03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hayatı, sanki uzaktan scyrediyormuşçasına kurduğu şiiri, yaşantının imbiğinde damıtır şair. Bclki güç anlaşılan (üç hamal yorumlayabilir yazdıklarımı) ama, anlaşıjdıkça haz veren bir şiirdir Ozdemir tnce şiiri. AYTEN MUTLU Bir sair, iki kitap olarak şiirini durmaksızın zen gjnlcştiren bir şair olan Ozdemir Ince'nin bu son kitabı, günümüz şiirindc gerçekleşen ender olgulaıdan biri olarak ele alınmalı. Uzcrine ciddi inceleme ya/.ılan yazılmalı, sempozyumlaı tlüzen lenmeli, akadem i s. y e n 1 e r c e araştırma konusuyapılnıalı. Yoksa, Türk şiir tarihinde bir şeylcr eksik Özdemir Ince, şiirinde özcnle üstündc durulması gcrckcn bir olgudur mistisi/m. Soyutun ve anlamsızlığın tuzagma düşmeden, gerçek dünyaya dcrinliğine girmenin, gizemi gerçeklikle buluştur, manın bir yolu, I bir yöntemidir onda mistisizm. "lnsanın bir tanrısı olsun da kullanmasın/ miinıkün müdür? Evet mümkündür" Sorujarla yanıtlar içıçedir Özdemir tnce şiirinde. Diyeceği vardır çünkü, diyccekleri çoktur. Sorgulayandır o, kendinden yola çıkıp insanı, insandan yola çıkıp dünyayı, dünyadan yola çıkıp kendini. "Yola çıktığım vahaya varacağım tekrar dönüp geriye baksam" diyecek kadar anlaının yoğunlastığı ycrdc duran Özdemir tnce şiriini okumak, hele de böylesi günlcrdc, insan adına, şiir adına, doğrusu, bana giiven veriyor. "Benim hükümranlık halimdir: Ey ahali, yitmek ve yitirmek benim kerametim olsun." Aslında Mani 1 layy için söylenecek çok şey var. Hakkında nirkaç yazı da çıktı. Ne gariptir ki, son zamanlarda özellikle, eleştirmenlerin işini şairler yüklenmiş görünüyor, ciddi araştırınaları gcrektiren bu kitap üzerine daha çok söz etmcktcnse, bu kitaptan hcmen önce yayımlanan, ancak hakettiği ilgiyi bulmadığına inandığım ve yine şairimizin ustalığının doruklarıncfan biri olan "Uykusuzluk" üzerine de birkaç söz etmek istiyorum. Çünkü Mani Hayy'ın bir anlamda "Uykusuzluk" ilebirlikteokunması gerektiği gibi bir düşünce taşıyorum. Özdemir Ince O zdemir tncc, bir söyleşide "Bir şairin şiirlcriTroya Harabeleri'ne henzer. Kat kat yükselır. Bir kısnıı toptağın altındakalırforayakazjyapmak gerekır)". ıliyor. Bu tiimce, Ozdemir lncc şiirinin anahtarı sanki. Kazdıkça, derine, daha derine indikçe ycni kc şiflerle, yeni güzelliklerle, okuru daha derine inmeye çağıran yeni ipuçlarıyla dolu bir şiir. 1963 te "Kaıgı" ilcbuşlayanşiirmaratonu, 1998'deyayımlanan Mani Hayy ile 19. kilometre taşına ulaştı. Her zaman diri vc yeni olanın peşinde. Özdemir lncc, şiirinin yanı sıra, cleştirel denemeleriyle de Tıırk yazınına değcrü tohumlar cken bir yazın vc düşün adamı. Şiirinin diinya şürıyle olan akrabalığı, Türk şiirinde özgün bir scsc dönüşiiyor. Bu özgünlük, sözcüklerin seçi mindcn, dizclcrin Zigurrat orneği birbirini tamamlayan, bir diğerini kendi içinde yükselten sarmal yapısından, imgelerin benzersizliğinden kaynaklanıyor. "Çünkü kitaplarımın hepsi birbirine kelepçelidiı". Evct, bütün şiir serüveni boyunca bıı özgün scs, Ozdemir Ince şiirinin yatağını genişleterek akıyor.Dizenin onemsendiği, ancak imge akışıyla şiirin bütünselliüinde criyen, vurucu olmaktan çok, düşündürücü bir şiir bu. Birbiriyle durmaksızın çarpışan sözcüklerin daöılan uzayında anlamın, birbiri ni kovalayan, birbirini çagıran ve içscl bir buluşmayla bütünün tamamını ele geçiren derinliği, doğrudan yüreğc dcğil, usa sesleniyor. Usu öne sürüyor ilkin ve usun kıvrımlarında yürüyebilen okurun elinden tutarak yüreğin tam ortasına bı rakıyor. Evet, okuru önce sınıyor şair. Bırakı yor kcndi başına gidebildiği yere kadar gitsin. Okur, Ince şiirinin sulannda usun rüzgârlarına yelken açabilmişse eğer. okyanusun ortasında dalgalarla boğuşan bir adacağa varıyor, bütün yemişlerini kcndinc sunmaya hazır bir adacığa ki, bu yürektir. Varlığın derınlcrınde varoluşsal bir yara gibi sessiz sedasız kanayan bir yürek. Şair bu yarayı erbabından baş kasına göstermek istemiyor gibidir. Onun için de okura daha ilk dizelerin den başlayarak tuzaklar kurar. Onu, sırrını ele vermeden önce ölçer, biçer. Ge rcktiğindc ironiyi bile scferber edcr bunun için. Bir yandan da verdiği ipuçlarıyla okuru derin yapıya çağırır. Şiirin anlam örüntülerini öylesine kurar ki, bakarsınız bir sözcük bile mahzene inen mcrdivcnleri ışıtan bir rnum oluvcrir okurun elinde. Hayatı, sanki uzaktan seyrediyormuşçasına kurduğu şiiri, yaşantının imbiğin de damıtır şair. Belki güc anlaşılan (üç hamal yorumlayabilir yazdıklarımı) ama, anlaşıldıkça haz veren bir şiirdir Ozdemir Ince şiiri. • «H • \V kalır, bir kara delik daha oluşur. Bu, be nim düşüncem ve dileğim. Umarım gcrçekleşir. Mani I layy, dört bölümden oluşuyor. On iki tskenderiye, On iki Ohrid, Mani 1 layy ve Beş Yazıt. Birbırınin ardılı ve bütünleyicisi 61 şiir. Bclki de şairin hcmen her bölümün başına düşülcn iki ta rihten biri 1997 olduguna görc muhtemel şiirlere bütünsel olarak bakıldığın da da, şairi var cdcn, şair eden bir yaşamın izduşümlerıni görmemek olası değil. Eğilmişim, Mareotis gölüne hayranlıkla, imansız, şeriatsız yansıma bakıyorum ne zaman, bir zaman, ben olacak bana. Bu dizclcr ilk şiirden, şairin kendini doğurmaya hazırlandığı andan. Bedenim bu kente dar gelmişti/ kentin yörüngesine girmeden/ ayaklarım gezgin olmadan önce. Bcnini arayan şairin gezgin yanıyla ilk buluşması. Özdemir lncc'yi kcndisi yapan tarihscl, sosyokültürel, çevrcsel, budunsal, dinsel, felsefi bü tün etmenlcrle yüzleşmenin, kökleriyle ve bugünüyle hesaplaşmanın şiirleri. Bir şiirde "Yenile yenile kıdem kazanıyor" dedigi şairin hem dünyadır, hem kendisi, hem dışındaki, hem içindeki. I ler şey yaşanan dünya ile ilişkili. "Diinya bıraktığın vaha değil artık/ bir kez daha ne zaman buluşma, bilemezsin/ yeri ve itnlâsı yok hiçbir kitapta." tnsana, yaşadıöı topraklara karşı sorumluluk duyan lncc, aynı zamanda şiire karşı duyduğu sorumluluğun da bilincinde olarak dokur şiirini. Ödünsüz, asi ve acı çeken gerçek bir şairdir o. "Yazıklar olsun bana ve dünyaya/ Bir giin, dünyayı bulduğum gibi bıraktıysam" derken, insanı insan yapan güdüyü anımsatır gibidir "hafıza i beşer"e, insana çaönsıdır bu onun. Üstelik, birkaç isim dışında, şairin, şiirin yaşamdan, yaşamı cdinmişliktcn enikonu koptuğu, koparıldığı, her şeyin bir oyuna, oyuncağa dönüştürülmeyc çalışıldığı günümüz yaşamıyla barıştırıyor. "Geç mi kaldım, erkenci miyim?/ Işığa çırak durmaya gelmiştim/ çölii geeçerken yitirdim rehberimi" Bu dizelerde ise, son yirmiotuz yılda ülkemizdc yaşanan o büyük coşku, o büyük yenilgi, o büyük düş kırıklığını, o kırık an var. yaşamı boyunca insandan yana olan şair, dünya görüşünü inıliyor. Şairin düzyazılarında açıkça kendini belfi eden bu görüş, siirlcrinde çogunluk arka planda nissedılır. "Ama neyeyararvarissiz kalacaksam/ kendim için doğmıışsam yalnızca^/ bir suç olsun, bir sabıka bile," "bircfsanc bırakmayacaksam arkamda." dizeleriyle duruşu olnıayan, korkak kabuguna çekilmiş insanı sorgularken yaptığı gibi... Şiirin clördüncü bölümünde ş.ıir, ilk çaglardaıı bu vana, insanı kıskacına almış olan inançlarfa hcsaplaşıyor. "Hiçbir şey istemiyorumy Bedenim: Evim ve gurbctim./ Onder istemem, inanmamaktan başka." derken, "sonsu/.un çcvresini" ancak bağlı olabileccğini imliyor ve rulıu bağımsız kılanın da beden, yani yaşayan birim olduğunu söylüyor. Beşincı bölümde tcma sevgi. Bu sevgi; insana duyulan ama günümüzde hayli yıpran mış olan bir sevgi. Kuşkuyla teslimiyet arasında salınan nir sarlcaç gibi şu dize ler: "Her söz kendi yurdunda giizeldir/ ama ortakçı olanları da vardır". Altıncı bölümde şair, "Sevişeceğim: bir tanımIama kuramıyla" diyerek, zamanı sorgu luyor: "Zamanın yüzii olsa, dünya öncesi," Bilindiği gibi zaman, evrenin varoluşuyla başlamıştır. Şairönceyi sorguluyor, yani bilim adamlarının imkansız dediği şeyi. "zamanın yüzü varsa, dağ göçmesi" Ancak bir göçük, bir çöküş olabilir cvreni ve zamanı var eden. Oyleyse ne sonluluk var, ne sonsuzluk. "dünya sonrası. Olursa olsun!" Böyle bir çıkarın şa iri, yeryüzüyle, varolmanın sorunlarıyla yeniden buluşturuyor. "Kefensiz giinlerim bunun çekirdeğidir," Ama şair bu. Üstelik, hayata karşı duruşunu, tavrını belirlemiş ve bunun bcdclini ödemiş, ödemekte olan bir insan. O yüzden bu bakış ona yetmez. Yaşamının, gelecck olana bir nüve teşkil edeceğini debiîir ve söyler böylesi dizelcrle. Yedinci vc sekizincj bölümlcrde doğulu bir bilgenin, batılı gözlerle kendinc bakışını yakalar ve görmek edimini irdeler: "Görmek: Yolcııluktur, yolculuk için,/ yeter ki bakışların düğümlenmesin./ Ahmaktır inanç, ey kör sarraf!" Doğu fclsefcsinde önemli ycr tııtan dinsel yaklaşımlar, bu toplumların yaşam bi çimlerini etkilediği kadar, bilime ve teknolojiye bakışlarını da etkilemiş ve akıldan çok sezgi bilgisinin cgcmcn olduğu bir yaşam tarzını etkin ktlmıştır. Şairin burada sorguladığı bu. Kitabın dokuzuncu bölümünden itibaren şair, bireyin yeryüzüyle tanışma anlanndan başlayarak, kcndi kisiscl yaşamını şiirde yürüyerek, yaşamıyla, yaşadıklarıyla edimlcri vc düşüncefcriylc şiirin görünen yüzüne kendisini koyuyor. Içten içe de okurun bilinç ötesine, şu ana dek fırlattığı okların yerine varıp varmadığını yokkıyor. "Ben mi? Hiç duymadınız demek mesellerimi!" diyerek hem şairin yoluna çıkanlmış olan enge beleri imliyor hem de okuru şiirin bundan sonraki bölümlerine nazırlıyor. Onüçüncü bölümden itibaren dc ycr ycr düzyazı şiirlerle sürdürüyor kimi bölüm leri. "Uykusuzluk"u okurken not ettiğim kimi iç temalarsa şöyle şiirin devamında: Zamanın görcccliği/ Diyalcktik/ Kusku/, Dilin köpürtülmesi/ Kutsal kitapıar/ Din/ Aforizmalar/ Anlatan ve anlayanın/ Kısır döngüde sanrılar/ Gcrçeklik/ Rastlantısaltık/ Sayıların gücü ve tutsaklığı/ Bilgi vc insan/ Öğretilmiş hayat vb. F.vet son bir dize: "Tan berisini, tan ötesini/ ben heceledim uykusuzlukla." Bitirirkcn, uzun bir uykusuzluk dılıyo rum şairc ve daha nicc uykusuz şiirlcr..." SAYFA 7 Görmek: Yoteunıktur, yolculuk için uykusuzluk Mani Hayy, Ozdemir Ince'nin son şiir kitabı. Şiirin günümüzdeki sorunlarına dair teorik yazılar yazan, Türk ve dünya şiiri üzerine inceleme vc araştırmalarda nulunan ve eylemini, klasik değerde ürünler vererck kalıcı kılan bir şairden beklenebilecek değcrde bir kitap Mani 1 layy. üaha önce yayırnlarımış şiir kitapları ilc bağını inceden inceye sürdürcn, gerck iclbcii, gerekse kültürcl birikiın CUMHURİYET KİTAP SAYI 439 Bofluğun dHiyle konuştum dünyayı Mani Hayy de. "Bana pay olan bereket ne, ayrılmamıştır/ yola ve toza kulluk etmekten başka" diycn şair, varolmanın, güçlüklerc göğüs gcrmek, insana hizmet etnıek ve bütün bunları da varoluşun karşısında duyulan bir kcndindcn gcçişlc gerçckleştirmek olduğunu imlerken mistik bir dünyanın kapısını aralar. Ancak, sonunda mistik olan dünyevi bir bilgiyle patlak vcrir. Mistisizmi, varlı^ın gizcminc araç kılar. Şöyle biter siir: "İuttuğun dileğe dikkat et, gerçekleşebilir" Varlık Şiir Yayınlan'nca..l996'da yayımlanan "Uykusuzluk" Özdemir Ince'nin 1994 ve 1995'te yazdığı uzun bir şiir. Kanımca, Uykusuzluk, şairin yaşama sesleniş biçimi, yani ona verdiği au. Bir gün gözlerini yeni bir toprakta açan varlığın, bir kısa jgün gezgininin hesaplaşması, yolla, yofcuyla, yolculukla, duraklarla, duraksamalarla, su başlarıyla, gezginliğiyle, gezginlerle, zamanla, uykuyla (ölüm) ve kcndisiylc... "Terra Nova: Beden yaşamın alkış tufanıdır./ Terra Nova: Varlık yokluğun kurtuluş fidyesidir/ Bilinen, bilinmeyenin larva evresidir." dizeleriyle yeryüzünde yaşıyor olmanın anlamını arayan Ince, bu uzun şiirin daha ilk bölümünde felsefi bir derinlikten sesleniyor. "Benim olmuştu, benim olmayacak" dizelerinde duyumsanan sızı, "Bir dağ çeşmesi duruşu... Bir an kovanı bakışı...' betimlemeleriyle çok boyutlu bir varlık kavramı; "bir avuç sıcakhğına özenen elim" dizesiyle, insani boyutları bitişme çizgisiyle, yalnızlık duygusunun kadim acısıyla buluşuyor. "Tozu kendime sığınak yaptım/ (yapsam) bir yankıya ancak/ bu yaraşır: Zerrelere ayrılmak." CJIüme yukarıdan bakar şair. O'nu zihinsel olarak yok ediyor, kabullenerek. Yok edebiliyor mu? Hayır. Sadcce kaçınılmazlığını biliyor, böylece
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle