Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı. *" • Şıınnin vclcncklc :lışkısı yokia özgün yapısı ya da kaynaklan Bu sorunun yanıtını az önce birazcık açıklamaya çalışrım ama kaynaklara vc geleneğinc ifişkin konuşalım istcrscn... Doğal olarak şiirımi beııden önce ya zılmış şiirlcr, şiir ustaları besteledi. Ucrek Tiirk şiirinden gerekse yabancı şair lordcn yararlandım, ama "bcnzcr" olmamaya özen gösterdim kcndimce. Yalnız ca yerel vc evrensel şiıri tanımak da ye lerli değil bana göre. Şiir tiim sanat dallarını içselleştiren bir olgıı. Şüri müzikten, rcsimden, öyküden ayırabilir miyizi? Tiyatronun, sinemanın şiirdeki gör selliğini, kahramanlarını yok sayabilir m\y'\7? Raşka sanat dalları da şiirimi çcık etkilcdi diyebilirim. Omeğin diinünıü anlattığım bir sjirde "Ince Menıet, Ka çakçı Sahan, Simbcr Kadın, Türk romanının Iıina'sı, Puşkin, Picasso vb kişiler ya da kışiliklcr şıırimdc ycr etti. Piyano lilmi aynı adla şiire dönüştü... Bunun yanı sıra söylencelerin kimlikleri de Af Arife Kalender "MavilerdeEskidı'den "GülKüstu'ye rodit, Zcus, llera, Mcryem, Hz. Ali de dizeicrimde ycr edindiler. Şairin yalnızca çarpıcı imgeler bulunnıasının yeterli olmacıığını hepımız bıliyoruz. Bir kez düşünsel vc kültürcl bir altyapısının gereginin yanı sıra köklü bir tarin bilicinin de olması zorunlu. Yan ve kılcal damarları cksik olduğu sürece o şiirin bcyni ve yüreği bir gün tükenecek, uzamı kısala Î Kiisen gül de sevilir RUŞEN HAKK! "aviler de Eskidi" derkcn bile umubaşında gezdiren ve "Göçebe Sevinçler" ile bir uzun yolun yolcusu olan ve gittigi her yere ayrılıkları, aşkiarı, sevinçleri, acıları da birlikte götürüp, onları doğanın kucaöına döken, daha sonra, "Suskun Rcsimlcr Durağı"nda hüzünlere bürünen Arife Kalender, şimdi de hüznü daha bir öne çıkarıp, "Gül Küstu" diye söyleniyor. Kiisen gül nc yapar? Eskiyen mavilerc mi sığınır, göçebe sevinçler kervanına ma katılır, yoksa sııskun resimler durağına varıp hüznün yolunu mu gözler? Sorııları bırakıp önce siciline bakıyorum Gül Kü.stü'nün: 1 Iera Şiir, Kasım 1997, 62 sayfa. Üç başhk altında tuplam 34 ^iir: Düş Dönüşleri (1 i şiir), lçscl Oyıınlar (11 şiir), Yalanların Ikizi (lOsjiir). 5Ove31.sayfalar kiiımzı. 30. sayfada bir kadın (Arifc'yc bcnziyor) sigara içi "M yor. Bitişik sayfada ise kitaba adını veren sekiz dizelik Gül Küstü adlı şiir yer almış. lçsel Oyunlar şiirinde: Oynuyorum kendimle Bu kadın ben dcğilim biçimi yok Ipince ipektenler götürürken insana dergâhsızım tanrım içbükey oynuyor dargınuğım kendime darlı içiniz içime sığmıyor cfışınızda görünsem de" diyen şair toplumun içinde dir. Daldıgı denizlerde nalıöın ışıltısı, balıkçının umuduyla beraber", "terli kasketleriyle haınalların", "mimoza satan çocuklar"la, soyadı olmayan kadınlarla aşkı, yaşam ve insanı soıgular. 1 lüznü ve değinde tutan Arife Kalender, "ycni gözler takıp gö/.lerimin yerine / dudaklanma yeni tadlar" diycrek ıımııtla yeniden "bir çocuğun gözleriyle" yaşama bakar... "sevdası sökülmüştü top raktan / buyuk bir göçtü' dizelcrinden yola çıkarken "Göç" bir anahtar ve ben bu anahtarla açmaya çalışıyorum şiirlerin kapısını... "Zaman dağının doaıklarından süzülen kar", usulca demir alan gemi, cüneş patikasında alı nan yol, kuşların fırtınadan kaçışı... En önemlisi de insa nın kendinden kaçıp kurtulma istegi... Ne ki bu "göç" her şeye karşın istekten ötcyc gidenıiyor. (^ünkü insan dönüp dolaşıp gcne kendine dönüyor. Bir yerlere gidip de gene kendine dönmek de güzel. Neden güzcl? Kendine daha zengin döndügü için güzel. () gidilen ycrlerdc doğayla sarmasj dola^ olıınduğu için gü zel. Arife Kalender, şiirini her yerdc gezdiren, bunu yaparken şiirinin elinden tutan, ama yeri geldığinde onıı scr bcst bırakan, yaramazlıklarmı hoşgöıcn bir ijair olaıak da dikkat çckiy<ır. Arık Kalender siirleritıde dimdik ayakta durduğunıı göstcriyor. Bu şiirlerinderı biri dc "Adı Serçe". "ivski bir saatin to/larını siliyor Yelkovan ikindilerde durmuş Nisanlara çevirdi yılları Aklara tutkusu Akasya köklerinde kurumuş Ten dayamış dikene, kınşmış biraz Âvcunda ekmeği yok, çivitle sabun Arada sıkıntılar geliyor Bir balıkçı kulübesi gibi uzun kumsalda Ağrılar, korkularla uyurmuş Salıya erken mi gelmiş Gcç mi dönmüş salıdan Kan rengini çocuk düşüklerindcn biliyor Çoktan ölmüştür ağustos Tck serçcler kaJmış dallarında ağaçlann Ogiunun adını umut koymuş Susııyor lki kadın tencerenin başın da Birinin resmi var kanadı yok Diğeri ycmek dağıtıyor Bir şcy pır dive havalansa saçaklardan Çocuklanndan biri vuruldu banıyor" • cak, ateşi sönecektir. Bu anJayısla şiirimdeki doğa ve insanı temel direkler olarak ele alırkcn her canlıya vc her nesneye sorular sordum. Şiirin de yaşamın da sorularla, düöümleri çözme çabalarıyla sürdüğünü uü§ünüyorıım. Çocuklıığumda, yalnızhğ'a vc yoksLilluga itilmi^ insanın doğa karşısındaki korku ve çıkmazlarında, taştan, iğ de çiçeğinden dilek dileyişini gördünı. Bclki de inanca ve umuda daır ılk so rumdu bu. Fırat'ta Murat aradıklarma tanık oldum. Gözyaşlarını ustalıkla güldürüye çevirişlerini izledim. Çocuk aklımla tanıdığım Ali; zulümlerde, kıtlıklarda binlcrce Ali'ye çoğalıyordıı. tnancın içindcki özlcmin izini bulmama da uzun sürmedi... Gençlik ydlarına geldiğimde yavaş yavaş "eteğini ört!" öğütleriyle başlayan kadın kimliftinc sorular... Do^urmak istemediği çocuğu düşürürkcn kan kaybından ölen gencecik kadınların, sevui'ine varamadığı için ip atıp asılan gelinerin öykülerini topluyordum içimdc. Yanıtları buluyordum ya yerine uymayan bir şeyler vardı. Uymayanların da neden uynıadıklarını öğrendiğinı yıllar ünivcrsite yıllanydı. Ortaokul yıllarında yazdığım şiirler yeri, konumu ve görselliği olan, cıönemin edebiyatının etkisi sezilen türdendi (köy edebiyatı, yoksulluk, daha iyı bir yaşamı özleyiş). 1970'li yıl larda yazdıklarımda ise özgürlük, barış, hak ve kavga tenıaları ağırlıktaydı. lşçi lik olarak da birçoğumuzda oluıı^u gini iletiyi, bildiriyi hedeflediğimizden estetik kaygısını ön planda tutmayan bir görünüm sergiliyordu. Ancak yine de o süreye dek şiirin içinde olmam, onsuz olamamam şiirde keşfedilınemiş birçok yan yolların, patikaların bulııncuğunu sezdiriyor, beni aramaya itiyordu. Aşk pcçcli geziyordu o günlerde. Ozclimizin gü/.ellikleri ya da acıları dizeye dönüşse dekimseleregösterilmiyordu. Daha son ralan kıırıımlarla tanışmam (cvlilik, nıcslek, yerleşık dii/en vb.) bu kez de farklı pencerelerden yaşama bakışımı gctirdi. Sürekli çocuklarla birlikte oluşum, es kiyle yeniyi, ycninin nitcliğini, cskinin eskiliğini sorgulatır oldu. Şiirimin özgun yapısında hem yaşamı didik didik araştıran bir bakış, hem de "kız ÇOCLI^U" oyunlarından edindiği alışkanlılda yaşama uyma(ma)ya çalışan bir kadın var... Şürinin gcncl çizgi içindcki cvrclcri azgiscl doğruluk mu içcriyor yoksa çesitli evreleri var mı? Sevgili Ahmet Ada, yaşamın hangi alamnda çizgisel doğruluk var ki?.. Bu diyalektiğe aykırı. Hele hele şiir gibi bir olguda, ip üzerinde sonsuza dek nasıl yürünebilir? Şiirin akan, uçan, taşan, escn boyutsuz bir şey oldufiunu sen de iyi bilirsin. Bu ele avuca geımez şeyi yakalayıp "sen hep burada oturacaksın emrini' nasıl verebiliriz?.. Benceşiirin doğru bir çizgiyi izlemesi yenilemeyi değiJ yinelemeyi getirir. Yineleme de şiirde en büyük çıkmaz en büyük bogulmadır şair için... Şiirin bir önceki konumdan ken disini kurtarıp yeni boyutlara ulaşması, var olanı değiştirip özgürlüğü arayışın dadır bana görc. Bu konuua Arir Damar: "Şiir her yerde, her an onu düşün mek ve kafa yormakla yazılır. Her biri ötekinden farksız şiirler yazmak olma malı isimiz. Tekdüze bir şiir, şiir olmaktan çıkıııış bir yazı toplamıdır. Bu olumsuzluğa dıişmemek, sürekli olarak söyleyiş vc içcrikte ycni olanı bulmayı gcrektirir. Şiiıi durnıadan kovalamak zorundayız" diyerek şiirin tchlikeli tuzağını bizlcre gösteriyor. tlk şiirlerimizden başlayarak hammadde olarak bizlere ulaşan imge şairin biri kımine, şiir kültürüne göre dizelcrc dökülür. Genel olarak ilk kitaplarıtnı/.a baktığımızda bu naifliğin izlerıne rastla rız. Ancak imge vedizeyle iç içeyaşadıkçaelimizdeki nammaddenin fazlalıkları " KİTAP SAYI 419 SAYFA 4 C U M H U R İ Y E T