03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MUZAFFER UYGUNER O va Uysal, Uçııruma Düşen Nehir ,ullı Kitiihı ıle sımgesef şiırlerım okura sıınmaktadır. 1 W7 (ieylıun Atut Kansu Siir Oclülü'nü almış bıı kita bı, simgesel bir Li<,'LirmıiLin scssizligindc akan bir nehır gihi soyutlanmış, yaşamın sürekliliğinde kendını boşlııkta dtıyumsayan bir kişinin kimliğini simgeleyen şıir lerden olusmaktadır. "Gizli Bahçe" adlı şiirindekı "kalbimin diliyleakarken bakır çalığı bir nehir" dizesi dııyumsamaların bir özetidir. Bıı şjirdeki "o uzak, görünmcycn uluk çizgısine bakar gibi, dalgııı/ öyle içimi seyrediyorum" dizesi de içindckı nenrın bir ifadcsidir. "Bir Uzun Kıştı Gögsünde"şiirindeki şudizclerdebubakımdan önenılidir: "Kıştı. Bir uzun kıştı göösünde hüküm sürcn/ vc sen göğsünü terk etmeyen ölü bir kuşun ruhuıuı/ bir şiire verirkcn buldıın/ incc, çok incc ayrıntılarda/ hayatın sırrını". Oya Uysal, böylece, bir yaşamın gizlerini söyledığini açıklar gibidjr. Oya Uysal. kitaba da adını veren şiirde "TanımlamaK gerekirse bir ımgeyle seni/ uçuruma düşen nehir" dizesiyle yaşamı nı simgelcmektedir. Oya Uysal, "boşlugu nunkıyısındangeçmişebaktığı"gün yükseklik korkusunu duyumsamıştır. Yukseklik korkusu, yaşamınabakıştabirbosluğun yarattığı bir duygudur. lçi, "uğultulu bir orman"dır. Bir sürgün gibi yaşadığı günlcrin hüznünü duyumsar. Burada, "çoktan ıssız kadınlar korosuna katıldığımı/ ve kararrma gecelerimden birinde/ bir işyanın içbenıme dokunan dokunaklı sesiyle boşfuguma atladigimı" diyen dizeleri de anımsamak gerekir. Bu boşluk onda bir hüzün yaratır. "Kırık hayallerin aynasında kendine hayran bir hüzün/yalnızlığı çoğaltan bir hüzün"dür bu. Hüznü, onu "zaman zaman titreten Beçmişi", kederi çok zaman duymuştur. Bir şiirinde bu dizeleri okuruz: hiç kimse bilmiyor elbet (küçük yalanlarla büyük acıların daha da büyüdügünü) incelen bir çıglığın kalbime değen yerindeki yarayı, sırları ve sızıyı (s. 14). Bu dizeler onun yaşantısından izler taşımaktadır. "Hüznün, gözlcrime gizemli bir anlam kattıöını aynalardan dinledim" diyor ve "geceleri içinıde yol alan nehir gemileri/ yorgun umutlan güne taşırdı" diyerek bir durumu vurguluyor. Böylece, hüznünün geceler vc gündüzler boyunca sürüp ^itti^ini anhyoruz. Çünkü, lcarşısındakı "Gözönündesaklanan birgizkadar/ hem çok yakın heın çok uzak, fazladan çekümiij acılar'ı tarkedememektedir. Zaman zaman da "dizgi yanlışlanyla dolu" yaşamınıduşunurvehuzünlcri nirkcz daha duvumsar; "içinden ayrılıklar^eçen dokunaklı" geçmişi kanıksanan bir ke^ derdir. Bu hüznun kaynagı scvgisizlik ve yalnızlık duyumsamalarıdır. ' Uçurum" adlı şiirinde şu dizeleri okuyoruz: birden ruhlarımızın hiç sevişmediginin ayrımına vardığım o sırça geceyi anımsadım buudan bir sevinin usul usul ağladıgı nı, aynalann boşalıp tümcelerin lal oldııgu o gcceyi yataöını değiştıren hııçın bir nehrin, vaad cdilmış toprakJarımla bulanan su larında sürüklenen imgeleri.. (s.8). Bu dizeler, hüznün bir başlangıç noktası olabilir. Böylece, " Kırık hayaDerin aynasında kendine hayran bir hüzün/ yalnızlıfiı çoğalan bir nıızün" başlamıştır. "Cîiderek uzayan sessizliğin karanlık dehlizlerinde" saîdı itirafları görerek ürpermi^tir. Bir uzaklaşmanın, boşlugun ayak izlcrini duyumsatmıstır böylece. "Nehir Gemileri" adlı şiirintıeki şu dizeler sevginin gerçekleşemediğini ortaya koyar: derinliginden şiirler lçimdcki uçurumun kıyısında durdunı senin korsan sevilerini, tiniıude söndür dügün hayata içten içe gizli öfkeni, ayaküstü sahte okşayışlarını düşiın Uçurumun titrek aksinden başka bir şey olmadıgı gerçeğini (s. 25). Bıı hiçlik duyumsamalan ile de avunmuş gıbıdır. Bu dııyumsamalarla kendine geliş de başlar. îjiirsel biı notunda, "biı oyun lıaline getireceğin hayatı, biıa/dan ölecekmişsin gibi yaşamaya başladın" diye avunur. Yıkıntılar arasında kenılıni arayıjı bulur; "Ve artık hayatın anlamını aramaktan vazgeçip/ hayaundaki" anlamını aramaya başlar. "İçinden ayrılıklar geçen dokunaklı' geçmişini "kanıksanan bir keder" olarak düşüniip geçer. Bir şiirinde, "Göğün delindiği biı akşamdı, ne var ne yok topladım/ ve sokaklaıa çıktım aş^k lekeli yüreğim yıkandı/ içinden yapay bir nehir geçiyordıı kentin..sogııktu/ bıınun ve öbürlerinin hiçbir anlamı yok ar tık/ ışık vuruyor yüziimc şimdi, yüzümde körelttigim gülüşe/ uzaklara bakaıı bir imgenin buöulu tcnine/ ışıyor içimin loş avlusu/ dizeleri sektirdim mavilikte" (s. 41) diyerek her şeyi unutup kendine yöneldiğini dizeleştirır. "Dip Odalaı" adlı şiirinde bir çiçeğın ona "Putlaştırdı^ın tutkudan arın, yan. Ankaol" dediginiduşunür, kencline vonelişı yeg tutm.ıya başlar. düm. "liultulubiporman" Böyle bir durunıdan sunra, "Yıllar sonra içimdeki yerine geri dönmck istcdiginde. çok ü/günüm, benim için acı çektiğini bumiyordunı" demi^tir karşısındaki ki !ji. üysa, "uçurum ürküntüs.ü uyandıran/ parçalanmısbiraşkınboşlugu" vardırortada; artık, 'köprülcrin de süriiklendigini" içten içe bılmek gerekirdı. Yaşam, "dizgi yanlışlanyla dolu"dur; içbeni de itilmiş anılardan arınmıştır. Artık, "dudak izleri silinmiş bedenınde bir ürpertiyi balkonunda sevişen bir çift güvercini seyrederken duyumsamaya başlamıştır. Yalnızlık duyumsamalan içinde de yaşamaktadır. Gcrçege varmaya çalıştıgı gecelerdc bu yalnızlık oaaya çıkıverır. "saydam bir yalnızlık mıydı soluk bir tini es kiten" diye düşünür. Yalnızlık da bir uçu rumdur onun için, bazen bu uçurumun kıyısında durur, bazcn duramaz. Bazen de avuçlarında yalnızlıöın elini sıkar; dagınık masasında "içinuen nehirler geçen şiirler" bekler onu, onlarla avunmaya çalışır. Akşamlar, dağınık saçlarma son renklerini bırakır, dalgın gözlcrinin buöusunda sırlar yüzer ve oclası ıssızlık, yalnızlık kokar. Böyle anlarda çocukluğunu anım sayarak anılann derinliğinedalıverir. Nevı bekledidni bılmeden, "beklcnmedik biı şevlcri' bekler, düşlerin kıyılarına not lar düşcr. Böyle anlarda gizli bahçesinde "bir yalnızgezer"dir, "o u/ak, görünmeycn ufuk çizgisıne bakar gibi, dalgın" içini beyredeı. Bazen de örtülü icini aralar, bir ürpeıti duyar, şöyle düşünür: Süslıı .şikâyetlcr, ondurmaya çalışılan acılar, boşluöumda, bağışlanmayı uman bir adanı oıuıdu hep temi/e çekilmiş sözlerle geçiştirilen kuşku... Nefret ve sevgi örtüşür, bir hüznu okşar, kaçaı yanılsamalarla yaşardım soluyan yalnızlığımın yüzünde çiy damlaları (s. V)). Yalnızlık bir korku da yaratır elbette. Ozellikle de "zamanın çarklarında ezilmek korkusu" rahatsız eder. Korku gibi zaman zaman bir eziklik duygusuna da kapılır. Ozellikle de hiçlik duygusuna kaptırır kendiııi, yıkıntılar arasında kendini arar ve şunları söyler: Sessizce dtırdum ve duydum içiınde giderek büyüyüp genişleyen hal kalarla hiçligin sesini ve hayatın aslında, düşsel bir göle düşen tınlerimizin Nr kadmm duyumsamalan Uçurumun derinliğinde yalnız kaldıgı için dcğişik duyumsamalan yansıtan şiirleri oluşturan ()ya Uysal, simgesellığin gölgesinde bir gerçege ışık tutmaktadıı. lmgelerle dizelerini oluşturan Uysal, söz cüklerin birbiriyle kucaklaşmalarını da çok güzel saglamıştır. Dizelerin çok degişik yapısı da bu ses uyumunda rol oynamıştır. Anlaşılmazlığın boyutları içinde bir kadının duyunısamaları şiirinin özeti saydabilir. Çok dcgişik bir şiir düzcni içinde, dize ve bölüm yinelemelerinden uzak bir dizeleme ilc yazmıştır şiirlerıni bu kıtabındaki şiirlerı de her yönden sanatsal gücün yüceldiğini ortaya koymaktadır. • Sevgisizük ve yalnızlık ustte soidan sağa: Oya Uysal, Mehmet Cüleı, Ahmet uysal, Cemil Kavukcu. Altta solda Ise, Uysal Izmlrde bir Imza gününde, Aralık 1997. SAYFA 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 439
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle