07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ozanın yüzü özündedir SUNA ARAS ctmişe mcrdivcn dayayan bir öm~ rün, altmışa varan bir yaratı etkinliğinin en güzel ödüllcrindcn biridir anımsanmak ve kutlanmak; bir taçlık defne daü, bir demct karanfil, bir tutam yaseminle sevgi bağının izini sürmek güzcllik adına. Sisü bir ülkede ozanları, yazın ustalarını, onandıran, donandıran değerlcri ağırlamak ne güzeldir. Istiyoruz ki, BKKSAV Kiiltür Merkezi'nin kapısından girerken gülümsesin konuğumuz, mutlanmanın ışığı yansısın gözlerine, sözlerine birlikte sevinelim. Muradımız bu. Güzel olanı sevmenin gönüllü birlikteliğine götüren yaratıyı, emegi, seviyi, türnüylc yaşamı içinue taŞiyan her yaratman gibi, Osman Numan Baranus'u.da konukıadık, 60. sanat yılını kutladık. Ozün (şiir), detıeme, inceleme, bilim, toplam 26 yapıt. Zor özündür Baranus'un özünü. Insanı durumdan durııma sokar. Bilgi, eskin, duyarlık, her baktmdan donanımlı olmak gerekir. ö z ü n bu, ne olacağı belli olmaz. Ozanını düşletir kimi özünler. Ozanın yüzü özündedirçünkü. Baranus'un "Bergamut" adlı kitabından, örneğin "Kuytu" oaşlıklı özününü birlikte okuyalım: "Kuytu mu kuytu bir salon/ Bir ozan iıngeler sapuyor./ Bir ncnler hcsaplıyor/ Görünümünde de, kimse/ Önemsemiyor bile". Salonu gönlümüzce düzenleyebiliriz. Dört duvarı kitaplarla kaplıdır. SaJon alacakaranlıkta sessizdir, yalnızlık içindedir. Bir köşede bir masa, önündc kıpırdanan bir adam, bir oturup bir kalkıyor. Sigarasını paylaştığı tablası değil yalnızca (zaten tabla uzanabileceği bir Y sehpanın üzerinde), nesi varsa gözlerinin önündedir, yaşadığı, yaşayacağını düşlediği günler, sevinç, üzün, umut, sevi, tümü önünde. Imgeler çelmiş usunu; el değmemis sözcükler, tınılar, görüntüler ortasında dalgın. Yolunu yitiren bir çocuk denli duyariı. Gözlerinde arada bir çakan kıvtlcımtar yaşamla yakından ilgilendiğini muştuluyor. Yaşam bir matematiktir, özün de öyle. Toplayıp çıkanrsınız, bölüp çarparsınız. Eşersiniz bir delirmenin kuyusunu iğncyle, bıkmadan, dinlenmeden. Zamanın nastl geçtiğinin ayırdına varamazsınız. Özün önemlidir sizin için. Özün güzelliğinizdir. Hele içinize sinmişse biten bir özün, bir seviyi doya doya yaşamışçasına coşkuda doruğa erersiniz. Ağzınız oallanır, gözleriniz panldar. Kuytu bir salonda imgeler saptayan ozanı, bir nenler hesaplıyor görünümünde olduğu için kimse önemsemiyorsa, olabilir, olağandır. Ama, hcsaplaması, saptanan imgelerle ilgiliyse, işte bu, ozanın ve imgelerden örülü özünün önemsenmemesine gider ki, aatır, burkultur. Bir alev topu yüreğinizle döne döküle, yana yakıla imgelerin peşinde nasıl savrulduğunuzurt, usun kıldan ince köprüsünde çddırmayla nasıl göz göze geldiğinizin hor görülmesidir. "Kuytu" adlı özün, bir yanılgının vurgulanması olsa gerek. S a | â h B | r s e | B a r a n u s Matematigin dört te mel işlcmindc başarıh olduğu kadar, daha on yaşında yazmaya basladığı ve dört başı bayındır özünler kotardığı belgitleriyle bılinen Baranus, çocuktur, deniz kıyısında sevincini salrnıij kumlara. Küçüciik dalgalarla oynuyor. Kumdan yaptığı kulesi için bir kürek kunı gereksinimi var, alıp dönecek. Bir bakıyor ki, kumdan kulesinin tam üzerinde hoyrat bir ayak izi. Birileri yıkıp gitmis kulesini hiç önemsemedcn (on beş yasınua yayımlanan tlk kitabı "Toygan"dan dolayı Dİrileri tıkıp gitmiş onıı zindana hiç önemsemeden). Umutsuzluğu bir iç geciriş boyudur yalnızca. Yine kuksiru yükseltmeye yönelir direnimle (yargılanma sonucunda aklanır). Baranus, 60. sanat yılında, bütün esinini ilk göz ağrısı, sevgilisi ve eşi Sanem'den ve onun teniyle tinine bürünebilenlerin tümünden aldığını söylese de, o, kuleler yapan bir çocuktur bugün bile. Nc var, yapuğı kuleler kumdan aeğil gayn, fildişi kuleler hiç değil. Bugün yaptığı, kunt kulelerdir, siste uçarı çanlan çalan granit kulelerdir. • kıyorum adımı.// Ben ne yoğum, ne de hünsa;/ Adımı Meva'va çeviriyorum,/ Aykut Meva'ya nedense.// Evreni saran ışık varolmanın sevinci/ Ovalar, ormanlar tepeleme nur/Tümden gün ışığı basmıs bahçemizi.// Elmas özü karanlıklardan/ One gclcn bu aydınlık oldu/ One gelen, övgülenen, donanan.//Jeanned'Arc'lara,Ümmühan'lara selam!/ Bilcsin seninle doğuyorum,/ Ben, bir kez daha doğuyorsam.' Ağnlar Toprağı: 1982, Dayamsma Yaytnlan, Şa/ak Matbaası, Ankara, 300 TL, 56 şiirlik, 80 say/ah bu özünler yapıtının arka kapağında da bir şiirinden iki bölüm yer almakta. 44. sayfadaki "Gele" şiiri sancılı bir yurt yüzeyinde yaşarken, o topraklarla özdeşleşerek, aynı ağrıları kendi bellek ve bedenindc duymakla görevini ve sorumluluğunu yerine getirmenin kıvancını taşıyor. îçinde bulunduğu ortamın tüm acısını, gönencini, erincinı öteki yandaşlarıyla paylaşarak, umudarını çoğaltmak amacında. Gele// Evlerinin dumanı üstünde buram buram/ Bu türküyü söylemek amma da belâlıhaî/Ölümozanımızhem toy, hem uzun hava/ Gözleri hcmen dolar en topuklu ^u larla.// Sana yalvarınm dost, tahta atında zor dost,/ Sözlerinle bilenen hıncını gele saydım./ Galalarda kanına and olsun bular mıyım/ Temiz mermilerini tertemiz na gantımın ?/ Yerli dalgalar bu dem yaban okyanııslarda.// Kararlıyım. Tam tavındaysa kavga, güJümser/ Mis gibi tütün kokan gamlanmalarım". Tuzhurmatu: 1984, Tan Yayınları, Dama\ Dalkıhç Matbaası, Ankara, 200 TL., 64 sayfa, ön kapakta güneş altında bir tepeye çıkan adı fotoğrafı, arka kapakta Baranus'un bir havuz başında kitap okurken çekilıniş bir fotoğrafı ve altında şu yazı: "Tuzhurmatu, dünyanın.giderekevrenin, Mczopotamya'da bir yerleşim birimine indirgenmesidir. Eski uygarfıklara, dünlere özlem değil, özünscl (şiirsel) gerilimi sağlamada bir fi gür, bir motif, bir imgc olarak antik öğclerden yararlanma çabası var Baranııs'ta. Onları tarihe gömüfdükleri yerde bırakmayan ozan, günlük yaşantımızıa emiştirir. Dünle bugünün, ölümle dirimin iç içc vcrildiği yapıt, 'din, mitoloji, cinsellik üçgenini, dil, ritim veözgünlüküçgeniyle çakıştırarak.binlercc ydlık geçmişin kiiltür gözelerini çağdaş duyarlığa fışkırtan' bir sunudur". 32 şiirlik bu yapıta adını vercn Tuzhurmatu, Kerkük'le Bağdat arasında bir Türk kasabasıdır. Oralı Dr. Talât Sönmez'e armağan edilmiş "Uzunyayla" başlıklı şiir de öbür şiirler denli ilginç. Kişioğlunun yaşanıa basladığı ilk dönemferden bu yana, gel/gitgir/çık gibi çelişkileri, gelişmeleri, aürtii ve uyarıları bu yapıtta derinden sezinliyoruz. Baranus'tan cl alıp kaçan ya da gitmeyip yanında kalarak onunla kardeş olan hcrkes, özdes olan her şey bu yapıtın içinde. Nereye giderse gitsin atalarının soyundan kopmayan, onların yolundan ayrılmayan ozanımız ince bir duyarlıkla kendi iç evrenini bu biçimde duyumsatmaktadır. Yapıtın ilk özünü, "Tuzhurmatu// Tuzhurmatu/ Tuz ve hurma./ lnsanoğlu/ Sonsuzluğu/ Bu soy bir güzellikte buldu/ Bu soy bir yalınlıkta.// Tuzhurmatu/ Yol vc motor./ Günaydın Sanem, günaydın!/ Beklenen sabah oldu./ Gülmeye, mutlanmaya, / Yürümeye bu yoIu/Insanlaruyanıyor.//Tuzhurmatu/Dem ve kumru.// Tuzhurmatu, Tuzhurmatu/ Ne bu tuzu bu hurmadan/ Ne bu yolu bu motordan/ Ne bu demi bu kumrudan/ Almaya olanak yoktu/ en büyük bir mutluluk bu./ Günaydın Sanem, günaydın!/ Böyle böyle sabah oldu". Anadamar: 1984, Dcnemclcr, Hacan Ba sımevı, Ankara, İ00 TL, 114 sayfaya yayılmış 18 denemeden oluşmuş bu düzyazı yapıtı, Baranus'un ki milcyin kendi kendisiyle, kimileyin çcvrcsindekilerle, kimilcyin de evrenle yaptığı söyleşilerdir. Içten içe duygusal, dışa dönük, bilimsel, yaşama ve düzene yönelik olarak da gerçekçi düşünce' ErC üment Uçan, 20 Hazlran 1991. Bir Ptrşemtoe' toptentısmda. haşlara ödül koyan Roma/ Horuldayan senatosuyla ünlii./ Öz anasına göz diken Karakalla/ Alçaklığını yasaya büründürdü^/ Dil varıp yasa denirse buna./ Eski Roma ölü olmasına ölü,/ Ama zaman zatnan da hortlamada.// *Sn dağın ardından doğan güneşi/ Nasıl açık seçık görüyorsam,/ Yarın Asya'daki, Afrika'dakı/ Tutsak ulusların özgürlüğünü de/ Öylc görürünı' diyor, cumhuriyeti/ Muhtara, kapıcıya, muhbirc/ ve apartman yöneticisine değil de,/ Gençliğe emanct cden genç adam.// 'Şu dağın ardından doğan güneşiV Görmek de yaratmanın bir eşi". Sevmek Egemen: V)p, Özün Yayınları, Güven Matbaası, Ankara, 15 TL., 80 sayfa, 40 şiir. Arka kapakta bir özününden bölüm. Sevi'nin ana katları arasında gözden gönülden kaçar gibi görünüp dc, gerçekte en önemli noktaları kendilerinin oluşturduğunu bilen ayrıntı dalları Baranus'un sıkça başvurduğu anlatım yöntemlerinden biridir. 'Ne yardan geçerim, ne serden" deyimi gibi ve hcrkesin gönlünü alma inceliği benzeri, bildiği her şcyi şiire almaktan kaçınmamış, açıklamaktan sakınmamıştır. Yasamakta olcıuğu denli, yazmakta da, çokkültürlülüğü denemiştir. Kendi iç evreninin dışavurumunu böyleliklc göstergelere dökmekle, erince ve mutluluğa yaklaşabilmiştir. 47. sayfadaki "Önerme" adlı şiirdc kişioğlunun tarihsel yaşam evrelerinden kimi görüntüler yer almaktadır. Bu kitap, Baranus'un en önemli yapıtlarından biridir. "Önerme// Giin boyu kendimi anıyorum ya,/ Gecc de aynlmtyorum yanından/ Oturup sabalılıyorunı alnacımda.// Bu kendünlc aramda ne bir pınar,/ Ekho nerde, Narkissos kim?/ Ne bir ayna, nc bir sır var.// Bu can günün tadında, bu fide/ Daha görünsün bulutlar./ Özlem mi? 1 lem dumanı üstünde.//Dallarsularabalkısın umudum!/ Gökyüzleri yeryüzlerine daha./ Bcn yenileyin göneniyorum.// Ellerim vc ayaklarım oluyor,/ Kıpır kıpır mıyım orda?/ Burda uslu durmam pck zor.// Bir yanma, bir kaynama mı?/ Kumral saçlarım oluyor./ Pelin ta Baranus ve kitapları MEHRİZAT POYRAZ imileri hicbir ada adanmanıış,, çok azı ise bclli kişilere adanmış, topluma, evrene armağan edilmiş cvinli yapıdar. Çoğu kısa, kimi Dİr, kimi iki, kimileri daha razîa dizelerden oluşmuş. Arka kaCaklarda da şiirler yer alıyor. Sıkça aralıkları basılmış, çoğunlukla Ankara Yazıt Yayınlan'ndan çıkmış kitaplar. Uzun yıllar boyunca yazdığı şiirlerini (onun diliyle konuşursak) "özün"lerinibirbiriardıncakısa aralıklarla yayımlamış, okuruna sunmuş. Eski dil, yeni dil, yabancı kökenli sözcükleri aralarında uyumlu bir kaynaştırmayla dizelemiş. En eski Dogu vc cn eski Batı ekini ve uygarlıklarının hem adları, hem konuları, tarihsel, geleneksel, dilsel, düşünsel ve göstergesel açılardan ele alınarak içeriklendirilmiş dizelerde yöresel, bölgesel sözcükler, ağızlar, söyleyimler kullanılrnış. Baranus çok şiir yazmaya istckli ve efiilimli bir ozan. Kimi belli dönemlerde çok doğurgaıı (çok şiir yazmış), kimi belli dönemlerde çok bastırgan (çok yapıt bastırmış). Okuduğu, gördüğü, yaşadığı hcr şcyi şiirine tem kılmış bir Türk ozanı. Gizemsefiçerikli, görkemli ses tınısı ve söz seçiminin yanında dilinin dikine ve kalcminin yazımına giden ilginç bir kişilik. Şiirlerindeki adlar Büyük harflerle, dizelerindeki ilk sözcükler yine büyük harflerle başlayıp, tümüyle küçük harflerle sütmektc. Bclli bir göstergesel fik kaygısının yanında Öztürk ve Öztürkçe geleneklerinden aynlmama tutkusu var. Sürdürme ve yayma çabası görülüyor kimi kullanımlarda. Bu ilginç yazarımızın kitaplarının sayısı bir hayti fazla.Sırasıyla tanıtıyoruz kitaplarını. K Toygan: ilkyapıtı, J. baumı 1945; 2 baumı V)X5 Özünler, Özün Yayınları, AyyıldtzMatbaast, Ankara, 500 TL, % sayfa, 70 jür. Arka kapak, ozanın kendi elyazısıyla "Armağan" adlı özünü ve imzasını göstermekte. Bu yapıtta üç bölüm bulunmakta: Birinci bölüm 45 şiirlik "Toygan"; ikinci bölüm CUMHURİYET KİTAP SAYI 495 12 şiirlik "Öncc Var Olan"; üçüncü bölüm 13 şiirlik "Işığa Doö TOYGAN ru". Önsöz niteliğinde iki yazı var; birincisi ilk basımdan: "Toygan, özgür maviliklerin korkusuz kuşu. Kanatlarım tanrısal bir gururla açarken, gökkubbe onun kanat seslcriyle çınlıyor. Ona özgür diyeııler aldanıyorlar. Çünkü o da bir tutsaktır: Sonsuzluöun tutsağı. Bir gün, açılmak istediği enginlere yoğun bir sis gibi çöken ikiyüzlülüğü, kini, duygusuzluğu nasırlı pençeleriyle paramparça edecek. Görkemli kanatlarıyla onun destanını yazıyor". Ikincisi ikinci basımda eklenmiş: "Ergen Özüne Ergin Önsöz", bes savfalık çok güzel bir özeleştiri. Bu ilk yapıtla başlayan şiir tutkusunun süreci bugün bile henüz bitmemiştir. Yaşam boyu uzayan bu serüven önemli birkaç evre icinde kümelendirilebilir. Yazma eğilimini, okuma sevi'sinden başlayıp, düşünceden süzme ve duygularla Dcsleme aşamalarından geçirerek kalcme alma kertesine değin, yoğun bir özveri, özen ve istekle yoğurur. Yaşantılarını yansıttığı hcr sözcük ve dizede Baranus'tan sızan gerçekler, düşler, imgclcr yer almaktadır. "Toygan" kitapolarakonun ilk göz ağrısıdır. 61. sayfadaki "Güvence" şiiriflebu yapıttaki şiirlerin ana içeriği ve izlcği tümüyle sorumluluğunu kavramış, bunu gerçekleştirmc yolunda her şeyi göze almış bir kişinin coşkulu seslenişleridir. Gcnçlik günlerinin ve devrimci bir bilinçle gelişiminin, engellenemez atılganlığını t u r a d a açıkça görmekteyiz. tnsana övgü, yurda sevgi, düşüncelere saygı ve atalara baglılık dizeleri bunlardadır. "Cîüvence // Genclik dcvrimlerin güvencesi,/ Kışkırtılmadan, saptırılmadan./ O, nc muhtar, ne kapıcı, ne muhbir,/ Nc dc apartman yöneticisi,/ Hele asla değil, asla değil/ Düşmanını bile elevencıj Savaşır ve mertçe yener alanda./ 'Devrimlcr uğruna gereken güç,/ Damarlarındaki soycul kanda'.// Nc güzel söylemiş atalarımız:/ 'Akıl yaşta değil, baştadır'./ Genç O5MAN NUMAN BARANUS numan baranus sevmek egcmen J SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle