Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
neklerekarşı çıkan bir " Yeni Vizyon" yaratmayı düşünüyordu. Ginsberg'in güncesine yazdığı üzere, büyük birer yazar olmalarını sağlayacak yeni bir hayat tarzı keşfetmelerini kolaylaştırtnası için uyuşturucu kullandılar. "Şair bütün duygulann uzun, yoğun ve tartışılmış dağınıklığıyla kahin olur. Aşkın, acı çekmenin, deliliğin her biçimi. Kendisini araştırır, yalnızca özleri saklı tutmak için içindcki bütün zehirleriboşaltır...." Carr ve Ginsberg'den birkaç yaş büyük olan Burroughs, onların yeni bir felsefeyi sistcmli biçimde açıklayabilme yönündeki kaotik girişimlerini kuşkuyla karşılıyordu. Alaycı kılavuz rolünü benimseyerek, Fransız şairi Arthur Rimbaud'ya delicesine tutkunluklarını dengelemek bakımından Osvvald Spengler'in Batının Çöküşii adlı yapıtını okumalannı ısrarla öneriyordu. Kerouac, New Yorklu dostlarının "dchşetli zeka ve üsluplarına" hayranlık duyuyordu. Duluoz'un Gururu'ndaki sözleriyle," bu hizibin Amerika'daki en günahkar vc en akıllı hergelelerveboklarkümesiolduğunufakat çok beğencn gençliğinde (onlara) hayran olmasıgerektiğini" düşünüyordu. Kerouac, arkadaşları ve ailesi arasında, hiçbir zaman üstesinden gelemediği bir tür çifte hayat yaşamaya başladı. Golumbia'daki arkadaşlarıyla çeşitli uyuşturucular (Benzedrin, morfin, marihuana, alkol) kullanarak yaşadığı "çılgın dcneyimler" ve işçi sınıfından olan ebeveynlerinin evindeki sıradan hayat arasında bölündü. 1944 Ağustosu'nda Carr kendisini savunabilmek için grubun bir diğer üyesi David Kammerer'i izci bıçağıyla öldürünce Kerouac da kendisini bir cinayet davasının içinde buluverdi. Carr delilleri yoketmede Kerouac'dan yardım istemiş; Jack asli tanık olduğu halde cinayeti ihbar etmediği gerekçesiyle tutuklanmıştı. Leo Kerouac, ailesini utandırdığını söylediği oğlunun saltverilmesi için yüz dolar kefalet ödemeyi kabul etmeyince, kendisiyle City Hall'da evlenmesi koşuluyla parayı Edie Parker vcrdi. Fakat salıverilmesinden çok kısa bir süre sonra boşandılar. Kerouac bir başka ticaret gemisine daha yazıldı; sonra tekrar New York'taki arkadaşlarına döndü. Onlarla birlikte çok fazla uyuşturucu kullandı; sonunda sağlığı bozuldu ve aşırı Benzedrin kullanımının yolaçtığı flebit nedeniyle hastaneye kaldırıldı. (s.xxii). Kendisini toplumun kıyısında duyumsayan Kerouac, daha fazla Amerikalılaşabilmck için FransızKanadalt kimliğinden soyunmuştur. Kendisini, Memere ile değil de, adını vermediği "teyze"siyle birlikte yaşayan bir ItalyanAmerikalı olan "Salvatore Paradise" olarak düşlemiştir. "Dean Mariarty" adını da Cassady'nin atalarının trlandalı olduklarını ima etmek için seçmiştir. Kendisi de yoksul olan Sal yolda rastladığı yoksul insanlara sempati duyar, gezgin işçilere, Meksikalılara, AfrikalıAmerikalılara; dahası onların hayatlarını romantikleştirir. Aynı zamanda Goethe, Dostoyevski, Nietsche, Spengler, Marquis de Sade, Kafka, Celine, AlainFournier ve Hcmingvvay ile kayıtsız aşinalıkları olan bir arkadaş topluluğuyla kuşatılmıştır. Fresno'yu "Saroyan'ın kasabası" olduğu için selamlar, San Francisco'ya vardığında şehir merkezindeki büroların sönen ışıkları ona Dashiell HamCUMHURİYET KİTAP SAYI 225 mett'in dedektif öykülcrindeki "Sam Spade'i"anımsatır. Sal'ın yaşadıkları karşısındaki entelektüel tepkilerinde yazınsal göndermeler aniden parıldar; fakat yüreğini besleyen kan cazdır ve Amerikan özgürlüğünü, yaratıcılığını simgelediği için de ona yolculuğunda en büyük keyfi verir. Sal da, Dean gibi cazın içinde tutkuyla dalmıştır. Bcbop, Sal'ın dünyasındaki en büyük olaydır; onun için, Ocak 1949'da Washington DC'den geçerlerkcn Dean'in bir şakaya dönüştürdüğü Birleşik Devletler vc Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş'ın klostrofobik anımsatıcılanndan çok daha güçlüdür: Şafak sökerken Washington'a vardık. O gün Harry Truman'ın ikinci görcv döneminin başladığı gündü. Hırpalanmış teknemizle ilerlerken savaşın Pennsylvania Bulvarf nda gerçekleşen ihtişamlı gövde gösterisini izledik.B29'lar,PTbotlan, ağır silahlar ve daha bir yığın savaş malzemesi, karlı çimenlerin üstünde ölüm saçar gibiydi. En arkadan aptal görünüşlü, ufak, gariban bir cankurtaran sandalı geliyordu. Dean ona bakmak üzere yavaşladı. Kafasını sallayıp duruyordu dehşet içinde: "Derdi ne bu insanların? Harry şehrin bir yerinde oynuyor... Kocamış Harrycik... Missourili, benim gibi... Onun kendi sandalı olmalıbu."(*) Saygın bir elcştirmen ve aynı zamanda Viking Yayınevi'nin yayın danışmanı olan Malcolm Cowley, Yolda ile daha Mart 1953'de ilgilenmişti. llgi karşısında yüreklenen Ke Jack Kerouac rouac, Yolda başlığınıverdiği iki ayrı metni de hemen Cowley'e gönderdi. Cowley ilk "rulo"yu, "etkileyici biçimde kısmen iyi yazılmış olmakla beraber, bütününde herhangi bir öyküden yoksun" olduğunu düşündüğü Cody'nin Düşleri'nden daha çok beğendi. Cowley de, "konuştuklan dille, kendi kendisini ayakta tutan bir topluluğa bağlanmış köksüz kuşak" olarak tanımladığı Birinci Dünya Savaşı sonrasının Yitik Kuşak'ı hakkında Sürgiinün Dönüşü: 1920'lerin Seriivenli Yazınsal Yolculuğu başhklı bir kitap yazmıştı. Cowley, Kerouac'ya benzer biçimde yeni ve köklerinden kopmuş bir grup Amerikalının sözcüsü olması dolayısıyla sempati duyduğu için Yolda'yı savunuyordu. Kerouac'nın diğer yazdıklarını da görmck istedi ve Viking'in bunlarla ilgilenmesine çalıştı. Iftira davalanna muhatap olmaktan korkan Viking Yolda'yı kabul etmekten çekındi, fakat Maggie Cassidy'nin cep kitabı basımı için küçük bir avans önerdi. Holmes'un Ayrıl için almış olduğu büyükçe avanstan sonra kendisine sunulan mcblağ karşısında gururu incinen ve ayrıca Yolda'nın geri çevrilmesine çok sinirlenen Kerouac, anlaşma yapmaya yanaşmadı. Cowley, Kerouac'nın romanının şampiyonluğunu yapmayı sürdürdü ve 1954'teki bir önerisi üzerine, Cody'nin Düfleri'nde yer alan, San Francisco ve Şikago'da cazı anlatan bölümlerden bazılan "Beat Kuşağı'nın Cazı" başlığıyla 1955 yılında Ncw World Writing'de yayımlandı. Bu, Kerouac'nın beş yıldan bu yarıa yayımlanan ilk yazısıydı. Cowley ayrıca, Yolda'ya yeni bir başlık vermesini önerdj (Kerouac başlığı Beat Kuşağı olarak değiştirmişti) ve Paris Rcwiew'yü, Martha Foley'in 1956'nın En İyi Kısa Öyküleri seçmiş olduğu " MeksikalıKız"başlıklımetninbirbölümünüyayımlamaya ikna etti. Yayımlanan bölümlerin başarısı Covvley'e Yolda'yı Viking Yayınevi'ne bir kez daha önerme cesareti vcrdi, çünkü yeni editör Keith Jennison da Kerouac'nın yazdıklarını heyecanla beğeniyordu. Romanının yayımlanması için yıllarca beklemek Jack'in hcvesini söndürmüştü; romanın yapı sorunları olduğunu düşünen Cowley için düzeltme yapmayı kabul etti: "Büyük bir sarkaç gibi, Doğu ve Batı Kıyıları arasında ilerigeri gidip geliyordu. Yolculuklardan bir kısmının kısaltılması gerektiğini düşündüm... Neden bunlardan ikisini ya da üçünü kısaltarak içeriğin özünü korumadığını sordum" Kerouac da Ginsberg'c, "Cassady ile doğrudan ilgiliolmayan bütün bölümleri ayıkladığını ve Cowley'in bir odak noktası oluşturabilmek için değişik yolculuklan bir arada eriterek kaynaştırma teklifıni kabul ettiğini" söylüyordu. Iftira sayılmasından çekinilen bölümlerin izlerini de yok edebilmek amacıyla, Viking için kitabı 1956 Aralıkortâlarındayenidendüzeltti. Yayıncı açısından nihayet kabul edilebilirhalegelen roman.Eylül 1957'desatışa sunulmak üzere programa alındı. (s. xxvixxvii). Kerouac, romanına karşı girişilen eleştiri saldınlarına hayli üzüldü, ancak yazmayı asla bırakmadı. Yolda'nın yayımlanmasından sonra da hayatının öyküsünü kaydedcn özyaşamsal romanlar yazmayı sürdürdü: Zen Kaçıklan (1958), Big Sur (1960), Yaln.z Yolcu (1960), Paris'te Bir Satori (1965), Duluoz'un Gururu (1968); ayrıca Yolda'dan üç yıl sonra, bu kitabının Cody'nin Düşleri'nden daha az öncmli olduğunda ısrar etmekten vazgeçti ve Yalnız Yolcu için yazdığı "Yazann Önsözü"nde Yolda'nın ilk kendiliğinden düzyazı romanı olduğunu belirtti. Yaşamının sonlanna doğru bütün bu özyaşamsal romanlarını, kahramanlarına "gcrçek hayattaki" adlarını iade ederck, tek bir ciltte bir araya getirmeyi tasarlıyordu. Örneğin Yolda'da, Allen Ginsberg'e "Carlo Marx, William Burroughs'a "Old Bull Lce", John Clellon Holmes'a "Tom Saybrook" ve Hubert Hunckle'a "Elmo Hassel" adlarını vermişti; kendisi "Sal Paradise" ve Cassady ise "Dean Morriarty" idiler. Kerouac'nın 21 Ekim 1969 günü alkolizmin yol açtığı mide kanamasından aniölümü, kitaplannı tasarladiğı biçimde "efsane" olarak bir araya getirmesini engeliedi, fakat seven okurlan için bu büyük tasannın anlamı açıktır. Yolda, Kerouac'nın yazmış olduğu en popüler romandır. Dean Mariarty'nin tanıtılışı, şairGary Synder'in yorumuyla, "arketip batının, halen yıkılmakta olan öncünün enerjisinin" sürükleyici bir anlatımıdır; "Cassady gümbürtüyle çökmekte olan kovboy. Her şey bu yolda." Cassady, Zen Kaçıklan ve Big Sur da dahil olmak üzere, "eski ahbabım Cody" olarak "Cody Pomeray" adıyla Kerouac efsanesinin diğer kitaplannda yeniden bclirir; özellikle de, 1957 Temmuzu'nda Yolda'nın ön basımlarının ulaştığı gün Kerouac'ya yaptığı beklenmedik ziyaretin anlatüdığı Yalnızlık Melekleri'nin son bölümünde (1960'da yazılmıştır): "Üç gün sonra yerde diz çökmüş, bütünüyle Cody'yi anlattığım romanım Yolda'nın ön basımlarının paketini açıyordum... Memere dükkânda olduğu için evde yalnızdım. Kapının sundurmasında altın bir ışık sessizee belirdiğinde başımı kaldırarak baktım; Cody (üç arkadaşıyla birlikte) karşımda dikiliyordu... Uzun uzun bakıştık. Çıt çıkmıyordu. Henüz bir defa olsun göz atmaya fırsat bile bulamadan, elimde Yolda ile suçüstü yakalanmıştım. (Hepimiz sırıtıyorduk). Hemen Cody'ye bir tane uzattım; ne de olsa o, bu zavallı çılgın hüzünlü kitabın kahramanıydı. Bu hayatımda, Ueride bir diğerini daha anlatacağım üzere, Cody ile karşılaşmalarımızda çevreyi altın bir ışığın kapladığı bir kaç olaydan biriydi. Ben buna, Cody'nin gerçekte bu dünyaya inmiş bir melek ya da baş melek olduğu ve benim de onun ayırdina varmış olduğum dışında başka bir anlam veremiyorum." Ancak yine de birkaç sayfa ileride Kerouac, Cody ile o günkü hüzünlü vedalaşmalannda birbirlerine elveda dedikleri anı anlatırken sanki arkadaşının hayatını romanına konu edinmiş olmaktan dolayı pişmanlık duymaktadır: "Ortak dostluğumuzda ilk defa olarak gözlerimin içine bakarak elveda diyemedi; aldatırcasına bakışlannı kaçırdı. Anlayamamıştım ve halen de anlayabilmiş değilim. Bir terslik olmalıydı ve gerçekten de çok ters bir şeylerin olduğu ortayaçıktı..." Kerouac eleştirmenleri asla, Beat Kuşağı'nın "özünde dindar bir kuşak" olduğuna inandıramadı; fakat dostu Holmes, Yolda'nın kahramanlannın gerçekte "bir arayışın peşinde olduklarını ve bu arayışın belirgin amacının ruhsal olduğunu" anlamıştı.Hiç önemsenmeyecek nedenlerle ülkede bir ileri bir geri koşuşturmalarına, yollar boyunca keyif çıkarmalarına karşın gerçekte yolculuklan içe dönüktü ve eğer yasal ya da aktörel pek çok sınırı ihlal ettilerse bunu yalnızca öte tarafta bir inanç bıılabilme umuduyla yaptılar. Yolda, Mark Twain'in Huckleberry Finn'inin ve F. Scott Fitzgerald'ın Muhte|em Gauby'sinin yanı sıra bir Amerikan klasiği, kişisel özgürlük izleğini ele alan ve "Amerikan Düşü"ne kafa tutan bir roman olarak okunabilir. (s. xxx). • * Yolda Çev. G. özkan ve F. Armutçuoğlu, Kıyı Yayınları, s. 124'ten alıntılanmıştır. SAYF A 9