Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tir. Resim sanatı, her şeye yeni baştan girişmek, her şeyi yeni baştan keşfetmek, böylece de kendini bulmak, yani ilk kez tanımlanmak, bu yolla, daha önce de tanık olduğu bu tür tanımlarla yorumlanmak ister. Ancak bize öyle görünüyor ki, sanattaki süreçsel aşamaların hiçbiri, kübizm aşaması kadar canlı olmamıştı. Kübizm, resmin resim olarak varhğını kanıtlamakla kalmamış, onu ele geçirmek istemiştir. Zaman aşımına uğramış başyapıtlar karşısında, bir tür meydan okuma eylemini gerçekleştirmiştir. Resim sanatının bu gösterisi, bu yolla, kuramsal ve açık tanımını pekiştirmistir. Hiç kimse bu tanımı, Andre Lhote kadar mükemmel biçimde, tanımlayıcı terimle tanımlanmış terim arasında tam bir eşitlik oluşturarak, yanlışlığa ve gizli bir uzlaşıma yol açabilecek bütün üçüncü etkenleri devredışı bırakarak... Eğer resim, bir düşünce temrini ise, bu temrin ancak bir düşünce düzeninin elemanlarını ve belirli sayıda işlemleri kapsar. Söz konusu olan neyse o, başkası değil, salt ve yalın olarak, bir plan üzerinde dış gerçekliğin yansıtılması yani. Bu plan ve bu gerçeklik, iki boyutluluğu daha cesur biçimde ortaya çıkarır. Bu duvarın gerisinde, duvar üzerinde, bu biçimiyle oluşan imgenin hiçbir bileşeni yoktur artık. Sanatçının elinin ötesine geçen bir şey söz konusu değildir orada. Cezanne'ın bir peysajını ya da natürmortunu oluşturan elemanların hiçbiri, onun gerisindeki sanatçının yeteneğini aşmaz. Sonuç olarak, kendi döneminin ressamları tarafından küçümseyici bir ifadeyle sık sık dile getirilen "decoratif" terimini reddetmez Lhote. Aynca bu terimi benimsemekle kalmaz, onu yüceltir de... Tual resmi, özü gereği, duvara asıimak içindir ve bu işfeviyle de mutlak anlamda dekoratiftir. Süsleme terimi, aynı zamanda "anlatımcı bir süs" olma işleviyle de örtüşür. Resim, duvar üzerindeki yerini aldığı andan itibaren, işlevini de bulmuş demektir. Orada, yani bulunduğu yerde, düzlem üzerinde, artık ilkelerden çok, karşıt değerlere göre kendi varhğını, saf algısının yollarına ve araçlarına bağlı kalarak oluşturur; direşken elemanlarla kendini açığa vurur. Değişmez değerleri içerir bu elemanlar: Kendi varnğı içinde, düzlemsel örgelerle geometrik biçimlere uyarlanmış bir yazı, lokalize edilmiş bir renk, düzenleyici izler olarak ortaya çıkar her zaman, çözümleyici düşünce biçiminin kesinliği .içinde kendi varhğını Dulur böylece. Özetle, bütünsel anlamda resim, "ressamın kendine özgü yöntemi" olarak, kendini açığa vurmak durumundadır. Burada ressamın yöntemi, kendi evrenine dayanan gerçeklik kavramının peşinde, kartezyen mantığın öngördüğü ükelerden daha esnek ilkelere göredır. Gördüklerini olduğu gibi yansıtmaz ressam, çevresindeki nesneleri betimleyici bir yöntemden yola çıkmaz. Tam aksine, benimsenmiş anlatım biçimleri doğrultusunda kendi içine kapanmak ister ressam, tuali üzerinde bunu "amaç"lar. Bundan dolayı da, resim yüzeyi üzerinde, değişmez olguların kendilerini tam tamına pekiştirecekleri bir imge yaratmış olur böylece. Bu değişmez olgular, kendi ayncahklı düzeylerine yükselirler, sanatçısı tarafından özençle karmaşıklaştırılırlar, yer değiştirmeyi ve kuralsızlığı üstlenirler, eğlenceli ve zenginleştirici hilelere bıralurlar kendilerini. Perspektif, ışıkgölge ve doğa görünümlerini yansıtmayı amaçlayan dıizenci işlemler, burada devredışı bırakılmıştır. Derinliğin ikinci plandaki değerleri, gölgelerin transpozisyonu, anlama iliskin derinlikler, renkli yansımalar, olanaklar ölçüsünde ışık oyunları ve yalnızca anlığa (intellect) bağlı arayışlar saklı tutulur. Sınırsız bir gücün egemenliği anlaCUMHURİYET KİTAP SAYI 534 Ressanun yöntemi soyluluk etkisi uyandırıcıdır. Duyarlı ve doğaldır, güncel ve geçici olanın gerisinı kurcalar bu resimleme biçimi, ışığa, espasa ve zamana egemendir. Ancak resim sanatının tümünün bu olduğu söylenebilir mi? Bizim bilgiç bakışımız, resim tarihinin belirli dönemleri karşısında, onu kavramaktaki güçlüğü gizlemeye yönelik olmamalı. DoKtrinler her şeyi açıklamaz. Çünkü hemen akla gelebilecek ayrıcalıklı dönemlerin dışında, öteki dönemler, birden çıkarlar karşımıza. Aslında onlar da yeterince bilinirler, ama ilk bakışta bize yabancı görünen anlayış ve eğilimler, resim sanatının, bizim bildiklerimiz dışında kalan ifade biçimlerine de olanak verebildiğini kanıtlar. Çok farklı güçlerle donanımlı olan bu dönemler, gelenekdışıdır, kozmik malzemenin derinlik yaratıcı etkisi gibi, insan ruhunun diplerindeki eştözlü ("consubstantiel") ve aykırı gücü bulSonsuzhığu arayan resim mayı amaçlarlar: Bu tür anlayış için o Kübızmın son derecc clcştırcl bir özelkaynaktan, niteliği kestirilemez bir gülik gösteren zaman dilimi içinde, bütün cüllük ("virtualibunların oluştuğute"), çılgınca ve sanu unutmamak geyısız ifade seçenekrekiyor. Resmin bu leri bulup çıkanrlar. kibirli betimi, özelBütün bunları likle geniş kesime bilmez değildir anlaşılmaz gibi göLhote, ancak bu bilrünür, sert ve haksız gileri bir kenara ayıeleştirilere yol açar. rır, biraz da küçümGeniş kesim, Miseyerek bakar bu nerva'nın bu güzel bilgilere. Onun çehresi arkasında doktrinal tutumuyer alan resim sananun bir sonucudur tının gerçek yüzünü bu. Ne var ki, aynı anlamaktan yana zamanda ressamdır görünmez. Gene de Lhote, dolayısıyla resmin, başlangıcınpratisyendir, bu sadan bu yana, hep natm gereklerine böyle bir anlaşılgöre üretim yapan mazlık içinde bubir sanatçıdır, uygulunduğunu unutlamada ve düşüncemamak gerekir. Ne de pay sahibidir yaolursa olsun, tarihni. Ayrıca ve özelfiksel gelişim içinde, le, her tür yeniliğe bu değişim isteğiaçık, alabildiğine nin, her tür tepkiye duyarlı ve imgelem karşın kendini açığa gücü verimü bir resvurduğu göz önüne samdır. Öte yanalınabuir. Lhote, bu dan, sanattaki bu gerçeği sık sık dile gücünü, saygı duygetirmiştir: Roma duğu Rembradt ve dönemi ve bu döneRubens gibi büyük min duvar resimleustaları anlamaya ri, XV. yüzyüda Leçalışarak elde etmiş onard ya da Pousolması da, belki sin, David, îngres, onu, mesleğinde daha çok da bu kodaha başarılı lulan nuda tipik birer örnedenlerdir. îzlenek oluşturan Cenimciliğe bakmıştır zanne ve Seurat... aynı zamanda, doğa Tarihsel sürecin deelemanlarını kapsıLhote, "Junon", desen, 1912 rinliği içinde, ilksel yor olmasına karşın, açıdan resim, kimMaurice Denis'nin tam karşıt bir görüşliksel bir yapıyı amaçlamıştır hep, tanrıle değerlendirerek "başsız" ("acepnale ) sal yaratımın Deyinsel olanaklarıyla sartanımını uygun bulduğu bir başka parmalamıştır kendini. Kayalar üzerine lak ustaya, Gauguin'e de elbet... Burada oyulmuş desenleri ve pek az bilinen, deLhote, diyalektık ve tannbüimsel inceliğeri yeterince saptanmamış olan Mısır ği kavramış bir sanatçı olarak görünür: duvar resimlerini anımsayalım burada. Kendine özgü bakış kuralları vardır Lhote, son yülarında, 18. imparatorluk onun. Ancak yaşam, etkili ve engindir, ve Ramses dönemi mezarlanna yaptığı olaylann akışı içinde zenginlik gösterir. bir gezi sırasında, şaşırtıcı ipuçları ele O nedenle yaşamı, gerçekliği doğrulayıgeçirmişti. Sonsuzluğu arayan resmin, cı yönde değerlendirmek, her zaman oladuvar resminin ilginç örnekleridir bunnaklı değildir. Olayları bir de tersinden lar. Bu resimlerde, figürlerin boyutlan, ŞÖstermek, bundan dolayı da şaşırtıcı optik düzene uyumlu değildir, ancak hiolabileceğini hesaba katmak gerekir elyerarşiktir, o nedenle de entelektüel bir bet. Düşünce yoluyla ulaşılan genel göözelh'k gösterir. Devinimler, üst üste binrünüşe uyum sağlayıcı çabada bulunmadirilmiş biçim anlayışınagöreoluşturulyı da denemek gerekecektir: tzlenimcimuştur, bir devinim ötekini kapatmaz: liğin gerçeklik kavrayışı böyledir. inceGene de hiçbir karışıklık, hiçbir yanılgı likli görünmeyi istedi veya istemedi, her söz konusu değildir bu resimlerde. Her ne ise, ama öyle bir an geldi ki, kendini kişi ya da nesne, açıkseçik gösterilir. Cezanne estetiğine ulaşmış buldu izleCepnedenlik (frontalite) ve yandan nimcilik; çünkü bu estetiği, içinde barın(profil) gösterim, aynı figür üzerinde dırıyordu. Prenslere yaraşır, gösterişli, birleştirilmiştir: Mısır duvar resmine özkarşı konulmaz bir kişiliğe sahip olan gü bir yöntemdir bu. Bizim devinim izRubens, kaçınmış olsa bile, gelenekten lenimimiz, bu yöntem karşısında değişir. bütünüyle esinlenmiştir Lhote. AtılganÖlümün ötesindeki yaşama adanmış bu lığın ve yenilikçiliğin tehlike sayıldığı bir imgelerdeki incelikli uyum, ilgi çekici ve mına gelmez mi bu? Hoş görülen bir kuraldışılığın eğlenceli dünyasına girmeye olanak vçren bu durum, verimliliğin ürünü olarak ikincil etkenlerin temel değişmezlerini gündemegetirir. Kendi tarzının büyü ve çekim uygunluğunu, yapıtlar yoluyla çoğaltmaya katkıda bulunur. Orneğin, statik simetrinin taşıdığı değerlerle derinlik oluşturan niteliklere uyumu saptırır bu durum. Kendine özgü ncdenleri vardır çünkü. Basitlik ve yalınlık, biçimbozma yöntemine tutkuyla yönlendırir sanatçıyi Anlığın çekici bir duyurusundan başka bir şey olmayan keyfiliğe sınır çeker. Resmin oluştuğu koşullar içinde her şey dönüşüme uğramak zorundadır: Bu düin gereği, her şeyi resim diline dönüşmeye zorlar. Yansılama ya da benzetme girişimi, burada yerini metaforik anlatımın Kesin ve net istençliliğine bırakır. dönemde Rubens, görkemliliği bu anlamda sınırlı tutmuştu. Aslında Rubens mucizesi dediğimiz şey de buradan kaynaklanır. Espas ve ışık gibi, resim sanatının o dönem için değişmez kurallarına aykırı bir uygulama, düzene dönüşü gerektiriyordu. Böyle bir dönüş söz konusu olduğunda, bu dönüşün pek çok çözümü bulunduğu unutulmamalı: Dönüş kesindir ve lojik bir zorunluluktur. Böyle durumlarda, olağanüstü bir nitelik arayışı kaçınılmazdır. Doğrusunu söylemek gerekirse Barok, içerdiği espri nedeniyle, karşıt bir eğilim olarak, beklenmedik şeylere, son derece ustalıklı düzeltmelere, sapınçlı biçimlere, alışılmamış olgulara açıktır. Sağduyuya saygılıdır Barok, ya da daha titiz davranır bu konuda. Ama Barok'u tartışmaktan kaçınmaz Lhote, onunla uslamlamaya yönelir, ısrarla yapar bunu, onun ustalıklı tekniğini bıkmadan, alabildiğine irdeler. Bununla beraber, Barok'a ilgi ve yakınlığını gizlemez. Sonuç olarak, sanatta yaratıcılık, düşmanını sevmektir. Kendisini yutana ulaşmak, salt yanıldığı noktayı belirten parlak buyurganla değil, zayıf bir ışıkla gizlenmiş olanı aydınlatmak da hoşa gidebilir. Kendisini anlaşılır kılacak ve çalışmaya özendirecek derecede kavrar onu. Zaten esprinin işlevi, tamı tamına kavramak değil midir? Öyleyse her şeyi, yaşamı anlamak diyebilir miyiz buna? Espri tanımlar ve kurallar atar ortaya, ancak sanatyapıtı yoluyla, bu kuralların dışında kalan ve sonsuz olan yaşamın gücüne de tanıklık yapar. Doğayı belirleyen kurallar vardır elbet. Bu kurallara göre, doğa kuralları ile sanatçının yaratım dünyası birbiri içine geçer. Swedenborg'u(*) okuyan ve büyük Rönesans hümanistleri üzerinde araştırma yapan Lhote, bu gerçeğin farkındadır. Bu tür yasaları, kendi yapısına uyarlayan resim sanatı açısından göz önüne alır her şeyi Lhote. Insan yeteneğinden kaynaklanan yaratıcı ürünlerin ve sanatın içinde olduğu gibi, doğada da olumsallıklar, olanaklar, sürekli açılım ve değişimler bulunduğunu bilir. Getanokçitutunı Lhote'un takılıp kaldığı gelenekçi tutumun özü de, bu noktada gizlidir zaten. Kimileri onun katı tutumuna bakarak, bunun, ondaki tekyanlılıktan kaynaklandığı görüşündedir. Eğer resim, onun tanımladığı gibi bir şeyse, son sözünü söylemiş sayılabilir. Kurala uymayan yeni stiller ise, doğurgan ve gizemli kaynaklanyla, ona bir yaşam ve yenilenme dersi vermiş olmalıdır: Barok dönemin sanatçıları, romantikler, natüralistler, gerçekçiler, duyumcular, onun yansımalı görüşüne göre, Lhote'u, dış dünyanın karanlıldan içine çekmiştir; resminde tanık olduğumuz motifler de, sanatına oradan karışmış olmalıdır. Onun görüşüne göre resim, bir rastlantılar ve kıvrıntılar yumağı değildir. O halde, yaşamı bir kenara koyalım şimdilik. Tükenmez olanaklarla doludur yaşam, birbiri arkasına olağanüstü yenuikler, oradan çıkanlabilir. Onun içinde, alabildiğine çoktur bu olanaklar. Yasabilimciler, bu olanaklara hep karşı durmuşlardır. Yenilikler, bilim adamının kafasındaki resim kavramına uymuyorsa ne yapalım... Bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur aslında. Ruhsal ve görsel beğenileri daha geniş çapta kucaklayan basit ve gevşek bir anlatımla, böyle diyebiliriz ancak. O nedenle de, bilim adamlarının anladığı anlamda tanımlanmış, benimsenmiş olan bir resim kavramı, kavrayış deneyimlerinin bütünüdür. Şuna kesin olarak inanalım ki, yaşam, kendi içinde donup kalmış görünmesine karşın, oradan yeni şeyler bulup çıkaranlar olacaktır. Isterseniz, sonu gelmeyecek olan bu tartışmaya biraz ara verelim. Zaten burada yapmak istediğimiz şey de, Lho • SAYFA 15