Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dante'nin "YeniHayafı dilimizde... "Yalnız aşkı vardır aşkı olanın"* Dante'nin 1292'deyazmaya başladığı ve klasik Avrupa edebiyatının temel metinleri arasında yer alan " Yeni Hayat" adlı yapıtını dilimize, Işıl Saatçıoğlu kazandırdı. SEMA AYOZ ir sanat yapıtının yaratılma sürecinde yer alan ve ortaya çıkana dek süren, sürecek I olan o yorucu ve büinmez serüven, o acılı yolcujuk, o sancılı yalnızlık, kuşkusuz sanatçının büyüklüğüyle doğru orantılı olarak artmıştır her zaman. "Sanatçı" olarak nitelenen insanın bu yaratma süreci de hep ilgi ve merak konusu olagelmiştir. Ortaya çıkan ürünle, onun ortaya çıkmasma kaynakhk eden ve yaşanan şey arasındaki ilişkinin tam olarak ne olduğu da çok sorgulanmıştır. Bu noktada, bir sanatçının, kendi yarattıklarına tekrar dönerek, bu yaratılara kaynaklık eden nedenleri, yaşantı ve dürtüleri anlatması, bunlann eserine nasıl yansıdığını göstermesi, daha sonra da yazdıklannın biçimi üzerine okura aydınlatıcı, açıklayıcı kimi bilgiler vermesi, herhalde edebiyatta çok sık rastlanan bir şey değil. Çünkü sanatçı, genellikle yapıtını tamamladığına kani olduktan sonra onun için her şey bitmiştir ve bundan sonra olacaklar aslında onu pek de ilgilendirmez. Bütün bunlar sözii, Dante'nin "Yeni Hayat" adlı eserine getirmek içindi; çünkü daha sonra "Ilahi Komedya"nın yaratılmasına da neden olacak ve onun öncülü sayılması gereken bu kitap, yapısal olarak böyle ilginç bir özeflik taşıyor. Dante, "Yeni Hayat"ta, yazdığı baladın, canzone ve sone'lerin neden yazıldıklarını, hangi yaşantı ve olayların onu yazma eylemine ittiğini, bu yazdıklarıyla neyi anlatmaya çalıştığını, bu şiirlerdeki kimi dilsel ve biçimsel özellikleri açımlıyor, gözlerönüneseriyor. Dante'nin 1292'deyazmaya başladığı ve klasik Avrupa edebiyatının temel metinleri arasında yer alan "Yeni HaCUMHURİYET KİTAP SAYI 212 Dante İle Beatrice arasındaki büyük a$k dünya edeblyattna mal olmustur. dır ki Aşk'ın adını duymak, işleyişinin de yalnız tatlı şeylerde bulunuyor olmaması olanaksız bence. "Nomina sunt consequentia rerum" diye yazılmıştır çünkü: Adlar imledikleri şeylerin sonucudur. Dördüncü düşünce şuydu: Aşkın, uğrunda seni bunca bunalttığı kadın, yüreği kolayca coşan ötekikadınlarabenzemez." (1) Bu düşüncelerin her biriyle çatışan Dante, "bunlar üzerine uyaklı sözler yazma istencini" duyar içinde ve şu soneyi yazar: Her düşüncem Aşk'ı söyler; herbirideğişikötekinden, birigücünüistetir Aşk'ın, öbürü delilik sayar erendüiğini, biri tatlılık taşır umutla dolduğumda, öbürü sık sık ağlatır beni; yalnız acıma düerkenanlaşırhepsi, titreyerekkorkuylayürekteki. Bilmem ki hangisini konu etmeli; yazmak isterim, bilemem ne demeli: Sevdalı bir şaşkınlık sarar böylece beni! Ve istersem anlaşmak hepsiyle, tekyolkalırçağırmakdüşmanımı, Hanımım Acıma'yı, savunsun diye beni. (2) Dante'nin vardığı yer kaçınılmaz olarak şu sözleri de söyletmiştir ona: "Ötesine, ancak dönülmemek üzere gidilen o bölgesine ayak bastım ben hayatın "(3) (1) Dante, "Yeni Hayat" sf.16, (2) Aynı eser, sf.16, (3) Aynı eser, sf.18, (*) Cemal Süreya Yeni Hayat/ Alighteri Dante/ Çevtren: Iştl Saatçıoğlu / Yapı Kredi Yaytnlart, Kâzım Tajkettt Klasik YapıtlarDizisi7 / htanbul, 1993 yat" adlı yapıtını dilimize, Işıl Saatçıoğlu kazandırdı. Dante'nin Beatrice ile yaşadığı tutkulu serüvenin izlerini taşıyan bu kitap, onların tarihsel karşılaşmalarını anlatan satırlarlabaşlıyor; çünkü Dante'nin "yeni hayat"ı tam da o noktada başlamıştır zaten. Ona hükmedecek, ondan güçlü bir tanrıyla karşılaşmanın sarsıntısını duyar önce ve bundan böyle başının sık sık derde gireceğini de anlar. Bu yüzden, "Yeni Hayat" yapısal özelliklen nedeniyle taşıdığı önem bir yana," Aşk"ı anlatması, sorgulaması açısından belki çok daha fazla önem taşıyor. Böylelikle, bizleri "madara eden" ve adına "aşk" denen bu şeyi her neyse onu dünya edebiyatına, sanatına mal olmuş bu büyük aşkın kahramanı olan Dante'nin kaleminden okuyarak, büyük sanatçının yaşadığı acılara bir anlamda tanıklık ediyor ve bunları güzelim şiirlere dönüştürme serüvenine katılmış oluyoruz. Bu serüvende Dante, kimi zaman Aşk'ın ona söylemesini buyurduğu sözleri söylerken, kimi zaman da bir yığın çelişik düşünce, dayanılmaz şekılde onunla savaşmaya ve onu çelmeye başlamıştır. Bu konudaki düşünceleriyle ilgili olarak şunları yazar Dante: "...Bunlar arasında hayatın dinginliğini en çok tehdit eder görünen dört düşünce vardı. Bunlardan birincisi şuydu: Aşk'ın efendiliği iyidir, çünkü o, ona inanan kişinin ruhunu bayağı şeylerden uzak tutar. Diğeri şuydu: Aşk'ın efendiliği iyi değildir, çünkü ona inanan kişi ne denli inan beslerse ona, o denli ağır ve acı anlar yaşamak zorundakalır. Diğeri şuydu: öyletatlı K İ T A P T A N III Günlergünleri kovalamış, bu soylular soylusu kadının yukarıda sözünü ettiğim görünmesi üzerinden tam dokuz yd geçmişti; bu günlerin sonuncusunda, bu ışıl ışıl kadın bembeyaz giysüer içinde, ondan yaşça büyük, iki soylu kadının arasında göründü; bir sokaktan geçiyorlardı ki benim korku içinde, allak bullak durduğum tarafa doğru çevirdi gözlerini ve bugün, bengi hayatta ödüllendirilen o tanımlana B İ R B Ö L Ü M maz inceliğiyle selamladı beni; öyle erdem yüklüydü ki o selam, o an mutluluğun doruğuna ulaştığımı sandım. Bu çok tatlı selamın bana ulaşnğı saat o günün dokuzuncu saatiydi kesinlikle, ve de sözlerinin kulaklanma varmak üzere ilk kez harekete geçişinden olacak, öyle bir tatlılık yayıldı ki içime, esrik, ayrıldım insanlardan ve odamın ıssızlığına çekilerek bu çok incelikli kadını düşünmeye koyuldum. S A Y F A 9