Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
hakları satılıyor ve iki ay içinde de bu sayı on altıya çıkıyor. Fransa'da bir ay içinde 100 bin adet satıyor. Dişi Domuz Ya da Herkesin Bildiği Gerçekler kalemi eline altı yaşında almış bir yazarın ilk romanı. Dişi Domuz 2000. yıl perdesinin arkasını görmek isteyen bir roman. Bir genç kız, bir parfümeri mağazasında tezgahtar olarak çalışmaya başlıyor ve burada 'fahişe'ye dönüşüyor. "Moral" bakımından geçirdiği değişim, bedensel yapısına da yansıyor ve bir dişi domuza dönüşüyor. Geri planda bir içsavaş ve diktatörlük. Önyargılarıyla, ahlaki korkularıyla, tek tip düşünce terorizmiyle, sağlıklı yaşam tapıncıyla, 'aşırı feminist'leriyle, saldırgan köktencileriyle, yaşadığımız dünyanın bir metaforu Dişi Domuz. Ve bir domuzkadın/kadındomuz ile bir kurterkek/erkekkurt arasındaki saf aşk. " Yaşadığım dünyayı sevmiyorum," diyoryazar. Dünyayı, işsizliğin, fahişeliğin, zorbahkların, savaşların, barbarlıkların, aşağılanmalann, eşitsizliklerin egemen olduğu, uçsuz bucaksız bir domuz ağılı olarak görüyor. Zekâ, duyarlıhk, kara mizah, başkaldın, doğa ve doğaliık tutkusu; kirlenmemiş, duru bir dil ve saydam bir anlatı... Okurdan okura bulaşacak bir roman... Bir modern "fabl"... Çark/ JeanPaul Sartre/ Çeviren: Ela Güntekin/ Telos Yaymctltk/ 153 s. "Çark'ın senaryosu 1946'da yazıldı. Başlangıçta, ilgimi çeken, Anglosakson romancıların savaştan önce sık sık uyguladıkları bir tekniği ekrana aktarmaktı: Bakış açılarının çoğulluğu düşüncesinden esinlendim. Imgelediğim filmde zamandizin altüst edilmekle kalmıyor, aynı kişi, Helene, ondan söz eden kimsenin bakış açısına göre çok farklı görünümlerde sergileniyordu... Düşündüm de... zengin petrol kaynakları olan küçük bir ülke. Ve devrim yapmak niyetiyle iktidara gelen bir adamın durumu... Soyalizme gerçekten inanan namuslu ve açık yürekli bir kişiyi seçerek, sorunun kişiden ya da karakter yapısından kaynaklanmadığını gostermek istediı»: Yabancı güçlerin kuklalar aracılığıyla egemen olduğu bir ülkede, çürümüş olan, iktidarın kendisidir; iktidarı ellerinde tutanlar da tıpkı Jean gibi, kendilerine rağmen cani olur."diyor JeanPaul Sartre. Mensonge'un Peşinde Garip Arayışlanm/ Malcolm Bradbury/ Çeviren: Mehmet H. Doğan/ Telos Yaytnctltk/ 136 s. "Henri Mensonge Kimdi?" Çağımızın okunmamış en büyük yapıtı Kültürel Edim Olarak Zina'nın efsanevi yazan, var olduğu sanıldığı zaman var olmayan, var olmadığı sanıldığında da var olan büyük alim Mensonge kimdi? Yokluğun Prensi Mensonge kimdi? Yapısalcüar, geçyapısalcılar, yapıbozumcular, yanlışokumacılar, dünyanın bütün üniversitelerinde harıl harıl çalışan çok yararlı bilim adamları, çağımızın bu çok önemli sorusuna yanıt aradılar. Üstelik kimileri, böyle biri gerçekten var mıydı, sorusunu sormaya bile cesaret etti. Mcnsonge'la ilgili çok az şey biliniyor. Yanlış trene bindiği için Paris'e gelmiş olduğu sanılıyor. Kültürel Edim Olarak Zina adlı o dev metni hiç okunmadı, zaten okunsun diye de yazılmadı.Kitabın yazarı Malcolm Bradbury, Mensonge'un yapıbozumcunun yapıbozumcusu olduğunu gösteriyor. Bu benzcrsiz yapıtta, Bradbury, sonunda Mcnsonge'u ait olduğu yerde buluyor: Freud, Derrida, Foucault vc Bardot'nun yanı sıra, yirminci yüzyılın büyük düşünürlerinin yer aldığı sınıf yoklama listesinde. Malcolm Bradbury, tkinci Dünya Savaşı sonrası felsefe akımlarının, roman ve eleştiri akımlarının "gırgır" tarihini yazıyor; "FelCUMHURİYET KİTAP SAYI 369 sefenin Playboy Okulu" ile dalga geçiyor. "Malcolm Bradbury, îngiliz Edebiyatı konusunda kalem oynatan felsefeci meslektaşlarıyla ve onların oluşturdukları tarihle acımasızca dalga geçiyor. Nereye bastığını çok iyi biliyor ve mizahın doruklarına çıkmış durumda." Kuledeki Adam/ Michacl Krüger/ Çeviren • Mine Dal/ Telos Yayınalık/ 124 s. "...küçük, sıradan ve önemsiz bir dönüm noktası..." insanı Papa yapabiüyor. Ya da başbakan. Ya da, bu romanın anlatıcısı gibi, 'manzara ressamı' bir Alman. Güney Fransa'da dört mevsimin resmini yapmayı kafasına koymuş, bunun için de bir kuleye çekilmiş. Bir fildişi kule değil, ama gene de rahat çaJışabileceği bir yer. Ta ki nelere neden olabileceği önceden kestirilemeyen, rastlantı da denilebilecek bir dönüm noktası, onu bir bara götürene dek. Yanında oturan bir Alman çiftin konuşmalarına ister istemez tanık olur. O andan sonra, bu çift, farklı biçimlerde anlatıcının yaşamına girmeye başlar; yaşamını, yaşamının anlamını ve amacını sorgulamaya zorlar. Neler olup bitiyor? Ne yapmalı? Ne olacak? Kaçınılmaz: Bir şeyler olacak! Başına epeyce bela açacak bir erkek ve sağladığı cinsel doyumun karşılığını dert kaynağı olarak ödetecek bir kadın... Michael Krüger, polis tarzıyla bir 'sanatçı romanı'nın ögelerini ustaca harmanlamasmı biliyor ve okuruyla birlikte çağımızın analizine doğru eğlenceli bir yolculuğa çıkıyor. Türkiyeli okurun ilk kez karşılaşacağı Michael Krüger, çağdaş Alman edebiyatının önemli şairlerinden, büyük romancılarından biri. Kurguladıklarını anlatırken ansızın yolunu değiştirmeyi ya da taklalar atmayı çok seviyor ve ender rastlanan bir ustalıkla da bunu başarıyor. Kendileri İle Savaşanlar: Kleist, Nietzsche, Hölderlin/ Stefan Ztveig/ Prof. Dr. Gürsel Aytaç/ Türkiye îş Bankast Kültür Yayınlan/ 236 s. Türkiye îş Bankası Kültür Yayınları, Stefan Zweig'in üç büyük Alman yazarını, Hölderlin, von Kleist ve Nietzsche'yi incelediği Kendileri ile Savaşanlar (Baumeister der Welt) adlı kitabının 4. baskısını yayımladı. Avusturyalı yazar Stefan Zweig'ın kitabında yer alan üç yazar da, edebiyat ve felsefe alanında önemli izler bırakan, ancak yaşamlarını kendileriyle mücadele etmekle geçiren, mutsuz ve bunalımlı kimselerdir. Üçünün de hem zihinsel, hem de bedensel sağlık so runları vardır ve onlan trajik birer son beklemektedir. Zvveig'a göre, bu üç edebiyatçının ortak noktası, kendilerini zorlayan, oradan oraya sürükleyen, ama aynı zamanda yaratıcılıklannı besleyen "içlerindeki güç"tür. Zweig bu gücü "insanın içindeki ifrit" olarak tanımlar. Yazar, Hölderlin, von Kleist ve Nietzsche'yi incelerken çağdaşları Goethe'yi de asla gözden kaçırmaz. Adeta bir mihenk taşı olarak kullandığı Goethe, hayatı algılayışı, biçimleyişi ve hayatla yaratıcılık arasında kurduğu başarılı köprülerle bu üç yazarın karşı kutbudur. Zweig, hayatları başlı başına birer roman konusu olabüecek bu üç yazarı, bir düşünürün derinliği ve bir sanatçının duyarlılığıyla ortaya koyuyor. Gerek Zweig'ın dehası, gerek biyografilerini yazdığı kişilerin edebi kimlikleri, eseri, edebiyat meraklıları için bir şölene çeviriyor. Özellikle düşsel ve tarihsel karakterler üzerine yazdığı yorumlarıyla tantnan, çeşitli edebiyat türlerinde yetkin eserler vermiş olan Avusturyalı yazar Stefan Zweig, psikolojiye ve Freud'un öğretisine duyduğu ilgi nedeniyle karakter incelemelerine yöneldi. Denemeleri arasında Balzac, Dickens ve Dostoyevski'yi konu aldığı Üç Büyük Usta, Hölderlin, von Kleist ve Nietzsche'yi incelediği Kendileri ile Savaşanlar, Casanova, Stendhal ve Tolstoy'u ele aldığı Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar ayrıcalıklı bir yer tutar. Bu yaşamöykülerini topladığı Baumeister der Welt adlı kitabı Türkçe'de Dünya Fikir Mimarlan başlığı altında üç cilt olarak Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıktı. Matematik ve Mizah/ )ohn AllenPaulos/ Sarmal Yaytnevi/ 110 s. John Allen Paulos, Matematik ve Mizah'ta büyük bir ustalıkla şakaların, nüktelerin, oyunların, paradoksların, ses değiştirimlerin, bilmecelerin ve mizahın öbür türlerinin matematiksel yapılarını irdeliyor. Bu konuda Rabelais, Shakespeare, James Beattie, Rene Thom, Lewis Carroll, Arthur Koestler, W.C. Fields ve Woody Allen'den çarpıcı örnekler veriyor. Paulos Matematik ve Mizah'ta, mizahın mantığını ve matematiksel özelliklerini son derece hoş hem de anlaşılır biçimde sergilemekte. • Arenada "Show" MODERN SPORUN DÜNÜ VE BUGÜNÜ Metîn Kurt Veysel Ataymcın Turgay Kurultay "POSTKAPİTALİ! PARADİfîMALAR Baş Musahip Sokak. No: 3/2 Cağaloğluİstanbul 34410 Telefon: (0212) 511 08 29 Fax : (0212) 519 05 60