25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

metuUah Hanım'ın kızkardeşi Emine Azize Hanım yerleşir. Köşke yeni bir canlılık ve hareket gelir. At ve araba dönemi kapandığından arabalığa Emine Hanım'ın iki lüks otomobili konur. Prenses Nimetullah Hanım'la Mahmut Muhtar Paşa, hemen her gün, Moda'dan Feneryolu'na gelip çoğunlukla köşkte kalırlar. Köşk, yeniden eski debdebeli günlerine kavuşmuştur. Prenses Emine Hanım, köşkte iki yıl oturup her şeyini olduğu gibi bırakarak Mısır'a gider. Dönüşünde Feneryolu'na uğramaz, Moda'da kalır, burada da 1931 yüında tifodan ölür. Prenses Emine Hanım'ın Feneryolu'ndaki konakta bulunan eşyaları satılır. Köşk, yeniden yalnız başına kalıp sessizliğe gömülür. Yalnız Mahmut Muhtar Paşa'nın yatak odajı olduğu gibi bırakılır. Paşa, erkek bir bakıcısı ile ara sıra gelıp burada kalır. 1929 yılında Buyuk Mıllet Meclisi, Mahmut Muhtar Paşa'yı, babasının sadrazam, kendisinin de Bahriye Nazırı olduğu 1912 yılında, Ingiltere'ye ısmarlayıp Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle teslim alamadıklan gemilerden dolayı sorumlu tutar. Tazminat ödemeye mahkum eder. Paşa'nın bütün malına haciz konur. Prenses Nimetullah Hanım, Paşa'nın bütün borcunu öderse de, bu durum, Paşa'nın ağırına gittiğinden Türkiye'de durmaz, Mısır'a döner. Artık her iki köşke de bir sessizlik, garip bir yalnızlık çöker. Bu yalnızlık yıllarca sürer. Beklenenler artık gelmeyecektir. Paşa, 1935'te öldükten sonra Prenses Nimetullah Hanım, Türkiye'deki malvarlığını tasfiye eder. Feneryolu'ndaki köşk, yıkıcıya verilir. Yıkım işi süratle tamamlanır. Acı tatlı anıların yaşandığı Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın konağından geriye yalnızca sekiz on tane çukur kalır. Gazi Ahmet Muhtar Paşa ile oğlunun bütün varlıkları, her türlüyükseliş ve düşüşleriyle yalnızca iki kuşak sürmüştür. Geriye, Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın kurduğu Darüşşafaka ile oğlundan Milli Eğitim Bakanlığı'na geçen Moda'daki Mermer Konak kalmıştır.Bugün Feneryolu'ndaki konağın varlığını ortaya koyan tek anı, ÇeFik Gülersoy'un restore ettirerek yok olmaktan kurtardığı su haznesi ile kafeterya olarak işletilen kameriyedir. Buranın bütün nostaljik görünüşüne karşılık, çöküntüyü ne kadar gizlediği düşünülmeye değer. Çünkü köşkün çöküşü, bir dönemin siyasal ve toplumsal çöküşünü açıkça simgelemektedir. Bu yönüyle kiıaba her iki Paşa'nın dramı ve bir dönemin romanı diye de bakılabilir. • Bir Konak, Bir Ömür, Bir Devir/ "Sendikalar ve Ekonomik Etkileri"* ya da.. Sendikalara larklı bir bakış Ulkemizde sendikalar, her şeyden önce demokrasinin bir gereği olarak varlık ve yokluk açısından ele alınırlar. Kamu görevlilerinin Batı demokrasilerine uygun anlamda sendikası yoktur. Üzerinde çalışılan yasa taslağı ise sendikayı sendika yapan birçok özelliği baştan safdışı bırakmakta. Basında sendikalarla ilgili tartışmalar, genellikle onların eylem gücüyle, üye sayısıyla, tepki gösterme yeteneğiyle sınırlı. Nurcan Özkaplan'ın "Sendikalar ve Ekonomik Etkileri" adlı yapıtı, işte bu sınırların dışına çıkiyor. GÜRHAN UÇKAN .ıştırma yapmak güzel bir şeyj dır. Bir konuya kafayı takarsınız ve her bulguyla karşılaştığınızda, bir yenisinin yokluğunu duyumsar, onu aramaya başlarsınız. Konuyu bilmek yeterli değildir; araştırmayı da yöntemli bir şekilde yapmak, kestirme sonuçlara varmaktan sakınarak sürekli olarak kendi yanlışınızı da aramak zorundasınızdır. Denilebilir ki araştırma, başlaması kolay, bitirmesi zorbireylerndir. Nurcan Ozkaplan,** "Sendikalar ve Ekonomik Etkileri" adlı yapıtıyla zoru başarmış. Ayrıca, gerçek anlamıyla gözardı edilmemesi gereken bir başucu kitabı oluşmuştur. Her şeyden önce bu konuda derli toplu bir yapıt ortaya koymayı başarmış. Ulkemizde sendikalar, her şeyden önce demokrasinin bir gereği olarak varlık ve yokluk açısından ele alınırlar. Kamu görevlilerinin Batı demokrasilerine uygun anlamda sendikası yoktur. Üzerinde çalışılan yasa taslağı ise sendikayı sendika yapan birçok özelliği baştan safdışı bırakmakta. Basında sendikalarla ilgili tartışmalar, genellikle onların eylem gücüyle, üye sayısıyla. tepki gösterme yeteneğiyle sınırlı. Özkaplan'ın yapıtı, iştebu sınırların dışına çıkiyor. Kitabın adından da anlaşıldığı gibi sendıkaları, onların ekonomik etkileri açısından inceliyor. Kitabın içeriği, şu ana bölümler altında toplanmış: Sendikalann etkinliği ve Türkiye Sendikalann ekonomik boyutu Türkiye'de Sendikalann Ekonomik Analizi Sendikalann, ücret, istihdam, verimliliküzerine etkileri Verimlilik etkılerinin ölçülmesi, Yeni teknoloji ve bunun sendikalann varlığıylailişkisi Yapıtın üçüncü bölümii, Türkiye'deki sendikal hareketin dökümünü arayanlar için az bulunan bir kaynak, 1980 öncesi ve sonrası olarak zamansal açıdan ikiye ayrılan bölümde, yeni tarihimizin kronolojık bir dökümü de yapılıyor. Sendikal hareketin bugününe nasıl gelindiğini madde madde anlatan Ozkaplan, "Sendikasızlaştırma Politikalan" başlığı altında günümüze ışık tutan ama, belleği dar olanlar tarafından çabuk unutulan gerçekleri kalıcılaştırmış. Nurcan Özkaplan'ın yapıtının en özgün bölümlerinden biri, yeni teknolojinin sendikalar üzerındeki (çoğu kez olumsuz) etkileriyle ilgili. Gerçekten de, işgücünden tasarruf ısteği, teknolojik gelişmelerin bu yönde kullanılmasına yol açmakta. Yazar, "Dünyada ekonomik güç dengelerinin değiştiği bu süreçte, belirleyici olan çok önemli bir gelişme, yeni teknoloji ya da esnek üretim sistemlerinin uygulanması ve bunun işgücü üretim sürecindeki rolünde meydana getirdiği değişikliktir"*** saptamasını yaptıktan sonra bunları şöyle sınıflandırıyor: PostFordist Üretim Sistemleri (esnek üretim) (Taylorizm.Fordizm.PostFordizm) Ozkaplan, yeni teknoloji uygulanmasının nedenleri arasında " işgücü maliyetlerini azaltıp verimliliği arttırma" gibi bilinen amaçlar dışında; ürünün niteliğini geliştirme, tüketicilerle daha iyi iliskiler, gereksiz masraflardan kaçınma gibi göreli olarak yeni hedefler olduğunu da vurgulayarak bütün bu gelişmenin sendikasızlaşmaya gidişi arttırdığını saptıyor. Bu gidişe, Batı'da işsizliğin önemli ölçüdeartmasıdakatılıyorveilkkurbanlar, vasıfsız işçiler oluyor. "SendikalarveEkonomik Etkileri" kitabının arka kapağındaki saptama, bir yayınevinin ürününü satma amacının üstünde, önemli bir gerceği ortayakoyma açısından da buraya almaya değer özellikte: "...Sendikalar ve Ekonomik Etkileri, Türkiye'de özellikle son dönemde pek üzerinde bir araştırma yapılmayan işgücü piyasası konusunda.üstelik şu ana dek el atılmamış bir alanında, sendikalaşma ve verimlilik üzerine yoğunlaşmış birçabanınürünüdür." Nurcan Özkaplan'ın yanıtı.petrol, lastik ve kimya işkollarınaan 42 Düyük kuruluşun verileri üzerine kurulu. Kaynaklar listesi, bundan sonra araştırma yapacaklar için altın değerinde...* (*)Kavram Yaymlan, Hazıran 1994 (") Gazi Ümvemteu iktısaJı ve lıiarı Bılımlcr Fakullesı Iklısal Bolumu Öğretım Üyeu, Lısans veMaslerODTÜ, DoktoraGav Ünıversitest. r*)s 180 Darüftafaka'mn kurucutu Sendikalar ve Ekonomik Etkileri / Nurcan Ozkaplan / Kavraht Yaymlan / 304 s. Dr. MüfidEkdal/Kendiyaytm/92s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 238 S A Y F A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle