Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 KURL A R A Aslt Erdoğan 1967 htanbul doğumlu. Boğaziç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra aym üniversitede fizik yüksek lisansı derecesi aldı. îki yıl kadar CERN'de (Avrupa Yüksek Enerji Fiziği Laboratuvan) çalıştı. "Birçok fizikçi .fiziğin en uç araştırmalartntn yapıldığı CERN'de çalışmaktan gurur duyarken ben CERN'i bir cezaevi ,bif getto deneyimi gibi yaşadım. Fizikçilerin kısır.gözden çıkanlmış yaşantıları, içinde sallandıklan derin boşluk ve yabancılaşma, dev bir teknolojinin gölgesinde yitip giden benlikleri, kısacası CERN'in arka bahçeleri daha çok ilgimİ çekiyordu. Sonuçta fiziği hak etmiyorum diye düşündüm, belki de fizik beni hak etmiyor. Yazmaya başlamadan önce de yazını tutkuyla seviyordum, ama artık hayatımın odak noktası. Bir zamanlarfiziğin olduğu gibi...Yazarlığı bir yan iş olarak düşünmedim hiç, çünkü belli bir yoğunlaşma olmadan yazamam. Yazmayı tutkuyla sevmenin de ötesinde çok ciddiye alıyorum. Yazmakiçin; gündelik yaşam koşuşturmasımn dtşında bir konumdan dünyaya bakmak için bütün vaktimi boşta gezmeye'aytrtyorum, bir süre "dışarda" kalmak istiyorum" diyor bu haftaki kapak konutnuzda yer alan söyleşisinde Aslı Erdoğan. Bol kitaplt günler dileğiyle. TURHAN GÜNAY HIFZI TOPUZ ünya Karikatür Tarihine başlarken her şeyden önce karikatürün ne olduğunu saptamak gcrekiyor. Çünkü bu konuda muazzam bir kavram karmaşası var. Karmaşa şunlardan kaynaklanıyor: Biz İtalyanca kökcnli karikatür sözcüğünü Fransızca'dan almışız. Abartılmış çizgilcrle gülümsemc yaratan dcsenlere karikatür diyoruz. Fransızlar da karikatürü bizim gibi anlıyorlar, ama Fransa'da yaygın olan bir de humour sözcüğü var. Humour yazı ile de olabilir, çizgi ile de. Çizgi Üe olursa buna dessin d'humour, dessin numoristique ya da humour graphique diyorlar. Bunun Ingilizcesi humouristic drawing. Italyancası numorismo, îspanyolcası humor grafico. Peki, humour nedir? Bizde genelde humour kareılığı mizah sözcüğü kullanılıyor. Mustafa Ninat'ın OsmanlıcaTürkçe Sözlüğü'nde mizah karşılığı "şaka, eğlence, latife" deniyor. Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğü'nde de mizah'ın karşılığı "gülmece". Biz humour karşılığı mizah'ı alırsak onun Türkçe karşılığı gülmece'yi kullanmak zorunda oluyoruz. Bu doğru mu acaba? Fransızca Iletişim Sözlüğü'nde (Dictionnaire de la Communication'da) humour'un anlamı şu: Gerçeği en hoş ya da en özeür bir biçimde tasarlamaya ve sunmaya yönelik ruh durumu. Hachette Dil Sözlüğü'nde humour genelde "Gülünçlükleri ve gerçeğin tuhaflıklarını vurgulamaya dayanan hoş bir alay biçimi" olarak tanımlanıyor Başlangıcından bugüne D Dünva Kapikatürü Başlangıcından Bugüne Dünya Karikatürü, kendi alanında ülkemizde yayımlanan ilk kitap. Türk yayın hayatında büyük bir ihmale uğramış olan mizah küitürü, özellikle de karikatür yayıncılığı, bu kitapta tarihine kavuşuvor ülkemizde de. Hıfzı Topuz, karikatürün ilk çağlardan ougünlere uzanan çalkantılı serüvenini çok geniş bir coğrafyada örnekleriyle anlatıyor. Türk karikatürü 1980'lerde kenai özel tarihini gördü; 1990'larda ise dünya karikatürüne açılıyor... sanatçısı arasında da aynm vardır. Karikatürcü geniş kitlelere seslenmeye, güncel ve popüler olmaya yönelir, geniş iletişim olanakları arar. Hümoristik desen sanatçısı ise kendi çizgilerini anlayan, kendi kodlarını çözebilen, humour'un inceliklerini kavrayan bir azınhğa seslenmeklc yetinir. Karikatürde genelde bir kavga, bir başkaldırı, bir şiddet havası egemen olıır. Karikatür yıkıcıdır, toplum düzeni il, kurum vc kurallarla alay edcr. Karikatürü gören kişi konuyu hemcn anlar, karikatür başarılı ise kahkanayı basar. I Iümoristik desen'de ise okuyucu yavaş yavaş etkilenir, düşünür, gülümser, tüm mesaj çizgilerdedir. Genelde desenin içine balonlar yerleştirilmez, alt yazılar (lejand'lar) yoktur. Konunun siyasal ve güncel olması da şart değildir. Gazete karikatürünün birkaç günlük yaşamı olmasına karşüık hümoristik desen uzun yaşamlı ve kalıcıdır. Fransızlar böyle bir anlayışla karikatürü hümoristik desenden ayıımışlardır. Eskiden karikatür gazetelerinin altında "Journal satirique" (... gazctesi) yazılıydı. 50'li yıllardan sonra yeni bir anlayışla çizen sanatçıların çalıştığı gazetelere "Journal d'humour" dendi. Fransa'daki gelismeyi şöyle özetleyebiliriz: Önce karikatür vardı, XVIII. yüzyılda "humour" sözcüğü dile girdi. Daumier, Caran d'Ache gibi karikatürcüler de XIX. yüzyılda humour'un anlamına uygun karikatürler çizdilcr, ama çizdikleri desenlerc karikatür dendi, hümoristik desen değil. tkinci Dünya Savaşı'ndan hemcn sonra Saul Steinberg'in etkileriyle F'ransa'da Mose, Andre François, Bosc, Chaval, Maurice 1 lenry yeni bir akışın kurucusu oldular. Bunlar karikatür değil hümoristik desen çizdiler. Bu tür desenlere lngilizce "Pictoriel Joke Without Word" (yazısız resim şakası), ya da "Oneline Joke" (Tek satırlık şaka) dendi. Eski karikatürcüler kendi dergilerini çıkardılar, albüm yayımladılar, bu iş tuttu. Bizde de öyle olmadı mı? 50 Kuşağı ilk kez Steinberg'in albümlerinden esinlenmedi mi? Sonra her ülkede geleneksel ve çağdaş akım, bırlikte yaşamlarını sürdürdü. Hümoristik desenlere sanat karikatürü diyenler de oldu. Bunlar günlük gazete karikatürlerinin dışında yer aldılar. Gelelim Ingiltere'ye, tngilizler "karıkatürhümoristik desen" aynmı yapmadılar. Onların yaptığı bir ayrım var, ama o Fransızlarınkinden çok değişik. 1994'te Mark Bryant ve Simon Heneage adlı iki tngiliz araştırmacı "Dictionnary of British cartoonists and caricaturists" adında bir antoloji yayımladılar. Kitapta yapılan ayrım karikatürcü ile cartoonist'e dayanıyor. "Cartoonist" sözcüğü Fransızcada yolc. Fransızlar tngilizlerin karikatürcü ya da cartoonist dedikleri çizerlerin hepsine karikatürcü diyorlar. Peki, lngilizler cartoonist'tcn ne anlıyorlar? Cartoonist sözcüğü ilk kez 1843'te ortaya çıkmış. Olayın öyküsü şöylc: Ünlü karikatürcü Jonn Leech'in o yıl Punch dergisinde sosyal içerikli bir karikatürü yayımlanmış. Konu Lordlar Kamarası'nda bir sergiye konulacak bir duvar rcsmi tasarısıymış. John Leech bu karikatürün altına Cartoon N: 1 yazmış . Bu karikatürden sonra bu tür desenlere cartoon demeye başlamışlar. Sözünü ettiğim sözlükte cartoon eğlenceli resim olarak tanımlanıyor, karikatür ise belirgin çizgileri abartılmış, saptırılmış portre anlamında kullanılıyor. Bunun bazı istisnalan var, savaş sıralarında bazı cartoonçizerler humour ögesini ele almadan "grotesque" abartmalarla yetiniyorlar. Strip cartoon denen dizilerde (çizgi romanlarda) humour değil, serüven egemen oluyor. Sir Ernst Gombrich adlı biri "Humour, cartoonist'in silah dolabında mutIaka bulunması gerekli bir silah değildir" demiş. Cartoon zamanla geniş bir anlam kazanıyor. Çizgiroman, çizgiöykü dergilerinde, televizyonlarda ya da sinemada oynatılan animasyon fîlmlerinde, gazetclerdeki gülmece desenlerinde, kitap ve dergilerde yer alan her tür eğlenceli çizgilere cartoon deniyor. Çizgiroman ve çizgiöykü'nün lngilizce karşılığı comic strip, Fransızcası bande dessinee. • Hlntll kaMkatürist Chakzaparti den bir örnek (üstte). Altta İse Selçuk Demlrelln bir karikatürü. Başlangıcından Bugüne Dünya Karikatürü / Hıfzı Topuz / lnktlâp Kitabevi /264 i. SAYFA 3 Dünyayı ve nesneleri kavrama Imtiyaz sahlbl: Berin Nadl o Basan ve Yayan: Yenl Cün Haber AJansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. o Cenel Yayın Yönetmenl: Ortıan Erinçc Cenel Yayın Koordlnatörü: Hlkmet Cetlnkaya Yazılsleri MüdüHerl: Ibrahlm Yıldız. DlnçTayanç osorumlu Müdür: Flkret llklz o Yayın Yönetmenl: Turhan Cünay o Craflk Yönetmen: Dllek llkorur CUMHURİYET François Cavanna'ya gorc "humour yaşamın saçmalıklarını ortaya koyarak insanı duşündüren bir büyüteçtir." )acques Sternberg'e göre "humour'un bulvar esprileriyle hiçbir ilgisi yoktur. I Iumour bir görüş açısı, bir içten bakış, dünyayı ve çcşitli nesneleri kavrama biçimidir. Grand Larousse Encyclopedieque'e göre Fransızca'da humour sözcüğü lngilizce humour'dan gelmiştir. Ne var ki, lngilizler de humour'u Fransızca humeur'den almışlardır. Humeur Fransızca'da mizaç, tabiat, huy demektir. îngilizler humeur'ü humour'a çevirmişlerdir. Yani, humeur Fransa'dan Ingiltere'ye gittikten sonra Fransa'ya humour olarak dönmüştür. Bu sözcük tngiltere'de Elizabeth cağında (XVI. yüzydın tkinci yarısında) ruhsal bir neşe durumunu anlatmak için kullanılmış, XVII. yüzyılda da şaka anlamına gelmiştir. Humour bu anlamda komik'ten değişik bir içerik kazanmıştır. Komik sözcüğü genelde toplumun yadırgadığı yanlışlar ve saptırmalar karşısında gülmesini belirtir. Humour'da ise anlamsızlıklara, alışkanlıklara ters düşen davranışlara karşı bir tepki vardır. Bu anlamda humour sözcüğü Fransa'ya XVIII. yüzyılda girmiştir. Buna Fransızlar ilk kez AngloSakson yazarlarda rastlamışlar, sonra kendileri de kullanmaya başlamışlardır. Çizgilerde humour'u başlatan ilk Fransız karikatürcüleri Daumicr, Caran d'Ache, Abel Faivre olmuştur. Alman gazeteciyazar Helmut Lindemann Unesco'nun yayımladığı Impact dergisinde çıkan bir yazısında "Humour'u olmayan insan insanlıktan uzaktır" dedikten sonra Insan Hakları Bildirgelerine "humour hakkı"nın tanınması yolunda bir madde eklenmesini öneriyor. (1) Aynça humour dalında uluslararası bir Nobel Ödülü'nün düzenlenmesini istiyor. Bizim Nasrettin Hoca, Bektaşi ve Temel fıkralan humour sayılamaz. Onların içinde humour niteliği taşıyanlar vardır elbettc ama tümünü humour kategorisine koyamayız. Humour ne komikliktir, ne tuhaflık, ne nükte, ne fıkra, ne hiciv, ne yergi, ne soytarıkk, ne gırgır, ne maskaralık, neıatife, ne espri, ne şaklabanlık, ne hokkabazlık, ne Karagöz oyunu, ne matrak geçme, ne işletme, ne tiğe alma, ne de mizah, numour bunların hiçbiri değildir. I Iümoristik desen çizen sanatçı, ele aldığı bir saçmalığı zarif bir biçimde çızgilerle anlatan sanatçıdır. O halde karikatürcü ile hümoristik desen 394 Cartoonisnn öykjisü K İ T A P SAYI