Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ADİL BOZKURT C umhuriyetimizin ilk ve ikinci on yıllanncla, insanımızı aydınlık döncnıc taşımak, uluslararası kültür dcğcrlcriyle karşılaşt:rmak için birbirini bütünleyen, yenilikfer, düzenlcmelcr, atılımlar gerçekleştirilmiştir. Eöitimde birliğin sağıanması, ycni Türk Abece'sinin bcnimsenmesi gibi. Yine o yıllarda, ulusal ekinimizin vc yazınımızın cagın degerlcri ile gcliştirilip boyutlandırılması alanında da yapılacaklar olmalıydı... Olmalıydı çünkü teokratik devlet duzeninden, kişiyi öne alan demokratik düzcnc geçmcde; devlet odaklı 'rcaya' tophım anlayısından, hukuk devleti içinde özgür insan nilincine geçilmesi aşamasındu, çağın değerlerinin oluşmasını sağlayan, ölçcklcrini vcrcn Batı uygarlıgının yapıtlarının da insanımızın önüne konulması gerckiyordu. Bu gerçegi görcn, dönemin Milli Eğitim BaHasan Âli k anı Kongresi"ni Yücel 1939'da "1. Neşriyat toplamış, daha sonra da, alınan karar gereği, 1940 yılında 'Tercüıne Bürosu"nu kurmuştur. Hasan Âli Yü ccl'in Milli Egitim Bakanltğı döneınindc, kuruluşundan 1946 yılına kadar, 6 yıl içinde 519 seçkin yapıtın çevirisi yapılmış, Bakanlık yılları arasında ıılıısal kitaplığımıza kazandırılmıştır. Suat Karantay "Tercümc Bürosu Normlar ve lşlevlcr" (1) konulu araştırma yazısında, Hasan Âli Yüccl içın "Ken<lisi dc büyük bir fikir adamı, yazar ve eğitinı ci" olduğu saptamasnıı yaptıktan sonra, büro çalışmaları için ayncn: "Türkiye'nin yazın vc ckıtı tarihı... Tercüme Büro su'nun kumlmasıyl.ı en önemli gelişnıesini göslcınıistir. 1940 yılı, Tüıkiye'nin ekin larihinde bir dönüııı noktası olmuş, Clumhurıyet Tıırkiycsi'nin ya/msal ve ekmsel ycnıden doğuşıınu başlatmıştır. Büronun çalı^maları ulushııarası beğeni kazanmı^tır. 1 ürkiyc'dc başjatılan bıı başarılı dency 1946'da Birlcşıniş Milletler Genel Kurıılu'nda, Diinya Klasiklcri'nin tüm ıılıısal dillcrc çcvıilmesine yardıın edilmesi önerisinin oybirliği ile neııimsenmesine yol açmışlır. 1959 yılında Bad Godesberg'dc yapılan FIT'in Üçüncü Diinya Kongrcsi'ndc LJaşkan Pıerre François (.aille, kcndisi de büronun bir üyesi olan Prof. Bedrettin TunccTin Tercüme Biirosu'nun etkinliklcri üzcrinc sunduğu bir raporunu dınlcdikten sonra, Türkiye'yi bir çeviri cenneti olarak nitelendirmiştir." demektedir. (2) Saim Açıkgöz de yayıııılannıatıı^ "Yazın Terimleri Bilgiliği"nde, Hasan Ali Yücel'in 1 Neşriyat Kongresi'sinde; Garp kültür ve telekkür camiasınm seçkin bİr uzvu olmak dilcg'inde ve azminde bulu nan C.umhurıyetçi Türkiye, medeni dünyanın eski ve yenı fikir mahsulierini kendı diline çevirmek ve alemin duyuş ve düşünüsü ile benligini kuvvetlendirmektir" dccıigini bclirttikten sonra, büro çalıijnıa ları ıçın: "Doğrııdan bilimsel, düşünscl ve sanatsal yabancı yapıtların Türkçc'ye kalundırılması amacını geıçekle^tirmeyi ba şaran ilk ve lıatta son kurukı^ Milli Eği tim Bakanlıjîı Tercüme Bürosu olmu; tur." degerlendirmesini yapmaktadır. Amacı, çağımızı yakalama, ça^ımızın aydınlıklaıında, diğer uluslar arasında seçkin bir üye olma sevdası olan, başurısı Kültür tarihimizde önemli bir adımın başlangıcı olmuşlardı... Klasiklerin yeni baskıları Türk kültür ve yazın tarihinde yeri çok önemli olan MEB Klasikler dizisinin yayin nedenlerini, yayın amaçlarını, yayın ilkelerini, günün koşullari içinde veren ve bu seçkin kültürel etkinliği başlatan iki devlet adamının, Ismet Inönü'nün ve Hasan Âli Yüccl'in tarihe malolmuş yazılarının, bu yapıtların ikinci baskılarından çıkarılaması, olsa olsa, bilimsel bir eksikli eylemin yanında, ondan da önemlisi, dünümüzü yadsıyan, önemine inanılıp yeni baskılarının yapılmasının benimsenmcsi yanında, kimi çağrışımlar nedeniyle, aşağılık duygusunun üzüntü veren göstergesinden başka bir şey olamaz. ile dünyaca beniınseıııni^, örnek alınmı^, ödüllendirilmiş, ulusal kitaplığımı/.a be% yüzlerce yapıt kazandırnıiş, çeviri burosu, en verimii çalışmalarını kurucusu Hasan Âli Yücel zamantnda yapmıştır. Milli [7,ğı tim Bakanlıöı, elli yıl sonra, 1987, 1990 yıllarında aldığı kararlarla, bu kcz, çeviri kitapların, "mevcutlannm kalmaması", aranır olnıası ve nihayet "Belirtilen eserlerin gerck cğitim ve ööretim, gereksc ılü şünce, sanat ve kültür nayatımıza katkıla n"nı dikkatc alarak "mükerrer" baskılarının yapılmasına başlamıştır. Bakanlık ka yıtlarına göre de, bugüne dek, "Batı Kla sikleri" ve "Dünya Edebiyatından Seçme ler" dizileri halinde yüzlerce kitabın tıpkı hasımları tamamlanmıştır. Geri kalanların yeni baskılarının da yapılması beklen mektedir. (}) Bundarı 50 yıl önce dilimi/e kazandırı lan yapıtların günümüzde dc aranır olması, bu nedenle aynı yapıtların devlet olanakları ile ycniden basılıp da^ıtılması, 1940'larda alınan kararların ve uygulama ların do^rulugıınun kamtıdır. Kanıtıdır da gclip görünüz ki nedendir bilmmcz, Ismet Inönü'nün 'Sıınıış', Hasan Âli Yiicel'in 'ünsö/' ya/ılan, kitapların tıpkı basımı olan son baskılarından çıkarılmıştır. Her birisi buııdan yarım yüzyıl önce, lıangı gerekçe ile dilimize kazandırılmı^ sa, aynı gerekçe ile ycniden okurumuza sunulan, kitaplıklarımıza dağıtılan 'klasik'lerin sıınuş yazısında dönemin Cıımhurbaşkanı Ismet Inönii, yeni baskılara konulmayan önsözünde bakınız ne demiş: "Eski Yunanlılar'dan beri milletlerin sanat ve fikir hayatında meydana gctirdikleri şaheserleri dilimize çevirmek, Türk Milletinin kültüıünde ycr tutmak ve hizmet etmek isteycnlere en kıymetli vasıtayı hazırlamaktır. Edebiyatımızda, sanatımızda ve fikirlerimizde istediğimiz yükseldiui ve geni^liği bol yardımcı vasıtalar içinde yctişmis olanlardan beklenıek tabii yoldur. Bu scbeple tercüme külliyatının kültürümiize büyük hizmetlcr yapacagına inanıyoruz." Hasan Âli Yücel'in ise birincisi 23 llazıran 1941 tarihlı, ikincisi de 2 Mart 1944 tarıhlı olan iki önsözü vardır. Bunların ikisi de yeni baskılarına konulmamıştır. Birinci önsözünde, dönemin Milli Hğitim . Çeviri yapMar Bakanı Hasan Âli Yücel: "Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyu^ merhalesi, insan varlığının en müşahhas şekildc ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar. Sanat şubeleri içinde edebi yat, bu ifadenin zihin unsurlan en zengin olanıdır. Bunun içindir ki bir milletin, diğer milletler edcbıyatını kendi dılınde, daha doörusu kendi idrakinde tekrar ct mesi; zeka ve anlanıa kudretini o eserler nispetinde artırması, canlandırması ve yeniden yaratmasıdır. Işte tercüme laaliyetini, biz bu bakımdan ehemmiyetli vc mcdeniyet davanuz için nıüessir bellemekte yiz. Zekâsının her cephesini bu türlü cscrlerin her türlüsüne tevcih edebilmii) milletlerde düşüncenin en silinmez vasıtası olan yazı ve onun mimarisi demek olan edebiyat, bütün kütlenin ruhuna ka dar isleyen ve sinen bir tesire sahiptir. Bu tesirdeki fcrt ve ccmiyet ittisali, zamanda ve mekânda bütün hudtıtları delip aşacak bir saglamlık ve yaygınlıgı gösterir. I langi milletin kütüphanesi bu yönden zcnginsc o millet, medeniyet aleminde daha yüksek bir idrak seviyesindc dcmektir. liıı iti barla tercüme hareketini sistemli ve dik katli bir surette idare etmek, Türk irfanı nın cn önemli bir cephesini kuvvctlcndirmek, onun genişleınesinc, ılcrlemesine hizmet ctmektir. Bu yolda bilgi ve emek lerini esirgemeyen Türk müııevverlerine şükranla duygulııyum. Onlarm himmetleri ile beş scne içinde, hiç dcgilsc, devlet eli ile yüz ciltlik, hususi teşebbüslerin gayreti ile gene devletin yardımı ile, onun dört beş misli fazla olmak üzere zengin bir tercüme kütüphanemiz olacaktır. Bilhassa Türk dilinin, bu emeklerden elde edeccfii büyük faydayı düşünün cıe şimdiden tercüme iaaliyetine yakın ilgı ve sevgi duymamak, hıçbir Türk okuru için münıkün ola mayacaktır" dcmiştir. Yeni baskılarına alınmayan 2 Mart 1944 tarıhl^ önsözünde de I hısan Âli Yücel, çeviri yapıt suyısının yüzü geçtiğini, bu sonu cun alınmasmda emegi geçenlerı kutladı^mı; her yıl dönümlerinde sayının arrırılacağını, özel yayın kuru luslarının da katkılarınm oldufunu sayısal deöerlcre dayandırarak vc kısaca vcrmiştir. Cumhuriyet Kitap'ın 14. sayısında yer alan haber yazısında Âyşc Sayın, 1990 yılında, Milli EgMtiın Ba kanlığı'nın o ılönemdekı müstcşannın açıklamalarını kaynak göstererek "Milli Egitim Bakanlığı, 194O'lı yıllarda dönemin Bakanı Hasan Âli Yücel'in girişjmiyle, Türkçe'ye ka zandırılan dünya klasikleriııin tıpkı basımlarını ya pıyor" bıçiminde belirtmiştir. Birinci baskılarından yarım yüzyıl geçtikten sonra, "mükerrer" ya da tıpkı basımlarının yapılmasına gcCUMHURİYET KİTAP SAYI 268 " Yazın Terimleri Bilgillğr SAYFA 10