01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dır. Ister kurban, ister asi olsunlar, kendilerini toplumdan koruyacak bir sığınağa ihtiyaçları vardır. Ince Memed'ler güvende olmak için dağlara sığınırlar; Zebercet, oteline, Turgut ise durmadan giden trenlere." (A.g.y., ss. 243244) Türk Romantna Eleştirel Bir Baktş'ın ikinci cildinin yayımlandığı 1990'dan sonra ise yazar yapıtına üçüncü bir cilt eklemek gereğini duymuş, 1993'te aramızdan ayrılana kadar bu şon kitabının üzerinde çalışmıştır, Özlediği sergilemeyi bütün örnekleriyle yapmaya olanak bulamayacağını sezince de, çalışmalarını derleyip toparlayarak yayımlanabilir duruma getirmiş olduğu anlaşılıyor: "1980 sonrası Türk romanında tanık olduğumuz köktenci değişikliği, yani gerçekçiliğin terkedilip postmodernist çizgide yeni bir anlatı türünün doğuşunu incelerken adını andığım yazarlardan (Latife Tekin, Orhan Pamuk, Nazlı Eray, Pınar Kür, Bilge Karasu M.F.) örnekler seçtim. Gerçek çilikten kaçış daha yaygındır aslında, Bu yenilikçi akıma Hilmi Yavuz, Yüksel Pazarkaya, Buket Uzuner gibi yazarlardan da örnekler vermeyiplanlamıştım, ama sağlık nedenleriyle bundan vazgeçmek zorunda kaldım. "Bu kitabın hazırlanmasında çeşitli yardımlan dokunan eski öğrencüerim Doç. Dr. Nazan Aksoy'a ve özellikle kitabı daktiloya çekme zahmetini üzerine alan Oya Berk'e burada teşekkürlerimi bildirmek isterim." (TREBB, Cilt 3, s. 10) Görüldüğü gibi, Berna Moran kitabını öğrencilerinin yardımlarıyla, yayımlanacak duruma getirebilmiş, ama özlediği bütün çalışmaları yapamamış. Nitekim üçüncü cildin sonunda ilk iki ciltteki gibi bir "Sonuç" bölümüdeyok. (Bu arada, yazıları daktiloya çekmiş olan Oya Berk'ten bir dileğim var: Kitabın 50. sayfasında üstten 14. satırda "12 Mart'ta" denmiş, yazarın söyle' dikleri ise" 12 Eylül'e daha uygun. Yayınevindeki müsveddeden dizgi yanhşı olmadığı anlaşılıyor. Daktilo yanlışı olabilirmi?) Türk Romantna Eleştirel Bir Baktj'm üçüncü cildi daha büyük puntoyla, daha geniş arayla dizildiği halde 138 sayfa, oysa önceki ciltlerden birincisi 256, ikincisi 248 sayfa idiler. Bu cildin alt başlığı: "Sevgi Soysal'dan Bilge Karasu'ya". Kitap aslında daha sonra ortaya çıkan yazarlara, Latife Tekin'e, Orhan Pamuk'a kadar uzanıyor, ama incelenen kitaplar arasında en son yayımlanmış olan Bilge Karasu'nun Ktlavuz'u, onun için alt başlıkta böyle denmiş. Yazar üçüncü cildi okurlara sunarken yapıtın bütününü de şöyle tanımlıyor: CUMHURİYET KİTAP SAYI 212 Postmodemlst Ç&8İ Anadolu romanı destan, halk hikâyesi, masal ve efsane türlerinden yararianmak eğilimindedir. Yazınsal biçimi yaşamdan değil, yazınsal gelenekten alır. 12 Mart romanı ise gerçek yaşamı olduğu gibi yansıtmak amacını güttüğünden, masal, halk hikâyesi, destan gibi geleneksel türlerden yararlanmaz. Yazarlar okurlarını çıplak gerçeklerle yüzyüze getirmek, yaşananları sergilemek isterler. Estetik kaygıların ikinci 12Martve12EyliHdartelerl plana atılması 12 Mart romanlarını "12 Mart ve 12 Eylül darbeleri toptoplumbilimsel romanlar sınıfına solumsal sarsıntılar yaratan ve doğal olakar. rak edebiyatı etkileyen olaylar olmuşBölüm II 12 Mart romanlarına örtur. 12 Mart romannek olarak Sevgi ları o dönemde yaşaSoysal'ın Şa/ak adlı nanları, hapis ve işyapıtı inceleniyor. kence konularını Bölüm III "Bir gerçekçi yöntemle yönüyle 12 Mart roişleyen siyasal, devmanları arasında yer rimci toplumsal yaalırken, gerçekçi ropıtlardır. mandan modernist "12 Eylül darbesiromana kayışıyla da, nin romanımıza etdaha sonra gerçekçi kisi ise tam ters yönyöntemden büsbüde olmuştur dıyebitün uzaklaşan lirim. Yalnız Türki1980'li yıllann roye'de değil tümdünmanına" bağlanan yada solun içine düşbir örnek olarak tüğü çıkmaz yazarlaAdalet Ağaoğrımızı çok karmaşıklu'nun Bir Düğün laşan toplumsal ve Gecesiadlı yapıtı inekonomik sorunlar celeniyor. karşısında alternaBölüm IV 12 Eytifsiz bırakmış ve solül ve Yenilikçi Rorunları işlemeye el Berna Moran BBCdecalıstıflıyıllarda man. verişli klasik gerçekBu bölümde 12 çi yöntemden uzaklaştırmıştır. Tabii Eylül darbesinin solu çökertmek, tophepsini deği ama önemlilerinden çolumu politikadan uzaklaştırmak, bireğunu."(TREB6,Cilt3,ss.91C) yin çıkarlannı öne alan bir dünya görüTürk Romantna Eleştirel Bir Başünü yerleştirmek yolundaki çabalarıktf'ın üçüncü cildini Berna Moran şöyna, Sovyetler Birliği'ndeki çözülüşün le bölümlemiş: de eklenmesiyle, romancılarımızın teBölüm 1 12MartRomanı'nın Amamelde Marxçı olduğu söylenebilecek cıveYapısı. bir dünya görüşünden nasıl geri çekilmek zorunda kalıp kendilerini boşlukBu bölümde yazar 12 Mart romanıta buldukları, dış dünyayı, toplumu nın Anadolu romanı ile temelde aynı yansıtmaktan, gerçekçi yöntemi kulsorunsalı paylaştığını, arada bir süreklanmaktan uzakJaşarak yeni arayışlara lilik olduğunu, haksız düzene isyan, sömürüye başkaldırı temalannın kent girdikleri, Türk romanında köktenci bir değişiklik yarattıklan anlatılıyor. lere kaydırıldığını, sömürülen köylü1980 lerde kimi romancılarımızın nün yerini Türkiye halkının, sömüren postmodern çizgide yapıtlar verdikleköy ağasının yerini de anamalcı kentrine değinen Berna Moran şöyle diyor: soylu sınıfının aldığını söylüyor. Kurtancı ise Anadolu romanında başkalYoni tupblppontan dıran köylü iken, 12 Mart romanında "Ancak yazarlarımızın.'Batı'dakiler devrimci gençliktir. gibi bir gerçeklik krizi yaşadıklarını Bu romanların bir özelliği de devsöyleyemeyiz. Yeni türbir romana ihtirimcilerin yakalandıktan sonraki yayaç duyulduğu sırada postmodernist şamlarının ele alınmasıdır, etkin olroman onlara bir çıkış yolu gösterdi ve dukları günler değil de edilgin oldukyapılan çeviriler de bu konuda yardım ları günler anlatılmaktadır. Öne çıkacı oldu. Bu kitapta seçtiğimiz yazarlarılmak istenen, egemen güçlerin yasarın yapıtlarını inceledikçe göreceğiz ki ları hiçe sayan davranışları, zorbalı akimi üstkurmacaya, kimi fantastiğe, rıdır. kimi büyülü gerçekçiliğe yönelmiştir, " Bu kitabın birinci cildinde Türk romanının 1950'lere kadar süren ilk döneminde BatıDoğu sorunsalının egemen olduğu tezini savunmuş ve ikinci ciltte, 1950'lerde başlayan Anadolu romanının, Cumhuriyet yıllannda gelişen sınıflaşma, sömürü ve bunun sonucunda ortaya çıkan haksız düzen nedeniyle sınıfsal bir sorunsala yöneldiğini söylemiştim. Bu üçüncü ve son ciltte ilk önce 12 Mart döneminde yazılmış romanları, daha sonra 1980'li yıllann farklı bir akım oluşturan yenilikçi (avanl garde) yapıtlarını incelemeyeçalışacağım. İkisi de ezen/ezilen karşıtlığı üzerine kurulmuş olsa da, "Anadolu romanı ideale ve kurmacaya yöneliktir, 12 Mart romanı gerçek dünyaya ve yaşama. ama bu türlerin bazen aynı yapıtta rol oynadığını söylemeye gerek yok." (A.g.y.,8.57) Bölüm V Türk Romanında Fantastiğin Serüveni. Bu bölümde Muhayyelâtt Aziz E/endfden başlayıp Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Gulyabani, Peyami Safa'nın Matmazel Noraliya'ntn Koltuğu gibi yapıtlan gözden geçirilerek "günümüzde fantastiğin en su katılmamış örneği" (s. 69) olarak Nazlı Eray'ın Arzu Sapağında Inecek Var'ı ele alınıyor. Bölüm VI Geleneksel halk öykümüzün özellikleriyle modern romanın özellikleri, "roman, öncesi ve roman sonrası anlatı tekniklerini kaynaştınp"uzlaştıran yenilikçi bir anlatı örneği olarak Latife Tekin'in Sevgili Arsız ölüm adlı yapıtı inceleniyor. Bölüm VII Geçmiş kültürümüzle bağlar kuran, eski bir gelenekten yola çıkıp buna çağdaş romanın anlatım tekniklerini ekleyen üstkurmaca bir roman örneği olarak Orhan Pamuk'un Kara Kitap adlı yapıtı inceleniyor. Bölüm VIII Gerçekçilikten uzaklaşma yolunda bir dedektif romanı parodisi.postmodernedönük bir üstkurmaca yeni roman aranışı örneği olarak Pınar Kür'ün Bir Cinayet Romanı adlı yapıtı inceleniyor. Birblrtnitamamlayan hcalemelep Üçüncü ciltte, daha önce de söylediğimiz gibi, "Sonuç" bölümü yok, yazılamamış. Berna Moran'ın Türk Romamna Eleştirel Bir Bakış'ı ayrı daokunabilecek incelemelerin toplamıdır. Nitekim kitaptaki bölümler dercilerde bağımsız yazılar olarak yayımlanmıştı. Ama bütün bu incelemeler bir ön plana göre yapılmış olduklarından, bir araya geldiklerinde birbirlerini tamamlayarak bütünleşiyorlar. Yapıtın üç cildi arasındaki kitap tasarımı aynmlanna gelince, bunlar kapak tasanmındaki harften başlayıp içerde kullanılan harfin biçimine, puntoya, satır aralarına, birinci, üçüncü sayfa istifîerine, sayfa başlıklarına, notlann kuruluşuna kadar her yerde göze batıyor. Üçüncü ciltte kullanılan harfler çok daha güzel, satır aralarının genişletilmis olması da okumayı kolaylaştırıyor. Bölüm başlıklannın sayfa üstüne çekilmesi de çok iyi olmuş. Buna karşılık ilk iki ciltte sayfa başlıkları vardı, nedense üçüncü ciltte bu uygulamadan vazgeçilmiş. Bir de notlar sayfa altlarına, üstelik de çizgiyle ayrılarak konmuş ki, bunlar ilk iki ciltteki gibi bölüm sonlannakonmalıydı. Türk Romantna Elejtirel Bir Bakış yeni baskılannda üçüncü ciltteki harflerle dizilerek tek bir ciltte toplansa diye düşünüyorum. • SAYFA 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle