Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tnciAsena'nın şiir kitabı 'Tramvay Döşeriz Ay Döşeriz' Tramvay bahane CELALUSTER ençliğim/ Sanadır tüm nostalIirn/ Tramvay bahane." Insan i Inci Asena'nınbukısacıkşiirini okuyunca, her gün sabah' tan akşama kadar TaksimTünel arasında gidip gelen o "soyut" tramvay daha bir yerli yerine oturuyor galiba. "Bir çift ray üzerinde durmadan gidip gelen bu tramvay Beyoğlu'nu arşınlayan gençliğimiz mi yoksa" diye düşünmeden edemiyor insan. tnci Asena'nın şiirinin sırrı, ciddilik ilc alaycılık arasındaki o tuhaf ilişkide belki de. Nedense, çok ciddi görünüşlü, her şeye büyük bir ciddiyetle yaklaşan kişilerin hayatı gerçekten ciddiye aldıklarına bir türlü inanamamışımdır. Oysa hayatla dalgasını geçer görünen birçoklarının, en berbat koşullarda daha da onsuz edilemez bir niteliğe bürüncn yaşam a gücüne, yaşama sevincine dört elle sarıldıklarına, aslında hayatı fcna halde ciddiye aldıklanna tanık olmuşumdur hep. Asena'nın şiirinde de olduğu gibi, "acı bir alay" çoğu zaman çok şeyin üstesinden gelebilir. Tramvay Döşeriz Ay Döşeriz'in daha ilk şiirinde, "Gibi Yaptın"da bir bakıma kendi şiirinin, şairliğinin açıklamasım, "girizgâh"ını yaparken aynı alaycılığı kendine yöneltiyor Inci Asena; ama bunu yaparken gerçekte şiiri ne kadar ciddiye aldığını duyuruyor okura: "... Oynarken cam bilyelerinlc/ Bilyeler çöktü yüreğine yüreğine/ Bu ağırlığı güçtü taşımak/ Tuttun şiir yazar 'gibi yaptın'." Türkiye'de şiire genellikle çok crken" girilir veçok "erken" çıkılır. înci Asena ise, kcndi deyişiyle, şiir yazmaya biraz geç başlayan bir şair. Ama öncelerı şiir okuyan, şiir düşünen birı olarak, sonraları da Adam Yayınlan'nın yayın yönetmeni olarak yıllardır şiirin içinde. Yayıncılık mesleğiyle birlikte, şairlcrle tanıştıktan sonra şiirin yazılabilirliğini görmüş. Yaklaşık üç yıl önce: "Birikimlerim şiire döküldü..." Asena'nın şiirlerinde sezilen hem alaycı, hcm de ciddi yaklaşımın, aslında onun hayata yaklaşımının bir yansıması olduğu anIaşılıyor. "Insan zamanda ve uzamda tuttuğu yerin küçüklüğünün bilinciyle yaşasa, yaşayamazdı belki. Ölümle noktalanan bir nefes alma süreci. Ölüm, insan yaşamında acı bir şaka sanki. Öte yandan, zamanda ve uzamda tutulan o küçük yer bağlayıcı bir halka. O halkalar biitünü tutuyor ve yaşam ciddıleşiveriyor birden. 'Ben' ve 'biz' önemli oluveriyor. Bu çelişki içinde insanlar hep güzel şeyleri özler, dillerinden düşürmezkcn hep garip şeyler yapıyorlar. Çiçek, böcek, doğa, barış mutluluk, sevgi, sevişmek derken nefret, savaş, kan, kıskançlık, ırza geçme içinde yuvarlanıp duruyorlar. Topluluklar halinde sokağa çıktıklarında coşCUMHURİYET KİTAP SAYI 22S 1 ürkiye'de şiire genellikle çok "erken" girilir ve çok "erken" çıkılır. Inci Asena ise, kendi deyişiyle, şiir yazmaya biraz geç başlayan bir şair. Ama önceleri şiir okuyan, şiir düşünen biri olarak, sonraları da Adam Yayınları'nın yayın yönetmeni olarak yıllardır şiirin içinde. kuyla birbirlerine sarılıp öpiişen insanlar çok az görmiişüzdür. Hüsamettin Cindoruk'un Erbakan'ı öpmesi gibi değil, gerçek sevgiyle. Toplumsal coşku kan tutkunu. Özel ilişkilerde de güzel şeyler konuşup kötü şeyler yapma eğilimi var. Daha doğrusu bu 'çok' var. Iştebenim şiirimeyansıyan da acı alay olmalı." Gerek teknolojinin, gerek görsel ve işitsel iletişımin olağanüstü boyutlara eriştiği günümüz dünyasında şairlik gittik çe zorlaşan bir zanaat mı? Böyle bir toplumda şiirin işlevini yitirmekte olduğu söylenebilir mi? Inci Asena, bu durumun şiir yazmayı zorlaştırmak şöylc dursun tam tersini düşünüyor; şiirin yeni boyutlar, iletişimlerle zenginleşeceği kanısında: "Mum ışığı ampulden, zeplin concord'dan, radyotelevizyondan, telgraf cep telefonundan daha mı şiirsel ya da şiire katkıları daha mı çok. öyle olduğunu düşünüyorsak, biraz geçmişi günün ve geleceğin önüne koyuyoruz demektir. Geçmişte, öğeleri iyi tanımaktan gelen, öyle olduğu için de kolay kullanılan bir şiir var. Gün ve gelecek ise bizim asıl şiirimiz. Bunlar birbirleriyle iyi karışmalı. Çağunızın ilctişim toplumunda şiir işlevini, okuruna ulaşırsa, yitirmez. Gene çelişkili bir durum bu 'olağanüstü iletişim boyutu'nun şiiri okuruna ulaştırmaması. Olağanüstü iletışım 'şiiri insandan uzaklaştırıyor " "Kadın yazar" konusu açıldığında Ascna yazardan değil, yapıttan yola çıkarak yüksek scsle düşünmeyi yeğliyor: "örncğin, Yaşar Kemal'in 'Ince Memed'ini ele alalım. Bir kadın yazsaydı Ince INCİ ASENA'NIN KİTABINDAN BİRKAÇ ŞİİR "GİBİYAPTIN" Bir dağdeviren çiçeğiydin aslında Gamsi2 bir gelincik "gibi yaptın ", Uyandın da canhıraş haksızlıkJara Uyuyan birkedi "gibi yaptın". Çobanın verdiği armağanı Yaşamak güzeldi, savaşmak değil. Şu çok sevdiğin insanları Görmezdengelmedin, "gibiyaptın" Oynarken cam bilyelerinle Bilyeler çöktü yü reğine yüreğine, Bu ağırlığı güçtü taşımak Tuttun şiir yazar "gibi yaptın ". KUŞAKSIZ Altmış sekiz kuşağı olamadım Yaşım tuttuğu halde Buna üzülüyorum Yaptıklarıma yerindiğimden değil Yapmadıklanm için NOSTALjt Gençliğim Sanadır bütün nostaljim Tramvay bahane SS Bildiğim tek kısaltma Seni seviyorum. Memed'in başına neler gelirdi? Bambaşka bir roman mı olurdu elimizde? Elbette. Ama bir kadın değil, başka bir erkek de olsa yazan, farklı bir Ince Memed'le tanışırdık. Soru, Yaşar Kemal kadın olsaydı 'tnce Memed "ı nasıl yazardı, dıye sorulabılır belki. Ama yirmi yaşında, otuz, kırk, elli yaşında yazsaydı da farklı bir Ince Memed'de farklı duyarlık yansımalan görürdük sanırım. Bulunduğun noktadan baktığın gördüğün şeye göre ürettiğin yapıt değişecek, belki andan ana değişecektir bence. Kadın konumundaki insanın da erkekten farklı bir duyarlığı olması doğal. Bunun yansıması da. Kadın sorunlannı yapıttaki amaç bu ise kadın yazar daha iyi irdeler şimdilik. Şimdilik diyorum, çünkü konu hcnüz erkek yazarların gündeminde ön sırada yer almıyor. Duyarlığın yanı sıra gözlem, kavrama, anlama da önemli değil mi? Ve pek çok başka şey. Cyrano'yu bir kadın da yaratabilmeli ya da Kate Chopin'in 'Uyanış'ını bir erkek. Ben okuduğum bir yapıtta duyarlıklan algılamak istemiyorum. tyice sindirilmiş, fark edilmez bir biçimde sindirilmiş duyarlıkları ben okur olarak yeniden yaratmalıyım. Yazar duyarlıklan benim başıma kakmamalı." Banş Manço ve Zülfü Livaneli'nin son yerel seçimlerdeki adaylıklarıyla yeniden gündeme geldi; aslında sanatçıların ve edebiyatçıların dolaysız siyasete girmeleri yeni bir şey sayılmaz. Şair Leopold Senghor ülkesi Senegal'de devlet başkanlığı yaptı. Vaclav Havel Çekoslovakya Devlet Başkanı oldu. Romancı Mario Vargas Llosa Peru'da devlet başkanlığına soyundu, seçimleri kıl payı kaybetti. Yazarların, sanatçıların doğrudan politikaya soyunmalarını tnci Asena nasıl karşılıyor. Asena, yanıtına, yüksek sesle düşünmeyi sürdürebilir miyim diye sorarak başlıyor: "Sanatçı, beğenilmek arzusuyla yanıp tutuşan büyük bir kendini beğenmiştir. Böyle çelişkili bir durum sanatçının yapısında var gibi geliyorbana. Kendini beğenmişliği dolaysız siyasete girdiği zamançevrenin uyarılarına, başka düşüncelere pek de kulak asmama biçiminde kendini gösterebilir. Sonuçları kötü olabilir. Öte yandan beğenilme arzusuyla yanıp tutuşması onu hep en iyiyi yapma hırsına sokabilir. Sonuçları iyi olabilir. Şimdi ben fena halde bir genelleme yaptım. Olsun. Bu genellemenin dışına çıkarsak sanatçıların içinde elbette iyi siyasetçi olabilecck kişiler vardır. Denemeden ya da ogözle incelemeden bilemeyiz. Bugünlerde ben her aydın kişinin siyaseti bir ucundan tutması gerektiğine inandığım için sanatçılar siyasete girmemeli düşüncesini savunabilir miyim? Savunabilirim. Bir sanatçı normal bir insanoğlu gibi günlük yaşamını sürdürürken, aynı zamanda dışarda ve ötede bir yerdedir. 'Tarassut' kulesindedir. Katı bir düşüncenin, katı bir disiplinin adamı olmamalıdır. Bizim gördüklerimizi toparlamak, görmediklerimizi görmek ve bize aktarmak zorundadır. Bir gruba, bir görüşe destek verebilir. Ama bir parti disiplinine giremez. tyi birsatranç oyuncusuyla iyi bir balcrin kanşımı bir şey ileri hamleler ve küçük, uyumlu adımlar. Rimbaud bir siyasetçi olmamalıydı." Şai rin işi ay döşemek, t ram vay kafiye... • SAYFA 11