Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şair ve yazar Ismail Gençtürk'ün çeşitli dergi vc gazctclcrdc 1963 1977 tarihlcri arasında yurdumuzun ormanları ve orman köyleri üzerine yazdığı acı gerçckleri yansıtan yazılarını bir araya getiriyor "Orman ve Orman Köyleri". Ormanlar yeryüzünün akciğeridir. Konuyla ilgili uzmanlar, "Sözgelimi dünyadaki fotosentez olayı 45 dakikalık siireyi kapsayaeak biç,imde dursa hiçbir canlı yeryüzünde yaşayamaz" diyorlar. Bu nedenle tüm canlılar için yaşamsal bir önem taşır ormanlar. Gençtürk, bu doğa zenginliğimizin nasıl yok edildiğini anlatıyor yazılarında. tsmail Gençtürk'ün yazılan toplamı 'Orman ve Orman Kovleri' M. GUNER DEMİRAY dursa hiçbir eanlı yeryüzünde yaşayamaz" diyorlar. Bu nedenle tüm canlılar için yaşamsal bir önem taşır ormanlar. [Jstelik doğanın, roprağın, iklimin cn eandan koruyucusudur. Sonra ülke ekonomısinin, insan sağlığının temel taşlarından biridir dc. Ama yürcğim yanarak, içim eriyerek ukudum Sayın Gençtürk'ün "Orman ve Orman Köyleri" betığini. Bu burukluğun yanında yangınların şahlandığı, onca emeklerin bir anda kül oldıığu şu yaz aylarında böyle bir kitabı okumuş olmam, ulusal ve evrensel düzeyde, beni bir bilinç aydmlığina da çıkardı. Yazar, orman sorunlarının çözümünc halkçı ve devletçi bir bakış açısı getirır ken düzenin değişmcsi yönünde tavır koyuyor. Başta ormancıların orman sevgisi, orman konusunda yeterli bilgiye sahıp olmadıklannı, gelir düzeyleri nin çok düşük olduğunu belirtiyor ve şu çözümsel görüşleri ileri s>ürüyor: "Yapılacak iş, bu bakım memurlarını lıer yıl, kıırslar açarak, orman konusun da, orman sevgisi konusunda eğitmck, başarılı olatılarma armağanlar vermek, bu mesleği daha iyi hale getirecektir. " (s. 25, Yenigün, 1969) Ayrıca yazarın ormancılığımızın sorunlarına ormanorman köylüsü ilişkisi yöııündeıı eğildi^ i , bu sarmalda çözümler getirdi^ini de görüyoruz: "Ormanı korumanın, gcliştirmenin yolu, orman köylüsünün karnını doyurmakla, ona iş vermekle olur. Bizim orman işletmeleri bunıı yapacağı yerıle; yasalarla, öğütlerle ormanı korumava kalkmakta, öte yandan ke rcsteulİK yapan aracılan zengin etmek için yanlış bir değerlendirme yapmakta tlırlar. (...) Bunıın için Güttükleri orman politikası tutarsız ve Türkiye'nin çıkarlarına taban tabana zıttır." (S. 27. Yenigün, 1970) Yazar bu gerçeği dile getirirken 1971 tarihli yazısında şöyle lıır sayılama (istatistik) sunuyor: "Âçıklanan istatistiklere göre; Türkiye'de orman içi ve orman kenarı köy sayısı 15 bin 722. Ve bu köylcrde yaşayan insanların sayısı 8 milyon 373 kişi. Cîenel nühısıımu/.un 22.5'i." Sayın Gençtürk ormanlarımızın yüzölçümünü Ekim 1973 Orman Mühendisliği dergisinde yayım lanan ya/ısına göre 19.1 milyon nektar olarak gösteriyor, bu miktarın yıırdu muz topraklarmın % 24.8'ini kapladıöını vurguluyor. .Şimdi bu rakamların, Du tablonun 1995 yılına göre sayısal, sosyal ve ekonomik yönden yeniden in eelenmesi gerektig'ine inanıyor, elde eılilecek yeni verilere göre yeni öneriler T ÜBtTAK'ın aylık popiiler dergisi olan Bilim ve Tcknik'in Temmuz 1993 sayısında çıkan "Dünyamızı Koruyalım" adlı yazımda önerdiğim ilkelerdcn biri de şu idi: "Ulusal ve küresel çapta erozyonla savaşıma başlanmah, ağaçlandırma çalışmalarına artan bir hız verilmeli, kentlerin ve di2er yerleşim ünitclcrinin çcvresi ycşil kuşakla sanlmalı, ormanlar titizlikle korunmalıdır. Kısaca, gezegenimizde yaşayan tiim insanların ülküsii, var olmak için doğayla barışık bir uygarlığı kıırmak ol malıdır. Bunıın başka yolu yoktıır." Bu diişüncelerimi niçin yeniden gün deiTie getirdim? Geçen gun şair ve ya/ar dostıım Ismail Gençtürk'ün çeşitli dergi vc gazctclerde 196i1977 tarinle ri arasında yurdumuzun ormanları ve orman köyleri ü/.erine yazdığı acı ger çekleri yatısıtan yazılarının toplamı olan kitabını göndcrmcsıyle orman ve çevre konusıı düşlerimde ycnidcn alevfcndi dc ondan. Ormanlar ki yeryüzü nün akciğeridir. İlgili u/manlar, "Sözgelimi dünyadaki fotosentez olayı 45 dakikalık süreyi kapsayaeak biçimde getirilmesini düşünüyorum ben. (v".ünKÜ değişen koşullara göre değişen çözümler üretilir. Her yıl Kıbrıs adası kadar toprağımı/ sellerle, ırmaklarla denizlcre tasınıyor. I Iızlı bir erozyon yaşıyor Anadolu varımadası. lşte bu bilinçlc Gençtürk, bir tür yurdıı kurtarma selerberliği olan şu çağrıyı yapıyor: "Oğretmenlerin, okul ların, belediyelerin ve çeşitli kuruluşla rın Cirman Bakanı'nın çağrısina uyarak ağaç dikmc, ağaç yetiştirme kampanya sına katılmalarmı dileriz. Türkiye'nin yemyeşil olmasını, toprağmın vcrimli olmasını isteyenler, ağaç dikme kampanyasını her yıl yürütmeli ve sürdiirmelidirler." (Banş, 1972) Kitabın bir bölüöü orman yangınlarının içyüzünü seıgiliyor. Orman yangınları deyince Yaşar Kemal'in o şiirsel röportajı "Yanan Ormanlarda Elli Gün"ürıü anımsamamak olur mıı? (,!ünkü bu soruna ilk kez ciddiyetlc parmak basan odıır. Gençtürk betığın de orman yangınlarının yıllara göre çizelgelerle ciökümünü yapıyor, yangınla ra birincil neden olarak üçkâğıtçı politikacının oy kaygısıyla körüklediği yok sul, topraksız dağ köylüsünü ve politik amaçlarla sık sık çıkarılan af yasalarım gösteriyor, ikincil nedenleri de ihmal, önlem almamak, raslantı, doğa olayı, kasıt olarak sıralıyor. Şimdi bu nedenlere bölücüleri cle eklcyebiliıiz. "(...) Ormanlar yanıyor... îlgili, ilgisiz herkes merak ediyor, ü/ülüyor. Ama sadece bu kadar... Yazmakla, çizmekle, üzülmekle, 'ah'la, 'vah'la bitmiyor iş... Sürüp gidiyor gene orman yangınları... (...) Yanan ormandır... Ama yanan Türkiye'dir, Türkiye'nin varlığıdır, geleceğidir..." Yazın sıcağında nerede olursak olaIım yediden yetmişe bu çığlığa kıılak verelim. Sevgimiz yeşertsin ormanları önce. Ve şu aşamaya da gelmeliyiz bence. orman ve çevre gerçeği her türlü politik çatışmaların dışına çıkarılmalı, partiler üstü bir düzeyde ulusal bir sorun olarak ele alınıp bilimsel çözümlere varılmalıdır. Yine bu davada amaca başarıyla ulaşmak için eğitime ve halk katılımına da ağırlık verilmelidir. Evet, bu kitabın verdiği ses, bende şu dizelerle de yankısını buldu: Kuşlar öter dallarında, Çiçekler açar, Kaynaşır bağrında binbir renk; Güzelliğimizdir ormanlar Konuk eder yıldızları, Bulutları sağar, Temiz hava, bol güneş Soluğumuzdur ormanlar Okuruz ya masalları, Yazarız ya ak kâğıtlara, lçimize bir ırmak akar; Kitabımızdır ormanlar Orman ve Orman Köyleri / limad Gençtürk / Prosperu Yayınlart, 1995, Ankara CUMHURİYET KİTAP SAYI 284 SAYFA 14