzı duyurduğumtız bir köşe şu anda oktımakta o/Juğııtıuz köşe, BuraJa da genellikle kapaktaki yazan tanıtmaya yöneiik yazılar ya da derginin ıçerigHne ilişkin bilgiler yer alır, Okurlarımızdan, yazarlanmızdan ve yayınalanmızdan neredeyse biç mektup almayız. Aslında bu durum toplum olarak genel yapımtzı yansıtıyor.Mektup yazmaktan, kutlamalarda bulunmaktan kaçımrız hep. 3 Şubat 2000 tarihli ve 520 tıolu sayımtzın kapahnda "On yâımtzı geriae bıraktık" sözlerini içeren bir duyuru yaytmlandı. Yaptığımız işlerle övünmeyi pek sevmediğimiz için on ytl boyunca neler yapttğımızdan biç söz etmedik. On yıltmızın sevincini okurlanmtzla, yazar ve yayıncılanmızla paylasmak istedik sadece. Ama ne bir ses ne bir nefes... SadeceSevgili Ağabeyimiz Ytlmaz Öztürk'ten inanümaz güzellikte zarifbir mektup aldık. Kendisine o ıtnutulmaz mektubu için bir kez daha tesekkürler... Neden yazdtm hunları? îki hafta önce dergtmiz 600. sayıstna ulaştt.Dergımiz çıkar çıkmaz söyle bir fax aldtk: "Saytn Turhan Günay Yazın ve yayın dünyatnızda saygm bir yeri olan ekinsel ve sanatsal etkinliklerin atardamarı 'Cumhuriyet Kitap'ı» 600'üncü sayıstna ulaşmasının tnutluluğunu sizıerle paylaştr, niceyıllar dileriz. 'Türk Dtli Dergisi' yazarları ve 'Versembe Toplanttlart 'na katılanlar aaına; Vedat Günyol, Ahmet Miskioğlu, Muzaffer Uyguner, Mehmet Basaran, A, Nevzat Odyakmaz, Naim Tirali, Bedrettin Aykın, Ulviye Alpay, Ahmet Necdet, AmlMeriçelîi." Bundan büyük mutluluk olur mu, Nc deniniz? Çok çok teşekkürler cdiyoruzfaks'ta adt geçen yazarlanmıza. Bol kitaph günler!... <, % ^ETHINACI Bakhtin'i Okurken bir biçimde ayıran üç ana özellik akhtin'in Esthetique et theorie du roman (Editions Karnavaldan oldu^unu düşıınüyorum: (1) Roromana maııda gerçeklestirilen çokdilli Gallımard, 1978) ve Esthe(mulrilanguaged) bilinçlilik ile tique de la creation verbale (Edibağlantılı biçemsel üçboyutluluk tions Gallimard, 1984) adlı incele(2) romanın edebi imgenin zamanmelerini 1985'teedinmiştim. Dos sal koordinatlarında yol açtığı ratoyevski'yi yeniden okumaya baş dikal değişim; (3) edebi imgeîerin ladığım günlerdi. Bu iki inceleme yapılandırılmasi için roman tarayi nasıl edinmiştim... Büyük bir ih rından açılan yeni mıntıka (tng. zotimalle Ferit Eugü'ye bu iki kitabııı ne; hem bir bölgeyi hem de bir etadını etmişimdir, o da ya kitaplıki alanını ifade etmektedir ç.n.) ğından çıkarıp vermiştir, ya da bir yani, tüm açık uçlulugunda şimdi ile (zaParis yoiculuğundan aJip getirmiştir... O iki mandaş, gerçekiik ile) azami bir temas mınkitapta da Dostoyevski'nin roman anlayışıytıkası." la ilgili satırların altını çizmişim. Sonra... Sonra Dostoyevski üzerine bir kitap yaz"... Antik edebiyatta, yaratıcı itkinin kaymaktan vazgeçmiştim... nağı ve gücü olarak işlev gören, bügi değildir, bellektir. Olmus olanın, geçmişin değişŞimdi önümde Bakhtin'in "Edebiyat tetirilmesi imkânsızdir: Geçmişin geleneği orisinden dil elsefesine seçme yazılar" alt kutsaldır. ("Imkânsız" ve "Kutsal" yan yana! başlığıyla ve Karnavaldan Romana adıyla Cem Soydemir'de dil bilinci yok! EN.) yayımlanan (derleyen ve önsöz: Sibel Irzık, Herhangi bir geçmişin olası göreliliğinin biIngilizceden çeviren: Cem Soydemir, Ayrınlincinde olunması henüz söz konusu değiltı Yayınları, 2001) seçme yazıları duruyor. dir. /Oysa roman deneyim, bilgi ve pratıkle 1985 'te Esthetique et theorie du roman ı (yani, gelecekle) belirlenir. Helenizm döneokumaya "Recit epique et roman" bölümünminde, Truva epik öykü zincirinin kahraden başlamıştım, bu defa Cem Soydemir'in manlarıyla daha yakın bir ilişki duyumsantngilizceden yaptığı çeviriden okuyorum. maya başlanmıştı; öyleyse, epik daha o zaŞöyle başlıyor: "Romanın bir tür olarak inmandan romana dönüştürülmektedir. Epik celenmesinin kendine özgü güçlükleri varmalzeme roman malzemesine, tam da ara dır. Bu bizzat konunun benzersiz mahiyeevreler olan aşinalaşma ve gülme evrelerintinden kaynaklanır..." (Bu cümleden sonra den geçen temas mıntıkasına aktanlmaktagel de "Gene çeviriden çekeceğim var!" dedır. Roman hâkim tür haline geldiğinde, me!) epistemoloji de hâkim disiplin olur." "... Roman, öbür türler arasında yer alan bir tür değildir yalnızca. Gelişimlerini taınamlamalarından beri uzun bir süre geç miştir, kısmen zaten ölmüş olan türler arasında gelişmekte olan tek türdür roman. Dünya tarininin yeni bir çağında doğup serpilen ve dolayısıyla bu çağla derinden derine bağlantılı olan tek türdür; oysa öbür köklü türler bu çağa çoktan sabit bicimler olarak, bir miras olarak dahil olmuşıardır." "... Tüm kökliı türler arasında yalnızca roman, yazı ve kitaptan daha gençtir. Yalnızca roman, yeni sessiz algılama biçimlerine, yani okumaya, organik olarak açıktır." "... Roman gelişmekte olan tek türdür ve bu nedenle, açınlanma (açımlanma?) sürecinde gercekliğin kendisini daha derin, daha esaslı, daha duyarlı ve daha seri bir biçimde yansıtır. Yalnızca kendisi de gelişmekte olan bir tenomen, gelişimi süreç olarak kavrayabilir. Roman, tam da hâlâ yaratılmakta olan yeni bir dünyanın eğilimlerini en iyi yansıtan tür olduğu için günümüzde edenî gelişim sahnesinde baş kahraman halinegelmiştir; sonuçta bu yeni dünyadan doğmuş olan ve bu yeni dünyayla eksiksiz bir ilişki içinde tek türdür. Çoğu açıdan, roman bir bütün olarak edebiyatın gelecekteki gelişimini öndelemiştir ve öndelemeyi sürdürmektedir." "... Edebiyat teorisi romanla ilgilenmek zorunda kaldığında tüm yetersizliği de açığa çıkar. Obür türler söz konusu olduğunda, edebiyat teorisi özgüvenle ve eksiksiz bir şekilde iş başındadır çünkü önünde tamamlanmış ve zaten biçimlenmiş kesin ve belirgin nesne bulunmaktadır. (...) Roman bahsi geçmediği sürece her şey yolunda gider. Ama romanlaşmış türlerin var oluşu teoriyi daha en baştan çıkmaz bir yola sokmaktadır. Tür teorisi roman sorunuyla karşı karşıya kaldığında radikal bir yeniden yapılanmaya teslım olmak zorunda kalır." "... Prensipte romanı öbür türlerden temel B İfÜ "... Romanın başat bir tür haline celerek ön plana çıktıği Jönemler de özellikle ilginçtir. Bu dönemlerde, edebiyat tümiıylc 'oluş' sürecine ve özel bir 'tür elestirisi' tipi ne marıız kalır. Helenik dönemue bu defalarca gerçekleşmiş, Ortaçag sorunlan ve Rönesans boyunca tekrar yaşanmıştı, ama on sekizinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren özel bir giiç ve netlikle vııkıı bulclu. Romanın hükümdarlık kurdugu bir çaj*da, öbür türlerin hemen hepsi az ya da çok 'ro manlaşır': Tiyatro (örne^in, tbsen, llaııptıııann, dojualcı tiyatronun tümü), epik şiiı (örneğin Childe Harold ve özellikle de Byron'un Don Juan'ı) ve hatta lirik şiir (uç bir örnek olarak, Heine'nin lirik şiiri). "... Romanlaşma fanomenini sırf romanın kendi doğrudan ve dolayımsız etkisine başvurarak açıklamak kuşkusuz imkânsızdir. Böylesi bir etki, kesin olarak saptanıp tanıklanabildiği noktada bile, roman da oelirleyen ve romanın belirli bir dönemdeki hâkimiyetini koşullayan gerçekligin kendisindeki dolaysız değişimlerle iç içe geçmiştir. Roman gelişmekte olan tek türdür ve bu nedenle, açınlanma sürecinde gerçekliğin kendisini daha derin, daha esaslı, daha duyarlı ve daha seri bir biçimde yansıtır. Yalnızca kendisi de gelişmekte olan bir fenomen, gelişimi süreç olarak kavrayabilir. Roman, tam da hâlâ yaratılmakta olan yeni bir dünyanın eğilimlerini en iyi yansıtan tür olduğu için günümüzde edebi gelişim sahnesinde baş kahraman haline gelmiştir; sonuçta bu yeni dünyadan doğmuş olan ve bu yeni dünyayla eksiksiz bir ilişki içindeki tek türdür. Çoğu açıdan, roman bir bütün olarak edebiyatın gelecekteki gelişimini öndelemiştir ve öndelemeyi sürdurmektedir." "... Edebiyat teorisi romanla ilgilenmek zorunda kaldığında tüm yetersizliği de açığa çıkar. Öbür türler söz konusu olduğunda, edebiyat teorisi özgüvenle ve eksiksiz bir şekilde iş başındadır, çünkü önünde tamamlanmış ve zaten biçimlenmiş kesin ve belirgin bir nesne bulunmaktadır. Bu türler değişmezliklerini (...) gelışimlerinin tüm klasik donemlerinde muharaza eder; dönemden döneme, eğilimden eğilime veya ekolden ekole yaşanan çeşitlenmeler talidir ve kemikleşmiş tür çatılarını etkilemez..." "... Akademisyenlerin titiz çalışmaları saycsindc azımsanamayacak miktarda tarihsel malzeme toplanmış ve çeşitli roman tiplerinin evrimine ilişkin birçok soruya açıklık getirilmiştir ama bir bütün olarak roman türü sorunu, tatminkâr ilkeli bir çözüme benzer bir şeye kavuşamamıştır henüz. (...) Uzmanlar, romanın tek bir kesin, sabit özelliğini saptamanın üstesinden bile gelemedi. Böylesi 'çekinceli tipik özelliklerin bazı örnekleri şunlardı: Roman çokkatmanlı bir türdür (her ne kadar, tekkatmanlı mııhteşem romanlar bulunsa da); (saf betimleme sanatını kendi edebi sınırlarına dek vardıran romanlar bulunmakla birlikte); roman tamamen bir olay örgüsii temelinde kurulan dinamik bir türdür; (başka hiçbir tür için söz konusu olmadığı üzere, romanlar saf ve ha fif eğlentiler olarak seri üretilmekle birlikte); roman girift bir türdür; (Avrııpa roma nının en büyük örnekleri aşk ıınsurıından yoksun olmakla birlikte) roman bir aşk öyküsüdür; (koşııklu mükemmel romanlar bulunsa da) roman düzyazıya dayanan bir türdür." Gelecek hafta Bakhtin'in Dostoyevski hakkındaki düşüncelerini aktarmaya çalışacağım. Şimdi, Bakhtin hakkında kısa bilgiler. Mikhail Bakhtin, 1895'te doğmuş. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Jakobson, Tinianov, Tomaşevski gibi Rus "biçimci"lerinden etkilenmiş. llk önemli eseri, Dostoyevski Poetikasının Sorunlan. 1929'da bir yargılama sonucu beş yü bir toplama kampında kaldığı sanılıyor. 1938'de sağlık nedeniyle cezası sürgüne çevriliyor, 15 yıl kadar Saransk Eğitim Enstitüsü'nde çalışıyor. 1959'da gene sağlık sorunlan dolayısıyla Moskova ya yerleşiyor. 1975'te bir yaşlılar evinde sessiz sedasız ölüveriyor. (Kitabın ilk sayfasında verilen bilgilerden derledim.)» SAYFA 3 TURHAN GÜNAY KITAP Imtlyaz Sahlbl: çağ Pazatiama Gazete Dergl Kitap Basın ve Yayın A.ş. Adına Berln Nadf: vayın Danışmani: Turttan Günay o sorumlu Müdür Fikretllklz Görsel Yönetmen: Dllek llkoruro Baskt: Cauda$ Matbaacıiık Ltd. SÖ. ' Idare Merkezl: Türkocağı Cad. No: 3941 Caflalofllu, 34 334 Istanbul T6İ: (212) 512 05 050 Reklam: Medya c CUMHURİYET KİTAP SAYI 602