26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Makedonyada blr yörük köyü llkokulu. "Yaşadıkları Tito sisteminin yorumunu yapamıyorlar, niye bu böyle oldu, niye biz parçalandık diye... Bu arada müthiş bir köktenci gelişme var, onu da anlayamıyorlar. Ama insanlar şu anda küçük parçalara bölünüp, küçük milliyetçilildere sürüklendiği zaman ister istemez kendilerine dayak bir nokta, sırtlannı verecekJeri bir nokta anyorlar. Yani biz Türküz, biz Müslümanız, biz bilmem neyiz. Yani bununla şu sıralar çok oynanıyor." Makedonya'dan sonra Buleartstan... "Oradan Bulgaristan'agidıyorsunuz. Bulgaristan'daki azınlıklar, özellikle Türkler'le konuştuğunuzda bu yeni demokrasinin içinde onu anlamaya çalışıyorlar. Onların çok daha farklı bir konumu var. Diyorlar ki, Tito Yugoslavyası bizim gibi değildi, orası sosyalizmin Amerikası idi. Ama biz, 1980'lerde niye isimlerimizin değiştirildiğini anlayamadık. Niye hepimiz Bulgarlaştınyorduk. Üstelik bütün bunlar da komünizm adınayapılıyordu. Yani kavramlar kavrulmuş durumda. Bütün Balkanlar'da böyle bu. Galiba günümüzün her tarafında böyle ama, bu kadar kavramların boşa atıldığı ve kavramlann hepsinin kendilerini kaybettiği bir kalabalık içinde... Düşünün, Sırpların büyük lideri Karadziç ve Miloseviç kendisine Bolşevik diyor. Böyle bir Bolşevizm nasıl oluyor, o belli değil. miloseviç de "ben Bolşeviğim" diyor. Ama fanatik bir aynmcı, fanatik bir işgalci, fanatik bir ortodoks. Ve bolşevik olduğunu söylüyor. Yani bunlann hepsi birbirine girmiş. Bütün bu kavramlar insanların, orada yaşayanlann ve şu anda daha önce dünyadan onlara bakanların kafalarında büyük bir karmaşayaratıyor." Sonra da Yunantstan... "Yunanistan'da buradan takip edilmesigüç, inanılmazşeylergördüm. Birincisi, bir buçuk ay pasaport verCUMHURİYET KİTAP SAYI mediler, vize alamadık. Oyaladılar. Sonra vize alındı ama, Yunanistan yüzünden bu seyahat daha da kış ortasına sarktı. Ve sonra işler yoluna koyuldu. Ama Selanik'ten itibaren nereye gidildiyse arkamızda bir araba oldu ve içinde iki tane adam oturuyordu. Arabalar hep değişiyordu, ama benim öyle vesveseli bir kişiliğim hiç voktur, takip ettiler, ediyorlar gibi şeylerle uğraşmadığımdan, hep bir raslantı olarak baktım... Ayrıca savaş bölgelerinde dolaştığımız halde, sınırlarda çok çabuk geçiş yapabiliyorduk. Ama Yunanistan'agirdiğimiz andan itibaren, örneğin foto muhabiri arkadaşım, birkere her şeyini boşalttırdılar, hâlâ üzülüyorum, bütün filmlerini neredeyse açtıracaklar. Her tarafta "Makedonya Yunandır" diye iki dilde, Yunanca ve tngilizce yazıyordu. Gümülcine'da Müftülüğü anyoruz, bulamıyoruz. Arabadan inildi, koruycu meleklerimize, doğrudan, tngilizce değil, Türkçe olarak, Müftülük soruldu. Siz götürecek olursanız daha kolay olacak denildi. Onlar da tabii, biz götürelim deyip, öne geçip götürdüler Yani Yunanistan'ı bütün gezi bo yunca polis denetiminde dolaş tık." Batı Trakya 'dadurum nasıldı ? Batı Trakya'da ayrımcılık çok yüksek boyutlara ulaşmış ve Helsinki raporlannda da bu açıkça gösteriliyor. Hiç aldırmıyorlar. Üstelik bunlar Avrupa Birliği'ne girdıler 80'den beri. Ama şöyle bir şey de var: Demokrasileri tanı işlemeyen ülkeler Avrupa Birli ği'ne giremiyor. Son derece yaptırımcı bir madde bu. Sanıyorum en büyük ilkelerinden biri. Yunanistan'ın Batı Trakya'da Türk FÜruzan. mlhmandan Yajar İle... azınhğa gösterdiği davranışlar, koyduğu sürdürmek niyetinde değilim. Dünyanın sınırlar, nedense onların, vani Batılılann bu ikiyüzlü bakışını buraya yöneltmek isfazla ilgisini çekmiyor olabilir. tşte bura tedim." da da bir ikiyüzlülük var. Şimdi, Lcvy sonradan ünlenmeye çalıBiraz da Balt'nın davrantftndan söz et şan bir aaam asla değil. Çünkü sek... 1970'lerin ortasında Levy ve Gluckhsmann, Fransa'da "Yeni Felsefeciler" "21. yüzyıla girerken Batı demokrasiadı altında müthiş tartışmalar açıyorlarlerininçoğundaikiyüzlübiryaklaşımvar dı. Sovyetler'e bakıyorlardı. Markolaylara. Benim gözlediğim bu... sist'tiler. Sovyetler'e karşı önemli bir dikVe sanıyorum Doğu'ya doğru baktıkkatleri vardı. larında daha fazla terbiyeli olrnasını istiyorlar Asyalılar'ın. Çünkü Asyalılar'ın Kapitalizm ise dikkat istemiyordu. Isparaları yoktur ve parası olmayan da da temiyordu çünkü, gönülleri oradan yana ha fazla uslu olur ve söz dinler. Anlayış değildi, akıfları oradan yana değildi. Sovbu. Ben demiyorum ki Asya'daki sistemyetler'in yaydmacılığını, merkeziyetçilide her zaman insan hakları korunuyor. ğini son derece şiddetli bir biçimde tarAma Yunanistan örneği, her iki tarafta tıştıkları için çok da sevimli bulunmuyorda kötü bir örnek. lardı o sıralar. Sonra bu Bosna işine, Susan Sontag'ın Aydınlar Bildirisi vardı, Söz yine kitap üzerinde odaklaşıyon "îşte kitabı yazarken ben, bunlara ha bunlar tarafsız bir bakış getirdiler. zır değildim, yani bu kadarını beklemiBiz aydınların da, Türkiye'de Bosna yordum." işini başkalanna bırakmayıp sahip çıkmamız gerekirdi. Yani bir gazetenin baGezildi, görüldü, yazıldı. Şimdi sorun na verdiği bu olanak bu işi kesinlikle yapşu: Bundan sonra ne yapılabilir? Fürumamız gerektiğini bana daha yakından zan anlatsın: çok ciddi olarak gösterdi. "Fransız felsefeci Bernard HenryLevy, Yugoslavya ile ilgili büyük bir çıkış Şunu söylemek istiyorum. Yani bir işin yaptı. Neredevse bir Bosna partisi gibi içine girdiğiniz zaman, bir edebiyatçı, bir bir girişimde bulundu. bu girişime çok yazar olarak onun bütün uzantılarını araönemli kişiler katıldı: Yazar Pascal maya çalışıyorsunuz .Bu, sizin yazarlığıBruckner, ünlü kanser uzmanı Leon nıza da başka bir boyut getiriyor. Yani taSchwartzenberg, felsfeci Andre Glucknıma, görme ve onun üzerine tarihin içinsmann. de hareketetme. Bunlar, Levy'yi çok desteklediler. Şu Oysa edebiyat, özellikle benim edebianda da Fransa'da da sağa kayan oylara yatım kurgulamadır. Genellikle biriktirrağmen bu bir çeşit parti girişimiyle de diğimizi kurgular, yeniden yazarız. Ama birlikte Levy çok büyük oylar almaya bunlardan da, yani sözcüklerimizi biraz başladı. Sonra da "Ben istediğimi yaporaya buraya koymak eibidir durumda tım" dedi. "Herhangi bir şekilde bunu da olsak vazgeçmemek lazım diye düşünüyorum." Çağtnın tanığı olmakgibi... "Evet, çok söylenen bir söz ama, doğru. Çağının tanığı olmak, ama bu güncellik değildir. Şu anda Bosna'da yaşanan gündem olarak kabul edilmemelidir. Çünkü ben bunu kitabımın sonunda da yazdım. Yani tarih yazılır, ama tarih bir gündem değildir. Tarih, bütün insanlığın geçeceği köprüdür ve maalesef orada yapılan şey, Batı için ve orası için Çok iyi, çok dürüst, çok rahatsız insanlar için utanç verici bir tepkiye rağmen, ortak tarihleri olarak faşizm karşısında kalmaları gibi. Gün, ikindiye devrilmek üzere. Kahveler bitti, su ılındı, ama sözündibigörünecekgibi değil. Balkanlar'ıaYeşifEvi"nduldasında bırakıp Sultanahmet Meydanı'na çıkıyoruz. "Birkentindoğumlusuolmak" diyor Füruzan, "Bu da yeni yazacağım siir kitabının ilk sözcüklerindenbiri." "îşte Bizim Rumeli"de anlattığı gerçek hayat öykülerinden biri de neden yeni bir romanının dayanağıolmasm?.. Böyle olacağmı bildiğim için de artık bu soruyu sormuyorum, • tşte Bizim Rumeli/ Füruzan/ Can Yayınları/1994/195 s. S AY F A 23S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle