Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
üü Dile karışmak, düşünceye karışmaktır... Ivagıp Gelencik, dil ve politika ilişkilerini incelediği kitabını geçtiğimiz günlerde yayımladı. Gelencik, kitabıyla ilgili sorularımızı yanıtladı. VECİHİ TİMUROĞLU cvgili Öner, Dil ve Politika saıin ilk telifyapıtın. Önemli hırçok yapıtın çevirisini ka:andırdın Türk düsün tarihine. Örneğin Dartvin'in genel okuru ilgilendiren bütün yapıtlarını dilimize armağan ettin. Einstein'in Fiziğin Evrimi Türk okurunun elinde. Marx, Engels ve Lenin'den de çevirdiğin seyler var. Bu çaltsmalartnla mutlu olduğun kuskusuz. İlk telif yapıt, nasıl bir duygu? Seni çok heyecanlandtrdtğtnı sanmtyorum, ama böyle bir magazin sorusu sormaktan da kendimialamıyorum. • Bu sorun bana llhan Erdost'u anımsattı. Bir gün llhan'ın çalışma odasına girdim. Masasında basımevinden yeni gelmiş kitaplar duruyordu. Odada yoğun bir mürekkep kokusu vardı. Öyle iken llhan kitaplardan birini alıp burnuna götürdü, uzun uzun kokladı. Sonra bana: "Şu koku var ya ağabey, bütün yorgunlukJarımı alı götürüyor" dedi. O kitaplarda han'ın da severek, özenerek verdiği emeği vardı. Severek, özenerek verdiği emeğin maddeselleşmiş biçimi karşısında her insan sevinç duyar. Emek ürünü kitap, resim, heykel veya yararlı herhangi birşeyolabilir. Böyle durumlarda duyulan sevinç bütün emekçilerde ortaktır, sanıyorum. Çevirilerimi kitaplaşmış gördükçe bu sevinci ben deduydum. Dil ve Politika'ya gelince, böyle bir sevinçten çok bir çeşit rahatlama duydum, diyebilirim. Andığım sevinci duymayışımı iki şeye yoruyorum. Birincisi, kitabımdaki yazıların daha önce çeşitlidergilerdeyayımlanmışolması. Ikincisi de onların böyle bir kıtapta bir araya gelebilmeleri serüveni... Nasılbir serüven bu? Yaklaşık on yıllık uzun bir serüven. Beş yayınevi kitabımı basmayı kabul etmedi. Dördünün gerekçesi ortaktı: Böyle bir kitabın satılmayacağı... Bir yayınevinde ise kitabım iki yıl bekledi. İki yılın sonunda yayınevi sahibine kararını sordum. Açık yürekle gerçeği söyledi bana: Iki yılda yalnız bir yazımı KİTAP SAYI 212 "Dil ve Politika"* adlt kitabı dolayısıyla Ragıp Gelencik'le konuşma S okumuştu. dil esittir düşünce, diyebiliriz. Bu uzun serüven kitabıntn dil ve politika Politika, bu anlamda, dile nasıl içeriğini etkiledi mi? bir müdahalede bulunabilir? Etkilemez olur mu? Ör Politika düe iki türlü karıneğin, kitabım beş yıl önce şabiliyor: Dolaylı ve dolaysız. yayımlansaydı, son üç yazımı Doğrudan doğruya (dolaysız doğal olarak içermeyecekti. olarak) düşünceye karışarak, Onların yerinde kitabıma aldolaylı yoldan dile karışıyor. madığım incelemeler olacakÖrneğin, bizde, uzun yıllar, Marksçı dünya görüşünü yatı. saklayan bir politika güdül Politika, toplumsal stnıflamüştür. Bu yüzden Marksçı yazın dilinn, bu sınıflardaki katmanların, kendi mize gereğince aktarılamamıştır. Buörgütlerinin öncülüğünde, kendi çtkarnun sonucu dilimizin Marksçı terimlartnı korumak, kendilerinin toplumsal lerden yoksun kalmasıdır. Türkçe istemlerini yasama geçirmek için izleMarksçı terimleri, 1960'lardabaşlayan dikleri yol, yaptıklan eylemler olarak yoğun çeviri çalışmalarına borçluyuz. tammlamyor. Lenin, politikayt "ekonoBöyle diyorum; çünkü daha önce minin yoğunlasmıs, genellesmis ve yetMarksçı yazın hem çok eksik çevrilkinlesmis bir anlatımı" olarak tammlar. miştir, hem de o çevirilerdeki diî eskiSen dille politika arasında nasıl bir diği için terimlerin birçoğu oldukları iliski gördün. Özellikle devletin dile etgibi kullanılamamıştır. Düşünceyi kin biçimde kanşmasımn saktncalarını, köstekJeyen her politika, dili de kösbu tutumdakiyanlıslıkları belirtmek istekler. Politika dile doğrudan da karıtediğin anlasıltyor... şabiliyor. Bunun en yakın örneği 12 Sorduğun anlamda bir politikadil Eylüldönemindegörüldü. TRTyayınilişkisi olduğunu söylemek güç. Belirli larında kimi sözcüklerin kullanılması politikaların dille ilişkilerinden söz yasaklandı. Sonra, sen ortaöğretimde edilebilir.Devletin dile etkin biçimde uzun yıllar öğretmenlik ve yöneticilik kanşmasımn bizdeki olumlu ve olumyaptın, çok iyi suz sonuçlarını göranımsarsın, ortaöğmeye çalıştım. Buretimde kullamlan radaki devlet soyut terimler buyrukla bir devlet değil. birçok kez değiştiCumhuriyet Türkirilmiştir. Eğitim ve yesi'nin belirli dööğretim dilinde bunemlerindeki devgün bile sansür varlet. Aynca, olumsuz dır. Söylemeye gesonuçların nelerrek yok ki, dile dofiden ileri geldiğini rudan karışmak, de anlamaya çalıştıdolaylı yoldan düğımı söylemeliyim. şünceye karışmak"Devletin dile katır. nşması yanlıştır" vb. gibi genel öner Türkçe'nin birmelerim yoktur. çok sorunu üzerinde duruyorsun. Örne "Dil, insanlann ğin,dilimizin "olumanlasma aracıdır" suz sözcük sorunu" diye tanımlamr kahâlâ önemini korubaca. Oysa "dilbilgiyor. Türkçe'nin belsigramer", eski Yuli baslı sorunlannı nan'da, so/istlerin tartışalım. yarattıklan bir bilimdir. Bu bilim ve • Soruna kısa ve çağtmızda gelisen genel bir yanıt vere"dilbilim", dilin ceğim: Gerçekte böyle kaba bir taTürkçenin sorunlantmla anlasılamayarı, Türkiye'nin socağ:nt gösteriyor. runlarından kayFelse/e tarihi, Lenaklanıyor. Düşünnin'in de saptadığ: ce özgürlüğü gügibi, dilin düsüncedük, bilimselvedünin uzanttsı olduğuşünsel çalışmalarda nu tamtltyor. Yani, yaya kalmış bir Tür kiye'de Türkçenin gereği gibi gelişmesi beklenemez. 12 Eylül döneminde ülkemiz emperyalizme sonuna dek açılmıştır. Dilimizi yozlaştırdığı veya kirlettiği söylenen medya da bunun ürünüdür. Yükseldiği söylenen sözde değerler var. Ulusal değerlerden söz edilmiyor. Sonuç, dilimizin ulusal kimliğini giderek yitirmesidir. Bu durumda Türkçenin sorunlannı "şu sorun", "bu sorun" diye saymak, teknik ve ikincil bir iştir. Bugün önce Türkçenin kendisini kurtarmak gerekiyor. Bunun için de )olitik savaşım vermek, üstelik başarııolmak gerekiyor. • Dr. Phil, Orient H.F. Kvergitch'in bir mektupla Atatürk'e gönderdiği basılmamıs yapttından söz etmek istiyorum: Psychology de queelques elements de langues turaues (Türk DillerindekiBirtakım Öğelerin Psikolojisi). Bu çahsmanın GünesDil Teorisi'ne kaynaklık ettiği söylenir. Biliyorsun, bu yapıtt birlikte aradık, ama bulamadık. Örtada yok. Ama bana göre önemini hâlâ koruyor. Çünkü, kuramterk edildi, amabelgeortadayok. Hertarihsel belgenin önemli olduğu düşüncesindeyim. Bu konuda neler söyleyeccksin? • Evet, Kuergitch'in yapıtı, ne yazık ki ortada yok. Bu belgeyi özellikle aradık. Bulsaydıkneolacaktı?GüneşDil Teorisi Kvergitch'in malıdır, diyenlerin doğru söyleyip söylemedikleri kesinlikle ortaya çıkacaktı. Ama teorinin değerini değiştirmeyecekti bu. Biliyorsun, GüneşDil Teorisi'nin bilimsel değeri üzerinde değil, belirli bir politikayla ilişkileri üzerinde durdum ben. Yeri gelmişken söyleyeyim: GüneşDilTeorisi'ninhiçbir bilimsel değeri yoktur. Her bilimsel teori birtakım olgulara dayanır. Oysa GüneşDil Teorisi hiçbir olguya dayanmaz. Bu sözde teorinin önemli yanı, dile karışan politikanın neler yapabileceğini gösteren çok güzel, belki de eşsiz bir örnek olmasıdır. Yapttıntn değerini biliyorum. Bu yapıtın dille ilgilenenlerce nasıl karstlandığtnı söyleyebilir misin ? • Basım tarihi Kasım 1993 ise de, kitabım 1993 Aralığı ortalarında çıktı. Nasıl karşılanacağını görmek için beklemek gerekiyor. Ama Türkçeseverler kitabımdaki güncel öz üzerinde duracaklardır. Buna inanıyorum. • f Dil ve Politika/ Ragıp Gelencik/Fe Yayınları, Ankara, Kasım 1993, 192 say/a. S AY F A 7 CUMHURİYET