25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

J Ö M a y ı s 1994 Sait Faik "•* Abasıyanık'ın 40. ölüm • yıldönümü. Buünlühikâ• yecimizin en unutulmaz tümcelerinden biri "Bir insanı sevmekle başlar her şey"dir. Bu ülkede yaşayanlarımızın çoğunda da edebiyat sevgisi Sait Faik'i sevmekle başlamıştır diyebiliriz. Behçet Necatigil Edebiyatımızda Isimler Sözlüğü'nde Sait Faik'in hayatını ve sanatını şöyle özetliyor: "Cumhuriyet devri hikâyeci!erinden.23 Kasım 190611 Mayıs 1954, doğ. Adapazan, ölm. îstanbul. tlkokulu Adapazan'nda okudu, onuncu sınıfa kadar tstanbul Erkek Lisesi'ndeki ortaöğrenimini Bursa'da tamamladı (1928). îstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne yazıldıysa da çok geçmeden Isviçre'ye ekonomi öğrenmeye gitti (1931). Lozan'da iki hafta durabildi, Fransa'ya geçerek Grenoble kentinde başladı üniversiteye. 1933'te öğrenimini bırakıp yurda döndü. Kısa bir süre bir azınlık okulunda Türkçe öğretmenliği, zahire ticareti ve bir ay kadar da (Mayıs 1942) Haber gazetesinde adliye muhabirliği işlerinde çalıştı. Babasının geliriyle geçindi. Burgaz adasındaki köşklerinde annesiylebirlikteyaşadı. Buköşk 1964 Mayısı'ndan beri Sait Faik Müzesi'dir. Istanbul'da lise sıralarında şiirler kalemealan (19251928) Sait Faik, ilkhikâyelerini ("tpekli Mendil", "Zemberek" vb.) Bursa'da yine lise öğrencisi iken yazmıştı (1925), basılan ilk yazısı "Uçurtmalar" tstanbul'da Milliyet gazetesinde çıktı (9 Aralık 1929), şöhretini sağlayan ilk hikâyeleri Varlık dergisindeyayımlandı(15Nisan 1934"). Hikâyelerinde konu veolaydan çok, şiire ve etkiye en uygun zaman parçala I , Hazırlayan: Cevat Çapan 11 Tüneldeki Çocuk (1955), Mahkeme Kapısı(1956r tlhan Berk ise şöyle tanımlıyor Sait Faik'i: "Bir biçime indirgendiğinde sarı bir kavuna benzer Sait Faik Abasıyanık. Sarı, uzuntüylü bir kavuna:Morçıkıntılı, kalın damarlı. Yeryüzü paftaları gibi karmakanşık; koylar, burunlar, adalar birbirine geçmiştir. Çocuk yüzleri gibi de şaşkın, uysal, deli ve duru. Boğazlarda, nehirlerde, deltalarda yetişmiş gibidir ama, sokak ağızlandır daha çok yeri: Çocukların toplandıkları, dillerini çıkardıklan, çimenler, adasoğanları, ısırganotlan biten sokak ağızları. Bıyıklı mıdır? Değildir. Ama kolları hep sakar ve uzundur. Içine eğilip bakıldığında, büyük küçük bütün nehirler, bütün ormanlar, bütün kuşlar, kadınlar, demiryolları, nalburlar, uzay çocukları, balıklar, yeraltı suları, papazlar, işçiler, serseriler, atlar fırdöner. Bir huysuzluk dünyası: Çocuklar evlerin kapılarını çalarlar, kızların üstlerini açarlar, gemilerin halatlarını keserler; balıkçılar kanalları açar, gökyüzünün düşmüş bir direğini kaldırırlar; papazlar levantenler Istanbul'un ekonomisiyle uğraşırlar; kadınlar trafiği düzenler; kızlar ringa balığı, rakı, süt, tuz satarlar; atlar şaha kalkar; nehirler yoldeğiştirir. O, elinde paftalar, kazmalar dölyataklarına iner, sarı, ağır, yapışkan bir suyu çevirır, tıkanık yolları açar, geçen birbulutudurdurur. Sözlüklerde ayağa kalktığında uzun .boyludur." • Şimdi Sevişme Vaktiıt denizi, tabiat köşeleri ve hayvanlarıyla, yaşamayı bölünmez bir bütün olarak gördü. Kalemini güzelliklerin hakkını aramak, vermek, göstermek uğrunda kullandı. Yirmi yıllık sanat hayatında bize Medarı Maişet Motoru (1944: 2. b. Bir Takım İnsanlar adıyla, 1952) ve Kayıp Aranıyor (1953) adlarında iki roman, Şimdi Sevişme Vakti (1953) adlı bir de şiir kitabı bırakmış olan Sait Faik'in hikâyeleri şu on üç kitapta toplandı: Semaver (1936), Sarnıç (1939), Şahmerdan (1940), Lüzumsuz Adam(1948),Mahalle Kahvesi (1950), Havada Bulut (1951),Kumpanya (1951), Havuz Başı (1952),Son Kuşlar(1952), Alemdağda J Var Bir Yılan * (1954), AzŞekerli (1954), Sait Faik'ten Şiirler rı üzerinde durmasını seven, bu dramatik anları incelemekte büyük başarı gösteren Sait Faik bir Îstanbul hikâyecisi idi. Kaderlerine eğildiği, düşüren, düşürülmüş insanlarda çok kere kendi sıkıntı ve avareliklerinin dramını yaşadı. Çalışkan, işinde gücünde insanlar gördükçe, şehirden, kalabahklardan sevinç duydu: Kötülüklerle karşılaştıkça, kırlara, kıyılara, sakin tenha adalara (Burgaz, HayırsızAdalar),balıkçılara sığındı. Ada ve deniz hikâyelerinde kahraman sayıst az belli, şehir hikâyelerinde ise dikkati dağıtacak kadar bol ve çeşitli dir. Sait Faik yığın lar içindeki gizli dramları bulup çıkardığı gibi, tabiat senfonisini de derinlere işleyen bir ustalıkla yaşatmasını bildi. Insan Şana koşuyorum bir vapurun içinden Ölmemek.delirmemekiçin... Yaşamak; bütün âdetlerden uzak Yaşamak... Hayır değil, değil sıcak; Dudaklannın hâtırası; Değil saçlannın kokusu Hiçbiri değil. Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde Ben onsuz edemem. Eli elimin içindeolmalı, Gözlerinebakmahyım, Sesiniişitmeliyim. Beraberyemekyemeliyiz Arasıragülmcliyiz. Yapamam, onsuz edemem. Bana su, bana ekmek, bana zehir; Bana tad, bana uyku Gibi gelen çirkin kızım. Sensizedemem! SAYFA 10 O ve Ben Sicilya Ormanları Sicilyaormanları Gökyüzü kadar esrarlı Veintikamcıdır Petrol lambası yanan, Kamış saz kulübede Çerden çöpten kulübede Mısır ekmeğı yiyen çocuk Seni seviyor. Fırındançıkmışmısırekmeğirenkli, Yeni sağılmış keçi südü kadar mavi ve sıcakkız! Seni seviyor Bu Adriyatik dalgalarına, Gemilerin yelkenlerine sardığım kalb. Sanageldiyorum. Bekliyorum. Gelmezsen Sicilyaormanları Gökyüzü kadar esrarlı Ve intikamcıdır ha! C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 2 2 0 Yeis Akşam üstleri geliyor Tam insanlar işten çıkarken. Salkım salkım tramvaylardan Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor Namussuz, akşam üstleri geliyor. Neremden yakalıyor; bilmiyorum Ben tam sevmeğe hazırlanırken On altı yaşındaki sevgilimi. Elini elimle tutmak Yirmi dörtsaatte bir Sıcak bir lafdinlemekisterken.. Rezil... Tam osaatlerde geliyor!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle