25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

maya özen göstermiş. Hece sayısını denkleştirmek için çeviride sözcük sayısını azaltmış. Kraliçe'nin şu dizesi (s. 176), Henüz bahar, otlar fazla kök salmadı Ingilizcede dokuz sözcükken, Türkçede aJtı sözcüğe düşmüş, ama hccc sayısı on birden yalnızca on iki heceye çıkmış. Hece sayısını denk tutabilmek için denenen bir diğer yol da tam tiimce yerine sözcük öbekleri kullanmak olmuş. Gene Kraliçe'nin bir başka dizesinde (s. 194) on heceye karşın çeviride on iki hece oluşmuş; Ağlamaktan kör, ağıt yakmaktan hasta Hecelerle uğraşırken anlam bütünlüğünü bozmamak için, bazen de Ingilizcede tek dizede tamamlanan anlam, Türkçede hece sayısı çok arttığı için, iki dizeye yayılmış; böylece çeviride de özgün metne oldukça yaklaşan kısalıkta sözcük öbekleri yapılmış. Gloucester'in bir dizesi (s. 63), aldıkları takılara rağmen, oldukça kısa sözcüklerle çevrilmiş, ama gene de yedi heceden yirmi iki heceye çıktığında, iki dizeye bölünmek zorundakalmış: Nasıl kibirli biri olduğunu Kundaktaki bebekler bilebilir Ingilizcenin az heceli sözcük özelliğine paralellik kurmak için, Türkçenin sözcük yineleyerek zarf yapabilme özelliğinden yararlanılmış. "Kötü kötü bakmak" (s. 180), "kafa kafaya vermek" (s. 184), "sıkı fıkı dostluk" (s. 194), "çakmak çakmak gözler" (s. 202) gibi deyimler hem ses uyumu hem de îngilizceye yakın bir ritim oluşturmakta. Shakespeare sık sık dili benzetme yoluyla kullanarak anlamı zenginleştirmeye başvurur. Bu onun sanatının önemli yöntemlerinden biridir. Benzetme "gibi" sözcüğü aracılığı ile yapılan bir karşılaştırma, bir "teşbih" olabilir; veya sözcüklerin önde görünen anlamları arkasında saklı benzer bir anlam, bir "mecaz"dır. Çalışkan, çevirisinde oyunda geçen benzetmeleri büyükbirözenle aynen aktarmaya çahşmış. Örneğin, Kral Edward'ın Kral Henry'ye üstünlüğünü göstermek için yaptığı benzetme (s. 353) özgün metindekinin aynısıdır: Küçiik ırmaklan besleyen kaynak sensin Ben de denizim, suyunu içerek kurutacağım Bu benzetme Türkçeye rahatlıkla yerleşmiş, imgesel özelliğinden hiçbir şey yitirmemiştir. Başka bir örnekte, Kraliçe Margaret'in yenilgiye uğrayan askerlerini yüreklendirmeye çalıştığı dizeledeki benzetme (s. 361) Türkçeye olduğu gibi geçmiş: Ne olmuş yani geminin direği parçalandıysa, Halatları koptu, çapası kaybolduy sa, Denizcilerimizin yarısını deniz yuttuysa, Kaptanımız hâlâ yaşıyor; Benzetme olduğu gibi çevrildiğinde, Türkçede ağır ve hantal kalıyor veya anlamı açıklayamıyorsa özgün benzetmeden vazgeçilmiş ve anlam daha kolay bir benzetmeyle verilmiş. Warwick, dostlaCUMHURİYET KİTAP SAYI 238 rına güvendiğini belirtmek için, tam sözcükleri öz Tü rkçe karşılıklan ile değiştircük anlamı ile çevirirsek, "Soylu bir yümekte ısrar etmemiş. Çeviride, hainler rek, sevgi isareti olarak, açık bir el rehin "ibreti âlem için" evlerinin kapılanna verdiyse" der; acıkçası, Çalışkan'ın çeviasılırlar (s. 219), ihanetle suçlanan, halka risi Türkçeye daha çok yakışmış: "teşhir" edilir [s. 176), Zeus "tebdili kıSoylu bir yürek sevgisini böyle açık yafet"dolaşır(s.208). yüreklilikle göstermişse Shakespeare tngilizce diline, bugün Çalışkan, yer yer kendi yarattığı benbile kullanılan, pek çok özdeyiş kazanzctmelerle, daha dırmıştır. Bunçok duygu yüklü, lardan bazıları klişeden uzak ve daha önce de bikonuşan kişi ile linen deyişlerdir, daha sıkı bağdaama kaleminden şan bir metin daha özlü ve deroluşturmuş. li toplu çıktığı Kral'ın söylediği, için ona mal edil"Yüreğim acı ile miştir. Bazılannı boğuldu", sözü ise Shakespeare çevirideki benkendisi yaratmışzetme ile daha ettır. ÇaLşkan da, kili olmuş (s. "veciz" çevirisi 185): ile bu deyişleri dilimize kazanYiireğimi acı dırmıştır: seli kapladı Bir başka örIrmak derinse nektc Richard, akıntı durgunarzuladığı taca dur(s.l81). ulaşabilmenin Tilki kuzu çazorluklarını, "delarken ses çıkarnizin suyunu bomaz(s.l81). şaltarak kurutKöpeği dövmaya" benzetir. mek için sopa Çeviride taca hemen bulunur ulaşmanın ola(s.184). naksızlığı, Aslan kuzuya Kova kova su sevgi gösterirse/ alıp denizi kuruKuzu asla peşini tarak yolunu açbırakmaz (s. mak 353). Tilki bir kez burnunu benzetmesi ile (s. 320) * Shakespeare daha güçlü bir imge yaoyunlarını başka bir içeri sokmaya görsiin/ Çok geçmez tüm vücuratmaktadır. dile çevirirken duizleronu (s. 348). Oyunlann yabancı bir çekilen sıkıntıların kültürün üriinü olmaları Çevirmenin, özgün nedeni ele doğabilecek metnin ölçü özellikleribaşında, oyunlann yabancılaşmayı en aza inni göz önüne almadığını şiir türü biçiminde direbilmek için, Türkçe belirtmiştik. Bu durumyazılmış olmaları konuşma diline özgü, da, çeviriyi şiir türünde doğal ve rahat söyleyişlesunabilmek için kendisi gelir. Çevirmenin re sık sık yer verümiş, bazı yöntemfer kullansorunu, ölçü, dize aşağıdaki örneklerde olmış. Çeviride, ritim ve uzunluğu, dize duğu gibi: ses uyumu sağlamak Gloucester: lyi yürekli sayısı, vurgu ve uyak üzere, hem dize içinde hem de dizeler arasında, Kral Henry, korkanm gibi öğeleri bir sözcüklerde paralel yahapı yutacaksın (s. 185) düden diğerine ne pılara başvurmuş. ÖrKraliçe: Onu hemen dereceye kadar harfi neğin, temize navale etmeliyiz (s. 186) Warwick: Akan kanarfine nım, tükenen gücüm, Kardinal: Onun icabıaktaracağına, yavaşlayan yüreğim dina ben bakacağım (s. kendisine ne kadar zesinde (s. 359) sıfat189) isim tamlamaları yapılYork: Onbinlerce inözgürlük mış, sıfatlar fîillerden san öbür dünyayı boylatamyacağına karar oluşmus, isimler iyelik yacak vermek zorunda takısı almış. Bir başka Elinden geldiğince şaörnekte, mata kopararak (s. 190) olmasıdır." Suffolk: Çat diye çatlaSuffolk: Suffolk sert yacak kabaran yüreğim (s: 202) konuşur, yumuşamaz, Gloucester: Zavalh yolcularımızı soEmretmeye alışkındır, yalvarmayı bilyupsoğanaçevirecek(s. 183) mez. dizelerinin (s. 211) ilk yansında fiiller Warwick: Verelini Londra, hemen yolaçıkanz(s.291) genişzaman üçüncütekıl kişi olumlu Çalışkan, dili herhangi bir şekilde zortakısı, ikinci yarıda ise olumsuz takı allamaktan kaçınmış. Bu bağlamda, dilimışlardır. Daha kısa birörnekte, mizde rahat kullanılan Osmanlıca sözWarwick: Bedenimi toprağa, zaferi düşmana teslim etmeyelim dizesinde (s. 359) "i hali" isim ile "e hali" isim tamlamaları birbirine paralel getirilmiş. Örneklerde görüldüğü gibi, bu paralel yapılar çeviriye akıcı ve ses uyumlu bir ritim sağlamış. Şiirde ses uyumu, etkili bir yöntemdir. Hem sesçe birbirine yakın hem dc anlamca ilişikli sözcüklerin seçimi şiirin albenisini arttırır, belleğe yerleşmesini kolaylaştırır. Çevirmen ses uyumunu, dize sonlarına uyak düşürerek değil de, dize içinde aynı sesleri ve/veya aynı sözcükleri yineleyerek gerçekleştirmiş: York: Yüzü, yürüyüşü ve konuşmasıyla(s. 19 l).("y"ve"ü" sesleri) Suffolk: Ökse, tuzak, kumazlık, Uykuda, uyanıkken, hiç önemli değil, yeterkiölsün(s. 187). ("k"ve"u" sesleri) Bevis: El emekçilerinde erdem artık aranmıyor(s.212). ("e"sesi) York: Çan çalın gümbür gümbür, ateş yakın alev alev (s. 234). Cç". "g". "a", "ü", ve "e" sesleri) Hamit Çalışkan'ın 6. Henry çevirisi usta Shakespeare'in oyununu ustaca dilimize kazandırmış, klasik Batı edebiyatı ile olan ilişkimizde bir eksiği kapatmıştır. Bu üçlü oyunu yakın gelecekte sahnelerimizde görmeyi umarız. O zamana dek, "akıllara durgunluk veren ölçüde büyük bir karmaşa ortamında var olma savaşı veren" bir dünya ilginizi çckiyorsa, 6. Henry 'yi Çalışkan'ın Türkçesinden okumanızıöneririm. Insanoğlunun 500yılda çok değişmediğini göreccksiniz. Bu dünyayı Çalışkan, üçüncü oyunun önsözünde (s. 256) şöyle tanımlıyor: Shakespeare, oyunda öyle bir dünya yaratır ki, ancak güçlü ve gerekli özelliklerle donatılmış kişilerin yaşaması münıkündür. Bu dünyada tartışma bir sonuç vermeyince, insanlar zora baş vururlar; verilen bi r söz sorun v aratıyorsa o sözden dönülür; karşılarına kendilerinden güçlü biri çılanca yalana sığınır ya da cinayet işler; onurlan lekelendiğinde intikam yemini içerler; düşmanlarını ellerine geçirince işkenceyle öldürürler; kendi çıkarları her şeyden önemlidir. Bunlar oyunda insan doğasının kaçınılmaz özeUikleri olarak sunulmaktadır; çünkü Shakespeare, bu durumun ülkede bir boşluğu doğduğunda otomatik olarak ortava çıktığını söylemektedir. Kişiler, yasalara ve düzene olan inançlannı yitirdiklerinde düzen yok olmaktadır. Bu çizilen karamsar dünyada, kişi gene de ayakta durmaya, elde ettiğini elde tutmaya çabalar; oyunun sonunda tahta çıkan Kral Edward gelecekten umutludur (s. 3.723): Ülkem banş içinde, kardeşlerim beni seviyor. Eğlenmenin zamanı geldi. Davullar vurulsun, borazanlar çalsın! Elveda sıkıntılar! Sonsuza değin sürecek muduluğumuzunbaşladığınainanıyorum. • VT.Henry(3ait birarada) /Shakespeare / Türkçesi. Hamtt Çalışkan / İmge Kitabevi/İ76s. S AY F A S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle