Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 7 N I 8 A N 1 8 8 7 ü Türey Köse, Mustafa Balbay'ın son kitabını değerlendirdi 3. say/ada ü Sevgi özel'le öyküleri üzerine bir söyleşi AytenSüreryazdı 10 say/ada • Featherstone'dan "Postmodernizm ve Tüketim Kültürü", R. Şahineryazdı .12 sayfada • Şiir Atiası'nda bu hafta Robert Lovvell, Ali Cengizkan ve Fatih özgüven'in çevirileriyte yer alıyor. 14. sayfada Cumhuriyet P A R A S I Z E K Sivil Itaatsidik KITAP Direnme hakkı her tarihi dönemde farklı kavramlarla ifade edilmiştir. Ancak tüm bu farklı açıklamaların ortak paydası "iktidara karşı" olmasındadır. Zalim despota karşı, doğal hukuka, tanrısal buyruklara, toplum sözleşmesine aykırı iktidar uygulamalarına karşı direnme hakkından bahsedildiğinde farklı gerekçelerle büe olsa insanın iktidarın Keyfiliğine karşı korunması düşüncesi esastır. Direnme hakkı sınırlı olarak, çeşitli anayasa önsözlerinde, Evrensel Bildirge önsözünde, 61 Anayasası'nın önsözünde yer almıştır. Demokrasinin bir boyutu çokcu ve çoğulcu reiim arasındaki gerilimde gelişir. Azınlık hakları düşüncesi bu gerilimin üstünde formüle edilmeye çalışılır. Bu düşünce demokratik rejimin çoğunluk diktatörlüğüne dönüşmemesi sürecini güvenceye almayı hedefler. Yine demokratik rejimlerde demokratik hakların demokratik rejimin değiştirilmesi için kullanılması rejimin yumuşak karnı olarak gösterilir. Bu konuda son zamanlarda ikı kitap yayımlandı. Bunlardan hareketle sivü itaatsizliği anlatmaya çalıştık sizlere. HALUK İNANICI emokratik rejimlerde kimi zaman sorun olarak kimi zaman da tehlike olarak ifade edilen sorular arasında yer alan; iktidara karşı direnme hakkı, demokrasiyi kullanarak demokratik rejimi değiştirme, demokratik rejimin çoğunluk diktatörlüğüne dönüşmesi gibi konular asfında demokrasi bilincini geliştirme fırsatı yaratan ciddi tartışma zemini oluştururlar. Ayrıntı Yayınları'ndan çıkan "Kamu Vicdanına Çağrı, Sivil Itaatsizlik" isimfi derleme/ çeviri eser de, yer alan yazılar eskiliğine rağmen bizi yeni kavramlarla ve yeni anlamlarla yüzyüze getiren bir boyut taşıyor. Direnme hakkı her tarihi dönemde farklı kavramlarla ifade edilmiştir. Ancak tüm bu farklı açıklamaların ortak paydası "iktidara karşı" olmasındadır. Za Kamu vicdanına çağrı D lim despota karşı, doğal hukuka, tanrısal buyruklara, toplum sözleşmesine aykırı iktidar uygulamalarına karşı direnme hakkından bahsedildiöinde farklı gerekçelerle büe olsa insanın iktidarın keyfiliğine karşı korunması düşüncesi esastır. Direnme hakkı sınırlı olarak, çeşitli anayasa önsözlerinde, Evrensel Bildirge önsözünde, 61 Anayasası'nın önsözünde yer almıştır. Demokrasinin bir boyutu çokcu ve çoğulcu rejim arasındaki gerilimde gelişir. Azınlık hakları düşüncesi bu gerilimin üstünde formüle edilmeye çalışııır. Bu düşünce demokratik rejimin çoğunluk diktatörlüğüne dönüşmemesi sürecini güvenceye almayı hedefler. Yine demokratik rejimlerde demokratik haklann demokratik rejimin değiştirilmesi için kullanılması rejimin yumuşak karnı olarak gösterilir. Yasal ve meşru ayrımı ise birçok duşünürün, hukukçunun duafist yaşamına kaynaklık etmiştir. Duguit'in objektif hukuk/yasa, Durkheim'in Beşeri Vicdan/Yasa Rousseau'nun genel irade/yasa vb. ilişkisini açıklama çabaları ilahi adalet sonrası dönemde otorite karşısında bireyin korunması ihtiyacından doğar. Kitapta yer alan yazarlar bu konuların etrafında kimi zaman doğrudan, kimi zaman dolaylı açıklamalarıyla, kimi zaman örneklerle dolaşıyor. Yazarların bazıları doğrudan kuramsal bir denemeye de girişiyorlar. Direniş faaliyetlerinin çeşitleri, sivil itaatsizliğin bu yelpazedeki yeri ve sivil itaatsizliğin "şiddet" içermediği teması aşağı yukarı tüm eserlerde ekseni teşkil ediyor. Bir diğer eksen de sivil itaatsizliği anayasal bir sistem içinde kurumlaştırma çabası. Yazarlar sivil itaatsizlik kavramını açıkJamaya çalışırlarken uzunca zamandır bizimde tartıştığımız yasal/meşru ayrımının üzerinde de durmak zorunda kalıyorlar. Ancak tüm yazarlarda sivil itaatsizliğin "politik eylem" sürecindeki yerine doğrudan değinilmediğini görüyoruz. Sivil itaatsizlik, dığer direniş eylemlerinden ayrılmaya çalışıldığı gibi, "politik" evlemden de ayrılıyor. Sivil itaatsizlik politik eylem dışında "bağımsız bir eylem olarak" değerlenairiliyor. Politikayı bireyin kendisiyle ilgili her türlü karara en geniş anlamda katılma eylemi olarak algılarsak, sivil itaatsizliğin politik bir eylem biçimi olduğu tartışmasız. Ancak yazarlar, sivil itaatsizliğin "militan eylem"den farkını belirtmeye çalışırken anayasal bir kuram oluşturmaya çalışmalarına rağmen politikanın başına sürükleniyorlar. Halbuki kitabın sonunda yer alan Gandhi örneğinde, sivil itaatsizliğin diğer politik örnek biçimleri ile içiçe geçtiği, bu eylemin bağımsız kimliği yanında politik bilincin yükselmesinde bir moment teşkil ettiği açıkça görülmektedir. Hemen hemen tüm yazarlar konuyu tartışırken insanın kendi benliğine ilgisi, vicdan, tavır, kişisel huzıır ve mutluluk gibi konularla bireyin etik dünyasına giriyor. Etik Devamı 4. sayfada. •" CUMHURİYET KİTAP SAYI 374