29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ayrıntılar önemlidir!. AKLA VEDA / Paul Feyerabend İncelem* / Çev. Ertuğrul Başer Özgürlükçü düşüncenin en önemli isımlerinden olan Feyerabend bu kitabında putkırıcılığını son kerteye vardırıyor. Akıl'la vedalaşıp onu "azat ediyor." Amacı ne peki? Tarihi, aydınlıkla karanlığın amansız savaşı diye görenlerin sandığı gibi bizi "ortaçağ karanlıkları"na döndürmek, hatta "mağara adamı"na çevirmek mi istiyor? Akılcılığa karşı dogmatizmi mi savunuyor; "kahrolsun bilim", "yaşasın din" mı diyor? Hayır! Feyerabend dogmatizmden değil kültürel çeşitlilikten yana! Ona göre, Batı bilimciliği, yerel gelenekleri yok ederek dünyayı tektipleştirir ve bir^ok toplumsal ve ekolojik soruna yol açar. Batı bütün bunları yaparken, kendini hep Akıl ve Nesnellik kavramlarıyla meşrulaştırmaya çalıştığı için de, bu büyük harfli "AkıT'dan kurtulmayı amaçlar Feyerabend. Düşünmeye değil, düşünceyi ve aklı dar sınırlar içine hapseden akılcılık benzeri düşünme(me) kalıplarına karşı çıkar. İnsanlığa büyük hızmetleri olduğunu düşündüğü bilim pratiğini ve bir faaliyet olarak bilimi sonuna kadar destekler. Bilimadamlarını insani ve toplumsal kaygılarla hiçbir bağı olmayan tümevarım makinelerine çeviren, bilimin tüm diğer insani girişimleri hükümsüz kıldığına inanan ve bilimi akılcı bir yöntem'e indırgeyerek yurttaşlar üzerinde, onların denetimi dışında kalan, bir iktidar odağı haline getiren teorilere saldırır. Bilginin aşırı uzmanlaşmasının tehlikelerine dikkat çekerek bilimin demokratikleştirilmesinden yana olur. Bilimsel bilginin, insani ilgi ve değerleri içine alan daha geniş bir bakış açısına, insani doğa ve toplumdan ayrı değil onun bir parçası olarak gören bir tavra, bir felsefeye göre tartıya vurulması gerektiğini savunur. Bu tavrı geliştirecek olanlar da bilimadamları ya da "doğruluk", "Akıl" gibi soyut fikirlerin müptelası olan entelektüeller değil, yurttaşların kendileridir ona göre. İnceleme Ç»v. Ayşegül Sönmezay ISLAMIN BİLİNÇALTINDA KADIN/ F.A.Sabbah Nasıl olur da aynı halk, kadın konusunda birbirinden bu denli farklı imgeler üretebilir? Bir yanda, doyurulması olanaksız ve gemi azıya almış şehveti yaşayan bir kadın ve onun kurduğu yoğun aşk ilişkileri; öte yanda, peçenin ardına sığınmış, boyun eğmiş, sessizce kendi köşesine çekilmiş kadın ve kocasının iradesini beklerken gösterdiği sabır... İşte, İslam'ın Bilinçaltında Kadın'\ okurken akla geliveren ilk sorular... Yazar, bu soruları sorarken bir noktada duyarlı olmaya çok özen gösteriyor: Sorunu, sorunun kendi diliyle ve İslam'ın verileri doğrultusunda tartışıyor. Bütün kadın imgelerini, yani bugünün kadınını, Kuran'daki kadını, dinsel, kibar ve erotik edebiyatta betimlenen kadını bu veriler içinde inceliyor. Ve kadının, günümüz Müslüman toplumlarının çağımızın kimi sorunlarını aşmak için kullandığı yöntemlerdeki "simgesel" önemine dikkat çekiyor. "Korunan, kapatılan, peçenin ardına gizlenen ve kimin mülkiyetinde olduğu belirtilen..." kadın yaklaşımlarına karşı çıkarak şu tip sorular soruyor: Şımdiye kadar üretilen kadın söylemleri modern yaşamın dayattığı sorunları aşabilir mi? Günümüzde yaşanan ve kıyametin habercisi sayılan yapısal ve düşünsel altüst oluşlar sonunda İslam ne yapacak? Peçesini yırtıp atan, yurttaş konumuna ulaşarak sokaklarda dolaşan ve belli bir işte çalışıp ücret alan kadınlar İslam'ı nasıl etkileyecek? IKTİSADİ AKLIN ELEŞTİRİSİ / Andrt Gorz İnc«l«m« / Ç*v.: Ifik Irgüden Kapitalistler, "duvar"ın yıkılışının ardından kendileri için daha uygun bir "vahşet" ortamının oluşmasının sevinciyle "solun öldüğünü" ilan ettiler. Oysa ölen, kapitalizmin platformundan çıkamadığı için gayriinsani bir niteliğe bürünen reelsosyalizmdı... "Duvar"ın yıkılmasından önce de reelsosyalizme karşı çıkan Gorz, bu kitabında, kapitalizmin ve reelsosyalizmin benzerlıklerini göstererek asıl onların öldüğünü söyler. Ve onları aşan, alternatif bir sosyalizmin asıl şimdi mümkün olduğunu gösterir. Sanayi toplumlarının iki yüzyıllık ütopyası olan kapitalizmin ve reelsosyalizmin çöktüğünü, bu krizin, modernliğin değil, modernliğin üzerinde yükseldiği önermelerin; aklın değil, akılcılaştırmaların krizi olduğunu söyleyerek yeni bir sosyatist ütopya imkânlarını tartışır. Öncelikle "her şeyin sayılabilir ve satılabilir olduğu", "daha fazlanın daha değerli olduğu" iktisadi akılsallığı reddeder. iktisadı aklın kutsallaştırdığı "çalışma"yı sert bir biçimde eleştirirken üretim, tüketim, verimlilik kavramlarını da sorgular. Ve alternatif bir sosyalizmin esas olarak "boş zaman toplumu" olması gerektiğini savunur. Mutluluğun, tüketime ve çalışmaya değil, duygusal ve kültürel alışverişin yoğunluğuna bağlı olduğunu; "boş zaman"ın yaratıcılığa, birfikte yaşama becerisinin geliştirilmesine, sanata, oyuna ve aşka imkân verdiğini anlatır. Ve hangi toplumsal örgütlenme altında olursa olsun "çalışmak için mi yaşıyoruz, yaşamak için mi çalışıyoruz" sorusuna verilecek cevaba dikkat çeker. Bu cevap, aynı zamanda, nasıl bir toplumda yaşamak istediğimizi ve yaşama verdiğimiz anlamın niteliğini de gösterecektir. AYUNTI Piyer Lotı Cad 17/2 34400 Çemberlıtaş/istanbul Tel (0 212) 518 76 19 Fax (0 212) 516 45 77 AYRINTI YAYI N LARI DİKKAT: "Cehenneme Övgü"nün korsan baskısı yapılmıştır. Yazarın, yaymevının emeğını gasp eden bu uygulamaya karşı okuru dikkatli olmaya son derece kötü basılmış bu korsan baskıdan bulunduran kıtapçıları ve sergıcılerı ıkaz ederek adreslerını yayınevıne bıldirmeye çağırıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle