Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı temselliğioluşturmayayönelikti. Çünlcü, her düşünce, her kuram ancak kendi yöntemini, yani metodolojisini ve sistemini getirdiği zaman varlığını kazanabilir, somut bilimsellik edinebilir. Bu anlamda, bu ilk dönem çalışmalanm, yöntemsel yönden "çokboyutlu gerçekçilik" olarak nitelendirilebilir. Ancak, yazın dergileri, estetik düşünceyi getiren bu tür uzunca kuramsal incelemelere, yöntemsel çözümleyici yazılara alışkın değildi. Nitekim, bu dönemlerde, (özgün ya da çeviri) estetik ve yazın kuramı üstüne çağdaş yayınlara pek rastlanmadığı gibi, metodolojik temellere dayalı, relsefiestetik ya da estetikeleştirel kuramsal yazılara da rastlanmıyordu. Yazın kamuoyu, daha çok, küçük çaplı, öznelci değerlendirmeler ve saptamalar üzerine kurulu, genel felsefi veyazınsal görüş ve düşüncelerle çevrili, yüzeyde, çoğu zaman da "keyfi" bir eleştiriyle yetiniyordu. Ancak, toplumumuzda, 1960 sonrası özgürleşme ve yenileşme hareketine, özellikle de Marxçı düşüncenin gelimine bağlı olarak, estetik ve yazın kuramı alanında "çağdaş"lığı yakalama gereksinimi, kendini git gide daha çok duyurmaya başlamıştı. Bu nedenle, hem çağdaş felsefe, estetik, yazın kuramı ve eleştirisi alanında yayınlan tanıyarak, hem de bunları özümleyerek, yaratıcı çahşmalara yönelmek, kuramsal düşünceyi üretmek ve bilimsel bir metodolojiyi temellendirmek durumundaydık. Bu bağlamda, çalışmalarım, birbirini bütünleyen iki koldan yürüdü: Özgün kuramsal çalışmalar ve çeviriler; bunlar aynı dünya görüşsel sisteme ve metodolojiye, yani düşünceye dayanıyordu. Bu en genel felsefi doğrultuda, temel toplumsal gelişim süreçlerini irdelemek, bu süreç karmaşığında düşünsel (ideolojik) yönelimleri çözümlemek ve özgün olanı yakalamak gerekiyordu. Bunun için de estetik, yazın kuramı ve eleştirisi alanına diyalektik bilgi kuramı ve değer bilgisi getirilip yerleştirilmeliydi. Ancak, bilindiği gibi, kuramsal düşünce de kendi içinde gelişimden geçer hep; ideolojik çelişkenlik gösterdiği gibi, bilgi alanlarının gelişmesine bağlı olarak zenginlikdekazanır. ,0. Estetik, yazın kuramı ve tiyatro ile dolu biryaşam... değerlendirmelerden kurtararak, öbür teknik bilimlerle de karşılıklı bütünlüğü içinde ele alan bilimsel bir eleştiri anlayışıdır. Beftipl ımtodolojisl Bizde eleştiri, önceleri öznelci eleştiri olarak kendini duyurmuş, bu öznelcilik siyasal ideolojik eleştiri kertesine yükselmiş; bu kez, eleştiriyi ideolojiye bağımlılıktan kurtarmak için nesnelci ya da teknik eleştiriye yönelinmiştir. Eleştiri, ancak kendi düşünsel (ideolojik) yönüyle bilimsel yönünü bütünleştirebilirse, sanatsal estetik yaratımlan kendisine en uygun biçjmde değerlendirebilir. Böylece, sanatsal yaratımlar, hem kendi tarihsel ideolojik, hem de yapısal varüklan içinde, bütünsel olarak değerlendirilmiş olurlar. lşte, yayın alanında sizin eksikliğini duyduğunuzboşluk.aslında eleştiri metodolojisindeki bu boşluktan doğmaktadır. Çünkü, ancak böylesine bütünsel, sistemsel, bilimsel bir eleştiri kendinin ve yazınsal yaratım süreçlerinin bilincinde bir eleştiri olarak sözünü ettiğiniz kuramsal altyapının oluşturulmasına katkıda bulunabilir. Öte yandan, son dönemlerde başlıcalıkla da kuramsal çeviri alanında çok geniş yayınlann varlığından söz etmek olanaklıysa da, önemli olan, kuşkusuz bizde böyle bir eleştirel düşüncenin varlığıdır ki, yine son dönemlerde (roman ve şiir alanlarında) bu tür estetikeleştirel özgün çahşmalara az da olsa en sonunda rastlanmaktadır. • Kültür sorunlarına eleştirel yaldaşımlarınız, kuramsal değerlendirmeleriniz birçok yenilikçi gözlemlere dayalı. Kültür eleştirisi alanında yine büyük bir boşluğu doldurmuş olan bu çalışmalarınızdandasözedermisiniz? Estetik alanındaki çalışmalanm beni ister istemez kültür kuramıyla ilgili sorunlann ele alınışına götürdü. Estetik değer ve gelişmelerin kültürel değer ve gelişmelerle bağıntılı oluşunun doğal bir sonucuydu bu. Böylece, belki de ilk kez, estetik ve kültür, bütünsellik içinde çözümlenmeye bağunlı kılınmış oldu. Çünkü, sanatı, "sanatsal kültür" bağlamı içinde ele alacak olursanız, estetik sorunlarını kültür kuramsal sorunlarla aynı bütünsellik içinde ele almış olursunuz. Böylelikle de, sanatsal kültür sorunlan kendiliğinden gündeme gelir. Nitekim, kültür eleştirisi doğrultusunda, sanatsal kültürel gelişimleri ve kültür ideolojilerinideğerlendirmeolanağıdoğdu. Öte yandan, kültürel süreçleri maddeci sınıfsal bir yaklaşımla ele almamız sonunda, kültürel çelişkileri doğru saptayabilme olanağını elde ettiğimiz gibi, "kültürbunalımı", "kültürsüzleşme", "kitle kültürü", "tüketim kültürü" ve "medya kültürü" gibi somut kültürel süreçleri de çözümleyebilme ı CUMHURİYET KİTAP SAYI Gerçekçilik Estetlğl îşte, yapılmasıgerekenşey, estetik ve yazın kuramı alanında, maddeci ve diyalektik bilgi kuramınıve değer bilgisini, her türlü dogma ve çarpıtma karşısında, çağdaş bilimsel bilgiye ve bilgi alanları arası gelişmelere açık olarak uygulamaktı. Bu da bizi, (daha önce belirttiğim yöntemsel çokboyutluluk doğrultusunda) "sistem kuramı"nı geliştirmeye yöneltti. Sistem kuramı, kendinden çok karmaşık olan estetiksanatsal süreçleri, sanatsal yaratım süSAYFA 0 reci sorunlarını, yapısal çözümleme ve irdelemeleri bir bütünlük içinde ele aljyordu. Sistem kuramını, sanırım, en açık biçimiyle, Gerçekçilik Estetiği çalışmamda ortaya koyduğum gibi, Edebiyat Estetiği adlı yazımda da ortaya koydum. Estetik ve yazın kuramı alanlarında hem temel sorunlan irdeleyen, hem de giincel çizgiye yönelik yayınlann artmış olmasına karşın, yeterli olduğu söylenemez. Ben bunu en çok eleştiri alanında gözlemliyorum. Yani, boşluk en önce eleştiriyi vuruyor. Yanında eleştirisi olmayan bir sanatsal yaratıcılık, kuramsal altyapının oluşturulamaması nedeniyle yoz döngü içinde sürükleniyor. Doğrudan estetik yaratımların kuramsal estetik ile ilişkisini nasıl değerlendirebiliriz? Yukanda da sözünü ettığim gibi, estetiğe ya da edebiyat estetiği ve edebiyat kuramına bağlı bir edebiyat eleştirisinin gerekliliği bizde kendisini ancak 1965 'lerden sonra duyurmaya başlamıştır. Gerçekten de, eleştiri, estetik ve edebiyat buimiyle bütüncül bağıntı sı içinde kendi metodolojisini de ortaya koymalıdır. Ancak, eleştiriyi, dar öznelci eleştiriden kurtarıp, estetik bir disiplin haline getirmek demek.eleştiriye bilimsel bir metodoloji kazandırmak yani sıra, eleştiriyi toplumsaltarihsel ideolojik süreçlerle de bağıntısı içinde ele almak demektir. Başka bir deyişle, eleştiri, belli bir estetikyazınsal yaratımın hangi toplumsal tarihsel anın karşılığı olduğunu, bu toplumsal tarihsel anın hangi ideolojik süreçlerle belirlenimli ya da ilişkili olduğunu da çözümlemek, somut estetikyazınsal yaratımsal süreçleri kuramsal olarak değerlendirmek durumundadır. Ancak, böyle bir eleştiri anlayışı, sanatsal yazınsal yaratımlar ile kuramsallık arasında bütüncül bir bağ kurabilir. Yani, yaşamdan, somut pratik süreçlerden kuramın üretilmesi, kuramın da yeniden yaşama döndürülmesi, somut pratik süreçlere uygulanması. Böyle bir eleştiri anlayışı , eleştiriyi yalnızca " teknik bi r işlem " gibi görmeyen, tarihselci bir eleştiri anlayışı olduğu gibi, eleştiriyi "keyfi" Kültürel süreç 220 J