25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sessiz sedasız kendi halinde çıkan Başka Dengiler devar GÜRHAN UÇKAN 10 mayıs giınloriınic Ankara'dan scssi/. sedasız küçük liıı öykii dalgası gcçıı. Bu ^ k(,ük dalga, bcniın n;in büyük bir sürpriz oldıı. Çünkü 1. Ankaru ()ykü (iünlcri'ni düzclcycn^ heniıx nisan ayında "tanıştı gım" Düşler... Oykülcr dergısıyılı. Oztan Ka rabulut vc Adnan ( )/.cr'ın büvük özveriyle yöneiıikk'ri bu dcrgınin dnlgun bir kitap uörü nüşümlcki 3. sayısını goruncc bijvük mutluluk duymuştum. Üç ayda bir çıkan derginın 4. savısı da mayısa yetişti. Leyla lirbil'k1 yapılan söy leşi vc değerü yazarınıızın kendı scçtigi üç öy küsü, bu sayının da çok doyurucu ıçcriğini korumasına katkıda bıılumıyor. lnıgc Kıtabc vi'nde yapılan yazarokur soylcsilcri isc bırçoklarının beklediğinden çok daha fazla ilgı gördü. Oykü sevgısinin ortaklığında buluşan, ço$u kadın pırıl pırıl, aydınlık yüzlü ılostlar vcki tabevinin scvcccn, konuksever çalışanları saııı nm benim gibi, diğer konuk yazarları mutlu et ınişti. İkisevuili yazar, Burhan (îüncl vcF.rcndiz Atasü ilc Katıldığım söylcsidc Adnan Ozcr yoktu. Ncdcn? Çünkü tstanbul'a gitmiş, tazc mürekkcp kokan dcrgiyi bizc yctiştirmek istiyordu. () zaman düşündüm: Adnan Ozer'in özverisi nedcn diye. Aynı soru aklıma, bizim Beytcpc kamnusundaki o güzei sabaha katılacajımız gün Ozcan Karabulut'un çırpınışlarını görüncc de aklıma gclmiştı. Demck ki hâlâ inandığı, olumlu bir iş için, kcndi çıkarını dc ğil, o işin iyiliğini düşünerck gerçek anlamıyla amatörce ter dökenlcr var diye... Ya da aynı sabah biz araç bcklerken içi kitap dolu koca bir çantayla kan ter içindc bize yetişen vc yardımçı olan Bükcntli o genc arkadaşı düşündüm. Üstelik Arkabahçe adlı, pck sıradışı ve farklı bir dergiyi de çıkarıyormu^ bir kaç arkadaşıyla birliktc. ülımdcki sayısının kaçıncı sayısı oldugu bile yazmıyor. Yapıtlann altında çoğu kez yalnızca ön ısimler var. Hatıa "Çeviren: Dilek" imzalı oykünün yazarının adı bue yok. Ama çok ilginç ürünlcr var. I Jele Arzu Çur'un "Kurdela Türküsü" adlı şiirine çar pdıp kaldım. Benim için öncmü bir kazanım oldu bu dergiyi görmek ve sürüyü bozan, aykırı sesleri duymak. Temmuzda Konya'da çıkmakta olan Çalı dergisi 6. sayısını buldu. Onun da ardında çarpan sıcak bir yürek yatıyor: Zeki Oğuz. Daha ilk öykü kitabından beri çok sevdiğim, her öyküsünü büyük bir zevklc okuduğum Zeki Oğuz, ayrıca Orta Anadolu doğasını, insanlarını kamerasıyla ölümsüzlcştiriyor. Açtığı son fotoğraf sergisine, gazetcmiz yazarlarından ka tılanlar da olmuştu. Dergi ilk iki sayiMrun dcneyimsizliğindcn sonra rayına oturdu. Son sayısında Fatih Aslantaş'ın "Sanat, Siyaset ve Toplum Üzerine'' adlı yazısı bir başucu yazısı degerinde. Fayton adlı derginin lzmit'te yayın yaşamına başladığını, gazetemizin kültür sayfasında okumuştum. Tam acaba Ankara'da bir arkadastanricaetsem, bulunur mu acaba diye, kendi kcndime kafa yoruyordum ki, bir akş,am evc geldiğimde derginin 2. sayısını kapımın eşiğinde buldum. Çok, ama çok mutlu oldunı, çünkü bayılırım yeni bir dereiylc "tanışmaya." Artık hangi sıcak yüreğin aklına gcldim, içinden geçti ve adresimi nereden bulup da dergiyi gönderdi bilmiyorum. Murat Kurt'un yönettiği derginin fevkalade titizce hazırlanmış olması beni aynca sevindirdi. Yurtiçinde gencl bir iletişim aginın da oluşturulmuş olması, l;ayton'cuların uzun erimli bir projeyi gerçckleştırmeyi amaçladıklarını gösteriyor. Bu ilginç adı da te kişılik "Onur Kurulu"ndan Fayton cu Şefik Amca'dan almıslar. Demek "başka" dcrgiler de varmış... • Diişler... Öyküler: 0212 512 16 36/Faks: 0 212 512 36 76 Arkabahçe: 0 316 286 28 22 Çalı: 0 332 35301 61 Fayton: 0 262 335 15 55 SAYFA 11 Leyla Gencer'le, 19 Kasım 1959, konser çalışması(solda). Cemal Reslt Rey Parlste 1915 (ortada). Devy Eriich He Anadolukavağı'nda 1984 (solda). kestrası, doruktaki yapıtı olarak nitelenen Fatih Senfonik Şiir'i, 1957'de Paris Radyo Orkestrası tarafından gerçeldeştirilmiş, Istanbul dinleyicisine 1983'te duyurulmuştur. Piyano ve orkestra için Kâtibim Çeşitlemeleri'ni tdil Biret, 1965'te Cemal Bey'in yönettiği ViyanaTonkünstler Orkestrasf yla birlikte çalrnıştır. Bestecimizin On Anadolu Tiirküsü'nü iki piyanoya uyarladığı; füg sanatındaki ustalığını kanıtkyan Preliid ve Fügler'ini, îstanbul dinleyicisine ilk kez tanıtan Vedat Kosal ve Seher Tanrıyar olmuştur. 1973'ün Kuğu Şarkısı, sanatçımızın son yapıtıdır. Cemal Bey'in tüm yapıtlarının döküm, öykü, esin kaynakları vc eleştirileri kitapta verildiği gibi, cn iinlü yapıtlarının değerlcndirilmesinde, okuyucu, Sn. Usmanbas'ın kısa ama özlü bir analizini deokuyanilecektir. (s. 257259) Hocamızın hâlâ tartışılmakta olunan Batı'ya yönelik Çağdaş Türk Müziği'nc ilişkin düşünceleri, günümüzde de önemini yitirmcmiştir. (s. 252255) "En çok sevdiği bcstcciler: Bach, Debussy vc Chopin'dir". Ezgiscl öğenin yitirilme, parçalanma ve yok edilme cndişcsiyle Cemal Bey, 12 Ses müziğine karşıdır: "Mahşerin "dörtaltılı"sınabenzeyen, dünyayı yıkan dört Yahudi'dir. Her biri bir şeylcri parçalamıştır: Einstcin atomu, Marx toplumsal değerleri, Schönberg tonaliteyi, Frcud, bilinçaltını çözerek düşleri parçalamıştır." Ne var ki bu gibi ani çıkışlarıyla Cemal Bey, 12 Ses müziğinin hazırlayıcı bir yapıtı olan Alban Berg'in Wozzeck operasını, keman yapıtlarının fnotifsel alıntılarından vc Diatonik'le 12 SesDizisi'ninkarşılaşmasından oluşan Keman Konçertosu'nu yine de "şaheser" bulmuştur. Hocamız, bestecileri ve yorumcuları değerlendirmesinde çoğunlukla dcgişken ve çclişkiliydi. Yerişlcrinde kcndine özgü bir mizanı da vardı. Parlak bir yorumcumuzu dinlediğinde, "naftalinlenmiş, kapalı bir konaktan uçuşan pireler gibi çaldı" tepkisine karşı, kısa bir sürc sonra; "onun elinc Richter bile su dökemez" dediğini anımsarım. Ustamızı tarafsız bir bakış açısıyla incclcyen E.llyasoğlu, orkestrayı çalıştırmaları sırasında titizlikten kaynaklanan sertliklerini, kimi zaman haksız, tutarsız, kırıcı davranışlarını sergilcrken gönülalıcılığını, cömcrtliğini, içten insan sevgisini, büyük çapta vericiliğini de fazlasıyla vurgulamaktadır. Cemal Bey'in dindarlığı konusunda; dindarlığı bir snobizmdir" ya da "Batı aristokratlarının dindarlığına özenti" diyen bazı kimsclerin, sanatçımızın kişiliğini çokhafife aldıklarını düşünüyorum. Yetencğinin ve ayncalıklığının tümüyle bilincinde olan hocamız, kimi zaman insanlara biraz da üstten bakabilirdi ama, gösteriş uğruna dindarlığı kullanma ucuzluğuna düşmeyecek kadar da kendisine karşı saygüıydı. E. tlyasoğlu, bu gibi görüşlere nazik bir üslupla Karşı çıkmıştır. Dcbdebeli bir yaşam ve nice r>aşarısından sonra Screncebey'deki katında yaşadığı son zamanlarda; "elinde su şişesi vc küçük aygaz tüpüyle bakkala gitme zorunluluöuna", guzellikJcrin yerini alan nice çirkinliklere vakar ve tevekkülle katlanması, gelen misafirlerini içten bir sevccenlikJe karşılaması, onlarla neşelenmesi, o büyük yalnızlığından hiç yakınmaması, kanımca iç dünyasında ta^ıdığı derin bir Tanrı inancının verdiği huzur ve giicün dışavurumuydu. Müzikle pck ilgisi olmayan, ama Osmanlı kültürüyle lgilcncn okura da da bu kitabı önermek isterim. Kalabalık bir ailenin büyük bir konaktaki yaşamına, zengin kültürüne, hizmetkârlarla olan ilişkilerinc, kıırulan sofraların adabına, yenilcn yemekler, yakılan sobalar, gelen misafirler vc sanatçı kardcşlerin çalışmalarına tanık olan okur, bu atmosferden nostaljik bir zevk alarak çoktandır tarihe karışmış olan bu neslin ve ortamın burukluğunu, kişisel deneyimlerine göre, yaşayacaktır. tlyasoğlu'nun değerli incclcmesi büyük bir özveriyle gcrçekleştirilmiştir. Kcndisine teşekkürlcrimizi sunuyoruz. • Cemal Reşit Rey Müzikten tbaret Bir Dünyada Gezintiler / Evtn llyasoğlu / Yapt Kredi Yaytnları / 333 s. Cemal Reşlt Rey annesi Fethlye Hanım lle (sağda). Cemal Reşlt Rey ve Muhittin Sadak (Üstte). C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 394
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle