Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SENNURSEZER A. Kadir'in hazırladığı antolojiler yeniden basıldı Ş iir, insanımızın cayamadığı bir alışkanlık. Radyolann, televizyonlann canlı yayımlanan proeramlannı dinleyen, izleyen herkes bilir, programa katılanların ne yapıp edip bir şiirlerini okuyacaklarını. Şiir, yazıcısı okurundan daha kalabalık bir sanat dalıdır ülkemizde. Şiirin yalnızca güzellikleri, düşleri dile getirdiği gibi bir yandgıyı taşır insammız. Kolayca "Şiir git başımdan" diyebilir canı sduldığında. "Şiir git başımdan!/ Bırak göreyim buz gıbî/ gerçeği çınlçıplak,/ ne yalancı melekler olsun,/ ne aldatan keman./.../ Bırak göreyim hayatı/ nasılsa öyle,/ göreyim olduğu gibi,/ etten kemikten insanların ağlaştığı bu gezegende, bir meleğin her gece evimde beni/saclanmdan sürükleaiği bu gezegende." Âslında, "şiir git başımdan" diye haykıran Portekizli ozan: Tose Gomes Ferreira. Yirminci yüzyılın başında doğmuş. Yüz yaşında olmalı, yaşıyorsa. Şiirle uğraştığı gibi müzikle de uğraşırmış. Şiirini "Şarkı söylemek istemem./ Haykırmak isterim ben!" dizeleriyle sonlandırması, çığlıklan müziğe ve şiire sığdırma çabasından doğmuş olmalı. Şiir, yazddığı dilin inceliklerini taşıdığmdan çevrilemez sayılır. Yine de, bir okunuşta içe işleyen çeviriler, halklann, insanların birbirine benzerliğini, ortak acı ve sevinçlerini örnekleyen şiirleri taşır dilden dile. Çevirmenleri usta ozanlardır. A. Kadir, kendi şiirine, sayısız şiir çevirisini katmış bir ozandır. Yaklaşık otuz yıl önce, gerçekleştirilmesi zor, hatta olanaksız görünen bir düşle başlamıştı bir dizi çeviriye: "Bütün dünyaca yüreği halkı ve yurdu için çarpmış, nalkının ve yurdunun özgürlüğü için öncülük etmiş, bu yolda kendini harcamış ne kadar şair varsa, onlan bulunabildiği kadanyla ülke ülke, ulus ulus, bir araya getirmeye çalışmak". A. Kadir'in "dünyanın dört bir yanuıda gürül gürül akan koca ırmaklar"ı, "Türkçemizin denizinde" birleştirivermek için giriştiği bu düş, Ferhat ın dağı iğne ile delmesine eşti. Yanında usta, sabirlı, özverili başka Ferhatlar olsa da: Şerif Hulusi, Süleyman Salom, Asım Bezirci, Afşar Timuçin, Alaattin Bilgi, Selahattin Yıldırım, Asım Tanış, Eray Canberk, Yeşim Salman, Mahir Şaul, Fahri Erdinç, G. Santaro, Hasan Karahüseyinov, Mehmet Günsür, Ali Meriçboyu, W. Sollner, Gülen Fındıklı. Ve A. Kadir, bu çalışmasını 12 Evlül 1980 askeri darbesinin, sağlık bozulmalarının getirdiği zorluklar ve kesintilere karsın, aramızdan aynldığı 1 Mart 1985 tarinine kadar sürdürdü. Bu tarihte Fransa, Ispanya, Portekiz, Ingiltere, Almanya, Çek ve Slovak, Macaristan, Italya, Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk şiirleri 3 ciltte (1267 sayfa) kitaplaşmıştı. A. Kadir, Yunan şiiriyle ilgili çalışmaları, son biçimini veremeden, geride bırakmıştı. Büyiik bir imeccnin başarısı olan Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri Evrcnsel Basım Yayın tarafından yeniden basıldı. Yayınevi, önsözünde, bu ciltlere, "A. Kadir'in tasarladığı doğrultuda" yeni ciltler katılacağını müjdeliyor. A. Kadir'in çalışma arkadaşlarından Eray Canberk in üstlendiği bu çalışmaya, yaşayan öteki imececilerin dekatkıda bulunacağı umuluyor. A. Kadir'in birleştirici, Asım Bezırci nin yorulmaz, Süleyman Salom'un araştıncı kişiliklerinin nep duyunısanacağı böyle bir çalışma için başan dıliyoruz. Diinya Halk ve Demokrasi Şiirleri'nin A. Kadir'in 15. ölüm yıldönümünde yayımlanması, gerçekten anlamlı ve incelikli bir davranış. Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri, hem üflceleri hem yuzyılları somutluyor içerdiği şiirlerle. Rasgele açtığınızdaysa, günümüzde ve ülkemizde yazıldığını sanacağınız şiirlerle karşılaşmanız olası: ".. .Ne dediniz, anlamadım bunlar mı kut Dünya Halk ve Dempkrasi Şiirleri biyatın kendi iç sorunlanna, teknik irdelemelere çekilmesinden tedirgin olurlar. Bir işçinin yazdığı bir roman ya da şiir bizim edebiyatımızda ne kadar ilgi çekmiştir? Orhan Kemal dışında belki Hakkı Özkan'dan söz edilebilir işçiyazar olarak. Oysa kuşkusuz işçi yazarlann sayısı bunca az değildir. Nejat Elibol, Mehmet Yılmaz, Fahri Bozbaş işçi yazarlanmızdandır ve çok az kişi tanır onlan. Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri, gündemimize işçiozanları getiriyor. 1932 doğumlu Gunter Hing, maden işçisi bir ozan. Alman. "işçi edebiyatının çözümleri üzerine yapılan bir televizyon programında, 'Edebiyat gibi çapraşık bir yoldan işçilerin siyasal eyleme itilebileceğini düşünmek bir masaldır' diyen Max von der Grün'e" yanıt olarak yazmış şu dizeleri: "Elbet var çok becerikli bir sürü usta el,/ bilir sözcükleri tümcede/ yerli yerince kullanmayı ve şairce./ Ben gül kokan şiirlerin tutkunlan için yazmam,/ küçük mavi çiçeklere bayüan hercai kızlar için.// Anlattığım dünya/ hayalsiz bir dünya,/ kaskatı bir dünya./ Çok iyi tanırım bu dünyayı, bu dünya benim dünyam/ işçilerin dünyası bu dünya./ Ben nem işçiyim hem şair.// Evet, bu işçişair denen 'masal' var ya,/ bu 'masal' bir gerçektir." (Çev.: A. Kadir Afşar Timuçin) 1894 doğumlu Joe Corrie de maden işçisi. 1968 ydında ölen bu ozan îngiliz işçi sınıfının sorunlarını oyunlannda da yansıtmış. Maden işçilerinin bütün coğrafyalardaki durumu yansıyor şiirlerinde: "Kadınlar bekleşiyor bu akşam maden ocağının başında/ dehşetten kalpleri ha durdu ha duracak/ kirli gökyüzüne hortlaklar gibi bakan çarklara ducmişler gözlerini,/ altında esir hayatı yaşanan/ ölü sessizliğindeki çarklara,/ kaderin sessiz çarklanna./ Fırtınadan kaçıp sığınmış koyunlar gibi toplanmışlar küme küme,/ dururlar kımddamadan,/ dururlar sessiz soluksuz./ Ayaklan altındaki kuyularda az önce,/ Kayalıklar altındaki kömür damarlannda/ yanan ve parlayan gaz birdenbire/ ölüm saçtıydı dört bir yana.// Gece kapkara. Gece soğuk./ Yağmur yağıyor sis içinde./ Atkılan, üstleri başlan sırusıklam,/ çukur, sıska yanaklan mosmor,/ kadınlar bekleşiyor." (Çev.: A. Kadir Selahattin Yıldınm) Işçilerle ilgili şiirleri yalnızca işçiozanlar yazmamış, ama işçi ozanların, işçi kökeninden gelen, bir dönem işçilik yapmış ozanların sesinin apayrı bir özelliği var. Hegesippe Moreau, Eugene Pottier, Pierre Dupont Fransız şiirinin emekçi sesleri. Miguel Hemanciez (19101942) Ispanyol şiirine, kır emekçilerinin, çobanlann geniş söyleyiş özelüğini taşıdı. Ispanyol îç Savaşı sonunda tutuklanan ve bir tutukevinde ölen bu ozanın şiirini, Karacaoğlan'la akraba yapan özgürlük tutkusu mudur, Akdenizlilik mi diye soruyor okur kendi kendine: Ayrılık Türküleri "Geldi üç yara ile:/ Aşk yarası/ ölüm yarası,/ hayat yarası.// Gelir üç yara ile:/ Hayat yarası, aşk yarası,/ ölüm yarası.// Benim var üç yaram:/ Hayat yarası,/ ölüm yarası,/ aşk yarası.// Yazdım kumlar üstüne/ ben bu üç adı:/ Hayat, aşk ölüm.// Bir dalga geldi denizden,/ köpüklü, kocaman,/ Hepsini sildi süpürdü." (A. Kadir Süleyman Salom) Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri, insanhğın özlemleriyle örülmüş şiirlerden oluşan üç ciltlik bir seçki. Bu şiirleri yazanlann çoğu yargdanmayı, tutuklanmayı ya da sürekli bir yoksulluğu yaşamış. Çünkü suçluymuslar. Neymiş suçlan? Ûnu Marcos Ana'dan öğrenelim: "Benim suçum çok ağır:/ Istedim doldurmakyüreğini/ insanların yıldızlarla" (A. Kadır A. Timuçin) • (*) Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri/ Hazırlayan A. Kadir/ Evrensel Basım Yayın/1. Cilt 395s./2. Cilt 380s./3. Cilt 492 s CUMHURIYET KİTAP SAYI 544 "Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri", insanhğın özlemleriyle örülmüş şiirlerden oluşan üç ciltlik bir seçki. Bu şiirleri yazanların çoğu yargılanmayı, tutuklanmayı ya da sürekli bir yoksulluğu yaşamış. A.Kadir'in hazırladığı bu seçkilerin aevamı Eray Canberk tarafından hazırlanacak. A. Kadir, kendl şiirine. sayısız sllr çevlrlslnl katmış bir ozandır. Yiizyrtanhr değifmeyen lu kişiler/ Ama bu hasretler iki türlü din güder/ .../ Bilmezler harcamak, vermek denen şeyi,/ hep bana, derler, hep bana,/ o saat yutarlar ellerine geçeni,/ Kalkma onlardan bir şey istemeye,/ zırnık koklatmazlar./ .../ Gözleri önünde açlıktan kırdırken insanlar,/ gözleri önünde sızlarken sızım sızım insan yüreği./ onlar ne insana aldırış ederfer, ne aclığa,/ hele bir yükümüzü tutalım, derler,/Lakarlar kasalarını doldurmaya." Bu şiir 13. Yüzyıl Fransası ozanlanndan RutebeuPun. A. Kadir'leŞerif Hulusi'nin Türkçesi günümüze getirivermiş bu dizeleri. Fransız süri, yüzyıllar önce, düzeni halk ve demokrasi adına yargılamaya başlamış. On beşinci yüzyıluı sonlannda yaşayan Jean de L'Espine du PontAUetz şu dizeleri yazmış örneğin: "Sizin kralınızım, dıyen, na işte bu./ işte bu, bize ylkımı getiren./ Savas açan bu, evimize barkımıza./ İstediğini öldüren na işte bu./ Bu adam işte hepimizi kırıp geçiren./ Hepimize vergiler bindiren na işte bu./ Cehenneme götürsün şeytan seni,/ Soluk alınz belki sen geberirsen." Bu dizelerin sarayda, kralın yüzüne okunduğunu düşünün bir..Çünkü ozan "şaklaban komedi aktörü"ymüş. Ya da bir soytarı. Halk da Kral I. François da çok hoşlanırmış ondan.. Du Pont AUetz'in günümüze tek yapı tı kalmış. Ama şu dizeler bde onun dünya düzenini ne kadar doğru kavradığını ve yansıttığını gösteriyor:" Kim ister savaşı, kürn besler, hep paralılar./ Ali kıran baş kesen kim, hep paraldar./ Şan, seref, namus kimde, hep paralılarda./ Hep paralılardır borusunu öttüren,/ hep onlardır paşa, bey, ağa." Dizelerin zamanı ve mekânı aşışı, yalnızca dünya düzeniyle dgili değd. Ozanların kaygdan, insanların sorumlulukları her diıde benzer biçimde dile geliyor: "Haykırır dururgünev yddızları da/ Akçd yapraklar döker gizlerini bir bir./ Herkes benim gerekli sözümün peşindedir,/ ama bir şey bulamazlar dilsizlikten başka./ Büyük iç sduntım benim/ yürek/ çeker beni gerilere doğru.../ Dilsizlik, şairin korkusu,/ dilsizlikten, korkunç cehennemi şairin." A. Kadir ile Eray Canberk'in Türkçeleştirdiği bu dizeler, BulgarozanlanndanPavelMatev'in. Matev, 1934 doğumlu. Dizelerin güncelliğini sağlayan coğrafi yakırdık mı? Lubomir Levçev'in dizeleri bir yanıt olabdir mi bu soruya: "Sevgilim/ sana Ay Pazanndan/ bir iççekiş getireceğim/ tam üçbin ydlık." (A. Kadir Ali Meriçboyu) Emekle sanatın dişkisi hep tartışdmıştır. Sanatın bir üstyapı kurumu ofduğunu savunanlar bile, sanatın özellikle ede SAYFA 14