Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 8 A R T 1 8 8 7 • Muzaffer Uyguner, Ali Yüce'nin şiir üzerineyaalannı değeriendirdi Hüseyin" kitabını değeriendirdi Konuşmalan"nı değerlendirdi kitabını değeriendircli 3. sayfada Ssayfada 9. sayfada 10. sayfada • Erendiz Atasü. A. Kormazgil'in "Hasan ü M. Emre, M. Buyrukçu'nun "Telefon Q Mustafa Günay Betül Çotuksöken'in KİT/M» Cumhuriyet Amin Maalouf un roman evrenine girdikçe tarihe bakışın, bunu yorumlayışın romancının dünyasında nasıl yer edebileceğine de tanık oluruz. Sonrası ise 'okur'un bu gizemli yolculuktan alacağı keyife ve kedere kalıyor. Maalouf'un büyülü sesi ile bizi buluşturan Sevim Raşa'ya, Esin TaluÇelikkan'a ve Maalouf'la Paris'te buluşarak konuşan, ortak duygu ve düşünce dostluğumuzu pekiştiren bir çaba örneği gösteren Lizi Behmoaras'a ayrıca kısa çevirisiyle bu çabaya Paris'ten katılan Âytekin Karaçoban'a teşekkür ederiz. FERİDUN ANDAC min Maalouf'un okurumuzla tanışması FransızArap Dostluk Ödülü'nü kazanan ikinci kitabı, ilk romanı Afrikalı Leo (1986) ilc oldu..* Bunu, ikinci romanı Semcrkant (1988) izledi.** 1993'te yayımlanan Tanios Kayası ile Goncourt Ödülü'nü kazanması onu Batı'da gözde bir romancı kıldı. Yajpıtları birçok dile çevrildi. Aynı roman 1995'te Turkçe'de yayımlandığında.*** Maalouf, artık ülkemizde de tanınan, ilgiyle okunan bir romancıydı. Son romanı Doğu'nun Limanları'nın (Les Echelles du Levant, 1996, Editions Grasset) Fransa'da yayımlandığı yıl Turkçe'de de yayımlanmış olması.** Bu ilginin bir göstergesiydi, bence. Maaloufu okur katında bu denli cekici blan neydi? Doğulu bir anlatıcı olması mi; yoicsa ülkemiz tarihi, coğrafyası ve insanını ügilendiren temaları/konuları işlemesi miydi? Sanırım, evet! Ama gözardı edilmemesi gereken bir yan da şuydu: Maalouf'un tarihe, tarihsel olana bakışı bunu yansıtmadaki amacı ve yansıtma biçemidir. Bu gerçeklikleri gözardı ederek onun anlatı dünyasına bakmamız pek olası değil. Hatta eksik, yetersiz kalınabileceğini düşünüyorum. Maalouf, Akdeniz'in kültür coğrafyasını kucaklayan bir anlatıcı. Kökleri Doğu'nun gizemli evrenine değin uzanıyor. Yayımlanan dört romanında Doğu yu, Doğu insanını, Akdeniz'ini kültürel, tarihsel ve toplumsal coğrafyasında etkileşim odaklarını, Batı'nın (Batılının) Doğu'ya bakışını, Doğu'nun değişme/dönüşme durumlarını yansıtıyor. Kuşkusuz, Maalouf, tarihi/tarihsel olanı yazmak, tarihte olup bitenleri anlatmak için yola çıkmıyor. Amin Maalouf Doğu'nun buyulu sesı •• • ••• a A Bunlar, onun anlatısı için, bjrer araç. Araç'ı 'metin'e dönüştürdüğünde büyüleyici bir anıatım örgüsü kuruyor. Asal olan söz'ün anlamını da buradan okur'a iletiyor. Ilk romanında yaşamı anlatılan Afrikalı Leo (JeanLeo de Medici) bir simgedir. Onun yaşadığı çağ, sürüklendiği ortamlar, tamk oldufiu olaylar tarihsel düzlem içinde verilirken; Ortaçağkaranlığının Endülüs'ün başkenti Granada'yı aıtüst edişiyle başlayan 'büyük göç' ve bu 'göç'ün ardında, sonrasında yaşanılanlar, o günlerde dört yaşında olan, Leo'nun yaşamından kesitlerle yansıtılır. Sonrası bir sürüldeniş ve çağa tanıklıktır.... Maalouf, her şeyden önce, iyi bir "hikâye" anlatıcısıdır. Her bir romanının anlatım örgüsüne baktığımızda, Doğu anlatıcdarına özgü bir söyleyişi olduğunu görürüz. Leo'nun söylemidir Ve roman boyunca süregıder. 1400'lü ytllartn sonu, 1500'lerin başında yaşamış olan ünlü CoSrafyaa Hasan elVezzan'ın, diğer adıyla Afrikalı Leo nun, yaşamöyküsü romanda yansıtılan dönemın (14881527) tarihsel zamanım belirler. Onun gezginliği süresince yaşadıkları, tanıkltkları romanın renkli dokusunu oluşturur: "Bir ülkeden bir başka ülkeye, tıpkı yasamdan ölüme gider gibi, alıntısız, yantmda Tanrı'ya olan bağlılığım dışında hiçbir varsıllık olmadan gittnek alnıma yazılmtstı." (s. 305) Leo'nun bu sürüklenişini zengin bir birikimle dile getirir, Maalouf. Dört ana (Birinci Kitap: Şairler ve Sevgililer, îkinci Kitap: Hasbasiler Cenneti, Üçüncü Kitap: Birinci Yılın Sonu, Dördüncü Kitap: Denizde Bir $air), sekiz alt bölümden oluşan Semerkant'tn başlangıç sö'zleri sunlardtr: "Atlantik'in dibinde bir kitap var. Anlataağım, iste onun Belki nasıl sonuçlandığınt biliyorsunuz: O tarihte gazeteler yazdt, bazı yapıtlarda da belirtildi; 14 Nisan 1912'yi 15 Nisan 1912 ye bağlayan gece, Titanic gemisi, Neıvfoundland aaktartnda battığında, en ünlü kurbanlarından bir: de, îranlı bilge ozan, gökbilimci Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ıntn elyazması tek örneği idi."(s.9) Bu da, romanı kuran/anlatan Beniamin O. Lesage'nin anlatacağı öykünün ilk sözleriair. Batı'nın llayDevamı 4. sayfada. * " CUMHURİYET K İ T A P SAYI 369