27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vıtnndekıler Nai\/liakan Şenocak/Can Yayınları/142 s Hakan Şenocak, adını ilk kez 1987 yıiında Karanfilsiz adlı çalışmasıyla 'Akademi Kitabevi üykü Odülü'nü alarak duyurdu. Naj ise 1998 yıiında 'Sabahattin Ali Öykü Ödülü'ne değer bulundu. 'Gerçekçi cdcbiyatın birçok edebiyat okurunu bunalttığına inanıyorum. Bunu biliyorum, çünkü bcn de onlardan biriyim. Gerçeküstünün büyüleyici dünyasında yaşamak istiyorum. Hem okurken, henı yazarken. Naj'daki öyküler gerçekliği konu ediniyor. Ama aynı zamanda gerçek olmaları miimkün değil. Bir anlamda bunlar, imkânsız öyküler.' Böyle diyor Hakan Şenocak, kendisi ve öyküleri için. Büyülü gerçekçilik atmosferindc yazılmış, okura değişik dünyaların kapılarını açan, onu bilinçaltının gizli, sapa yollarına sokan, sıradışı insanı anlatan öyküler bunlar. Yazar, masal dilinden aldığı imgelerle yüklediği anlatımını gerçeküstü izleklerin içeriğinde eritiyor, hümanist ve duyarlı bir yaklaşımla gerçeği sorguluyor. Hakan Şenocak, büyük bir ustalıkla kullandığı Türkçesiyle ritmik ve müzikli cümleleriyle fantastik dünyalar kuruyor. Öykücülüğümüze yepyeni taze bir tat getiriyor. Sivil Toplum, Demokrasi ve lslam Dünyası/UJilörlcr Elizabeth Özdalga, Sunc Pcrsson/Çevircn Ahmct Yct hı/Tarıh Vakfı Yurt Yayınları/1H9 s. tlk kez 17. yüzyılın sonlarında John Loeke tarafından ortaya atılan "sivil toplum" kavramı, Tocqueville ve Gramsci gibi düşünürler tarafından gündemde tutuldu. Uzun bir sessizlik döneminden sonra, 1970'lerde Doğu Avrupa'nın siyasal sistemlerini demokratikleştırme kampanyalarının ortasında yeniden ortaya çıktı. "Sivil toplum" sorıınu, son yirmi yılda Ortadoğu'da da sıcak bir konu oldu. Güçlü ordulara sahip zayıf devletler devlct ile bırey arasında bir tür tampon bölge görevi yapabilecek ara toplumsal yapıların gelişmesini engellediler. Bireysel özgürlükler, demokratik örgütlenmelerin ve toplumsal hareketlerin oluşumunu güvenceye alacak kadar kalıcı olamadılar; bu tür hareketlerin yükselmesi de, liberal değerlerden çok cemaatçi dcğerlcri kollayan ideolojiler adına oldu. 1996'da îstanbul'daki tsvcç Araştırma Enstitüsü'nün, bu değerlendirmeler ışığında sivil toplum, demokrasi ve lslam dünyası ilişkileri üzerine düzenlediği konferansa sunulan tebliğlerin bir seçkisi olan bu kitapta, konunun uzmanı bilim insanları Türkiye'den Kuzey Afrika'ya, Ortadoğu'dan Endonezya'ya kadar geniş bir alana yayılan tslam dünyası bağlamında son gelişmeleri değerlendiriyorlar. Düş(le)mek//1// Bolat/Pencereönü Küaplan/llOs. "Düş(le)mek" adlı kitabında, hayatı farklı bir perspektiften değerlendirerek kaleme aldığı öykülerini toplayan Ali Bolat, hayatı ve insanları sorguluyor. Yaşamın kapalı kapılar arcıında kalan, dile getirilmesi yasaklanmış yaşanmışlıkları okudukça, öykülcrin gcrçekliklcrinden etkileneceğinize inanıyoruz. lş Ortaklıkları Tarih'ı/Murat Çi zakçti/'larıh Vakfı Yurt Yayınlart/2W\ Islamiyetın doğıışundan günümüze yaklaşık bin dörtyuz yıllık bir /aman dilimi içindc, girişimciler ve kurdukları ortaklıklar dünyanın her yerinde büyük dönüşümler yaşadılar. Bu kitabın ilk kısmında, ortaçağ ortaklık bicimlerinin AvruCUMHURİYET KİTAP SAYI 495 pa'da vc son olarak Amerika'da geçirdiği evrim süreci irdclcniyor. Osmanlı arşivlerinde yürütülen kapsamlı bir belge taraması sonucunda yazılan ikinci lasımda ise, İslami ortaklıkların üsmanlı ekonomisindeki vazgeçilmez konumu gemicilik, deniz nakliyatı, "kapan"lar bağlamında tüccarların muhasebe defterleri çözümlenerek tartışılıyor. "Mudarebe", "müfavaza", "inan" ve "vücuh" gibi ortaklık bicimlerinin yanı sıra, Osmanlı toprak mülkiyetinin kilit kavramlarından olan iltizam, malikane ve esham ortaçağ Mısır'ı ve Hint Moğol Imparatorluğu'yla karşılaştırmalı olarak inceleniyor. Murat Çizakça, günü müzde çok fazla tartışılan îslami ticaret kurumlarını anlayabilmek, değerlendirebilmek için tarihsel bir perspektif sağlayan benzersiz bir çalışma sunuyor. Yola Düşen Kağnılar//1/; Kemal Gözükara/Kenai Yayım/87 s. Ali Kemal Gözükara, Köy Enstitülüler kuşağının kendinc özgü üslup ve özellikle lbili Mektııplar ve Döne'ye Mektuplar'da yaratmış olduğu dil ustalığıyla tanınan bir yazarımız. Onun mektupları, yayımlanmamış romanları kadar, manzum destanlan da önemlidir. "Yola Düşen Kağnılar", Kurtuluş Savaşı ruhunu yansıtan ve özellikle ilk ve ortaöğretim çağındaki gençlerimiz için bu ulusal direnci destanlaştıran bir çalışma. iînançtakilere Karşı Hoşgörülü ve Saygılı Olduğu tddiaları; Yahudileri ve Hıristiyanları Aşağılama Siyaseti; Müslümanları, Başka Din ve Inançta Olanlara Karşı Düşman ve Saldırgan Kılma Siyaseti; Başka Din ve Inançta Olanlara Karşı "Cihat" Siyaseti; "Kafir"lere Karşı Hoşgörüsüzlük Siyaseti Şeriatın Ozüne Saplı Kalındıkça Katılaşnıış, Bu Özden Uzaklaşıldıkça Yunıuşamıştır. Aşk Şiir Bilgelik//;W^r Morin/Çeviren: Haldun Bayrı/Om Yayınevı/lOSs Üç büyülü sözcük: Aşk, şiir, bilgelik... Kendi başlarına olduklarında ^^^ kendi büyülerine kapılıp zıvanaws (A,I,Y Ü ^ ^ l dan çıkmaya meyleden, ama bir araya geldiklerinde birbirlerini tamamlayan, aralarındaki çelişkileri bileşime dönüştürebilen üç büyülü sözcük... Edgar Morin bu sözcükleri damıtıyor ve büyülerini bozmadan "yeryüzü"ne indiriyor. Aşkı, şiiri ve bilgeliği günlük hayatın hakikaderi haline getirmenin mümkün olduğuna; yoluna ve yordamına işaret ediyor. Depresyon/Levenl Mete/Uetişim Yayınları/'128 s. Depresyon çağında yaşıyoruz. Ilımlı bir hüzünden melankolinin ışık sızdırmayan karanlığına kadar L«vrnt Mct* değişik tonları olan bir duygu, soDepresyon kaklarda dolaşıyor, evlere girip çıHöxünd«n kıyor. Doğrudan ya da bir yakını dolayısıyla onunla tanışmayan neredeyse yok gibi. Elinizdeki kitap, bireysel yaşantılardan ruhbilimin • ^ m ^ ^ | verilerine ve bcyin işlevlerine uza* •"• ' nan bir aralıkta bu ruhsal bozukluğa akmaya çalışıyor. Depresyon öykülerini okurken, kimi zaman yaşamdan vazgeçme noktasına varan bir umutsuzluk ve karamsarlığa tanık olacak, söz konusu duyguların altında yatan zihinsel süreçleri tanıyacak ve ardından kimya ve biyolojinin sağladığı ipuçlarını izleyerek depresyonun organik zeminine dokunma olanağı bulacaksmız. Çok yönlü bir bakış açısıyla kaleme alınan bu tanımlama girişimi, çağdaş ruh hekimliğinin, depresyona giren kişiye hangi araçlarla ve nasıl yardım ettiğini gösterek sona eriyor. Romanük Selgın/îbrahim Altun/Telos Yayınalık/l 76 s. "Gece soğuk. Bu gece bitecek biliyorum. Sesim çıkmıyor, başımı yastığın kenarına koyup dinliyorum. Olümün yüzü soğuktur. Siz öyle değüsiniz ama. Siz başkasınız. Bacaklarım titriyor, yatağın kena rından sarkıyorum, bedenim size dönük. Işte ellerimi size doğru uzatıyorum, ellerim burada işte. Size bakıyorum... Gözlerinizin içine... Ölüm ayırana dek sizinlcyim. Hiç ayrılmak istemiyorum sizden. Oda buz gibi, titriyorum. Nefesiniz ısıtıyor beni. Sokuluyorum, yüzüm yüzünüze değecek gibi. Ama biliyorsunuz, hiç dokunamayacağız birbirimize. Şu hasta bedenime, şu sırtımdaki yaralara el süremeyeceksiniz. Hiç öpüşemeyeceğiz. Teninizin kokusunu, sıcaklığınızı hiç bilemeyeceğim. Siz de biliyorsunuz bunu. Aramızdaki bu derin mavilik aşılamazmış. Bu uzaklığa rağmen beni sevecek misiniz? Söyleyin, ne olur... Evet, seveceğim deyin. Sevmeseniz bile yalan söyleyin. Seveceksiniz değil mi? Söyleyin ne olur..." diyor tbrahim Altun kitabının bir yerinde. Rehinelik MesleğiM/f?/» Bosc/u et/Çevırcn Ayşe Ece/Telos Yayıncılık/147 r. Bir Ortadoğu Arap ülkesinde kazı yapan bir Fransız arkeolog ayrılıkçı bir örgüt tarahndan rehin alınır. Bilinen bir durum: Rehineyi elinde bulunduran güçsüz taraf bazı isteklerde bulunacak ve pazarlığa girişecektir. Rehinenin vatandaşı ol duğıı devlet ise, bir ıkilem içinde, ince hesaplar yapacak ve bir karar verecektir. Ama her defasında gözden kaçan rehinenin ruhsal durumudur. ' SAYFA 21 Uzak coğrafyalardan yaşadığımız sokaklara, sokaklardan ev içlerine akan uzun ince bir yol. Sonra birden hayatımıza karışıveren yolcular: Beyoğlu'nun yavuklusu Şefika, karanlıkta sesleri dinleyen Yakup Reis, şehir hatları vapurlarına sığınan Suzan ve Perikli'nin pır pır edcn yüreği... Sonra ötekiler, kaybolmuş bahçeler, kimi gün sokağı basan deliler, Leyla Hanım'ın bitmeyen aşk romanı ve düşten yontulmuş sevgililer, bitmek bilmeyen bir av düşünün çırpınışları. "Hayatın Bu Yakası"nda onlarla birlikte yolculuğa var mtsınız? Beden ve Toplum Y.m»mı/Emre Iftk/Bağlam Yayınlan/182 s. Kitabın "sunuş"unu yazan Ali Akay şöyle diyor: "Asırı cemaatçilik ile aşırı bireycilik ve ego tatmini arasında geleneksellikten posr modcrnliğe gcçiş sürcci yaşanan Türkiye'de bcdenin bu kadar öne çıkmasıyla bireyleşme arasındaki bağlar, beden sosyolojisi konusunu şiddetli bir şekilde gündeme çağırmaktaydı. Foucault'nun 196O'lı yıllarda başlayan çalışmaları, bu anlamda Batı'nın gelişme sürecinde önemli bir atlama tahtası olarak belleklerimizde ycr etmektedir. 1980'li yıllarda özellikle Fransız yapısalcılık sonrası tartışmalarından kaynaklanan bir akım beden sosyolojisi üzerine çalışmalara ivme kazandırmıijtır. Emre Işık öznenin olu^umundan beden sosyolojisine giden yolda üç Fransız feministin üzerinde durur. Cixious, Irigaray ve Kristeva. Burada Saussure sonrası ortaya çıkan ve yapısalcılık ve göstergebilim kanatlarında gelişen bir söylemin tekilliği ile karşı karşıya gelırız " Islama Göre Diğer D'mler/Ilhan Ancl/Kaynak Yayınlan/2H0 \ Prol. Dr. llhan Arsel, bu çalıs,masında lslam kaynaklarında yer alan diğer dinler hakkındaki hükümleri ele^tiımektedir. Kitapta yer alan bazı konu ve başlık ları şöyle: Şeriatın, Islamdan Başka Din ve Inançlara Bakış Açısı; lslam Şeriatının, Islamdan Başka Din ve cak/SelYayınalıh/125\ Hayatın Bu Yakası/Jö/e Satı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle