Katalog

versitesi'nde öğretim üycsi ve üniversitc müzesinde sanat damşmanı olarak görcvli bulunan yazar, Doğu Avrupa ile Türlciyc'nin halk musıkisi ve scyirlik sanatlan üzerinc dersler vermektedir. I ürk musıkisi kaynakları ilo Romen halk sanatlan hakkında yayımlanmış çeşitli inceleme ve makaleleri vardır. Yazar Türkiyc'do ilk kez yayımlanan bu ilginç kitabında OsmanlıTürk nıusıki kültüriinün "anlamlan"na şu iiç yönde ış,ık tutuyor: Notanın anlamı, mehtcrin anlamt, musıki kaynakları arasındaki ilişkilerin anlamı. Eugenia PopescuJudetz şöyle diyor: "Tiirk musıki kültürünü incelemek demek sadece scslerin, ses aralıkları ile perdelcrin nasıl elde edıldiğini değil, aynı /.amanda bu alandaki tecrübelerin ortaya çtkardığı fikirlcri, musıkinin yorumlanma.sıvla uyanan duygıılar arasındaki ilişkileri, mıısıkidc kullanılan çeşitli lemalar ile üslupların kavramsallaşmasını da ineelemck denıektir." Mevlâna/ Haztrlayan Ahdiilhaki (.jöljuııarlı/ Varlık Yayınlart 19S s. Abdülbaki Gölpınarlı'nın hazırladığı bu kitapta, büyük Tiirk şairi Mevlâna Celâlcıtinı Kıınıi'nin lıayatını; tasavvufa dayanan düşüncesini; din, insanlık, aşk, miizik, kadıri, özgürlük gibi konularla ilgili görüşlerini vc sanatını irdeleycn kapsamlı bir önsözün yanı sıra, şairin yapıtlarından seçilerek özenle çevrilmiş parçaları bulacaksınız. Mezartaşı Esprileri/ Adnan Ersan/ Arkadaş Yayıncvıf 94 s. "Mezartaşı Esprileri" Adnan Ersan'ın 6 mizah kitabı. Ülkcmizde geleneği yenidcn canlanmaya ESPRİUS* başlayan mezartaşı yazını bu kitapla birliktc yeni bir boyuta, güliTiore ortamına taşınıyor, Kitabın içinde dünya ve yaşamla ince incc alay ederken, diğer yandan gülmece yoluyla yaşamın değerini ve deMİnan rrsın ğersizliğini sorgulayan espriler var. Bunu da insanımızın bitmek tükenmek bilmeyen bilgeliğiyle, hiçbir olguyu abartmadan yapıyor. Kitap, •ıkuyucuyu sıkmadan, okuyucuya aslında çok ciddi bir konııda yapılan esprileri okuduğunu hissettirmedcn yapıyor görevini. tçindeki birbirinden ilginç mezartaşları da ayrı bir rahatlık katıyor okumaya. Nietzsche'nin Miizik Üzerine Düşünceleri/ Pıerre Çcvireıı Illuııı Uvtıanhaş/ Pcııı Yayıncıltk/ 96 v. Niet/.sche'nin düşünce evreninde müzik daima büyük bir yer tutar. Yazarlık yaşamının başlarında müzikscl esini ve müzik hcyecanını metalizik gerçekliklerin bir aracısı gibi almıştır. İnsan aklının gelişiminde ve insan ruhunun oluşumıında müziği daima ön planda tııtmtıştıır. Müzik, o dönemde, onun düşiin dünyasının neredeyse tümünü kapsıyordu. "Müziğin derinliklerinde doğmuş olanlar bu dünya ile ilişkileri temeldc müzikle kurulmuş olanlar" için yazıyordu denebilir. Temel Müzik Teorisi/ Paraşkcv Hacıcv/ Çcviren: Atilla Sag'lam licdrı Koçancı/ Pan Yayınalık/ 1X4 ı Temel Müzik Teorisi kitabında, müzik teorisine ait cn küçük ayrıntı bilegözardı cdilmemiş; herhangi bir konuyla ilgili temel kavramlar, tarihsel gelişim ve ömeklendirmede çok titiz davranılmıştır. Temel Müzik Teorisi, müzik teorisini derinlemesine öğrcnmek veya araştırmak isteyen öğrenci, öğretmen ve akademisycnler yanında müzik alanı dışında meslcklcre sahip bireylerin CUMHURİYET KİTAP SAYI 356 müzik teorisi konusundaki her soruya yanıt bulabileceklcri bir başvuru kitabı olarak kullanılabilir. Gece/ Bilgesu Ercnın/ Broy Yayıncvi/ 265 s. Bilgesu Erenııs, 70'li yıllardan bu yana, sarsıcı bir oyıın yazarı kimligiylc oldugıı kadar, toplumsal olaylar karşısında sergiletli^i gözüpek aydın tutumuyla da yankılar yarattı, iine çıktı. Çözümleyici yeteneğin se/.gisel yaratıcılıkla hep dorukta oluşturduğu bileşke, bu kez, romanlarında da her cüınlesi silkeleyen bir yazarın ustalıklı anlatımıyla okııru yeni dorııklara taşıyor... Cıünlük konuşmanın sıradan ama sancı gücünün "Cjeee" boyunca okuru soluk solıığa bıraktığı yepyeni, bir o kadar da sahih bir rom.ın dili kuıuyor ya/ar. Oyunlarındaki kişilerin çarpıcı diyaloğu, söziin anlık biçimlerine iç konuşma vc tersyüz olusjarın da katılımıyla, bireyin anbean kendini sorgııladığı bir gerilim yaratıyor... Erenus; toplumun tepesiyle varoşlar arasııulakı kesişmeleri yer yer simgesel, ama olağanüstü yalın bir anlatımla sergilerken, son yılJarda içine düştuğümüz basiret bağlanmasının nasıl da bütün toplumu ters dönmiiş kaplumbağaya dönüştiııdügünü, lıandiyse eığlık çığlığa dııyuruyor; tragcdyamı/ı gorme/den gelmek ya da ondan kacış yerine aşma bilinrini aranıa istegi uyandırıyor. Uğur Mumcu ve 12 Mart Geriye Dönüşün tlk Adımı/M Eııtın Dvğvr/ ımr.dg YayıııhuU 37(1 \ Bir aydın, bir gazeteci, bir hukııkçu, bir devrimci, bir tlemokrat, tam ba^ımsızlıkçı bir anticmpcryalist olarak kuşkusuz her üç askeri müdahalenin de Mumcu'nun yaşamında ve kişiliğinde ciddı izleri vardır ama, 12 Mart'ın izi tartışmasız en derin olanıdır. Bütün bunları Mumcu ile birlikte daha pck çok aydın ya^aılı I Iııtta Tür kiye'ye biçilen rolün sonıutlaşmasıydı bunlar. Ve elbette bir önccsi, oluşumu, senaryosu vardı. Taa okyanusun öte yakasında hazırlanan.. Işte, um:ag'ın 26'ıncı yayını olan Uğur Mumcu ve 12 Mart'ta, Mumcu'nun yedeksubaylık hakkını yeniden ka/andıgı davanın da avukatı olan Emin Deger, Türkiye'nin Mumcular'ın öldürülmesi noktasına nasıl geldigini, yaşanan önemli tarihsel ve siyasal olaylar ışıgında kendi yorumuyla anlatıyor. Bir Zirve Daha Var/ Haldıııı Avdtngiiıı/ Ynytııcvi Yayınalık/ 250 v. Batı'da her dağcılık kitabının başına alınan bir söz vardır: "Dagcılık, yalnızca kitaplardan edinilen bilgiyle ögrenilmez." Bunu söylcyen yazar, yine de tüm emeğini vercrek o kitabı hazırlamıştır. Çünkü insan doğaya gidiyorsa, kendi başına sorunlarla yüzyüze gcliyorsa, okuyarag'ı her yayından öğrenecegi, faydalanacağı bir şeyler vardır. Bir Zirve Daha Var, 11. Aydıngün'ün doğa sporları ve dağcılık konusunda kaleme aldıgı bir üçlemenin üçüncii kitabı. "Dağcılığın başlangıç tarihini 200 yıl öncesi olarak alabiliriz. Bunun anlamı, bizden önceki nesiller yapılabilecek her şeyi yaptılar, en zor çıkışlar bile denendi ve başanldı. Oysa insanın kendisiyle yanşı, kendini tanıma ve hakim olma isteği, kendini geliştirmekten alacağı hazlar asırlar önce dc aynıydı, şimdi de aynı. Yani asıl sorun dağcının kendini geçip geçmemesinc dayanıyor. Dünyanın en müthiş tlağcısı için bile hep tırmanılmamış başka bir rota, gidilmemiş başka bir dağ kalıyor" diyor Haldun Aydıngün. Külahlı Bey Külahsız Bey/ Gcvhcr Mıırad/ Çcvireıı Dr. Mt'hıııct Ktı/hir/ Mı/osBoyu/ Yayınları/ 72 \ Çağdaş lranh yazaı C.evher Mıırad (19351985), "Külahlı BeyKülahsız Bey"adlı iki perdelik oyunuyla ilk kez Tiirk okurlarının ve tiyatrocularının karşısına y y çıkıyor tst. Üni. Ed. Fak. Öğretim Üyesi Doçent Dr. Mehmet Kanar'ın çevirisi ile yayımlanan kitap, ülkemizc yeni bir yazarı tam tırken, diğer yandan da çok uzağınıızda olmayan bir toplumun, Devrim'den öncesi yaşam ve da\ ranış biçimlerini sergiliyor. Asıl adı (ıiılam lliıseyni Sâidi olan yazar, Batı'da, o\unlarınd,ı kullandığı Gevher Murad takma adı ile tanınmakta lran Devrimi'nden önce, ülkesinde öykü ve oyunlaı ı çokça yayımlanmış, oynanmış olan bu çağdaş ya/ar, Devıim'den sonra l'ransa'ya yerle^ip yaşamını orada tamamlamış. Karamizahla sıradan insanın toplumvıl gelişmeler, değişmeler karşısındaki duyarsızlığını, ay mazlığını eleştirmiş ve 19601970'Ii yılları Iran'mın tüm sosyoekonomik panoramasinı başarıyla yansıtmıştır. tlk kez 1967 yılında lran'da sahnelenmiş olan "Külahlı Bey Külahsız Bey", bireysel karar vermetavır alma bilinci ve bccerisinden yoksun roplumun, korkugüvensizliközveri eksikliğı ile bıçimlenen sos yopsikolojik yanlarını, tiyatronun anlatım olanaklan içinde, etkili bir biçimde ele alıyor. Gevher M URA D Kerbela/ Ali Berhtayl MitosBnyııt Yayıııhırı/ 10S \ Ali Berkıav, 12 Eylül'den sonra uzun yıllar Fransa'da yaşamaya Ali ınecbur bırakılmıi; genç bir tiyatİERKTAY mtıı, l'ransa'da AKŞV Lmel Mestçi ıK llalk Oyuncııları topluluğunda beraber çalışmış. İlk oyunu, 1993 .ılında Avignon Festivali'nde, bu toplulukça Ayşe Ivmel Mestçi'nm rejisi ile, Fransızca olarak sahnelenmiş: "Dünyaya Atılan Çığlık". lkinci oyunu, Türkiye'ye döndükten sonra geçen yıl, Aziz Nesin'in öykü ve şjirlerinden derlediği, "1 Iukuku Merkep Beyannamcsi", Nokta Tiyatrosu'nda oynanmış. "Kerbela", genç yazarın ikinci özgün oyunu; bu yılki Bakırköy Belediyesi Yunııs Emre Oyun Yazma Yanşması'nda Rüyiik Odülü almcş Oyun, herkesçe bilinen, dini ve tarihsel bir olayı anlatırken, koşullanmış ve düşüncenin izine düşmüyor; bu du yarlı konuyu isüsmara kalkıp, şablonların içine girmeye çalışmıyor. Tam tersine, ortak küliıirümiizün bu önemli tarihsel olavını oyunıın ana ekscni seçip, evrensel insani dııygu ve davranışlara eleştirel bakarak, kişilik ve ahlak çatışmalarının doğrıı sonuçlatım ortaya koyuyor. Kerbcla'da ezen \e ezilenin, ikiyüzlülükle mertliğin, acımasızlıkla sevecenliğın, ahlaki tleğerlere bağlılıkla önlenemez iktidarhırsının çatışma sı, oyunun akıcı ve etkileyici kurgusu içinde destansı bir üslupla sergileniyor. Oyunun bu devinimi içinde, ülkemizin bugünkü gerçekleri ile paralellikler de bulunuyor. Böylece yazar, efsaneleşmiş tarihsel bir olaydan yüzydımıza düşen izdüşümleri göstercrek, sanatsal yaratının evrenselliği yakalama özelliğinin başarılı bir örneğini de veriyor. İnsanlık tarihi, insanın insana yaptığı işkence, zulüm, baskılarla dolu oldıığu kadar, karşı direnişlcrle de doludur. Işte, tarih boyunca ezilen, kıyılan ama onurları için başkaldırmış olan insanların bu soylu tııtumlarınm anlamı, oyunun sonlarında Hüseyin'in şu sözü ile çok iyi özetleniyor: "Olmek yenilmck değildir." Oluşum ve Yapılanma Sürecinde Türk Çevre Hukuku/ Miislüm Akıncı/Kocaeli Kitap Kulühü Yayınları/'146 v Çevre sorunu, tüm insanlığın oıtak sorıınu. Gelişmemiş uygarlığın olduğu kadar, gelişmiş uygarlığın da. Hergün beş milyardan çok insanın "en iyisi ve en çoğu benim olsıın" diye kapmaya çalıştığı paylaşılmış ycryüzü değerlerinin hızla bozulması yokcdilmesi... Işte çevre sorunları dediğimiz olgıı bu. Cîeniş bir biliın adamı grubunun araştırmalan sonııcu ortaya çıkmış olan konulaıı tartışan kitabı edinmek için "Kocaeli Kitap KulübüÖmerağa Mah. Salimelendi Sokak No: 10 / Izmit" adresinc ya da 0262 325 86 78 ve 0262 324 34 55 numaralı telefonlara başvurmanız gerekiyor. • SAYFA 17