26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Prof. Dr. NURİ BİLGİN* Cumhuriyet'in 75. yılında anlamlı bir kitap S ekiz bölümlük iki kısımdan ve bir özet bölümden oluşan kitabın ilk kısmmda cumhıırivetçi amaçlar ve biçinıleı irdelendikten sonra cumhuriyetin dcnctlcnmcsi ve sivilleştirilmesi üstiindc durukıyor. Kitap, bclirli bir kültürel birikıme sahip ya da en azından "haberdar" okuyucuya hitabediyor. Kitabın önsözü ve son bölümde yer alan özcti ilc Türkçc basıma yazılan kısa önsözü, okuyucunun algısını yönlendirmede yararlı bir kılavuz olarak değcrlendirilebilir. Pettu'in kitabını özetlemek ve kendi içinden tartışmak yerine, siyasal literatürde süregelen belirli bir tartışma çerçevesi içınde sunmanın okuyucuya daha yararlı olacağını düşünüyorum. Ayrıca böylelikle, Türkiye Cumhuriycti'nin 75. Kuruluş Yıldöııünıü bakımından anlamlı bulduğıım "cumhuriyeti düşünmek" etkinliğinc de küçük bir halka eklemiş olmayı umııt cdtyorum. Cumhuriyetçilik Cumhuriyetimizin 75. yıldönümündc Ayrınrı Yayınları'ndan çıkan bir kitap oldukca dikkat çekici. Kitabın ilk sayfasında Avustralya Ulusal Üniversitesi'nde Sosyal Araştırmalar Okulu'nda sosyal vc politik teori, New York Columbia Üniversitesi'nde felsefe dersleri vcrdiğini öğrendiğimiz Philip Pettit tarafından yazılan bu kitap, "Cumhuriyetçilik: Bir Özgürlük ve Yönetim Teorisi" başlığını taşıyor. doğasına ilibkîıı hiçbir teori, doğru değildir; insanın donatılmış olduğu vc amaç olabile cck şu ya da bu doğa yoktur. tnsana uyan veya uymayan ya!jam crcklcrinden söz edilemez. Liberalizmc görcinsanlar ilişkilcrini bir adalet kuralına göre yonlcndirmek istcrlcr. Liocralizm yaşamak istediğimiz hayatın kalitcsi üzerinde degil, kcndisinc göre yaşamak istediğimiz kuralın kalitesi üzerindc ısrarla durmaktadır; bir başka şekilde ifade edersek, 'nasıl bir hayat yaşamahyız?' sorusuna değil, 'hangi kurala göre yaşamalıyız?' sorusuna cevap aramaktadır. Doğrunun iyi üstündeki bu önceliği, aynı zamanda öznenin, kendi amaçlarına kıyasla önccligini varsayar. "Öznenin kendi kendine saptadığı amaçlara nazaran bağımsızlığı olmaksızın, hiçbir özgürlük olamaz" (Spitz, 1995: s. 217). Bu bakış açısında ınsan kendini, seçtiği değerlerden vc amaçlardan bağımsız bir "ben" gibi görmelidir. Bu soyut ve çıplak ego, öznenin özerkliği için /orıınlıınur, vb. 1980'lerin düşünce diınyasına büyük bir güçlc gelen ve libcralizmin bazı postülalarını eleştıren komünotarycn harcket, insanın "yeniden köksalma" kaygısına bir cevap arayışı olarak da değenendirilmiştir (Guillebaud, 1995). Ancak ko münoteryenler ile komünote fikrinin iliijkisi tartışmaya açıktır (Tenzer, 1995). lçersinde Macelntvre, Williams, Sandcl, Taylor ve dross gibi düsjünürlerin yer al dığı bu haroket, sol popülizmden muhafazakârlığa kadar çeşitli eğilimleri barın dırmaktadır. Nitekim Avrupa Yıırttaşlık Forumu Başkanı Steven Lukcs (1995), dar anlamda komünotcryenler (sıkıca tanımlanmış tanıma kültürleri üstünc temellenen komünoteler yaratmayı ve korunıayı amaçlayan, aralarında Bosna'daki ctnik temizlikçilerin de bulunduğu (sert anttlibcraller) ve eeniş anlamda komünoteryenter (Maclntyre ve Walzer gibi liberallere yakın olanlar) olduğu ayırımına ilaveten yüksek komünoteryenler (liberalizme karşı zenginleştirici bir tartnjma yürütenlcr) ve düşük komünoteryenler (politikacıları etkilcmeye çalışanlar) ayrımını getirmektcdir. Komünoteryenlerin liberalizme yönelik elcştirileri birkaç ana hususta odaklaşmaktadjr. Spitz'e göre ilk gencl itiraz, adaletin önceliğinin, herhangi bir iyi yaşam anlayışı konusunda taratsız olmadığıdır. Libcral postülada birey için "kendi yolunu istediği şekilde izfemek, kendi amaçlannı seçmck" gibi bir iyi anlayışı var. Doğrunun iyiye önceliği, (tüm iyi anlayışlarına nazaran), nihai anaJizde tarafsız değildir; egoyu içel olarak dtgerlerme baglı gibi düşünmeyi içeren iyi anlayışını (entersujektif ben anlayışı) dışlar. Komünotcryenler, fiberalizmin evrenselciliğine ve tarklı gelenekleri ya da bakış açılarını yargılamaya yarayacak bağımsız veya nötr bir temel sağlama iddiasına karşı çıkarak; nötr ya da "hiçbir ye re ait bir bakıs açısı" olamayacağını vurgulamaktadırlar. Bu, yühsüz özneye (unencumbered self) itirazdır. Burada Lukes'in ifadesiyle Hberalizmin dayandığı varsayılan, herhangi bir somut, özc! bağdan, tesis edici sosyal iliijkilcrden ve atıgajmanlardansoyutlanmışbırözncolmadığı ve öznenin, sosyal bağlamından ve onu oluşturan kültürel koşullardan ve pratiklerden sıyrılamayacağı önc sürülmektedir. Spitz'e göre Cumhuriyetçilik, cn azından bir versiyonuyla, cemaatçilerin ontolojik angajmanlarının tümüne katıl * UberahKomünoteryen tartrçma» Pettit'in kitabını, ZelyutHünler'in geçtiğimiz yıl Vadi Yayınlan'ndan çıkan "İki Adalet Arasmda: Raıvh vc Maclnty re" adlı kitabıyla birliktc okuyup değerlendirmcktc yarar var. ZelyutHünler'in kitabı, son yıllarda siyaset felsefesi alanındaki tartışmalann cn önemlilerinden birisini oluşturan liberaller ile komünoteryenler arasındaki tartışmaları irdeliyor. Cumhuriyetçiliğin Pcttit tarafından gcliştirilen versiyonunu anlamak için, onu, bu iki düşünce akımı arasmda konumlamak gcrckiyor. Nitekim Pettit ile birbirini karşılıklı referans alan siyaset fclsefecilerinden J. F. Spitz de (1995), cumhuriyetçiliği, diğer iki akım arasında iiçüncü bir yololup olamayacağı bakımından irdeliyor. Spitz'e göre topluma ilişkin liberal anlayışın tcmeli, 'adil'in (just) iviye kıyasla önceliğidir. Bu anlayışta, toplum, her biri kendi amaçlarına ve iyi anlayışına sahip çeşitli bireylerden olıışur. iyi düzenlenmiş bir toplum, bu iyi anlayışlarından birinin diğerlerinden daha geçerli olmadığını varsayan ilkelerle yönctilcn toplumdur. Adalet ilkeleri, herhangi bir iyi anlayışından bağımsız olarak tesis cdilcbilir vc bundan sonra da, kabul edilebilir iyi anlayışlarına sınırlar getirirler; örncğin bu adalet ilkeleriyle çatışan hiçbir şey iyi olamaz. Bu bağımsız adalet ilkclerinin prototipi, Rawls'ın "herkese esit özgürlük" ilkesidir. Çünkü özgürlük, tüm iyi anlayışlarında iyidir ve bireyler cşit özgürlük toplumunda yaşamak isterler. Böyle olunca liberalizmc göre insan maksızın liberalizmc karşı ciddi bir al ternatif olııstururvebu anlamda üçüncü bir yol olabilir. Spitz analizinde önce Ravvls'ın cumhuriyetçilik vcrsiyonları arasında yaptığı bir ayrıma değinir. Ravvls, Aristocu olmayan klasik cumhuriyetçilik anlayışım liberal sayar. Çünkü bu anlayış şu görüştedir; eğer yurttaşlar kişisel özgürlüklerini vc özel haklannı korumak istiyorlarsa, erdem ve politik angajman göstermelidirler. Bu katılım ve erdem olmazsa, iktidar, devlet aygıtı vasıtasıyla kendi iradelerini empoze etmck isteyen insanların ellcrine düşer. Oyleyse politik özgürlük olmadan sivil özgürlük var olamaz (13. Constant). Ravvls'a göre bu cumhuriyetçilik, özellikle kolcktif yaşamda kurumların önemini vurgıı laması bakımından kendi libcralizmirıden farklıdır; fakat tcmcldc bu teori, açıkça liberaldir; çünkü bir iyi anlayışını ÖDÜrüne üstün tutmuyor; insanlar şu vc ya bu amacı izlesin demiyor; şunu diyor; "eğer bir birey kendi iyi anlayışını izle mek istiyorsa, erdem sahibi olmalı ve politik katılım göstermeli". Buna karşıhk Aristocu hümanizm, insanın doğası itibariyle yurttaş olduğu görüşündedir. Burada politik yaşama katılım, temel özgrülükıcrin korunmasının zorunlu bir aracı dcğil, (insanların olduk ları gibi olmaktan çıkmaksızın vazgeçcmeyeceklcri) bir amaçtır, iyi yaşamın öncelikii bir boyutudur. Bu anlayış liberalizmle çelişiktir, çünkü insanın özünü oluşturan ve diğer anlayışlara üstün bir anlayışı öngörmektedir. Bu ayrımın tüm olasılıkları tüketmediğini belirten Spitz, yakın zamanlarda ve özellikle P. Pettit'in çahşmaları sayesin de yeni bir cumhuriyetçi politikanın gcliştiğini vurguluyor. Ona göre bu anlayış, politik özgürlüğü sivil özgürlüğün bir aracı olaraK görmediği gibi, insanın esas olarak politik bir doğaya sahip olduğu iddiasında da değildir. Yurttaşın özgürlüğünü yasal bir statüye sahip olmakla tanımlar. Bu statü, sahibine yasalar vasıtasıyla (diğerinin tecavüzlerine karşı) uygun oir korunma sağlar. Kuşkusuz bu statü, sadece bir caydırma aracı değildir; diğerle rine, yasaların meşru saydığı etkinliklcrc müdahale ctmcme gibi bir görev yükler. Demekki korunma vezararverilcmezlik (nonvulncrabilite) gücc dcğil, hukuka dayanırlar ve bu, şu tür bir anlayış içcrir: "Ozgiir yurttas, kendi özel isteklcrini uy gularken pratikte olabildiğince en az engelle karşılaşan biri dcğil, mesru engcllc karşılaşmayan, yani onun eylemlerinin meşruluğunu tanıyan (ve caydırmanın ötesinde Kcndilerini, bu eylemlere müda hale etmeme (non interfcrence) görcvinc tabi olarak tanımlayan) yurttaşlar arasın Aılatolln oncsiğl * Komünoteryenlerin itirazları * CumhuriyetçH*, üçüncü yol ımı? SAYFA 16 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 424
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle