25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nazlı Eray'ın düşsellikler bülteni: Düş Îşleri Bülteni Gerçeklerden yakın düşler... azlı Eray, Güneş ve Cumhuriyet gazetelerindeki köşesinde yazdığı yazılarını aynı başlıkla, "Düş îşleri Bülteni" başlığıyla kitaplaştırdı. Kitapta yer alan yazılar, ülkemizin görüntülerini, toplumsal yaşamımızı düşselin görüntüsüyle yansıtiyor. MUZAFFER UYGUNER azlı Eray, öykücülüğü ve romancılığı yanında 19901992 yıllarında Güneş ve i Cumhuriyet gazetelerinde ' köşe yazarlığı da yapmıştır. Düş îşleri Bülteni genel başlığı altında köşe yazılarını yayımlamıştı. Şimdi, bu yazılar Düş tşleri Bülteni adıyla bir kitapta toplandı. Kitabın önsözünde, "Âklıma her yazının arkasında bir öykünün saklı oluşu geliyor; teker teker düşünüyorumonları"diyorvebunlan belirtiyor. Bazı yazılarında olduğu gibi bu önsözde de onun kozmik telefonu çalmakta ve öteki dünyalardan bazı kişilerle konuşmaktadır. Bu düşsel konuşmalar sonunda ise bazı gerçekler ortaya konulmaktadır. Eray'ın bu yazılanna baktığımızda, onları okuduğumuzda görüyoruz ki bu yazılar, güncel bazı konulan yazıverip gazete köşesinde yayımlanan yazılarla yakınlık göstermemektedir. Eray'ın bu yazılannda, önemli toplumsal bazı gerçekler, düşselgerçekcilik içinde ortaya konulmaktadır. "Karanhk, Tılsımlı Bir Yolda Yürüyüş" adlı yazısında Meksikalı ünlü ressam Diego Rivera'nın, rüzgârın önünegetirdiğibirkâğıttakişusözlerini anar: "Benim düşlerim bana asıl gerçeklerden daha yakın. Gerçekler ise benim için yalnızca birer fantezi." Bu alıntı onun görüşünü de ortaya koyuyor. Aynı yazıda, daha sonra, yeni dalga Alman sinemasının unutulmaz filmlerine imza atmış Fassbinder'in "Hiçbir sey, gerçeğe dönüşen bir düş kadar dehşet verici değildir" tümcesiCUMHURİYET KİTAP SAYI 2 1 8 iken birden Mozart çıkıp geliverir. Mozart'ı konuşturur ve günümüzdeki Türk müziği görüşünü öğrenmekister. Mozart'ın sözleri şöyledir: "Eskiden Türk sanat müziği iyiymiş, fakat bugünkü, beni düş kırıklığına uğrattı. Devlet Klasik Türk Müziği Korosunu dinledim; teksesli bir müzik için 70 kişi çok fazla. Sonra, teksesli müzik olduğu halde şefe niçin gerek görülüyor bir türlü anlayamadım; bana özenti gibi geldi." Bu, bir görüş ve eleştiri elbette, bir de günümüzde çok konuşulan turizme bakalım. Eray'a göre, Bodrum'daki izlenimleri temel alınarak, "Turizm, dağı taşı kazıp mantar gibi ev yapmak değil, yörede yaşayan insana hizmet verebilmek"tir. Doğrusu da bu değil mi? Kuzey Ege kıyılannda da bütün zeytinliklerde mantar gibi evler yapılmaktadır. kadının sırtında bir mink, garajında bir Jaguar, yatağında kaplan ve bütün giderleri ödeyecek bir eşek sahibi olması söz konusudur. Sütununa konuk edilen Satı kadının ise, sırtında bebe, ahırında öküz, yatağında horoz, hiç para vermeyip yalnrzca anıran bir eşek sahibi olduğunu belirterek önemli bir konunun eleştirisini yapmıştır. Bir başka yazısında ise Ramiz Bey'e şunları söyletir: "Kadın,korunmasıgereken,güzelliği erkeğin yanındayken ön plana çıkan, erkeği tamamlayan, Tann'nın yarattığı en güzel şeydir" (s. 175). Ama, Ramiz Bey feminizmi yadsır. Kitapta toplumsal yaşantımızın çeşitli görüntüleri de sergilenmiş ve bu görüntülerdeki aykınlıklar eleştirilmiştir. "tki Cambaz"da patron ile işçi arasındaki durumlar ve işçinin konuşamaması ele alınmıştır. Cepte para yokken var, file boşken dolu gibi gösterilmesine dayanan bir aykırılıkla alaysama var. " Kaçak Ayı" yazısında ise insanımızın omuzundaki yüklere değinilmiştir. "Donlu Kadavra ile Söyleşi"de, fakir bir insanın kadavra olarak kullanılması sırasında ayıplık sözkonusu edilerek slip giydirifmesi odağında yoksulluğun, canlıyken yardım yapılmayan bir inşaat işçisinin ölüyken böyle bir yola gidilmesi, toplumsal yaşantımızdaki durumu görüntülemektedir. İşçi ölüsü Hüseyin'in sözleri eleştirinin odağını oluşturmuştur. "Otomobillendirebildiklerimizdcn misiniz?" yazısında, bir oto reklamını ele alarak, hem reklamın abesliği, hem de yoksul insanlar varken otomobil isteyen ve bunu cinsellik yoluyla elde etmeye çalışan kadının durumu temel alınarak toplumsal zıtlık eleştirilmiştir. "Türk aife imajını böyle" göstermek elbette eleştirilir. "Sırtında Eşek Semeri" adlı yazıda, "ÜçüncüDünya ülkelerininaydınları, memurları, işçileri arasında sıkça rastlanan bir sendrom.. Semer sendromu" üzerinde durulmuş, bu gibi kişilerin sırtındaki ağır yükün öyküsü ortaya konulmuştur. Özgürlük konusuna değinen, ülkemizdeki özgürlük durumunu görüntüleyen, eleştiren yazılar da var bu düşsellik yazılannda. Nazlı Eray, kitabına bazı gezi yazılarını da almıştır. Yurtdışı ve ülkemizin Karadeniz bölgesi ile ilgili gezi yazılannda daha başka bir görüntü çıkmaktadır. Doğallıkların güzel bir anlatımını buluyoruz bu yazılarda da. Nazlı Eray, düşselliklerin anlattığı gerçekleri anlatmıştır bu Bülten'de. Bunlar, yazılmış olmak için yazılmış yazılar değildir; ülkemizin görüntülerini, toplumsal yaşamımızı düşselin görüntüsüyle yansıtan yazılardır. • Düs Îşleri Bülteni/ Nazlı Eray/ Yazılar/ Ûmit Yayıncılık Yayını/ Ankara, 1993/297s. S A Y F A Aykırılıkların eleşUrisl Kitap ve gazeteler Kitap ve gazetelere ilışkin eleştirel görüşleri de var elbette. "PembeGazete" adlı yazısında, özgürce yazılabilecek konulara eğilmiştir. Bu arada, "Dün Meclis'te açıklandı. Her vatandaş şunu iyi bilmelidir ki, özgürdür; fikrini söyleyebilir, yazabilir; inancını yaşayabilir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hürdür. tşçi grev hakkına sahiptir" (s. 62). Pembe Gazete, onun düşsel gazetesidir. Kitaplar konusuna birkaç yazısında değinmiştir. "Gece Karakolu"nda Marquis de Sade konukedilmiştir. Ülkemizdeki kitap yakma olayları ve sansür konusundaki görüşleri sorulduğunda Sade, şöyle demiştir: "Efendim, yaşamım boyunca tüm kitaplanm yasaklandı ve yakıldı, hepsinden mahkum oldum. Buradaki olaylan izliyorum. Yenilikler var tabii, bir de Sinema Sansür Kurulu varmış. Film de yakılmış galiba. Ama 'düzeldi' diyorlar" (s. 40). "Kitaba 900 Milyon Ceza, Akıllara Seza!" başlıklı yazısında ise bir yazarın 14 kitabından 13'ünün toplatıldığını ve yargılanan 9 kitabının her biri için 100'er milyon lira ödenmesi kararını belirtmiştir. "Shakespeare Türkiye Adliyesi'ne nasıl girdi?" başlıklı yazısında, bir hak arama nedeniyle açılan dava sonunda herkesin Shakespeare kitaplanm okumaya yönelmesi karşısında, "Okul kitaplarına zor sokabildiğimiz William Shakespeare'in adliyeye dolu dizgin girmesinde büyük katkıları olan"lara teşekkür etmektedir. Kadın hakları konusundaki "Kadının Dört Hayvanı" başlıklı yazısı çok ilginçtir. Bir Kanada fıkrasından yola çıkılarak yazılan bu yazıda, Kanadalı Nazlı Eray'ın kltabında gezl yazılanda yer alıyor. ni de okuyoruz. Bunlar, Eray'ın, yazılarıyla yapmak istediğini anlatır. Kozmik telefon bağlantılarıyla vapılan konuşmalar ya da öte dünyadan odasına gelenlerin görüşleri ve sözleri canlı gerçekleri ortaya koyar. Kitabın ilk yazısı "Fantastik LokantaTürkiye"de, içinde yaşadığımız siyasal yaşantının güncel görüntüsünü buluyoruz. Düşsel bir lokantada bugünkü siyasetçilerimizin adlarını taşıyan yemekler karşısında şaşıran insanı görüyoruz. Bu siyasal yaşamımız hepimizi şaşırtmıyor mu? Toplumumuzdaki bazı sorunlar, kitap, müzik, turizm, kadın hakları, özgürlük anlayışı bu jazılarda eleştirilmiştir. Önce müzik konusuna bakalım. " Mozart ve Kandıralı" yazısında, Mustafa Kandıralı'nın klarnetini dinlemek ve çiftetellileri ile coşmak söz konusu Topluınıııııuzd&ki soronlsp
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle