Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
/ N N M H. Arendt, R. Dworking, J. Habermas, J. Galtung M.L King, H. Saner, J. Rawls, H.D. Thoreau SİVİL İTAATSİZLİK İnceleme/Çev Yakup Coşar Kamu Vicdanına Çağrı Sivil itaatsizlik, haksızlıklara karşı bütün yasal yolların tükendiği noktada kamu vicdanına çağrıyı amaçlayan bir eylem türü. Düşünen, kendisiyle barışık yaşamak isteyen, "onur"dan hâlâ haberdar olan insanların daha vahim toplumsal felaketlerin önüne geçmek için başvurabilecekleri bir çare. Bireyin, kişisel çıkarlar, parti, grup ve çevre çıkarlarından bağımsız olarak, kendisiyle vicdani hesaplaşmasının sonunda giriştiği "demokratik bir isyan türü". Vicdanın zorladığı bu isyana başka insanların da katılması için düşünsel ortaklığa, ideolojik birliğe gerek yoktur. Karşı olunan konuyu içeren bir ortak anlayışın oluşması, yani kısmi bir düşünsel çakışmanın varlığı yeterlidir. Başka bir ifadeyle sivil itaatsizlik, gündelik ilişkilerimizde bizi bir arada tutan ahlâki ilkeleri (haksızlıklara karşı çıkmak, yalan söylememek, sahtekârlık yapmamak, sözümüzü tutmak, yaptığımızı sahiplenmek... vb.) politık düzeye taşıma, o düzeyde geçerli kılma çabasıdır. Sistemin geneline değil tekil haksızlıklara yöneliktir. Alenidir. Politik ve hukuki sorumluluk üstlenilerek kamu vicdanını kıpırdatmayı hedefleyen, şiddet içermeyen, mevcut yasal yollar tükendikten sonra başvurmak zorunda kalınan, bu nedenle yasadışı, ama meşru bir eylem biçimidır. "Düzen" yerine "adaleften, "onursuz bir suskunluk" yerine "insana saygı gösteren tartışmacı bir çokseslılıkten" yana olanlar için... Yurtseverlik ve Milliyetçilik Uzerine Bir Deneme İnceleme/Çev.: Abdullah Yılmaz VATAN ASKI Maurizio Viroli \38Sm "Vatan", "millet" sözcükleri çok kullanılmaya başlandığında ortamın gerginleştiği, şiddetin arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Kimilerinin "vatansever" dediklerine kimileri "vatan haini" diyebiliyor. Çünkü vatan tanımları ve vatana hizmet anlayışları farklı. Maurizio Viroli Vatan Aşkı kitabında modern öncesi düşünürlerden başlayıp Montesquieu, Rousseau ve Machiavelli'den Habermas'ın yazdıklarına uzanarak bu iki dili çözümlüyor. Sonra da "yurtseverlik", "yurttaş erdemi" gibi kavramları yeniden tanımlıyor ve içeriklendiriyor. Cumhuriyet, yurttaşların haklarını koruduğu ve ortak iyiye hizmet ettiği için vatan aşkı rasyonel bir sevgidir. Ortak özgürlüğün düşmanlarıyla savaşırken bile yasal sınırların dışına çıkılmamalı, adaletsizliğe maruz kalan tek bir kişi olsa bile, yurttaşlar sesini yükseltmeli ve karşı koymalıdır. Yoksa tehlikeye giren yalnızca ortak özgürlük değil kendi kişisel ve politik özgürlüğü olacaktır. Kısaca vatan aşkı, kültürü ve hayat tarzıyla ortak özgürlük ilkesine dayalı bir politik cemaat olarak cumhuriyeti sevmek anlamına gelir. Milliyetçiler için millet politik bir kurum değil, doğal bir varlıktır; bir bitki hayat bulduğu toprağa ve havaya nasıl bağlıysa insanlardan da o kadar sıkı bir bağlılık ister. Yurttaşları birbirine ve vatana bağlayan bağ birliğe duyulan dinsel bir bağdır; bireyler millet bünyesinde erimelidirler. Kişi hakları ancak bu birlik sağlandıktan sonra ve birliğe katılanlar için söz konusu olabilir. Milliyetçiliğin vatan aşkı, şan ve şeref arzusuyla tutuşan kahramanlık ruhuyla birleştiğinde, en iğrenç araçlarla yürütülen bir ihtiras halini alır. Bu tehlikeye dikkat çeken Rousseau "Gereğinden fazla kahraman varken, asla yeteri kadar yurttaş olmamıştır" der. Neyi, niçin sevdiğine ve nasıl sevmesi gerektiğine kafa yoranlara... ^\.. |.. \# f Gündelik Hayatta Totalitarizm İnceleme/Çev.: Ömer MadraZehra Gencosman CEHENNEME ÖVGÜ Gunduz Vassar Totalitarizmin kendini yeniden üretmesi, yalnızca baskıcı güçlerin zora dayalı yöntemleriyle değil, bireylerin de sınırlı bir özgürlüğe razı olmasıyla gerçekleşır. Yaratıcılığını zorlaya/ak özgürlüğünü zenginleştirme çabasına girmeyen birey, var olanla yaşamayı seçer. Bu noktada düzen, bireyin onayıyla ayakta kalıyordur artık. "Seçme özgürlüğü" düzenin sunduğu çeşitlilik oranında vardır: "Ya şu ya da bu'öur. Gündüz Vassaf ise böylesi bir "seçme özgürlüğü"nün tutsaklaştırıcı yanlarına dikkat çekerek "ya hep ya da hiç"\ önerir... Ve totalitarizmi ayakta tutan kimi kavramların ne denli kof olduğunu gösterir: Gündüze karşı geceden, cennete karşı cehennemden, konuşmaya karşı sessizlikten, akla karşı delilikten, anlaşmaya karşı anlaşmazlıktan... yana olur. Kahramanlığa karşı çıkar, "ha/nieri savunur... Modern Zamanlarda Eğlencelik Hayat İnceleme CENNETİN DİBİ Gündüz Vassaf Totalitarizmi gündelik hayatında yeniden üreten bireyin açmazlarını Cehenneme Övgü'de tokat atarcasına sarsıcı bir biçimde anlatan Gündüz Vassaf bu kez modern zamanlarda, aslını yitirerek sahteleşen hayat tarzlarının içyüzünü sergiliyor... Cinsellik, ölüm, futbol, din, siyaset, reklam, turizm vb. temalara bakarak, ruhu kendisini terk ettiği için çırpınan gövdesini "özelleştirerek kurtarmaktan" başka bir çözüm üretemeyen modern zaman insanının "iktisadı akla" olan tutsaklığını anlatıyor. Modern zaman insanının doymak bilmeyen tatminsizliğini gidermek için hayatın içeriğini boşaltarak her şeyi satın alacak basit bir "eğlencelik" düzeyine indirgemesinin, imajın hakikatin yerine geçmesinin, sahiciliğin anlamını yitirmesinin fotoğraflarını çekiyor Vassaf. Düşle gerçeğin birbirine karıştığı, "büyük yalanlar"ın inandırıcı olmaya başladığı, puslu bir havada çekilen fotoğraflar bunlar. Ama aynı zamanda okura kendi fotoğrafını çekme, kendi düşünü kurma, kendi sahteliğini fark etme imkânını veren metinler... Bir hayalperestin hayal kırıcı notları... Yine çarpıcı, yine ayrıksı... AYUNT1 Pıyer Lotı Cad 17/2 34400 Çemberlıtaş/lstanbul Tel (0 212) 518 76 19 Fax (0 212)516 45 77 AYRINTI YAYIN LARI B İ A ISTANBUL: Klodfarer Cad. Bınbirdırek Sk. lletışım Han No: 7/B1 Cağaloğlu 34400Tel (0 212) 638 55 45638 55 71638 55 75 Fax (0 212) 517 71 57517 71 58 Tl 1*1 A ANKARA: Selanık Cad No 72 Yenışehır 06640 Tel: (0 312) 417 78 35 Fax: (0 312) 425 06 82 İZMİR: 859 Sk. Saray işhanı No 1/8 Konak 35250 Tel: (0 232) 483 10 40 Fax: (0 232) 484 46 65 O k U T İ a r a r S Ğ f l Nietzsche Ağladığında, Cehenneme Övgü, Cennetln Dibi, Seni İçime Gömdüm ve Hırsızın Günlüğuoun korsan basımları yapılmıştır. Yazarın, çevirmenin, yayınW r\ u l I a I a V 3 cının emeğını gasp eden bu alçaklar yuzunden yayın programımız aksamaya başlamıştır Yayınlarımızın sürmesını isteyen okuriarımızdan korsan kıtapların satıldığı sokak sergılerını "ıkaz" etmelennı, korsan kıtap bulunduran kıtapçıları bıze bıldırmelerını rıca edıyoruz Siz varsanız biz varız!