24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kıbrıslı Tiipk şiiri üzepine... Kıbrıslı şairle, Türkiye'nin taşrasınuaki şairin, metropolle olan ilişkisinde de mahiyet farkı olduğu kendiliğinden görülür.. Daha da açacak olursak Kıbrıslı şair, ulusal, kültürel kimlik anlamında farklılıkları içerir ve merkezle bu farklılıklar bağlamında ilişkiye girerken (ya da girmeliyken); Türkiye'nin periferisindeki şair, aynı ulusal kültürün özgün sorunları kapsamında kendi merkeziyle ilişki içinde bulunur. Dolayısiyla farklı toplumsal aidiyetler söz konusu... BEKİR AZGIN /~l eni bir dönem, Kıbrıslı genç \ şairler grubunun ortak ctkışt ~"l^ içinde görmüştük. Son yıllaraa daha çok düzyazı ile ilgileniyor gibisin; bu arada yerel gazetelerde köşe yazarlı?t yapıyorsun. Istersen öncelikle sizin kuşağın, kendi şiirinin ve bugünlerde bir biçımdc tartıştlmakta olan Kıbrıslı Türk şiiri üzerine biraz konuşalım. "74 Kuşağı" diyc anılan o ortak şiir hareketinden bugünlere epey zaman geçti.. () kuşağın şairleri simdilerde kendi şiir serüvenlerini tck başlarına sürdiirüyorlar, olması gereken de bu hcrhaldc. Bugün gerive dönüp baktığımda, bu kuşağın Kıbrıslı Türk şiirinde bazı öncmli işlcvleri ycrine getirdiğine inanıyorum. Kanımca onlar öncelikle yazdıklan şiirin coğrafyasını ve tarihini farklı gözlcrle araştırarak, tanımaya ve yorumlamaya çalıştılar. Bu çaba; sadece şiir düzeyinde ele alınacak olursa, Kıbrıslı Türk şiirinin geçmişini çeşitli boyutlarıyla ortaya koymak açısından önemli bir görevi yerine getirmiştir. Kültürel açıdan ele alınacak olursa, Kıbrıslı Türk kimliğinin, kültürel sımrlarını ve kapsamını tanımlanıak anlamında bir başka önemli görevi yerine getirmiştir. Ben bu noktaları öneınsiyorum, çünkü; bütün bu çabalar, bir yandan Kıbrıslı Türk şiirinin kurumlaşması yönündc yapıcı gelişmeler oluştururken, diğer yandan da Kıbrıslı Türk şiirinin ve kimliğinin kuramsal kapsamının somutlaşmasına ciddi katkılar sağlamıştır. Nitekim bu çabalar, yıllar sonra Mehmet Yaşın tarafından kapsamlı bir çalışmaya döılecek ve 17. yy.'dan günümüze uzanan "Kıbrıslı Türk Şiir Antolojisi" olarak yayımlanacaktır... Kıbrıslı Türk şiirini bu anlayışla değerlendirmcye çalıştığımız zaman ortaya çıkan sonuç ne? Eğer Osmanlı dönemini bir başlangıç kabul edecek olursak, yakın döneme kadar 7()'li yıllara kadar Kıbrıslı Türk siirinde "dış etkenlcr" her zaman belirleyici rol oynar. Kıbrıs'ın ve Kıbrıslınm kendini bağımlı kıldığı bu "siyasikültürel" merkezler (tarihsel dönemleri itibariyle OsmanlılngilizTürkiyc) onun toplumsal ve kültürel yaşamında doğrudan etkili olurlar. Bu etkileşimden "şiir"de payını alır ve belirleCUMHURİYET KİTAP SAYI 342 Dr. Bekir Azgtn ile Hakkı Yücel'in Söyleşisi yici döneme göre; "Islami", "kozmopolityabancılaşmış" ve "milliyetçi" bir karakter gösteren seyir izler. Bu dönemlerdeki şairlerden tek tek söz etmek istemiyorum. Şiir sanatı anlamında yetkin olanları bir yana, asıl vurgulamak istediğim bu dışa bağımlı özelliktir. 7O'li yılların Kıbrıslı Türk şiiri bu "siyasikültürel" mcrkezlerle olan ilişkiyi daha farklı yorumlar, en azından böyle olmasını ister.. Bu merkezlerle, bir anlamda kaeıntlmaz olan ilişkinin, birinin diğerini belirlemesi ya da kabul edip etmemesi ilişkisinden çıkarılıp; karşılıklı dinamik bir ilişki halini alması doğrultusunda çaba'göstcrir. O genç kuşak, işte burada anlamlı işler yapar. îlişkide dinamik bir taraf olmak için Kıbrıslı Türk şiirini farklı gözlerle okur ve cn önemlisi Kıbrıslı Türk'ün "Kültürel Kimliği"ni tanımlar, bu amaçla yayınlar çıkarır, toplantılar düzenler... (1987 yılında Varlık Yayınları arasında çıkan ve Londra'da düzenlenen bir konferans notlarını içeren "Edebiyatta Kıbrıslı Türk Kimliği" böylesi çalışmalardan bir örnektir..) Bu çalışmalarda ne denli başarılı olunur, o ayrı bir konu.. Ancak bütün bunların Kıbrıslı Türk siirinde bir dinamizm yarattığı; bu şiirde teknikestetikyapısal zenginliğe yol açtığı da kanımca tartışılmaz bir gerçeKİik. Kıbrıslı Türk şiiri bu dönemde dinamik bir şairler topluluğuna kavuşur. Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, farkhlığının farkında olan, ilişkilerine dinamik boyutlar katmaya çalışan yeni bir dönemdir bu. Sorduğun îçin söylemek istiyorum, Hakkı Yücel "74 Kuşağı" kapsamında bu farklı şiir anlayışında yer alır. Şiirlerini bu biçimde yazmaya çalışır ve kendi "sessiz" şiirini olusturur. Şimdilerde bu sessizliğin dana da arttığı söylenebilir ama tamamen susmadığı da bir gerçek. Düzyazı ile olan ilişkiye ve köşe yazarlığına gelince bunlar ayrı bir irade bicimi olarak yaşamındaki yerlerini sürdiirüyorlar. Bugün Kıbrıslı Türk şiirinin tartışılı baştan tartışmaya açalım. "MerkezPeri/eri" konusunda senin görüşün ne? Kıbrıslı bir Türk şair, bilinçli bir şckilde tstaııbul Me/ropnlü tarafından dıs/anıyor tntı? Dışlanıyorsa J bu dtşlamanın \aikleri nclcrdtr' Kıbrıslı şair Hakkı Yücel veya herbangı bir başkası ile (Jülnar'dakı Ali V. Bi/ir arasında, metropol açtstndan bir fark var mı? Var\a nclcrdir? Poeturka yazılarında verılınek istenen mesajların doğru olarak algılan(a)madığı konusunda seninle hemHkirim... Ne yazık ki kavga, tartışmanın önüne geçmiştir ve işin özü gözden kaçmıştır... Daha önce de yazdım; bcnce Poeturka Yazıları'nı iki başlık altında değerlendirmek gcrckir. Birincisi, günümüz şiirinin "teknikestetikyapısal" boyutlarıyla ilgili olan (dar alanla sınırlı) güncel sorunlar; ikincisi, bu şiirin arka planını oluşturan "tarihisiyasiideolojik" boyutlarıyla ilgili olan (geniş alanı kapsayan) genel sorunlar. Mehmet Yaşın günümüz şiirini sorgularken bu iki alanı birbirine bağlı olarak ifade etmeye çalışmış... Ne var ki, bu tartışmaların sadece özgül sorunlar ve bu özgül sorunları örnekleyen şairler bölümü dikkati çekmiştir... Sorunun öznel yanı öne çıkınca da duygusal reaksiyonlar belirgin hale gelmiş ve giderek çok tatsız tartışmalar yaşanmıştır. Bu arada da kimi soruJar ve sorunlar es geçilmiştir... Şimdi bütün bu sorular ve sorunlar üzerinde teker teker dtırmak mümkün değil.. Ama örneğin senin de işaret ettiğin şu "MerkezPeriferi" ayrımına bir göz atabiliriz... , Kanımca burada "merkez"i sadece coğrafi bir konumlanış olarak ele almamak gerekmektedir. Asıl dikkate alınması gereken, özelikle uluslaşma süreciyle yaratılan ulusal kültür hareketinin, resmi siyasal ideoloji ile bütünleşerek kazandığı "merkezi" gücüdür.. Bu merkezi güç, siyasal alanda olduğu gibi, kültürel (ve edebiyatsanat alanında da kuşkusuz) alanda da sımrlarını çizer vc hükmünü yerine getirir. Özellikle etnik temele dayalı milliyetçi hareketlerde bu sınırlar hem siyasal ve hem de kültürel anlamda çok daha belirgin ve bclirleyicidir. Mehmet Yaşın "Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri"ni Poeturka yazılarında bir hareket noktası olarak kabu ederken, bu dönemin arka planındaki siyasal (milliyetçi) ideolojinin belirleyiciliğine dikkati çeker ve bu belirleyiciliğin bugün ulusal sınırlar dışındaki "Türk(çe)" ile olan ilişkisini sorgular. Yeni Zamanların bu ilişkiye yer vermesi gerektiği dinamizmi, siyasi ve kültürel sınırların yeni biçimlenişiyle oluşan karşılıklı etkileşim ve alışverişin özellikle kültürün kendisine açabileceği yeni ufuklar ve olanakları gözden geçirir. Bu arayış, özellikle kültürel "merkez"in, "perifer"i ile olan ilişkilerinde de doğal olarak kendini göstermektedir.. Farklı kültürler arasında kurulacak dinamik ilişkiler, birinin diğerine egemen olması şeklinde değil, her ikisinin ya da birçoklarının bir arada olması ve daha da geliştirilmesi şeklinde düşünülebilmeiidir.. Ben Poeturka'daki "merkezperiferi" konumlanışmı ya da çatışmasını sadece coğrafi bir konumlanış değil, kültürel (ve bir anlamda da siyasi) bir konumlanış ve çatışma olarak görüyorum. Hal böyle olunca senin Kıbrıslı şairle, Türkiye'nin taşrasmdaki şairin, metropolle olan ilişkisinde de mahiyet farkı olduğu kendiliğinden görülür.. Daha da acacak olursak Kıbrıslı şair, ulusal, kültürel kimlik anlamında SAYFA 13 "MerkezPerifer"! çatışması "Kültürel Kimlik" Hakkı Yücel yor olması mevcut ilişkiler biçiminden ve mantığından kaynaklanmaktadır. Değişen dünya; kimliklerin kendilerini irade biçimleri; farklı kültürler arasındaki ilişkiler; "üst kültüralt kültür", "üst Kİmlikalt kimlik" ilişkilerindeki dinamizm bu tartışmaları hem haklı, hem de gerekli kılar görünmektedir. Sanırım birazdan konuşacağımız, M. Yaşın'ın "Poeturka" yazılarının bu dönemde gündeme gelmesi de bu yüzden olsa gerektir. Ilginç olan durum, bu tartışmaların; Eski Yugoslavya, Bulgaristan, Yunanistan gibi benzer sorunları yaşayan ülkderde yansıma bulmaları. Orneğin eski Yugoslavya'da yayımlanan "Sesler Dergisi"nde Poeturka üzerine yazılar yayımlayıp bazı bölümler tefrika edilirkcn; Bulgaristan'da Balkan Türkleri'nin yayın organı " O z g ü r l ü k ve Halklar" gazetcsinde Poeturka'nın haberleri çıkmış ve yine Yunanistan'da yakın zamanlarda "Türkçe Şiir Antolojisi" yayımlanmıştır. Şimdi ben dc bu konııya gelmek istiyordum .. Bildig'in gibi, Mehmet Yaşın'ın, Adam Sanat Dergisi'nde yayımlanan Poeturka yazı dizısi k.i daha sonra kıtaplasmıstır epey tartışnıalar yol açtı. Bu toz duman ıçtnde de isin b'zü gürültüye gıttı galiba. . Halbuki o yazı dızısinde üzerinde özenle durulması gereken soru ve snrunlar vardı Sen de Kıbnslı bir şair oldug'una göre, dilersen bu sorunları tarttşaltm ve soruları yeni f Değtşen dünya; kimliklerin kendilerini ifade biçimleri; farklı kültürler araundaki ilişkiler; "üst kültüralt kültür", "üst kimlikalt kimlik" ilişkilerindeki dinamizm bu tartışmaları hem haklı, hem de gerekli kılar örümmektedir. anırım birazdan konusacagımız, M. Yaşın 'ın "Poeturka" yazılarının bu dönemde gündeme gelmesi de bu yüzden olsa gerektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle