Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Harold Pinter'dan "Proust Senaryosu"... Pinter, Yitik Zamanın Peşinde JHlayatın kuşku ve korku kaynaklarını işleyerek insanlık durumunu yansıtan oyunlarıyla tanınan tngiliz oyun ve senaryo yazan, tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Harold Pinter, yaratıcı ve simgesel bir otobiyografinin senaryosuna da imzasını attı: "Proust Senaryosu"... Harold Pinter, Joseph Losey'in "The ServantHizmetçiler ", "AccidentKaza" ve "The GoBetweenArabulucu" adlı önemli filmlerinin senaryolarını yazmıştı FATMA ORAN | ayatın kuşku ve korku kaynaklannı işleyerek insanlık durumunu yansıtan oyunla' nyla tanınan tngiliz oyun ve senaryo yazan, tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Harold Pinter, yaratıcı ve simgesel bir otobiyografinin senaryosuna da imzasını attı: Preust Senaryosu... Harold Pinter, Joseph Losey'in The Servant, Accident ve The GoBetvveen adlı önemli filmlerinin senaryolarını yazmıştı daha önce. Bu kez birlikte, Proust'un ünlü yapıtı üzerindeçalıştılar. Şöyleki: 1972 yılının başlarında A la Recherche du Temp Perdu'nün (Yitik Zamanın Peşinde) filmleştirme haklarına sahip olan Nicole Stephane, Amerikalı yönetmen Joseph Losey'e kitabın sinemaya uyarlanıp uyarlanamayacağını sorar. Şiddete dayalı insan ilişkilerini merkez alan filmleriyle kendine özgü bir üslup geliştirerek sinema sanatının büyük adlarından biri olan S A Y F A a daha önce. Losey de o zamana kadar üç filminin senaryosunu yazan Harold Pinter'a önerir'Proust'senaryosunu... Bu öneri, yapıtın ilk bölümü Du Cote de Chez Swann'ı (Swanlar'ın Semtinden) ydlar önce okuyan Pinter'ın çok hoşuna gider; Losey ve Stephane'la konuşup birlikte çalışmaya karar verirler, ama Pinter bununla da yetinmez; Proust uzmanı olan Barbara Bray'e de kendilerine danışmanlık yapmasını önerir; ekip tamamdır... Oyunlarında ve kimi senaryolannda (en çok da Losey'e yazdıklarında ve Schrader'in The Comfort of Strangers / Yabancı Kucak'ta bilinmeyen dış güçlerin, sözler ve güncel durumlar aracılığıyla sürekli olarak yok etmeye çalıştıkları güven verici 'kapalı mekân' temasını ve 'kaybolan zamanın ardında' türünde nostaljik flashbaçk'leri işleyen Pinter, üç ay boyunca A la Recherche du Temp Perdu'yü her gün okur, okurken de yüzlerce not alır. Bu kadar geniş hacimli bir işin içinden nasıl çıkacağı endişesine kapılırsa da yapılacak en iyi şeyin, yapıtı bir anlamda 'damıtarak' önemli temaları bütünleştirmekolduğunakararverir... Pinter; Losey, Bray ve Stephane'la birlikte bu doğrultuda çalışmaya koyulurlar. Filmin yapısını biri hikâye şeklinde 'düş kınklığına doğru hareket' öbıirü ise, daha aralıklı olarak devam eden yitirilmiş ve bulunmuş/ ve sanat yoluyla sabitleştirilmiş 'zamanın keşfi' olmak üzere iki ana ve birbirine karşıt temel üzerine kurarlar... "Proust ilk önce Du Cote de Chez Swan'ı sonra son bölüm olan Le Temps Retrouve'yi (Yeniden Kazanılan Zaman), daha sonra da öbür bölümleri yazmıştır. tlk bölüm ve son bölüm arasındaki ilişki bizim çin çok önemliydi. Son bölüm bütün kitabı kapsıyordu. Marcel, Le Temps Retrouve'de 'Artıkkitabımabaşlayabilirim' dediğinde kitabı zaten yazmıştı. Biz de okumuştuk. Işte bu düşünceyi başka bir şeküde tekrar oluşturmamız gerekiyordu. Tabü ki Proust'un yapıtıyla rekabet edemeyeceğimizi biliyorduk. Ama yapıta sadık kalabilecek miydik?" Pinter ve arkadaşları roman uyarlamalannın bu 'korkulu rüya'sını hayra yorarak bazı karakterleri feda etmek zorunluğunda kalırlar ve başlangıçta kararlaştırdıkları yapıya uygun karakterleri ön planaçıkarırlar... Konu 'zaman'dır: Le Temps Retrouve'de, Marcel, kırk yaşlarındayken çocukluğunda duyduğu kapı zillerini duyar, bu ses ona Swann'ı hatırlatmaktadır. Çoktan unuttuğu çocukluğu birdenbire belleğinde canlanır, fakat bu sefer duyguları eskisinden çok daha gerçektir... Marcel Proust, kendı yaşamını psikolojik ve alegorik bir anlatımla aktardığı, ağırhklı olarak bilinç akışı tekniğiyle yazılmış A la Recherche du Temp Perdu başlığı altında toplanan roman dizisinde, zamanın yeniden kazanılıp geçmiş yaşantının kurtarılabileceği inancını dile getirir. Başka kurtuluş yolları ise, ana tema ile belli bir karşıtlık oluşturur* Anlatıcı'nın annesiyle babası erdemleri sayesinde, büyük sanatçılar (romancı Bergotte, ressam Elstir, besteci Vinteuil) sanatın sağladığı düş gücüyle, Swann aşk yüzünden acı çekerek, Baron de Charlus ise Kral Lear'inkini andıran yıkılışıyla 'kurtulur'. Anlatıcı, yitirilen zamanı yeniden kazandığında, 'Yapıtımda kullandığım malzemenin kendi geçmişimden ibaret olduğunu anladım" der. Gerçekten de romanda bütün olaylar, yer ve kişiler Proust'un yaşamından aktarılmıstır. Proust, yitirilen zamanı yeniden ele geçirebilmek için aslında yeni bir şey yaratmamıştır; yalnızca geçmiş olayların yerini değiştirmiş, belli olayları seçmiş, iç içe geçirmiş ve hepsinin ardında yatan birîiği ve evrenselliği ortaya çıkaracak biçimde onlara yeni biçimler vermiştir. Fransız sosyetesinin ve Fransa'nın 18701914 yılları arasındaki halinin gerçekçi bir panoramasını yansıtırken bazen içe yönelip kendi kişiliğini araştırmış, bazen de dışa dönüp insanlık durumunun çeşitli yönlerini ele almıştır... Pinter ve arkadaşları 1972 yazında birkaç kez Fransa'ya gidip gelerek Proust'un romanlarındaki yerleri görürler. Kasımda senaryo biter; gereğinden fazla uzundur. Pinter, yirmi dört sayfasım kısaltır ve sonunda iyi olduğu görüşüne varırlar. 1973 'ün başında senaryo gözden geçirilmiş biçimde tamamlanmıştır. Senaryonun basılan şekli, okuyacağınız bu son şeklidir... Sonra hepsi filmi çekebilmek için fınans kavnağı bulmaya çalışırlar. Film henüz çekilmedi. Duyurulur...» Proust Senaryosu/ Harold Çeviren: Nıgâr Çapan/ Yapı Kredi Yayınlart/128s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 231