Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Söyleyemiyorum VV MJİ*U Herşeybitiyor. Şimdi başlıyor karanlık bir gece Yıldızsız, fırtınalı Kulübedeki sevgilim Bir rahat uyku uyumadı Benim eski kafahlığımdan Ondan bütün peşin hükümler sıyrılmıştı. Bir gökyüzü gibi maviydi Aydınlıktı Yalnız bendeki rüya Bendeki malihülya O mavi gökyüzünü Oyeşilçimeni O çiçek açmış Şeftali ağacını göremiyordu Onun bedbaht kulübesinin Çukuru dolmuş aptesanesi Onun karyolasız odasının Marsıkkokusu Sonra ihtiyar tıknefes anasının Çektiği "Tatula" tütününün Verem, ihtiyar ciğer, yorgun kalb Kokanhavası . . Sonra fakirmangal "" * " O bedbaht soba O bembeyaz peşkir O ağlayan tencere Ben sizden nefret etmişken Zannettim ki sevgilimdir sevmediğim. Onu ben bir saraya değil tki odalı bir eve götürecektim Bir radyomuz, bir banyomuz olacaktı Nikeli pırıl pırıl bir karyolada Hasan Ustanın işlediği Bir mavi yorgan bakacaktı Aynada onalâyık iki üç eşya Güleceklerdi... Ponponu kırmızı bir terlik Bursa ipeğinden bir gecelik Yine aynada yalancı bir şeftali dalının Bir ceviz masanın üstündeki Rengârenk masanın üstündeki Rengârenk ucuz bir vazodan Hareketsizliği görünecekti Hiçbiriolmadı Hiç biri olmayacak Düşmanlarçok Dünyanın yandan çoğu Herkes Benim saadetime herkes Herşey Maniolmakta Neden biliyorum Biliyorum, söyleyemiyorum. Şimdi Sevişme Vakti Çıplak heykeller yapmalıyım. Çmlçıplak heykeller Nefis rüyalarınız için Ey önümden geçen ak sakallı kasketli, Yırtık mintanından adaleleri gözüken Şiirlerin tadını Aşkların tadını Kitaplardan tattırmalıyım K l d Resimlerden duyurmalıyım, resimlerden Şu oğlan çocuğuna bak Fırça sallıyor Kokmuş manifaturacının ayağına Dörtyüzbin tekliğinden Onkuruşverecek. Seni satmam çocuğum Dörtyüzbin tekliğe. Ne güzel kaşların var Ne güzel bileklerin Hele ne ellerin var, ne ellerin. Söylemeliyim Satce Bir Masa Bizebir masa ayır Yanakimu Aleksandra'mla benim için Bir masa Üstü çiçeksiz Örtüsü gazeteden Şarabı aşktan Hem hülyadan Aleksandra'm mızıka çalsın Siyaha çalar parmaklarıyle Güftesi bayağı şarkılar Adihavalar Meyhane acı zeytinyağı koksun Sen hoşnut ol Yanakimu Yok Yok... meydanlarda bağırmahyım. Buküçük Güllerin buram buram tüttüğü Anadolu şehri kahvesinde Kiraz mevsiminin Sevişme vakti olduğunu. Resimler seyrettirmeli, şiirler okutturmahyım Baygınhk getiren şiirler Kiraz mevsimi, kiraz Küfelerle dolu pazar. Zambaklar geçiriyor bir kadın. Bir kadın bir bakraç yoğurt götürüyor Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını Belediye kahvesinde hâlâ o eski, o y alancı O biçimsiz bizans şarkısı Sana nasıl bulsam nasıl bilsem Nasıl etsem nasıl yapsam da Meydanlarda bağırsam Sokakbaşlarında sazımı çalsam Anlatsam şu kiraz mevsiminin Para kazanmak mevsimi değil Sevişme vakti olduğunu... Birkereduyursam helegüzelliğini, tadını, Sonra oturup hüngür hüngür ağlasam Boş geçkdiğim, bağırmadığım sustuğum günlere Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı boyacı çocuğunun Oğlu bir şiir okusa Karacaoğlan'dan OrhanVeli'den Yunus'tan, Yunus'tan... CUMHURİYET KİTAP SAYI 220 Bir Zamanlar Bazı akşam üstleri, oturur Hikâyeleryazardım, Deligibi! Ben hikâye yazarken Kafamdaki insanlar Balığa çıkarlardı. Kadınlar, Kahve cezvelerini ısıtan, mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar. Geceleyin, karanlıkta, bir dağ başında Birdeğirmenci; Yüzükoyunkapanırdıuzunuykusuna. ^ [k*^!' Köylülergelirdi Bakraçlarıyla pazara Yoğurt satmaya. Çıplak bir çocuk ayaklan avucumda idi Sokakta diz boyu kar vardı Bir köprü başında Bıçaklardım istediğimi; Atardım kendimi, büyük şehirlerin Asma köprülerinden suya, Duyardım suyu yardığımı \ Görürdüm; Suyadüşüşümün Köprüye fışkırttığı suyu SAYFA