Katalog

Aslıhan Tokdemir, kitaba yazdıgı önsözde "Dil Jidinimi ve Yabancı Dil" adlı bu çalışmada lıer iki ol gunun iarklı lengüistik akımlarca ele alınmış, dil cdinimi ile yabancı dil kavramlarımn farklılaşma biçimlcri irdelennıektcdir. Ayrıca birinci dil edinimi ile ikinci dil ediniminin birbirinden farklı süreçler olup olmadığı vcya nc dcrecc bir birini etkilediğini çeşitli dilbilimsel bakış açıları çerçevesınde ortaya koymayı amaçlamaktayım. Ülkemiz de de, yabancı dilin önetninden hareketlc, yabancı dil derslerinin sadcce o dil hakkında likir sahibi olmakLan çok, o dili gerektiğinde kııllanmayı sağlayacak yondc gerçekleşmcsi gereği, uğraşı dil olan herkesçe bilinmekte ve konuya gercken önem vcrilmektedir. Tüm dil cdinimi kuramlarını tanıtmaya çalıştığım bu kitabımda yabancı dil eğitinıine dc katkıda bulıınabilmck dileğimdir. Dilbilimin, özelliklc Almanya ve Amerika Birleşik Devlctleri'nde, en önde gelen, üzerinde yoğun ve kapsamlı araştırmalarm yapıldığı alan ikinci dil cdininıidir. Bu alanda yapılan teorik tüm araştırmalar, elde edilcn sonuçlardan uygulamada, yani dil derslcrinde yarar sağlamaya yöneliktir"diyor. Seçkinler ve Toplum/ T. B Bottomc/rc/ Çcviren. Erol Mutlu/ Gıindoğan Yayınlart/ 144 s Topluluğun üstiin bireylerden oluşan bir küme tarafından yönclilnıesi düşüncesi, Platon'un düşün yapısında, daha da çok eski I lint toplumunu düzenleyen Brahmancı kast öğrctilerinde be lirgin biçimde yer almaktadır. Bir başka vc toplumsal kuranilar iizcnnde önemli bir etkisi olan biçinı de, birçok dinsel itikar, "Tann'nın seçtiğV'yle bir seçkin kavramını dile getirmiştir. Modcrn, toplumsal ve siyasal seçkinler anlayışı belki de SaintSimon'un bilim adamları ve sanayiciler yönetimini savıınuşLina dek gcriye gitmcktedir; ama Saint Simon'un yapıtında bu fikir, özelliklc onun dolaysız izleyicilerini düşüncesini sosyalizm yönünden geliştirmelerine elveren, sınıf farklılıklarını ve zengin ile yoksul karşılıgım kabul cdişiyle sayısız biçimde nitelenmektedir. SaintSimon'un düşüncesindeki seçkinci ve yctkeci öğeler. Bonald'ın fikirleriyle birleşerek August Comtc'un pozitif felscfesinde yeniden öne çıkmıs, ve böylelikle modern seçkinler kuramının yaratıcılan Mosca ve Pareto'yu doğrudan etkilemiştir. Okumak Anlamak Yorumlamak/ Prof Dr Yılmaz Ozbch/ (,undogan Yayınları/ 115 \. Sanatla yararıcı olarak uğraşanlar ve sanatseverler, sanatı anlamlı bir varoluşa büyük katkısı olduğu için yaygınlaştırmak ve hatta yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirmek çabasında olmalıdırlar. Çiinkü onu toplumların eğitiminde işlevler üstlenen en önemli dayanak ve araç haline getirmek, dünyada olup biten çirkinliklere set çekmek, güvenli ve huzurlu bir dünyaya ulaşmak yolunda atılmış en önemli adım olacaktır. Yalnız oyalamak, eğlendirmek değildir sanatın amacı; bilgilendirmek, aydınlatmak, yönlendirmek, dünyanın değişmesine, daha yaşanabilir hale gelmesinc katkıda bulunmaktadır. Toplumsal gerçeklere ışık tutmak, evrenscl değerler etrafında birlcşcrek, insanlığı birbiri ne yaklaştırmak gibi bir amacı da vardır onun. Medyanın Gözüyie Çeteler ve Susurluk/ Öndcr Aytaç/ Sam Yayınları/ 192 s. Polis Akademisi öğrctim görevlisi Önder Aytaç'ın Susurluk kazasından bugünlere kadarki günlük gazetelerde çıkan haber yorum ve makalelerden yararla narak geçeklcştirdiği çalışmasmda"... Bireysel bağlamSAYFA 18 da, benim burnumun başladığı yerde senin el sallama özgürlüğün son bulmalı, senin burnunun başladıgı yenle de baijkasının el sallama özgürliiğü olmamalıdıı. Devlet baglaminda ise, de\let burun kıran değil, kırılmiü olan burunlara pansııman yapan bir yapıda olmalıdır. Devlet, burun kırmayı sürekli uygulama haline getirmi^ olan 'çeteler' varsa, yıldırıcılık ö/.elliğini tıışıyan kadile eldivenin içerisindeki çelik bir yumruk gibi olduğunu da gostermelidir. tşte bireysel ve toplumsal bağlamda bu olgunıın gerçekle^tirilmesi durumunda, yalnızca 'Pinokyo' gibi yalan söyleyenlerin buınu uzayacak ve stklıkla da bunların burunlarına vurulması söz konusu olacaktır. Pinokyo gibi olanlar, burunlannı kısalttırmak için istedikleri kadar estetik ameliyatlar yaptıısınlar, ıstedikleri kadar 'kralın çıplak olmadığım' soylesinler, istedikleri kadar 'Midas'ın kulakları uzun değil' desinler, gerçekler belli bir "çok kısa" döncm saklanüsa da, ortaya çıkacak vc tarihteki yerini alacaktır..." diyor . Devlet Güvenliği, tstihbarat ve Terör/ Bekır Çınar/ Sam Yayınları/ İ2İ s Bu çalışma, bu alanda bir ilktir ve her türlü ıddiadan uzak kalınarak, konuyla ilgilenen kişilerc bir kaynak olması düşünülerek kaleme alınmıştır. Bu nedenle de her türlü eleştiriye, candan 'hoş, geldin' diyoruz. Kendi ışığımızla yürüdüğümüz yolda, başkalarmın ışıklanna olan ge reksinimimiz hiçbir zaman yeterince karşılanamadı; aslında, kcndi ışığımizla var olan karanlığı yeterince aydınlatamıyoru7, bu bize sıkıntı veriyor. Çünkü, var olmak karanlık, daha fa^la ışık ve aydınlık istiyor. Bu bakımdan yapılacak her türlü olumsuz ve olumlu değerlcndirmelerin ışığında katkı sa^layacağına inanıyoruz. Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde 'devletler' kendilcrine ycinelik tchdit ve tehlikeleri kendini terör olarak ortaya koymaktadır. Bu eylemlere, her yıl binlerce kişi kurban gitmekte, milyarlarca para ve doğal kaynaklar bu mücadclede lcrörü yok edici bir çözüm ijekli bulabilmişlerdir. Bu ikilem içinde yaşam devam etmektedir. Bu çalı^ma, birazcık olsun bu ikilemi açmaya yönelik öneriler sunmaktadır. Anayasal Devlet/ Mchmet Turhaıı/ Cimdo^an Yayınları/ 112 s. Insan onııruna saygı ve kişi dokunulmazlığı insan lıakları sistc minin ve insan hakları cvrensel bildirilerinih tek dayanağı vc anayasalann da üstünde yer alan tek degerdir. Anayasalar anayasal devleti gerçekleştirmek istiyorlarsa, bu değeri gerçckleştirmeye çalışılmalıdırlar. Bir basjca deyi^le, anayasalar kişilerin hak ve özgürlüklere sahip olmalarmı saglamalıdırlar. Kijjilcrin hak ve özgürlüklere sahipolmaları onlara temcl bir "ödev" de yüklemektedir. Bu ödev sorumlu özgürlük anlayışının bir sorunudur. Buna göre, kişilcr baijkalarının tcmel hak ve özgürlüklerıne saygı göstermek zorundadırlar. 1924 Anayasası'nda "hürriyctin herkes için hududu başkalarının hududu hürriyetidir..." biçiminde anlatılmış olan bu ödevi belirleyebilmek her zaman için kolay olmamaktadır. Anayasal devlet bunu gerçekleştirmeye çalışır.Anayasa Mahkemesi'nde Raportör olarak çalışan Mehmct Turhanln yazdığı bu kısa kitap okuyucuya bu konularda bazı düşünceler sunmakta. Avrupalılaşmak/ Tüccanâde \brahim Hılmı/ 1 laztrlayanlar: Osman Ka/adar Yaruk Öztürk/ Gündogan Yayınları/ 192 s. Tüccarzade tbrahim Hilmi,bugünkü alfabeye sadeleştirilerekyayına hazırlanan bu eserine yazdığı önsöze "Tanzimatı Hayriye'den 75 yl sonra Avrupalılaşmanın gerekliliğinc dair bir eser yazma ihtiyacını hisetmek, ülke için ne acı bir durumun göstergcsidir"sözleriyle başlıyor. 80 sene sonrahala türk düşüncesi,çağdaşlaşma sorunları etrafında paradigmalar üretiyor.Türk aydınlarının çağdaşlaşma konusundaki görüşleri.akademik çalışmalara konu ediniliyor.Kitap Türk düşünccsinde çağdaşlaşma sorunlarına ilişkin araştımalara referans olabilecek nitelikte. Sorularla Islatn Dini ve tslam Tarihi/ Prof Dr Ncy/ Çağatay/ Gündogan Yayınları/ 392 s. Islam tarihi, îslam dini tarihinin yani Islam ilmi hali'nin ayrılmaz bir parçasıdır; ancak, ana kaynak lara dayanılarak, boş inanç ve düzmece öykülerden arınık yazılmış bir tslam tarihi yardımtyla Islam Dini'nin valın, gerçek ilkeleri anlaşılabilir. Ulkcmizde tslamiyet, "Mızraklı ilm i hâl", "Envâr ülAşı kıyn" vb. kitaplardan öğrenilmeyc, öğretilmcye çalışıldığı için halk, din adına hurafcler, Islamiyetlc ilgisi olmayan şeyler öğrenmekte, din simsarı tarikat şeyhi taslaklarının a|*ına düşerck, gerçek lslamın tcmel ilkclcrini açıklayan kişilerc onla rın özendirmesiyle düşman olmaktadır. Yine Türk toplumu, Islam tarihiyle ve Islam diniyle ilgili bilgileri; "Uğur Abbas", "Kesik Baş", "Güvcrcin", "Deve vc Geyik" adlarıyla yazılmış gerçekle, akılla, mantıkla ilgisi bulunmayan öykülerden ve Türk halkını gerici liğe, bağnazlığa sürüklemek için "Şcyh Ahmed'in Vasiyetnamesi" gibi Araplar'ın uydurduu saçma sapan şeylerden oluşmuş sanır vc bunları öğrcnmeye, benimsemeyc çalışır. İslam tarihi ayrıca, dinin kurucusu Hz. Peygambcr'in ve onun yakın arkadaşlarının (sahabcler) yaşantılannın, davranışlarının, birbirlcriyle ilişkilerinin bilinmesi, örnek alınması bakımlarından çok gereklidir. Bugüne dek îslam tarihinin konulannı, olaylann gclişimini, hele bu tarihi yapan kişılcrin gerçek kişiliklerini, bağnazhklardan, uydurma öykülerden ya da abartmalardan uzak, nesnel olarak ele alan bir yapıt hcmcn hemen yok gibidir. Özellikle Türk halkının anlayabilecegi açıklıkla ve yalınlıkta hiç yoktur diyebiliriz. İşte biz, Müslüman Türk halkına yanlış bilgi vermemek için, ana kaynaklara başvurarak bu kitabı kaleme aldık. Dilini de, bugünkü ve gelecekteki kuşakların anlayabilecckleri biçimde yazmaya çalıştık."diyorProf. Dr.Neşct Çağatay. Gecede Sır Oldu/ Mahir Adıbv\/ (jihıdoğau Yayınları/ ') 5 v Merhamet Gölgeleri/ Mahır Adı beş/ Clündoğan Yayınlart/ 114 s. 1964 Bayburt doğumlu mahir adıbcl,1996 ydı Öıner Seyfettin Hikâye Yanşması'nda "Merhamet Gölgeleri" adlı hikâyesiyle Ozendirme Ödülü, 1997 yılında ise "Yarenim Yar Yıldızlardan" adlı hikâyesiyle üçüncülük ödülü kazanmıştı. Almanya'da her iki yılda bir düzenlcnen 19961997 yılı Uluslararası \ likâye Yanşması'nda da" Yarenim Var Yıldızlardan" adlı hikâyesiyle mansiyon ödülü kazanan yazarın öyküleri "GecedcSırOldu" vc Merhamet Gölgeleri" adında iki kitapta toplandı. Ihsan Benimle Çalışır mısın? / ihsan Kudret/ \nkilap Kitabcvi/ ISenlmle Çiılışır nıtmn 144s "Kitabımda, Cumhuriyetimizin en çalkantılı devrini yarım yüzyıl yaşamış aydm bir ailenin öyküsiinü okuyacaksınız. Kimi okuyucular, anlatılanlara bir aynaya bakar gibi bakacak. Kimileri, 'Demek yıllardır aydın kıyımı böyle ipe sapa gelmez şeylerle yapıldı!' diyc düşünecekler. Kimisi halimize, hayalcıliğımize gülecek. Çok kcstirmeden, kalemin ucuna geldiği gibi anlattığım yaşamımız, bir devrin kırılıp parçalari oroya buraya dağılmış aynası gibi geliyor bana" diyor kitabın önsözünde thsan Kudret. • İHSAN KUDRET thsan CUMHURİYET KİTAP SAYI 420