30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yalelli", Yeni Sis, Şapkalı Elif, Yunus, Yalelli acuannı taşıyan dörtbölümden oluşuyor. Bir de ek bölüm var kitapta. Salâh Birsel burada şiirlerini nasıl yazdığını açıklıyor. M. GUNER DEMİRAY ostancı'da her salı ve perşembe günleri, kendilerini yazına adamışlann oluşturduğu topluluk bir sanat şenliği yapar. Topluluğa katılan her yazıneri sanatı solur, sanatı yaşar. Bu birliktelikte sanaçılar yeni yazdıkları şiir ve yazılarını okurlar. Herkes kendi beğenisine uygun görüşünü bildirir. Ayrıca yeni yayımlanmış kitaplar üzerinde tartışmalar yapılır, düşünceler açıkJanır. Burada bir de sık sık şiir dünyasına girüir. I ler kişi büyülenir bu dünyada, şiirin yalımlan sararyürekleri. Bir küçükzaman diliminde zaman duyumsanmaz olunuradeta. ÜstadımızSalâh Birsel butoplantıların ağırlık merkezidir. Diyeceğim odur ki sayın Salâh Birsel'in Yalelli'deki birbirinden güzel çoğu şiirlerini bizzat kendinden dinleme mutluluğuna erdim bu buluşmalanmizda. Bu şiir kitabı Ekim 1994'te Adam Yayınlan'nda çıktı. Bana da imzalamak lütfunda bulunduğu kitabını sözcük ve dizelerindeki ince nüansları yorumlayarak okumaya durdum soluk soluk. Yalelli kitabı, Yeni Sis, Şapkalı Elif, Yunus, Yalelli gibi başlıklar taşıyan bölümlerdeki şiirlerin toplamından oluşmuştur. Bir de ek bölüm konmuştur. Şair burada şiirlerini nasıl yazdığını açıklıyor. Yine bu bölümde şairin Haydar Haydar (19611972) kitabında üç kıta vc bir ikilikten meydana gelmiş Balafong adlı şiirinin devamını da buluyoruz. Salâh Birsel, son şiirlerini "Yalelli"de topladı. Dıli sızma bal bir ozan B "Şairaneliğin' bozîcırındakibunluktan kurtularak gerçek bir şiir şöleni yaşadığımı söylemeliyim ilkin. Çünkü Salâh Birsel şiirinin özyapısında ironinin pembe gülüşünü, imgelerinde düşüncenin pırıltılarını tattım çokluk. Şiirin hamuruna özdeş, ilginç sözcük ve deyimlerle beni uyaran, düşlere götüren dizeler de dikkatimi çekti çok zaman. Bu ilginç sözcük ve deyimler bize bir yandan bir alaysama mekânı hazırlayarak ince anlamı sezmemize yardımcı oluyor, öte yandan bunlarla şiirin kişi liğine varıyoruz, di! dağarcığımızı alabildiğine varsıllaştırıyoruz. Iştebazıları: (keş deniz, babayani bir hotoz, vıkvıklamak, gülüzüm, gülüküzüm, lugaz, aleyk, leplep kulak, ince taktuk, ibikgügükler, domur domur ağlamak, CUMHURİYET KİTAP SAYI 254 Bir şiir şötoni gıllıgıs, horhopurdak, alifaka, sedrebeki konuşmak, hello cello takımı, mayna sinyor laf değil, alargaya çekmek, mayıştk seviler... vb) Evet, sanat çımızın, şiirlerinde bu sözcük ve deyimleri nasıl yerinde ve amacına uygun bir biçimde kullandığını okuyunca, onun ne değin hünerli bir dil kuyumcusu olduğunu anlayıveriyoruz hemen. Sözcüklerin imgesel kullanımı şiirleri yoruma açık tutuyor. Örneğin: "Yeni Sis" çağımızın çevresel sorununu, "Gizli Sevgili" alaysama tutkusunu, "Babaçkolar" kendıni beğenmiş varsılları, "Bir Radarcı" duyargalarını çağına ayarlamış yazar ve ozanı, "Çakır Ayaz" son yaşlılık günlerini, "Kuzu" gençliği ve halkı dile getiren önemli imgelerdir. Salâh Birsel, şiirlerinde yapı taşlarını yerü yerine koymuş. Hem, kimi, nice, kimisi, her, biz gibi ilgeç, adıl, önadlar ktıllanarak dizeler arasında ustaca bağlantılar sağlıyor. Ayrıca bunun sonucu, şiirler, bir akış, bir devingenlik de kazanıyor. Şiirin akışı içinde alaysamanın altındaki ince iletiyi sezip anlıyoruz birden. Alaysama onun "gizli Haftıffltogaflran imgsler sevgilısi"dir. "Yıllarca koynumda barındırdım/ Ey alaysama, ey gizli sevgili" Şiirleri, yapısal ve biçimsel olarak özgür koşuk niteliğindedir; dörtlükler ve üçlüklerden oluşmuşlardır çokluk. Kimi şiirlerde yer yer anlam iki veya üç dizede tamamlanırken, bağımsız yapıda dizeler de çokçadır. Genelde şiirlerinin ana izlegi yaşama sevincidir. Sayın Birsel, Şiirin Kıvamı yazısında şöyle der: "Benim şiir yazmam uzun beklemelerinsonucudur. Odamda, sokakta, yatakta, kahvede boyuna beklerim. Bir şeylerin gelecegini, bir şeylerin boğazıma sarılarak dışlanmak isteyeceğini bilerek beklerim. Bu, kimi zaman, şipşak boy gösterir. Kimi zaman da beni haftalarca, aylarca tetiktetutar. Ama kısa zamanda peçesini açan şiire de hemen yaklaşmam. Onu bir kâğıdın üzerine saptadıktan sonra yine beklerim. Böylece.oyerden bitmecoşkuların beni yanıltmasından bunlar yüzde yüz insanı yanıltır kendimi korumuşolurum. (...) Şiir bu mayalanma süresinde de varlığını korursa, o artık benim beklediğim şey demektir. Onu sağından, solundan çekeleyerek okurların karşısına çıkacak kılığa sokarım. Şair ve Yazarlarımız Nasıl Yazıyorlar adlı kitaptan (1975) Yalelli, s: 57". Böylece o, "Pencere" şiirinde de dediğigibi "dokuz kapının zilini çekmeden eline şiir almaz" Çünkü şiir bir yerde "ince nikâhtır". Gerçek şiirin doğmasının ne değin uzun bir süreç, tedirginlik, yoğun bir emek gerektirdiğini anlamış oluyoruz. Bellidir ki sanat ürünü sabrın meyvesidir. Bu nedenle çalakalem şiir yazanların, peş peşe şiir kitapları çıkaranların külahlarını önlerine koyup şiir yazıp yazmadıklarını düşünmeleri, bir özeleştiri yapmalan çok önemlidirsanıyorum. . Yalelli'yi okuyup bitirince şiirin, genelde sanatın insan ve yaşam için olduğu düşüncesi iliklcrime işledi. Ne denir? "Ozan dili sızma baldır/ Tin tin dolaşır uzayı/ Yıldızlara ok atar". Salâh Birsel'in evrenine girmek isteyen Yalelli'yi okumalıdır." Yalelli/Salâh Birsel/Adam Yayınları/Ekim 1994, tstanbul. SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle