07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Bilim felsefesi, 80'U yıllarla birlikte, felsefenin Türkiye deki en popüler dallanndan biri durumuna geldi. Ancak, bu popüleni&in de bilim felsefesinin, bilimiproblem nesnesi edinmis bir felsefe dalı olarak aeğil, bilim üzerine muhalefet söylemiyle konusan, onu elestiren Batılı bir "kuram" olarak algılanmastna dayanaığını belirtmek gerekir. Özellikle, Paul Feyerabend'ın kitaplart (hemett hemen hepsi Türkçeye çevrilmis durumda) bu bağlamda okunmus ve okunmaktadır. Felsefenin bu "genç" disiplininin, 90'lt yıllann baslannda (1993) lise felsefe dersi programtna alınmasınâa, bu popülantenin belirleyici bir rolü olsa gerek. Ancak, bugün, bilim felsefesine ait temelyapıtlar tercüme edildikçe, programda olusturulan bu ünüenin oldukça indirgeyici, kompleks ve dikkatsiz hazırlandığı görülmektedir." diyor Yücel Kayıran, orta öğretim kurumlanmızda bilim felsefesinin durumunu saptarken. Bilim felsefesi ile ilgili çeviri yaytnlann bir hayli arttıgı Türkiye'de, bu disiplin epey eskilere dayanıyor. Konunun önemini yıllar öncesindenfank eden bilim adamlarımızın o dönemlerde yazdtfo kitaplar bugün artık klasik yapıtlar haline dönüşmüşlerdir, Yücel Kayıran arkadaşımtza konuyu gündeme getirdiği için teşekkür ediyoruz Yaz sıcaklanmn insanları bir hayli etkilediği şu günlerde de kitaplannız elinizde olsun. Bol kitaph günlerl... o K u rvrını A \zmir Anâkent Belediyesi'nden bir kent kültürü dergisi: hmir "ve bir de şu: İzmir, işte budur" NAMIK SARRAFOGLU "Kentli gittiği yere kenti de götürür Ktrlı gittiği yere kırt da götürür." Nermi Uygur B ir kentin soluk alma serüveni içerisinde, herhalde kentlilerin çizdiği küçük küçük resimlerin yanı sıra, yüz yüze içilen sıcak çaylar gibi içi ısıtan yerel bir pencerenin açılması 9a önem taşır. Izmir Büyükşehir Belediyesi'nin araladığı bu camın önüne kuruluveriyoruz, elimizde "lzmir Kent Kültürü Dergisi"... Bir yandan çaylanmızı yudumluyoruz, bir yandan eski zamandan yeni zamana, anılardan gerçeğe, (hele hele Izmir'i çağdaşlıkla sarıp sarmalayan metroya kavuştuğu şu günlerde) atlı tramvaydan raylara doğru akıveriyoruz. TURHAN GÜNAY Ve 204 sayfalık, en az ağırlığı kadar, kent bilinci ve kent bilgisini de içerisine ağır ağır yediren bir dergiden konuşuyoruz: tztnir Kent Kültürü Dergisi'nden... Yalnız konuşmakJa kalmıyor, estetiğinden de dem vuruyoruz birbirimize; sözü, Izmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina ya bıkarak: "Anadolu tarihinde ilk kez kentli nüfusu köylü nüfusunu geçmektedir. Bu devrimsel değişme nedeniyle Türkiye'nin büyük sosyoekonomik ve kültürel olgusu' kentleşmektir'. Kentleşme kavramı kendisiyle birlikte, tartmsal üretitnden sanayi üretimine geçen bir toplumun ve insanın doğadan ve topraktan kopup kent dediğimiz beton ytğını içinde kayboldugu bir yeni yerleşme düzemnin sorunlartnt içermektedir... "îzmir yerel yönetimi büyük kentlerin ya$adığı globaldeğişim sürecinin toplumsalörgütlenme ve kültürlenmeden daha hızlı bir süreç olduğunu idrak ederek, fakat bu olağanüstü değişmede insanın kaybolmasına olanak vermeyecek bir kontrolü yaratmak zorunluluğunu da hissederek, îzmirli aydınların, Izmir üniversiteleri öğretim elemanlannın, sanatçıların ve elbet bütün Türkiye'de katkıda bulunmak isteyen yazar ve arastıranlartn ilgisi ve katkısıyta; bu dergi aracıltğı ile yükselen yeni bir kent, yükselen yeni bir Izmir söylemioluşumunu teşvik edeceğini ummaktadır. "Izmir Dergisi, tarihsel gecmişiyle, gelecek bilinciyle, uygar ve nitelikli bir kentsel ortam olusturma yolundaki çabaların sözcüsü olmak amaayla Izmir'in kültür hayatına katılmaktadır." Üç aylık dönemlerde yayımlanması düşünülen dergi, kapılarını, Doğan Kuban in "Antik Dünyanın Kaptsı: îzmir" başlıklı yazısıyla açıyor. Attilâ IIhan'ın, Izmir'in son yüzyıhnı yansız bir gözle değerlendirip verdiği söyleşiyle de, bir değişimin kuru sıkı tüm ayrıntıları üstümüze siniyor artık. Biz çaylanmızı yudumlarken, Doğan Kuban'ın bilge ve kıvrak dilinden dinlemeye başhyoruz Izmir'i: "MS 3. asrın basında Izmir'e "büyükliik ve güzellikte Asya'ntn birincisi" unvant verilmişti. O devirden kalan kitabelerde ve o zaman basılnıış paralarda bu unvan okunmaktadır. lzmir'in o günlerini öven bir hatip 'en muhlesem bir laç gibi göklerde yeri olan bir sehir ancak Izmir gibi olabilirdi. Sahile inerken Gimnazyası, paSAYI 544 KBnttoşnısk zarları, tiyatro ve marketleri, limanı, insanoğlunun yaptıklart ile tabiatın yarattıklan, hem faydalı, hem de güzel olan binbir yapı, güneş aıtında ihtişamtla panltıyordu diyor." Sanki sözü Attilâ Ilhan'ın eski zaman günlerine bağlamak ister gibi: "Şimdi size şunu söyleyeyim, bunu gözümle gördüğüm için söyleyebilirim rahatlıkla. Yaztnsaat 11.00 olduğunda belirlibiryaşa kadar olan bütün çocuklar mayolannt giyerlerdi, kızerkek fark etmez. Ve evlerden denize girildiği için de caddeboyunda, ta Osmangazi'den Osmanlı'ya kadar bütün o yollarda ctvıl cvtvıl dolasan mayolu birtakım insanlarolurdu. Tramvaylar insanlar onların arasından geçer, seyyar sattcılar öylesine sapadak supudak onların arasından giderlerai. "Insan yasad:ğt yerin havasına benzer" der ya Edip Cansever, herkes biraz da bir kentin yollanna, ağaçlanna, evlerine, kedilerine, eğlencesine, uçurtmalarına, çiçeklerine, yemeklerine benzer. Kumaşlanna, kuşlarına, kundaklanna... Ama insanın biraz kendisine benzetmeye uğraştığı kender de yok değildir hani. Derginin bu sayısında Yaşar Aksoy, Şadan Gökovalı, Sina Âkyol, Veysel Çolak, Bilge Umar, Güngör Kartancı, Şebnem Gökçen Dündar, Emel Göksu, Emel Kayın, Dinçer Sezgin, Nedim Atilla, Ilhan Pınar, Erkan Serçe, Haluk Işık, I. Mert Başat, Gürhan Tümer, B. Serazer Pekerman, Nuran Erol, Funda Barbaros, Sedef Akgüngör, Ebru Yılmaz, Sezai Göksu, Funda Âltınçekic, Muhteşem Kaynak ve Neşe Yurdkoru Ozgünel gibi sanatçı, araştırmacı ve akademisyenin gözleminden kente ve bu bağlamda Izmir'e bir yerinden giriveriyor, açılan kent pence resinin önüne daha bir hevesle kuruluveriyoruz her satırla, her fotoğrafla Izmir'i yeniden soluyarak. Çaylann biri gidip biri geliyor ve Şebnem Gökçen Dündar bir cırpıda harmanlayıveriyor o her zamanki Dİldik soruları: 'Sennett'in deyimiyle 'ortam değiştirme baska ortamlarda kenaini bir baskast olarak algılama, yer değistirerek kendimize ve Öteki'ne değisik perspektiflerden bakabilme, baskalannda kendimizi bulabilme olanağt veren bir yasam'tn oturacağt mekânı 'kendimizi ve başkalartnı kültürel tipler yerine somut kisiler olarak yeniden tasarlamamtzt sağlayabilecek bir alan' olarak kabul etmek artık yeterli olmayacaktır. Bunun ötesinde, öncelikle 'nastl bir kent?' uzantısında ise 'nasılbir tasarım ve bilgi üretimi? Gürhan Tümer in "Bir Izmir Öyküsu'nde anlatttğı gibidir her sey: "Mezardaki ölünün dini mini yoktur ya da isterseniz, bütün ölülerin dini birdir ve bir Yahudinin kemiklerini bir Htristiyamnkinden, bir Htristiyanın kemiklerini bir Müslümanınkinden ayırmak olanaksızdır. Ve bir de su: îzmir, işte budur." "Maksadım sevdalt sözler etmek de olmasa/îzmiriçin neyazarsam sana adtyorum"âiyen ozan gibi, Izmir de, kendisini Izmir'e adamış, kimileyin Büyük Iskender'in başucunda, kimileyin Homeros'un ayakucunda, kimileyin Tepekule'nin yanıbaşında, kimileyin de Kadifedağ'ın gözucunda biriken bir sevgi dolabıdır aslında. • (*) îzmir Kent Kültürü Dergisi/ îzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını/ Nisan 2000/ Sayıl/ 204 s. 2TIKU2 ' . ' HasılMpkentT' !<»Kii\•!ll>H'ı\ ı) Sli'AlUS ANAMMt l „', ID/'l'OS IOY SOA7A.VOV . /.• KiHuilı <ınnlıımırrirPintt<üıt,'. Smyr/te 19. yüzyılda Izmir Konak Meydanı. altta İse llman ve Sarıkışla. Imtiyaz Sahlbi. cağ Pazariama Cazete Dergl Kitap Basın ve Yayın A.ş. Adına Berin Nadl Yayın Danışmani: Turhan cünay Sorumlu Müdür Fikret llkiz Cörsel Yönetmen: Dilek llkorur Baski: çaudas Matbaacılık Ltd. Sti. Idare Merkezi: Türkocağı Cad No: 3941 Cağaloğlu, 34 334 istanbul Tel: (212) 512 05 05 / Reklam: Medya C CUMHURİYET KİTAP SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle