23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sait Faik'i 40 yıl önce yitirmiştik yalnızlıkbaşlar. Bu ruhsal durumdan ötürü hiçbir yapıt yayımlamaz. Zaten içine kapanık bir insan olan Sait Faik hırçınlaşmış, küsmüştür. Yapayalnız yaşamayı yeğler. Okumak, gezmek başlıca işidir artık. Ama yazmayı da bırakmaz. "Dülger Balığının Ölümii" öyküsünde aslında kendisini anlatır. Bir Sevi Serüveni: Sait Faik 1942 43 yıllarında Aleksandra adında bir kızı sever. Çevresinin uyarüarına karşın kızdan ayrılmaz. Ama luzın kendisini gerçekten de sevdiğinden kuşkuludur. Denemeye karar verir. Sabahattin Kudret Aksal'ı görevlendirir. Aksal.sözde kızı ayartacak. Kınalıada'ya dek "hayır" diyen Aleksandra, Burgaz'a yaklaşırken "evet"i bastırır. Burgaz'da durumu Sait'e imle (işaretle) anlatır Aksal. Sait, kızı döverek geri gönderir. Akşamleyin sekiz vapuru ile Saitie Aksal Beyoğlu'na çıkarfar; zom oluncaya değin içerler. Dergilerde öyküler yazmasına karşın 1948'e değin yeni bir yapıt yayımlamaz. Bir yandan da yakalandığı karaciğer sayrılığıyla cebelleşmektedir. Ancak 1948'te "Lüzumsuz Adam"ı yayımlamıştır. Bundan sonra ölünceyedeğin her yıl yeni bir yapıt yayımlar. Karaciğer sayrılığından ötürü de sinirli, gergin, tedirgin, üstelik yalnızdır. Kendini gereksiz, yaramaz biri sayar. Ürküntüler başlamıştır. Bir gün Merkez Postanesi'nden gelmekte olan Salâh Birsel'i görünce irkiliverir. Bir ara Salâh Birsel, Sait Faik'e öykücülüğünü över. Çok sevinen Sait Faik, "Mahalle Kahvesi"nden birini hemen Çığır Kitabevi'nden alıp imzalar. Sait Faik, 1951 'de sağaltım için yurtdışına çıkar. Paris'te aylarca kalması gerekmektedir. Ne var ki beş gün içinde geri döner, Naim Tirali'yi şaşkınlık içinde bırakarak... ölüm korkusunun pençesindeki Sait Faik 1948'ten 1954'e değin süreldi yapıtlar yayımlar... 1953 Mayısı'nda ABD bulunan uluslararası Mark Twain Derneği, Sait Faik'i onur üyeliğine seçer. Sait Faik, dişlerinin sağaltımı için dişçiye gitmeye başlar. 5 Mayıs 1954'te Sabahattin Kudret Aksal'la birlikte dişçiye giderler. Tokatlayan'da akşam buluşmak üzere aynlırlar. Ne acıdır ki Sait Faik gelmez. Çünkü o gün, 5 Mayıs 1954 Çarşamba günü, Aksal'dan ayrıldıktan sonra ağır sayrılanır, dostu Dr. Fikret Ürgüplü'ün Beyoğlu'ndaki sağaltım yerine kendini gücülcene atar... Ağzından kan gelir. Ürgüplü, hemen Marmara Kliniği'ne kaldırır. Ne yapılırsa yapılsın, olumlu sonuç alınamaz. 1954 yılının 10 Mayısı'nı 11 Mayıs'a bağlayan gece sabaha karşı büyük Türk öykücüsü Marmara Kliğini'ndeölür... 12 Mayıs'ta da Zincirlikuyu gömütlüğüne gömülür. • S AY F A Oykümüzün ölümsiiz adı... Yeni övkü ve düzyazımızın kurucularından biriydi Sait Faik. Saygıyla anıyoruz Onu... BEHZAT AY ilımizin en büyük öykücüsü | Sait Faik üzerine birkaç kitap yayımlandı. Bunlardan Uki, ' Sait Faik'in ölümünden iki yıl sonra (1956) Tahir Alangu'nun hazırlayıp Yeditepe Yayınlan'nca yayımlanan "Sait Faik Için" adlı, basında çıkmış yazılann derlemisidir diyebileceğimiz kitap. îkincisi, Muzaffer Uyguner'in 1959'da yayımladığı "Sait Faik'in Hayatı"dır. Bunu Muzaffer Uyguner daha sonra geliştirip genişleterek "Sait Faik Abasıyanık" adıyla hazırladı ve 1983 yılında Türk Dil Kurumu Yayınlan'nca yayımladı. Aynı yapıtkimideşikliklerle 1991 yılında Bilgi Yayınevi'nce "Sait Faik" adıyla yayımlandı.... Son yıllarda Fethi Naci'nin de "Sait FaikYaşar Kemal" yapıtı yayımlandı. Bütün bu çalışmalann ilki diyebilecegimiz Ahmet Miskioğlu'nun da bir çauşması vardır. Daha Sait Faik ölmeden iki yıl önce (1952) başlayıp 1954 yılında tamamladığı ve üniversitede tez olarak kabul edilen çalışması. Bunu Ahmet Miskioğlu, 1979 yılında "Ana Temleriyle Sait Faik ve Türk Edebiyatı" adıyla yayımladı. Ahmet Miskioğlu, bu kitabından yararlanarak, genişletip geliştirerek, yeni bir çaC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 220 lışma sayılabilecek olan "Sait Faik" (Yaşamı, Kişiliği, Sanatı, Yapıtlan, Değerlendirmeler, Şiirler) yapıtını 1991 yılında Altın Kitaplar Yayınevi yayımladı. Ki ben şimdi.bu büyük emek ürününden yararlanarak yazdığım yazıyla hem yapıtı tanıtmak hem de Sait Faik'i, 40. ölüm yıldönümünde saygıyla anmak istiyorum. 23 Kasım 1906'da Adapazan'nda doğar Sait Faik. Asıl adı Mehmet Sait'tir. Babası kereste ahmsattmı yapan Mehmet Faik'tir.Bir süre de Adapazarı Belediye Başkanhğı yapmıştır. Dedesi Sait Ağa da kahve işletmiştir. Anası Adapazarlı Hacı Rıza'nın kızı MakbuleHanım'dır. Sait Faik, ilköğrenimini Rehberi Terakki Okulu'nda yapar. Çocukluğu, 16 yaşına değin Adapazarı'nda geçer. Kurtuluş Savaşı sırasında 1922'de aile Istanbul'a taşınınca Sait Faik, ortaöğrenim için Istanbul Erkek Lisesi'ne yazılır. Ne var ki liseyi burada bitiremez. Arapça öğretmeninin minderine iğne koydukları için 41 arkadaşıylasürgün edilir. Sait, Bursa Lisesi'ne gönderilir. Bursa Lisesi'nde yazın öğretmeni öykü yazmalan görevini verir öğrencilere. Sait Faik "Ipekli Mendil" adında bir öykü yazar. Öğretmeni bu öyküyü çok beğenir, Sait Faik'i yazmaya yüreklendirir de... Bunun üzerine Sait Faik, "Zemberek"i yazar. Liseyi bitirince îstanbul'a gelir ve Edebiyat Fakültesi'ne yazılır. Burada Kenan Hulusi'nin yüreklendirmesiyle öykü yazmayı sürdürür. Adapazarı ve Bursa'daki anılarından kaynaklanan öyküler yazar genellikle... "Çelme", "Mahpus" gibi öyküler buna örnektir. Sait Faik, 1930 yılında ekonomi öğrenimi için Isviçre'ye gönderilir. Ama on beş gün sonra Fransa'ya gider. Grenoble Universitesi'nde üç dört yıl kalır. Burada çeşitli ulustan gençlerle tanışır. Yaşammın mutlu günlerini geçirır... 8alt Faik'in YenJBIrDöneml: Yenlden Istanbul'da: 1935 yılında babası Sait'i Istanbul'a çağınr. Oğlunun da tecim (ticaret) işferiyle uğraşmasını ister. Bir de tecimevi (dükkan) açıverir. Ama Sait, bu işi sevmez. Bunun üzerine Halıcıoğlu Ermeni Yetim Okulu'nda Türkçe öğretmenliğine soyunur, ama bu işi de sevemez. Bütün isteği yazı yazmaktır.1936 yılında ilk yapıtı "Semaver" yayımlanır. 1939'da da ikinci yapıtı "Sarnıç", 1940'ta "Şahmerdan" yayımlanır. Sait Faik, anasının kiralardan alıp kendisine verdiği parayla ve aldığı çok az telif ücretiyle bir dargelirli gibi yaşar. Ama çevresi genişler. Yazın Burgazada'da, kışın Beyoğlu'ndaki evlerinde günlerini geçirir. Beyoğlu'nda her soydan ve her meslekten insanlarla dost olur. 1940'ta Sait Faik'in başına korktuğu bir olay gelir. "Çelme" adlı öyküsü nedeniyle o zamanın Varlık Dergisi Yönetmeni Sabri Esat Siyavujgil'le Sıkıyönetim Mahkemesi'ne çağrılır. Bundan büyük üzüntü duyan Sait Faik'in , 1942'de de "Kestaneci Dostum" öyküsüyle başı derde girer. 1942 Mayıs ayı içinde "Haber Gazetesi"nde adliye muhabirliğine başlar. 1944'te"Medarı Maiset Motoru" adlı romanı yayımlanır. Yıl, İkinci Dünya Savaşı'nın en korkunç zamanıdır. Yapıt dağıtılmadan toplatılır. Işte bu olay Sait Faik için yıkım olur. Ve kırgınlık,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle