Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lihisarı Kayalar: 12; 4) Karacaahmet: 10; 5) Fcriköy: 9; 6) Eyıip: 8; 7) Merkezefendi: 6; 8) BakırköyBakırköy Kartaltepe: 4; 9) Beşiktaş Yanyaefendi 3 / Erenköy Sahrâyıçedit: 3 / Fatih Camisi Mezarlığı: 3; 10) Fieybeliada: 2 / Sultan Mahmut Türbesi Bahçcsi: 2 / Aşiyan: 2 (') Bu arada6 aynölünıle ilgili sııa dışı bilgi de aktarıyor Necatıgil. Hıına göre, 2 yazar denizde, 1 yazar nıhirde boğuluyor, 1 yazar boğdurıılup dcnıze atılıycır, 1 yazarın Şinasi'nin) mczankayboluyor, 1 yazarın ise (Sabahatrin Alı'nınl mezan bilinmiyor. Behçet Necatigıl'in yazarlann riliım ne denlcrine yönelik de çok ayrmtılı bilgiler aktarmaya çalıştığı gözleniyor hcp. Şair ve yazarlann, 4'ü nastanede, 2'si sanatoryunıda, l'i akıl hastanesinde olmak üzere 51 'i, çeşitli hastalıklar nedeniyle doğal biçimdc; 6'sı kaza, boğulma vb. farklı nedenlerle ölürken; 14'ü ise kıyıma uğratılıyor. Necatigü'in biıyük emekle topladı ği bilgiler ışığında şair vc yazarlann ölüm nedenlerini dört ayn öbekte toplayabil mck olanaklı: A) }lastalıklann yol açtığı ölümlcr: Kalp krizi: 14, beyın kanaması: 6, kanscr: 7, kemik kanseri: 1, midc kanseri: 1, akciğer kanseri: 1, karaciğer kanscri: 2, siroz: 1; verem: 7; kemik vcrcmi: 1; tifüs: 1; şeker: 1; zatürree: 2; ağır bir hastalık (?): 1; bilinmeyen hastalık: 3; felç: 1; Ispanyol gribi: 1. B) Kaza vb. nedcnlcrin yol açtığı öliimler: Uçak kazası: 1; gemi kazası: 2; suya kapılma: 1; sakatlanma: 2. C) Şair yazar kıyımlan: Başı kesilenler: 1; öldürülenler: 1; linç edilcnler: 1; idam edilenler: 3; toplu kıyıında öldürülenler: 1; zehir verilcrek öldürülenler: 2; dcrisi yüzülerek öldürülenler: 1; ayaklanma sırasında öldürülenler: 1; ayrıca cinayet: 1; kementle boğma: 1; gözaltında ölüm: 1; sürgünde ölüm: 7. D) Başka nedenlere bağlı ölümlentntihar: 3; yoksulluk nedeniyle ölüm: 3; içkiye düşküıüük nedeniyle ve derbeder yaşama bağlı ölüm: 2; inzivada ölüm: 1; ileri yaşta (doksan yasın üzerinde) ölüm: 3. Nccatigil, görülüüğü gibi, 363 şair ve yazardan yaklaşık dörtte birinin hangi ne denle yaşamını yitirdiğini açıkça dile getirmekte; sonuçta 90 sanatçının ölüm ne denini vermcktedir. Bütün bu verileri, Edebiyatımızda Isimler Sözlüğü'nün Necarigil'in sağlığında gerçekleşıirilen Ocak 1978 baskısından derledim. Ne ki sözlüğün yeni basımına, hatta yeni basımlarına gereksinimim vardı, açıktı btı. Orneğin kimi yazarlarımızı yitirmiştik akıp giden yıllar içinde, onlarla ilgili ye ni bilgiler gerekiyordu Sonra yeni yazarlardakatılmiijukuşkusuzyazındünyamıza... Sözlüğün, 1993'teyapılmışon beşinci basımını edinince rahatladım. Ancak bu rahatlık pek uzun sürmedi. Sıvas kıyımında yitirdiklerimizi okuyunca sözlükte şaşırdım; Uğur Mumcu'nun yaşamöyküsünü okııdıım şaşırdım... Şaşırdım ve sarsıldım. Ölüm karşısındaki o taraflı tutumunu yitirmişti sözlük!.. Örnekse Metin Altıok için, "doğ.Bergama, ölm. Ankara"; sözlüğe Necatigil'den sonra alınmış Behçet Aysan için "doğ. Ankara, ölm. Sıvas" denilmişti. Örnekse Asım Bezirci için, "1978'dc emekli oldu" notu eklenmişti dc, ölümü için "Sıvas" belirlemesi yeterli görülmüşrii nedense. Hcle Uğur Mumcu'da tam bir düş kınklığı yaşamıştım. Çiinkü, "ölm. Istanbul" dıye yazılmıştı. Uğur Mumcu adının karşısında. Başkaca biigiyoktu, Mumcıı Istanbul'daölmüştü, o kadar. Yeniden okumaya yöneldiğimde sözlüğü, yanılmadığımı «ördüm. Evet, nitelik çedeğişmişti sözlük. Ölümlerekarşışairferini, yazarlannı koruma doğrultusunda onlara sıkı sıkıya kol kanat geren Behçet CUMHURİYET KİTAP SAYI 474 Yazariarın öKim nedenleni Behçet Necatigil'in ölümünden sonra. sözluğu surdurme görevlnl üstienmls oian Hllml Yavuz ve Enver Ercan (sağda). Necatigil gitmiş; onun yerinc bütün ölümlerc Kendince eşil uzaklıktan ba kan" bir yeni bakış gelmişti. Öyle ya, Sıvas ölümlerine tanık olup yıkılsaydı, o güzcl Uğur'un, apaydın Mumcu'nun acısını yaşasaydı Necatigil; böyle mi geçerdi o ölümleri sözlüğe? Altıok için, "Oz ve biçim kaynaşmasının, tazc bir duyarlığm baijarılı örnekleri olan şiirleriyle kısa zamanda değerini kabul ettirdi," dediktcn sonra, bu denli suskun kalabilir miydi acaba? Ama yalnız onlar mı? Acıları, sözlüğün 1978 basımından sonra yüreğimize düşen Bcdrettin Cömert'in, Ümit Kaftancı oğlu'nun, dnat Kııtlar'ın, Cavit Orhan Tütengil'in hiçbirinc kıyılmamıştı sanki sözlükte, öylece duruyorlardı, doğal bir ölümlc aramızdan ayrılmışlarcasına... Necatigil sağ olsaydı eğer, yalnız onlarınkine tleğil, öteki sairlerle yazarlann ölümlerine de bir şeyler söylerdi herhaldc... Ne bileyim, Abdülkadir Bulut'un, l'orus kıvnnılannda yol alan hır kaptıkaçtının birden açılan kapısından hrlayıp savrulduğunu, ölümünün bu yüzden olduğunıı; Ali Rı/a Ertan'ın, bir kutu konserve nedeniyle pisi pisine zehirlendiğini; Tahsin Saraç'ın Izmit'te konukken kalp krizinden; ilnaıni Soysal'ın Ayvalık'ta trafik kazasından; Kâmran Yüce'nin ise, Çorlu'da yıllarını verdiği Kent Oyuncu larıyla birlikte tıırne orobüsüylc yaptıkları kaza sonucunda öldüklerini de yazardı örneğin... Belki Paris'teölen YılmazGüney'in, Amsterdam'da ölen Vasıf Ongören'in nerede gömülü olduklarını da eklerdi, kim bilir... Öte yandan "ölüm" olgusunun, toplumumuzda ve yazınımızda, kendine özgü bir yerinin bulunduğu göz ardı edilmcmeli! Sedat Veyis Örnek'in Anadolu Folklorunda Ölüm (1971) adlıyapıtı nasıl unutulabilir? Ama şu da var: Bir yazarlar sözlüğünün, ille Necatigil gibi yazılması da gerekmeyebilir. Nitelcim başka başka sözlükler de var ülkemizde. Ama değil mi ki Necatigil'in imzasını taşıyor, onun adıyla sürüyor, öylcyse onun ilkele rini yansıtmak zorunda ueğil midir Edebiyatımızda Isimler Sözlüğü? Necatigil imzasını taşıdıktan sonra bu yapıt, ölümlere dümdüz bakabilmek olanaklı mıdır artık onda? Oyleyse, onun ölümünden sonra, sözlüğü sürdürme görevini üstlenmiş, olan Hilmi Yavuz ve Enver Ercan buna dikkat etmek zorunda değil midir? Necatigil gibi, ölüme karşı yalın kılıç şairane bir düelloya girişilmeyebilir bclki ama, bu ölçüde ağzı sıluük doğru mudur peki? Sonra, şair ve yazarlann nerede gömülü oldukları sorusu da yanıtsız kalıyor sözlükte. Nitekim 1978'den 1993'egcçen süre içinde aramızdan aynlmış görünen toplam 97 yazardan yalnızca 4'ünün, yani ancak % 4 kadarının nerede gömülü olduk ları belirtiliyor... Sevgili Necatigil'in nerede yattığı belirtiliyor ilkin, belki bir değerbilirlikgereğiolarak.. Ama nerede gömülü oldukJarı bildirilen ötekilerin yani üsman Attila'nın, Ömer l'aruk Toprak'ın, ("avit ürhan 1 utengil'in Behçet Necati gil'den önce aramızdan ayrılmış olduğuna bakarak, kuşkulanmamak elde değil; yoksa sağlığında şairin kendisi mi almıştı acaba bunların notunu? Aynı şekilde Necatigil'den sonra sözlüğe eklenmiş görünen ve Mahmut Ycsari'nin "Çamlıca'da Çakaldağı aile mezarlığında gömülü" olduğunıı kulağırnıza fısıldayıveren bilgi notunun da yine Necatigil'in çabasıyla ek lenmis, oldıığu düşünülcbilir pekâfâ... Bu yeni baskıda kimi düzeltmeler yapılmıştı elbette, ama sözlüğün baştan sona ukunmamış olduğunu gösteren imler de göze çarpıyordu no yazık ki... Orneğin Samim Kocagöz için ölüm tarihi verildikten sonra, "Şimdi Izmir'de" dcnilmişti. Nadir Nadi için de aynı durunı söz konusuydu... I lâlâ "('umnuriyct gazetesi(nin) başyazan "ydı Nadir Nadlve "...başmakaleler(in) yani sıra sanat yazıları da yazmakta"ydı... Sevindirici olan 113 yeni yazarın daha eklenmiş olmasıydı sö/lüğe... Necatigil'in ardından geçen şu kısacık zaman diliminde hiç de küçümsenmemesi gercken bir sayıydı bu... Necatigil'in 1901'de bırakmış görundüğü bu sayı, on bes yıl sonra 982'yc yüksctmişti, sevinmemek eldc değildi doğrusu. Ne var ki, Necatigil düzenIemesuıdeki sözlükten bu arada 30 da yazar çıkarılmıştı: Lcvent Ağralı, Besim Akımsar, Erol Aksoy, Aysel Alpsal, Feri dıın Ankara, Günşin Asral, M. Sami Aşar, ('evdet Atmaca, Oğuz Kâzım Atok, Ah met Nadir Caner, Mcral Çelen, Ümit Deniz, Kerim Aydın Erdem, Necdet Evliyagil, l'rgun Fwren, Bedri Gider, Muammer Hacıoğlu, Mehdi HaLcı, lbrahim Hoyi, Yaşar Faruk tnal, Adnan Vcli Kanık, Ismail Karaahmedoğlu, Abdullah Neyzar Karahan, Fevzı Lütfü Karaosmanoğlu, Selçuk Kaskan, Nurettin Özdemir, M. Necati Özsu, Mete Şamilgil, Mehmet Yardımcı, M. Şevki Yazman. Buyazarlar, yalnızca Necatigil'in sözlüğünde bu kimliğe sahiptiler belki, ama artık yoktular. Kimdiler, neciydiler, onları bulabileceğimiz herhangi bir kaynakça da kalmıyordu böylece. Üstelik bunlardan beşi, yaşamının hiç değilse birkaç yılını hiçbir karşılık beklemeden yazın için har çamıs, dergi yayıncılığına imza atmıştı. ÖmeKse Besim Akımsar, 194346 arasında lzmir'de Kovan dergisini (34 sayı); Ahmct Nadir Caner, 194849'da Tarsus'ta Günev dergisini (lSsayı), 195557'deÖzgörü aergisini (29 sayı); Yaşar Faruk tnal, Inegöl'de, ilk sayısı 1961'de yayımlanan Elir dergisini (43 sayı); îsmail Karaahmedoğlu, llgaz'da, 1961'den başlayarak IIgaz dergisini (ilk 37 sayı llgaz'da, daha sonraki sayılar Ankara'da); M. Necati Ozsıı da Seferihisar'ın Ulamış Köyü'nd Nasır (37 sayı) ve Saban (6 sayı) dergilerini çıkarmıştı. Şimdi biz, bu dergilerin hiç yayımlan mamış olduğunu, bunu yayımlayanlarınsa hiç yaşamamış olduklannı düşünebilir miyiz? Bu olası mı? 1 lem sözlükler, kendi alanındaki tünı birikimleri kucaklama 113 ymi yazar "Ölüm" okjusıı ya çalışmaz mı? Kimi maddelerden yaygın olarak yararlanılsm ya da yararlanıl masın; eğer madde, o alandaki bir binki min itadesi ise, bir gün, bir biçimde bundan yararlanılabilecfği düşünülerek, bu nun korunması gerekmez mi? Nitekim Vedat Cîünyol, Sanat ve Edebiyat Dergi leri adlı yanıtında gcrek Besim Akımsar ve Kovan dcrgisine, geıekse Ismail Kara ahmedoğlu ve llgaz dcrgisine, dönemjeri içinde,oldukçagenişyeraçıyoı (2). Üs telik, Kovan'da yazanların arasında gcnç bir şairin de admı görüyoruz: Behçet Ne catigil. Ne var ki, sağlığında, Behçet Necatigil de çıkarmış olabilirdi bu adları. Kasım 1977 tarihindeyazdığı "Tanıtma" başlık lı sunuş yazısında bunun ipuçlarını verı yordu çünkü: "Bu tür sözlükler sürekli ekleme, çıkarma gerektiriyor: Yeni yayınlar, kişilerin durumlarınuaki değişmeler, yeni şöhretler, kesilen güçler, boşa çıkan umııtlar; çok çabuk eslcitiyor bir yanıyla güne, güncele yaslanan bu tür sözlükleri. (...)/(...) Böyle sözlükler, biraz da bir mumyalar müzesi gibi görümüyor bize. lçlerinde gereksiz, atılmalık büstler de bulunabiliyor. () yüzden, bu kitap bir daha basılmasa başka bir kitapta hiç görmeyeceğiniz isimlerle de karşılaşabilyirsiniz. Sonra şu da var: Bir sözlüğe alınan bir kişi hep orada kalmalı mı? Verdiği emek nedir, yaptığı katkı ne olmuştur, zaman geçincc ncsiyle hatırlanır? Vakit vakit bunları düşünmek ve bazı yerleri boşaltmak gerekiyor. Tarafsız, nesnel olunmaya çalışıldı deriz ya, duygusallığımızı tam önleyemeyiz. Ama işte bu sözlükte, böyle bir kezliğine, birkaç kezliğinc maddeler bulabilir, sonraki basımlarda onları göremcyebilirsiniz. (Vurgular benim. / A.) Gününde narla yıp aa arkasını getirmeyişlere, edebiyata ihanetlere göz yumnıak, bilmcyiz, doğru mudur? Fakat gene de bu çıkarmalarm, almaların ölçülerini tam olarak saptamak imkânsız." Ne var ki Necatigil için yazın dergilerinin bir önemi olmalıydı. Çünkü bu der giler için sözlüğünde bir bölüm ayırmış, bu böfümdeki dizinde cumhuriyet döne minde çıkmış tam 115 yazın dergisinin adlarını anmıştı. Söz konusu basımdan bu bölüm de çıkarılmıştı nedense. lyi dc, Necatigil, dergi yayımcılığı yapan bu ad lara karşı böylesi bir tutuma girer miydi? Beklemeye, yeni baskıları da gözden geçirip ötıcekilerle karşılaştırmaya karar verdim. Beklcdiğim sözlük, 1998'de çıkageldi. Necatigil'in sağlığında yapılmış o son baskıdan (dokuzuncu basım) sonra basım sayısı on yediye ulaşmıştı. Şairin hazırladığı sözlük, ölümünden yirmi yıl sonra da aranılır, güvenilir bir kaynak ol mayı sürdürüyordu. Uşenmeyip bir kez daha okudum sözlüğü. Yazın dünyamızdaki adlar, 1000'e ulaşmıştı. Sözlük, gerçi, 45 yeni yazarla tanıştırıyordu bizleri ama, Necatigil'de görü len 25 yazar daha çıkarılmıştı bu arada sözlükten: M. Alâeddin Asna, Lütfi Ay, Arif Coşkıın, Nurten Çclebioğlu, Rcşat Cemal Emek, Celâl Ertuğay, Avni Givda, Cenap Muhittin Kozanoğlu, Mahmut Sadık, Mehmet Selahattin, Muharrem Mercanlıgil, Mehmet Zeki Nikşarb, Cahit Obruk, M.Fahri Oğuz, Atıf üzbilen, Bahaeddin Ozkişi, Aynan Sarıismailoğlu, Ahmet Tufan Şentürk, Önder Şenyapılı, Emin Ülgener, Muharrem Vakar, Melih Vassaf, Sıtkı Yırcalı, Ali Yürük, Hâzım Zeyrek. 1978'den 1993'e on beş yıl boyunca, her yıl için Necatigil listesinden 2 yazar çı karılıp, 78 yeni yazar sözlüğe afınırken; 1993'ten 1998'e beş vılLk ikinci dilimde ise, Necatigil listesinden çıkarılan eski yazar, her yıl için 5 'e, sözlüğe alınan yeni ya zar da 9'a yükselmişti. Bu oranlara bakılarak, daha pek çok yazarın önümüzdeki yıllarda sözlükten çıkarılacağı; buna karşılık yükselcn sayıda pek çok yeni yazarın ' SAYFA 17 Necatiglvedepgiler