Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
sulandırıldı filmde. Steven SpielbergvcQuiııcy Jones, mükemmel iki insan bence. Pilıııin yapımcılan olarak bir siirü ichdit nıek tupları aldılar; filmin boykot edileceği söy Icndi. Gerçekten de daha sonra, filmin oynadiğı sinemaların önündc gösteriler yapıldı. lnsanlar, onları bizim çevremizde, siyahlar arasında eşcinsellijsin filan olduğunun, anlatabilecekleri en kötü şey olduguna ikna etmeye çalıştılar. Vc üstüne üstlük, özelliklc bu işe karşı çıkan siyah erkeklcr öylc ürkmüşlerdi ki, gerçek sorunu dürüstçe kabul edeceklerine, işi evirip çcvirip bcııim aslın da onları rcncidc ettiğimc getirdiler vc buna tanık olmak bana çok acı vcrdi. Yinc de zaman, bütün bunların en iyi ilacı oldu. Zaınanla insanlar, herkesin kimi isterse sevebileceğini, bunun bir özgürlük işi oldu$unu, şunu ya da bunu herhangi bir ncdenle sevmeye zorlanamayacağını anladılar. Yinc konuyu dcğistirclim biraz. ?960'larda insan Hakları llarckeli'nin içindeycr aldtnız; Martın Luthcr King'in iinlü "Özgürlük" konuşmasını dınlcdıniz. Onun suikastini yaşadınız; yürüyüşlerc, protesto gösterilerinc katüdımz. İnsan Hakları neuinin bir üyt'ii olarak, günümüzdc bu uğraji nastl degerlendiriyorsunuz? Nclcr dcgişti, neler öğrenildi? Çok şey kazanıldı, özcllikle bireyin saygınlığıyönünde...Lokantalanndayemekyiyemediginiz, kütüphanelerine giuemedifii* niz bir ülkcde yaşamantn iyi bir yanı olabilir mi? Ikinci ya da üçüncii sınıf bir vatandaş olduğunuzu duyuııısamamak olanaksız. Çocuklarımıza verücn büyük ziyan bu, lokantalara, kütüphanelere gidememek, umumi tuvaletleri kullanamamak, ya da yalnızca aynnıcı olanlarına girebilmek... Siyahlar iciıı avrılan her şey aşağı, adiydi. Bu kökünden değişmek zorundaydı. Vc çok seviniyonım ki bunu başardık. Öte yandan, ayrımcılık (scgrcgatton) döncminde, hatta köleliğin kaldırılmasından başlayarak 1960'lara kadar, siyahlar sımsıkı dokunmuş, kapalı bir toplum oluşturmak için büyük çaba göstermişlcrdi. Sıcak, destcklcyici bir ortaın yaratılmıştı kültürümüz için. Bugün bu ortaın inanıfmaz bir darbc yemiş durumda. Hem kaynaşma (intcgrati ntı) ncdeniyle, (zira bu örncgin, siyah ögretmenlerin işlerinden olmalarına neden oluyordıı artık öğrenıiler yalnızca siyah okullaradeğil istediklerinegidebiliyorlardı ) hem de bununla birliktc geleıı vc hüküıneiten esinlenmiş gibi gözükcn, uyuşturucu sorunu nedeniyle... Oyle anlaşılıyor ki, bunun amacı da siyalıların gelişmesini tamamıyla yavaşlatnıak, uyuşturucularla onların kahı sını iyicc bulundırmak vc hasta bir kültürlc onları kaynasrırmaya çalışmaktı. Bu kültürün nckaılaırıastaoltlujSunugormcmek olanaksız. Bu bir lclakct. Bugün bir yol ayrımın dayız, karar vcrınck zorundayız. Bu kültü rün bir parçası olarak yaşamayı sürdüreeek miyiz, yoksa bir yolunu bıılııp ba^ımsızlaşabilecek, uğrunda canlar verdig'ımiz, hapislcrc girdiüinıiz, eziyeller çcktiğimiz hakları koruyabilccck ıniyiz.J Tanı kaynasnuıdan bi raz <fa olsa gcriyc adım atmak... Bu dcliliktcn l)iıaz da olsa uzaklaşınak... Yaşadı^ımız ikilcnı bu i^tc. Katddı$ınızprote\toldrın arasında Salman Rüidi w lcüıme Nrsrtn ın haklannm savuııultnası da vnr. Dini hağıtazlık konusunda, hangiyiindcn gclinc ftchin, ödün vcrmez bir tavrınız var. $u dızctcrınız aklınıa gcliynr: "...pranga dıyc kutsal/ yazdar/ sınek gibi inançlar/ kilitlcr/ ve yalanlar gibi/ gülümscmvlcr..." Nc dcrsiniz? Cîenelde baktığımızda, dinscl bağnazlık kadınlarhakkındahiçhayırlıolınamıştır. lirkekler için dc aslında, çünkü scvdikjeri insanlara karsı katı davranmak zorunda kalıyorlar. Zor bir durum gcrçckten. En az sizin kadar özgür davranmak nakkına sahip bir kadına, kcndi isteklerinizi kabul cttirmeye çalışıyorsunuz. Sözünü cttiğim sanınm bu, üzellikJe de dinsel dogma. Zira, insanları istedilderindcn çok daha dar bir alana sıkışmak zorunda bırakıyor. Nclcr düşünmeniz gerektiği, nasıl davranacağınız size söylcniyor ve küçüklüğünüzden başlayarak bu anlayışın içinde yetişiyorsunuz. Böyle olunca da, eh benim annem, babam Katolik, ya da Baptist, ya da Protcstan, ya da Yahudi vcbcn de dolayısıyla öyleyim diyorsunuz? Yok böyle şey. C U M H U R İ Y E T K İ T A P Gcrçckten dc hiç oturup düşündünüz mü? Belki dc bunlardan hiçbiri dcğilsiniz, bütün bunların çok ötcsindcsiniz. Çogumuz bunların çok ötesindeyiz aslında... Hcpimiz... İnsanlı^ı bir arada tutan, diinya vatandaşları olarak bizi birbirinıize bağlayan, doğaya attlmış bir temclimiz var. Sürekli bir biriyie didişen dinler değil bizi bir arada tutan. Kadtn haklanndan iöz cdildiğinde sizm ortayaattıgtmzbirsözcükvar: Womanisl. Bunu biraz açıklar mısınız? Veminizm bag"lamında nc ıfadc ediyor stzce? Siyah feminizmle aynı anlama geliyor, womaniım. Ancak, fcminizme bir de siyah sftzcüğünü cklcmek hoşuma gitmcdi, çünkü o zaten bir bütiinii simgcliyor benim için. Feminizm, feminizm iştc. Dolayısıyla, siyah kültürüıı içinden çıkmış, feminizmin bizim için ne anlama geldiğini ifade edebilecek bir sözcük olması gerektigini düşündüm. Bizim için yalnızca bir renk sorunu dcgil bu, bir tavır sorunu... Esas olan üç/beş yüzyillık köleliğimiz sırasında ne ögrendigimiz... Öyle çok şey öğ rendik ki... Şükürler olsun ki, boşa gitmeui bu yıllar. lşin ilginç yanı, son gidişimde Afrika'dagözlemledijim seksizmi cie, yanımızda getirmedigimizi, orada öğrendiklcrimizi unutmuşoldugumuzu farkettim. Alrika'da kadınlar üzerindeki baskı korkunç. Biz beyazlar tarafından köleleştirildiğimiz, onlardan kötü muameleaördüğümüz için, kcndi aramızda bu tür seksizmi bir kenaıa itebil dik, birliktc çalışmayı, kadınların da crkekler kadar güçlü olduklarını öğrendik. (Duraklıyor biraz.) Nereden geldik buraya? Ha, evet, ıvomanizm diyorduk... Şunu da eklemek isterim: Siyah kadının gördü^ü Amcrika ile beyaz kadının gördüfiü Amerika aynıymış gibi davranmanın hiç gereği yok. Iarihlcrimiz birbirinden çok farktı.ama bu birlikte çalışamayacağımız anlamına gelmiyor. Geldiğimiz yerlerin iarklı olduğunu ve büyük olasılıkla gitmcktc olduğumuz yerlerin dc farklı olduğunu kabullenirsek, birlikte iş görmenıiz çok daha kolay. Bütün kadınların özgürlügü için çalışma iyi hoş da, içinden çıktığımız ortamı tanımadıkça, an nclcrinizden öğrcndiklerinizi ortaya koyma dıkça, gelişmeyi, ilcri gitmeyi başarmak olanaksız. Sivah kadınlar olarak annelerimizdcn ırkçılı^ın ne saçma olduuumı öğrendik... Gerçck oydu ki, benim ailem debuna dahil olmak üzere, birçok ailc çeşitli renk Ierdenoluşuyordu. Kimekarşı ırkçıllkyapacaksınız? Son romanınız "Scvinrin dizinc Sahip Olmak" ta iflcdtSifiız konu, Afrika'da uygıılananbiçinııylckadın u'innctı. Sıztndcyıminizlc "kadınların cinsclaçdan köleleştınlmeu " Gana'yı ziyarct ct/iııu Orada tartı^ma gruplarına katddmız. Bu konuyu i^lcycn bir bcl gt'U'l film çckımınc dc katkınız oldu. Kadın iünnclı sorunu \on Zıi»ıanlarda Iurktyc'dcdc sıkkonuşuluyor Sizcc kadın sünnetını tartıy maya ntrcdcn ba^lamak. gcrckli? "Bilgi toplamakla başlamak gcrck. Fn baş ta da saglık riskleriyle. I lcrkcsc anlatmaya çalıştık. Bu nedeııle belx'kieıin geri zckâlı doğdııjiunu, bu yüzden annelerin, kızkar deşlerın tloj*um sırasındaöldüğünü... Buna ra^ınen bizc kulak asmadılar. Ne zaman ki, AIDS'in 1)LI denli hızla yayılması bu yüzdcn dedik ve yirmi/otuz yıla kadar köyde tek bir canlı kalmayacaöını söylcdik, o zaman can kulağıyla dinledilcr bizi. Bir tür işkente bu aslında. Yaşadığınız sürece sizinle kalan bir işkence. Ve yalnızca Afrika ilc sınırlı bir uygulama da degil, hcr yerde karşınıza çıkabiliyor. B<iylc şeyleri At lanta'da, San Iransisco'da bile yaptıklarını ögrenince şok geçirdim diyebilirim. Bu aralar Küba da çokgündcmdc. Sızin dc Küba 'ya gıttiğinızı, FıdelCastro'yu ziyarct cttiğinizi biliyoruz. Evet, dört keregittim Küba'ya. Papa da oradaydı gcçcnlcrde. . Küba'nın hastalı^ına Papa'dan çok daha iyi ilaç olduğumu düşünüyorum. Ha, ne dersiniz buna? (Cülmeye başlıyor. Şakamn alttnda biraz da gerçck payı var. Kendhımn Küba 'ya hcr gidijinde tıboi yardım götürdü ğtinü hatırlıyorum.) Papa hayranı sayılmam. Fidel'in onu davet edişindeki tek nedenin dc umutsuzluk olduğunu düşünüyorum. Halkını doyurabilmek için eJinden ne gelirse yapar. Geçmişte de hep böyle yaptı. ü n a bu 426 nedeııle firsatçı diyenler çıktı, ama eöer fırsatçıysa bütün halkı için hrsatçı, kendisi için dcgil benım gözümde. Pcki ya Amenkanın amhargosu? 13u ambargo bir savaş aslında. Küba halkına karşı bir savaş. En çok da çocuklara karşı... Hamilc kadınlar yeterince beslenemediklcri için, dahaannckarnmdaki çocuklara karşı... Küba'da ilk kez normaldcn daha zayıl doğuyor çocuklar. Eskiden böyle değildi, esas olarak Sovyetler'in çöküşü sonrası, ekonomik ambargonun iyice yerleşmesinin sonucu. Devrim sonrası yctcrsiz beslenme diye bir şey kalmamıştı. Biliyorum, çünkü bunları yakından görme fırsatını buldum. Küba, Amerika'dan sonra en çok sevdiğim ikinci ülke. Çocuklarını hele, çok seviyorum. Bakın negöstereceğim. (Hemenayata kalkıp yeni basıldığı belli bir sürü fotoğrafı cliınc tutujturuyor. Kimi balc giysileriyle, kimi rengarenk halk giysileriyle dam eden çocuklar, bir haşkaunda toplu resim için ctra/ına dizilmij irili ufaklı çocuklar, hepsımn •özlcnnin içi gülü'yor.) Bu resimdeki öküzlcri gördünüz rnü? Traktörlere benzin bu lunamadı£ından, okuldaki çocukların yiye ceklerini yetişrirdikleri tarlalarda, onları kullanıyorlar. (Bcni dc kaldırıp kıtapltg'ının olduğu odaya götürüyor. l lemen köşcde duran çcrçcvcli bir resmı göstcriyor bana. Raimdc FidclCastro, bırmasaya dırseklcrimdayamts oturuyor; elindcki kitabı okumakla mesgul. Kıtabın ba^lıg'ına bakıyorum, Alice Walker'ın 'Koruyucumun Tapınağı' adlt romamnın tspanyolcası) Kitabı ona delcgclcrle toplantııııız sırasında vermiştim. Bir dc baktık Fidcl, toplantının ortasında kitabı açmış sakin sakin okuyor. (Castro'nun karizmaundan vc kendtnc güvcnindcn \öz cderek tckrar salo na dönüyoruz.) Üzcrindc çaltştığıntz roman... Buion projcnizdcn biraz daha wz eder mısinız? Daha öııce de söylediğim gibi romanın baskı kopyalarını düzeltiyorum. Adı, "Baba mın Gülüsünün Aydınlığında". Ekiındeya yımlanacak, Random l iousc tarafından. İki yıldır bitirmeye çalışıyorum. Kitapta, baba ı ların kızlarını onaylamaları, tanımaları ve onların cinselliğini kabullcnmcleri gerektifci teması üzerinde duruyonım. Çoğu kcz dini inançlar, doktrinler yüzünden babala rımız bizim yanımızda bir bekçi rolü oyna mak zorunda kaldılar. Vc bu da bir koruyucudan, şefkatli bir koruyucudan çok farklı. Kızlarasankihapistcymişlergibidavranddı. Bunun sonucunda da kızlar, korku içinde, ruhen sakat büyüdüler. Roman bundan söz ediyor. Arzuladığınız yeni dünyayı kcndi ellerimizle kuracağımızı, gözümüzde canlandırabilcceöimizi varsayıyoruz. Ve bu düşü, farklı bir dünya düzeni isteyen herkesle pay laşabilmeliyiz. Nedense babalar bunun hep dışında bırakılddar. Kimsc onların bekci deĞil de, müşfik birer koruyucu olabilecek kadar çocuklarını scvmeye yetenekleri olduğıı na inanmadı. Bu kitapta babaları gardiyan olarak değil de, scvgi dolu bir mclck olarak sorumlulukJarına sahip çıkmaya çağınyoruın. Türkiye'dcki okurlara son bir mesaj ilctmek ister mısiniz? Daha önce söylediğim bir şeyi yinelcmck isterim. Yeni bir dünyaya hakkımız var vc onu yaratınanın sorumfuluğıınu taşıyoruz. Kocaman degil, ufacık adımlarla'iJerlemeli yiz. Savaşların, anlaşmazlıldarın, açlıgın böl düğü, halkların kasıtlı olarak ac bırakıldığı dünyaya bir son vermek zorundayız. Yoksa hepimizin gelece$i kaı anlık, bu çok açık. Ve insanlar, bir iki kişiyiz, sayımız az diye dü şünüp katkıda bıılunamayacaklarını sannıasınlar. Ufacık arupların bile çok yararlı katkıları olabilir. İnsan tek başına da olsa, gü venli bir dünya yaratma ugraşına katılabilir. Yakla$ık elli dakıkadır konumyoruz, yorulduğunu bi^ediyorum. Çok fazla oyalanmadan rcsimlerini çckiynr, konukseverlılı için tckrar tcjckkür cdiyorum Ona veda edıp evden çıkttg'ımda yag'mur dinmi}, bulutlarm araundan zayıfbirgüneş titg"t süzülüyor. l lcnüz Şubat, ama Berkcley 'dc badcm ag'açlan, kamclyalar dirilmiş, hahara hazırlarU Meridyen / Altce Walker / Çeviren: Edıp 1. Polat /Sis Yayınalık / 197 s. çılctı Çankaya nın Hanımefendisl Mevhihc İnftnU'nün torunu GÜLSÜN BİLGEHAN yazdı. Büyük boy resimli, 3.hamura basılı 2.500.000 TL. 1. Kitap MEVHIBE l.Hamura basılı, bez ciltli 3.500.000 TL. • İsteklerlnlz tutan kadar posta ya da damga pulu gönderlnlz. • Kitapçılara Indlrlm uygulanır. YAYINEVI Meşrutıyet Caddesı, 4a / A Tatefon 3124316122434 49 96434 48 99 KİTABEVİ Ysnl^hir 06420 / ANKARA Faks 312431 77 58 Kızılay 06420 / ANKARA F«k» 312433 19 30 Cağaloğlu 34360 / İSTANBUL Faks:212527 41 19 Sakaıya Caddesı. No: 6 / A T«Mon 312434 4106434 4107 DAĞmM Nartıbahçe Sokak, No • 17 /1 Teleton 212 522 52 01 • 528 70 97 S AYI SAYFA 11