Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dilbilimci Sevgi Özel, "Afili Mavallar"da dil yanlışlannı saptıyor. Dil, değişimin aynası Dilbilimci Sevgi Özel, "Afili Mavallar"da, toplumumuzda yaşanan erozyonu, değişen, çözülen, yok olanı ve bunların yerine konulanları, daha doğrusu bu çözülme karşısındaki dil/düşün dünyamızın 'hal'ini sergiliyor. FERİDUN ANDAÇ du."(ss.56) katkısı da yıllardır doğru yazılıp konuşulmasına çapa harcadığımız Türkçe'ye ilişkin kimi saptamalanmız ol Döne döne okunacak kltap Afili Mavallar, done done okunacak bir kitap. "Çevir, çevir oku, yumul içine... Kiminin ağzı paça olacak, kiminin afyonunu patlatacak ya, olsun...tster entel, ister macera takılsın, cümle kıtırcılar bodoslamadan dalacak içine... Hayırlı dalmalar..." Işte kitaptan bi rkaç sözcük, söz öbeği: Ablacılık, abliyi kaçırmak, akıntı çağanozu, alakaya çay demlemek, anaforlamak, asabatı bozulmak, asma sakal takma bıyık banileştirmek, bıyıklıya piyaz vermek, bocurgat yapmak, bomcu, carmak, cıza yatmak, cicozlamak, çakozlamak, dangıl, eftamintokofti, egavlamak, fertik, filispit, forlamak, jüt olmak, kamanço, katavalis, kebabiye, kelle turizm, keş savak, ketenpereye getirmek, kiillüm, majino hattı, manyamış ölüsü kandilli, radyallemek, sapısilik, savsa vermek, şavalak, talaşanı almak, uskut, uvertur geçmek, zartalak... Özel, salt bunların anlamsal açıklamalarını vermekle yetinmiyor. Ayrıca, "yedi derste", "lspinozlara Beleş Ders" veriyor. tştebunlardan biri: "Ooo...Anam babam...Kıyak dümen yahu!...Anlayalım...Parazit yapmayın ulan!... Şurda efendiler gibi hem demleniyoz, hem laflıyoz abimle, ufaktan... Hırtapozluk ruhunuza işlemiş be... Çökün şuraya da iki tek atalım... Usta ko bi kaset de neşemize bakalım... Bülent Abladan ha... Çökün dedik be, anafora kondunuz yine. Niye mi bozuk atıyom? Çüş be... Bi gır atalım dedik abimle, taş koyuyorsunuz ulan. Dua edin, bayramlık ağzımı açmadım... Ana avrat asvaltta koştururum valla... Çökün şuraya, taze ot görmüş eşek gibi sırıtmayın... Lafın giimrüğünü verelim artık, nerde kalmıştık abicim..." (s. 79, lspinozlara Beleş Ders/5) Okumayan bir topluma sözlük, sözlükçe okutmakzor! Bundandaöteimkânsız gibi bir şey! Ama Özel, bunu başarıyor! Okuyun, biraz da kendinizden, yitirdiklerinizden bir şeyler bulacaksınız. Eminim ki; kazanacaklannız daha çok olacaktır. • Afili Mavallar/ Sevgi özel/ 1993/ ümit Yaytnctlık/110 s. S on yıllarda yaşadığımız ger, çekler kirlenme kavramının anlamsal boyutlarını olJg dukça genişletti. Sanınm *• bu da, toplumdaki değişım/dönüşüm sürecinin altüst oluşuyla ilgiliydi daha çok. Topium olarak geldiğimiz aşama bellek yitimiyle birlikte, değer yitimini de getirdi. Dil düşüncenin/değişimin aynasıdır gerçeği ise; gelinen yerin göstergesi olabilecek bir boyuta ermiştiartık. Sözden yazıya, yazılıkültüregeçişi ek kolay olmayan ir toplumuz. Yani, göçebelikten yerleşik düzene geçiş, onu benimseyiş uzun, çileli bir süreçtir bizler için. Tanzimat'la yüzümüzü iyıce Batı'ya dönünce; bu geç kalmışlığın acısını, neden/niçinlerini dahaiyianlamtşız. Kuşkusuz, cum: huriyet büyük bir değişimdir toplumsal yaşamımızda. Bununenbelirgin, ayırıcı yanlanndan biri de dilde yapılan devrim, bununla gelinen aşamaydı. ses olup için içindüşüncemı zıbölüyordu Dilbilimci Sevgi Özel'in Afili Mavallar'ını okurken, toplumumuzda yaşanan erozyonu daha iyi görebiliyordum. Değişen, çözülen, yok olan... Ve bunların yerine konulanlar... Dahası bu çözülme karşısındaki dil/düşün dünyamızın 'ha!'i...lşte Özel, bu çalışmasıyla bunları güzelce sergiliyor diyebilirim. Yazarın imlediği gibi bu bir sözlük değil. Ama bu alanda, dilin değişim dönüşüm sürecindekı durumunu belirlemede, yapılacak oylumlu çalışmalara ön adım olabilecek sözlükçe! E özel'in dilbilimci kimliği Özel, imlediğimiz süreçte toplumun birçok kesiminde kullanılan, giderek de yaygınlaşan "kimı argo sözcükleri, söz öbekleri"ni derlerken; bu duruma yönelik, bence, önemli tespitler de yapıyor. Yaygın kılınan birçok sözcüğün, söz öbeğinin kullanıldığı anlamları, yanlış ve doğrularıyla veriyor. Sanırım burada en ilgiye değer bir yan da; bu sözcüklerden yola çıkarak toplumumuzun psikolojisini, düşünsel erimini iyi görebilmemize dönük ipuçlarının verilmesidir. Çölleşen, kırcıllaşan yaşantıların söz sığınaklarını, avunuş, boşalışlarını da görebiliyoruz burada. Özel, seçimini dilbilimci kimliğinin özeniyle yapıyor. Bu sözlükçeyi, bence, birçok okuma katmanıyla okuyabiliriz. Örneğin; bir gülmece kitabı gibi, kitle psikolojisini yansıtan bir kitap gibi, toplumbilimsel bir araştırma gibi! Yapıtı tümüyle "argo sözlük" olarak almak yanlış elbet. Özel'in bu kavramlara getirdiği tanımlar da bunu aşan bir boyuttadır. Onun, "sunuş" yazısındaki belirlemesi de buna, dolayısıyla çalışmasına, bir açılım getiriyor: "Argonun sınırı nedir? Hangi sözcükler, söz birlikleri argodur, ya da hangileri senlibenli konuşmalarda bozulmuş, anlatn değişikiiğine uğramıştır? Bu sorulara bugiin kesin yanıt vermek hâlâ olanaksız gibi. Afili Mavallar'daki kimi öğelere de belki bu açıdan karşı çıkanlar olacaktır. Bilimsel bir savımız olmadığı için, argonun tanımı, kapsamı ile bilimsel yargılarda da bulunmayacağız. Yalnızca okuduklarımızla, duyduklarımızla, saptadıklanmızla yetindik. Bu çalışmanın bize en büyük tlade etme aracımız Yazı devrımi biçınısel bir değişim değildi. Çağdaşlaşma bilincine, bunun oluşumuna aralanan ilk kapıydı. Batı'nın tarihsel/kültürel mirasıyla da yüz göz oluştu hem. Bu amaçla yapılan çalışmaların sonuçları kısa sürede her alanda uç veriyordu. Ne ki; 12 Eylül 1980'le gelinen yerde yaşanılan başkalaşım toplumunun her kesiminde farklı boyutlarda derin yaralar açıyor. " Kirlenme" düşüncesi de bu süreçte katmansal boyutlarıyla öne çıkıyordu. Doğrusu bunu da en çok, düşünme/ ifade etme aracımız olan 'dil'de yaşıyorduk. Öylesine bir çözülmeydi ki bu; bir virüs gibi; günbegün hayatın her alanına salgın bırakıyordu. Televizyonda, gazetede, sokakta, araçta, okulda, evde... Her bir köşe başında, sözsüz/sessiz konuştuğumuz'an'larda r r, Tan Oral kltaba cizgllerlyle katkıda bulunmus. SAYFA 2 C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 220