25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mehmet Yaşın'dan farklı bir kitap: Soydaşımz Balık Burcu hepsi hikâye... Jrİer şeyden önce şiirleriyle tanıdığımız Mehmet Yaşın'la, 14 yaşında başlayıp 33 yaşında tamamladığı kitabı "Soydaşınız Balık burcu "üzerine konuştuk YUSUF J. ERGAS "Ulusal kimliğe inanmtyorum, ulusal edebiyata da." Sızısair olarak tanıyorduk. Şimdi, "Soydaşınız Balık Burcu" adlı birromanlakarsımızaçıktınız. "Ne anı, neroman, ne deneme, hepsihikâyedir", dediğiniz bu kitap, siirden romana yumuşak geçis mi? Beni şair olarak tanımaya devam edebiIirsiniz. Çünkü, yazacağım her şey ister roman, ister hikâye, ister senaryo, ister deneme ya da araştırma, hepsi de bir şairin yazdığı şeyler olmaya devam edecek. Türkiye'de nedense şairin, kendine kapalı o dar kümeciğinde süregiden şiir seansları dışında bir şeyle ilgilenmesine pek alışılmış değil. Ben şiirlerimi yazarken, bu romanı da yazıyordum. Tarihlerine bakarsanız göreccksiniz, içinde çocuk denecek yaşta, 70'li yıllarda yazdığım parçalar var. Aynı sırada akedemik çalışma da yapıyordum. Kendimi çok yönlü ve bütünlüklü bir şekildc ifade edebilmem önemli olan. Sonra, her şeyi şiire sokamazsınız, değil mi? Bazen anlatı türü daha denk düşüyor. A nlatıyı, yeni birpostmodern yaztn türü olarak mı görüyorsunuz? • Böyle bir sınıflandırma yapmak istemem. Hele kendimi, yani kitabımı falanca ya da filanca yazın türiine göre ifade edebiİeceğimi hiç sanmıyorum. Ama klasik roman döneminin, daha doğrusu edebiyatta modernizm çağının artık kapandığını söyleyebilirim. Türk eleştirmenleri, yayıncılan filan da bunun gerçekten farkına varsalar iyi olacak. Hâlâ eski yaklaşımları, geçmişten kalma ölçütleri kullanarak değerlendirmeler yapıyorlar. Tabii sonuçta da, yeni ve farklı olanı gerektiği gibi farkedemiyorlar. Gene de postmodern edebiyat filan diyeBatı'nın jargonlanyla değerlendirmeler yapmaya bayılıyorlar. Hâlâ Batılılaşmaya, uluslaşmaya çalışan ve de aydımyla maydınıyla cümbür cemaat ulusçuluk ideolojisinin varyasyonlarına göre düşünüp yaratan Türkiye'de, hangi toplumsal, kültürel, siyasal zemin üzerinde yükseliyor Ne anı, ne roman,ne deneme, mu§ postmodern edebiyat? Merak ediyorum. Birisi çıkıp bana söylesin. Bugiine kadar kimin romanı ya da anlatısı Ittihat ve Terakki'den beri süren çizginin sahiden dışına çıkabilmiş, daha doğrusu karşısına geçebilmiş? Ben ulusal kimliğe inanmıyorum, ulusal edebiyata da. Ama madem ki siz, kendi kimliğinizi Türk ulusal değerleriyle ifade ediyor ve onun meselelerini sorunsal ediyorsunuz, modernleşme hareketine göre belirlenenbu Türk ulusal edebiyatının geleneksel çizgisi dışında sayılamazsınız... Geldiğimden beri Türkiye'de gördüğüm, çoğu eleştirmenin asıl olanı gözden kaçınrkcn ikincil noktalara takılıp kalması. Şimdi ben, kendimi ancak bu romandaki, ya da adına siz her ne isterseniz deyin, gibi ifade edebileceğim için böyle yazdım. Çiinkü yazdığımda samimiyim. Zaten onu 20 yılda yazdım. Tabii, 20 yıl boyunca bu kitapla uğraşmadım, ama o kadar uzun bir döneme yayıldı yazdıklarım. Romanım Türkiye, Yunanistan, Israil, Kıbrıs, Ingiltere ve Fransa'da geçiyor. Sonra birçok otobiyografik bölüm var. Bu bölümler, sırf biçimsel bir yenilik olsun diye değil, gerçekten ancak öyle anlatılabileceği için, birbirlerine göndermelerle okunabiliyorlar. Böylece Soydaşınız Balık Burcu'nu istediğiniz yerinden başlayıp okuyabilirsiniz. Başlangıcı ve sonu gene aynı. Kahraman olamayan kahramanlanmın çoğu azınlık bireyleri, kozmopolit bir ortamda büyüyen253Oyaşlarındagençler. Aynıanda birçok kimlikle, birçok dil konuşarak, birçok ülkede varoluyorlar. Her yerde farklı bir yaşam tarzı içindeler. Hep bir başkasına, sürekli öteki olan, öbür kendilerinin hayatına dönüşler ya da geçişlerle yaşıyorlar. Yani gerçekten bu insanların hayatı böyle. Siz de dışardan, azınlıktan olduğunuz için biliyorsunuz... İ sorunlannı tartısmasıanlamtnda... • Yani böyle bir ilk roman yazayım diye yola çıkmadım, ama benim meselem bu olduğu için, halletmem gereken asıl konu bu olduğu için, sonuçta azınlıklara ilişkin bir ilk kitap ortaya çıktı. Tabii, benim durumum sizinkinden biraz farklı, bir defa ben Türkiye'deki bir azınlık cemaatine ait değilim. Yani kendimi tam olarak Levanten ve Yahudi gibi hissetmiyorum. Levantenlik hatıralanmı ben hatırlamıyorum, ama Levantenlik hatıralarım beni hatırlıyor. Neolduğumu biliyorum, ama onun bilinciyle yetişmedim. Bu, üzerimdeki cemaat baskısını azaltıp yazarken özgürleşmemeyardımcıoluyorbelki.Öteyandan.herkesin bir ulusa ait olmak mecburiyetinde bırakıldığı bir yerde iç çatışmalar yaratıp yazma eylemini sahiden çok farklılaştırıyor. Sonra ben Kıbrıs'ta doğdum vebu anlamda eski Osmanlı sınırlarında kalmış Türk azınlıkları içinden yetişip Türk edebiyatına girebilmiş ilk ve tek kişiyim. Tabii bu durum, kendi kuşağımdan farklı bir kültürel arka plan, dil ya da diller diyorlar, sahiden de kimse, yani hakkımda iyi şeyler yazan, ödül verenler dahil, bugüne kadar °Artık Türk siirini tasradan, Türkçe şiir ve edebiyattaki konumumu gene benedebiyatt da sadece îstanbul'dan idare den yola çıkarak değerlendirmedi diyebiliedemezsiniz, etmeye kalkarsanız altında .rim. Yok Toplumculuk, yok 80 Sonrası Şikalırsıntz." ir, yok Postmodernizm, yok filanca dergi• Bu, bizim kusaktan azınlıklarla ilgili ilk nin ya da yayınevinin yazan... Peki şairin roman. Hem azınlıklar içinden çıkan birisi kendisi ne oluyor? Bilmiyorum, belki de, tarafmdan yazılmast, bem azınlık bireyleri ne anı ne roman olan Soydaşınız Balık Burcu'nu bu soruyu sorabilmek için yazdım. nin bayat tarzınt anlatması, hem de azınlık Soru kime soruluyor. Eleftirmene mi, okuramt? • Herhalde gene kendi kendime!.. Yok, ama bir noktadan sonra sizi kimlerin okuyup hissettiğini, hani okurum, denen o şeyi yakalıyorsunuz. Şimdi beni kimler okuyup hissediyor: Her çeşitten azınlıklar. Levantenler, Yahudiler, Rumlar, Kıbrıslılar, Ermeniler, dışandaki Türlder ya da çok başanlı Türkler, expatriotlar, iki arada bir derede kalanlar... Yani sadece ulusal kimlik an lamında etnik azınlıklar değil, bireyin kendini tanımlamaya zorlandığı başka konularda da, hiçbir aidiyet biçimiyle uzlaşamayanlar. Hiçbir cinsel ya da siyasal aidiyetle örneğin, Solcu olamayan solcular, aykırı aşklara takılanlar, şehirden kaçası gelen şehirlilcr, hiçbir yerde duramayanlar... Sonunda hep azınlıkta kalanlar. Tıpkı romanda anlattığım gibi kimseler. Belki ulus ötesi toplumun öncüleri, metropolün yeni insanları. Şiir veedebiyatın yeni sahipleri. îşte bu nedenle, artık Türk şiirini taşradan, Türkçe edebiyatı sadece îstanbul'dan idare edemezsiniz, etmeye kalkarsanız altında kalırsınız. Bugün .Türkçe şiir ve edebiyat, bir yandan Türkiye'nin ulusal sınırlarını, bir taraftan da ulusal edebiyat geleneklerini zorluyor. Yayıncılann, eleştirmenlerin, yani edebiyat otoritelerinin çoğu, ne yazık ki bunun gerisinde kalmış. Yani farkındaysalar bile pek önemsemiyorlar. Edebiyat otoritelerinin görevi, medyada, magazinde popüler olmuş şair ve yazarların ya da belli bir çevrede çok ses çıkaranların peşinden gitmek değildir. Tam tersine farkedilmeyeni farketmek, doğru farketmek, farklı olan şeylerin altını çizmek, böylece yeni ve sağlik.li tartışma ortamlan yaratabilmektir. Bugün edebiyat otoritelerinin çoğunluğunun yeterince farkettiği söylenemez. Sonuçta, edebi yaratıcılık ile edebiyat kurumu örtüşmüyor. Bıraz da romamn kurgusu hakkmda konuşalım. Çok uluslu kültürlerden gelen kahramanlartmızın kimlik değijtirmesi kurguyunasıletkıledi? • Tabii, şimdi farklı okumaların, ötekini görebilmenin mümkün olmasını istedim. Zamanlar ve mckanlar hem çok kesin, hem de bir başka kesinlik tarafından silinebiliyor kesinliği. Kahramanlardan Mişel örneğin, hem Yahudi, hem Türk, hem Kıbrıslı, hem Levanten olabiliyor. Deniz de öyle. Aleksandros, Istanbul ile Atina arasında daha yalın biri, ama bazı bakımlardan daha çarpıcı. Edebiyattaki azınlık kahramanlar, hep Türklerin ihtiyaçlarına göre romana sokulacak değiller ya, Ulus ile Eser, belki de büyük ölçüde azınlıklara göre romana giriyorlar. Tabii, kendi iç dünyalanna eğilince, onların da aidiyet sorunu ortaya çıkıyor. Geriye dönüşten çok, yeni sinemadaki gibi aynı anda iki şeyi birlikte yaşamaya iki kimliği birlikte hissedebilmeye imkan verecek bir kurgu olmalıydı. Ama şimdi yaptığım her şeyin adını koymak istemem burada. Okurun özgülüğünü sınırlamak, yönlendirmek istemem. Belki, okuyanlar daha farklı yorumlar yaparlar kurguyla ilgili ve belki de, aslında benden daha haklıdırlar. • Soydafinız Balık Burcu IMebmet Yaftn /tleti}im Yayınlart / Î64 s. S A YFA CUMHURİYET KİTAP SAYI 226
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle