30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yabancılaşmanın ölfimsüz şairi: Franz Kafka Kapak konusunun devamı. m Bu soruya doğru yanıt vermc olanağını 3 Haziran 1924 yılında Kierling Sanatoryumu'nda yitirdik. Ama, benzer olaylar karşısında gösterdiği tutumlardan yola çıkarak, akıl yürütürsek, Kafka'nın bu ilgi karşısında ikircime düşeceğini söyleyebiliriz. Önceliklc şaşkınlık duyacağı kesindir. Çünkü o, Alman dilinde yazan bir Yahudi olarak, bu kadar geniş yığınlara ulaşacağını hiç düşünmemişti. Bu kadar çok okunduğunu, tartışıldığını öğrendiğinde kuşkusuz mutlu olurdu. Öte yandan bu kadar çok okunuyor olmanın kendisine yüklediği etik sorumluluk, bu sorumluluğu yerine getirip getiremediği kuşkusu sanırım, onu rahatsız ederdi. Çünkü Kafka, yaşadığı dünyadaki olumsuzlukların sorumluluğunu kendi omuzlarındahissediyordu. "Insanların çoğu bireysel sorumluluğunun farkında olmaksızın yaşarlar; bütün mutsuzluklarımızın asıl çekirdeği işte burada gibime geliyor... Günah, kendi öz görevi karşısında insanın gerilemesidir. Anlayışsızlık, sabırsızlık, ihmal: İşte günah bu. Yazarın görevi, bir kenara bırakılmış ve ölümlü olan şeyi sonsuz yasama götürmck; rastlantıyı, yaşaya uygun bir şeye dönüştürmektir."(1) Kafka'nın, yazan kendisiniböyle büyük bir misyonla görev lendirmesini dışardan bir kahramanlıkla, mazlum insanları kur tarmayı amaçlayan şövalyelik duygusuyla kanştırmamak gerekir. Kafka, bu yetersiz, bu çürümüş dünyanın bir kurbanı, cinayetlerin tanığı ve yargıcıdır. Kendisini ifadeedebilmenin.benliğinikoruyabümenin belki de tek yolunun insanlan aydınlatan bir yazar olmaktan geçtiğine inanmaktadır. Yani görevini, yalnızca başkaları için değil, aynı zamanda kendisi için de yerine getirmektedir. Bu durumu daha iyi anlamamız için Kafka'nın yaşadığı çağa, yaşamöyküsüne bakmamız gerekir. . ğın içinde de Yahudi topluluğunun bir üyesidir. Çocukluğu boyunca Yahudilerin aşağılanması olaylarıyla yüz yüze yaşamıştır. Alman azınlığa mensup olması nedeniyle Çeklerden ayrılır, öte yandan kendini bir Alman gibi de hissedemez. Kafka'nın yabancıhğı yaşadığı topluluğun içinde başlamıştır. Kafka Yahudi topluluğunun da dışındadır. "Sinagogumuzda" adlı öyküsünde onların bağnazhkkrını eleş murlarına 'ödenmiş düşman' derdin, öyleydiler de zaten, fakat bana öylegelirdi ki, onlar senin düşmanın olmadan önce sen onların 'ödeyen düşmanı' idin... Iştebu mağazayı dayanılmaz yaptıgözümde..."(2) Kafka, babasında bireyi yok sayan, kabavezorbatoplumugörüyordu. Ailede, okulda, toplumun hiçbir alanında kendi benliğini özgürce varedemiyordu. Günce'sinde sunları yazıyor: "Benim benliğim lcabul edilmiyor Kafka, AvusturyaMacaristan )mparatorluğu egemenliğindeki Çekoslovakya'da yaşamıştır. AvusturyaMacaristan lmpaıatorluğu köhnemiştir, yıkılmak üzeredir. Bu durum toplumun bütün alanlarına yansımaktadır. Kafka, Çekoslovakya'daki AJman azınlığına mensuptur. Alman azınlıSAYFA 4 Bir yabancıdan datıa yabancı tirir. Ama Yahudilik yalnızca bir din değil, aynı zamanda toplumsal ilişkileri belirleyen bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimi Kafka'nın babasıyla aralarındaki anlaşmazlıgın nedenlerini oluşturmuştur. Kafka, bir yandan babasına hayranlık duyar.yoktan iş kurmuş, varlıklı olmayı becermiştir. Öte yandan babasından nefret eder. Fiziksel görünüşü ve ruh haliyle kaba bir insandır. Sınıfsal farklılıkları ilk babasının mağazasında görmüş, sömürüyle ilk orada karşılaşmıştır. "Mağaza beni ruh hastası etti... Özellikle mağazada çalışanlara karşı tutumun demek istiyorum... Sen me du. Benlikle ilgili bir durum ortaya çıktı mı bu, ya zorbalıktan tiksinmemle ya da benliğimi yok saymamla sonuçlanıyordu. Öte yandan benligimin bir yanını bastırmaya kalkınca da bu, kendimden ve ahnyazımdan tiksinmem, kendimi kötü ve lanetli bulmam sonucunu veriyordu." Yakın dostu Max Brod'a, bütün yapıtlarına "Babanın Dünyasından Kaçış" adınıvermekistediğinisöylemişti. Ama kaçamadı. Liseyi bitirdikten son ra felsefe okumak istiyordu, olmadı. Hukuk fakültesine girdi. Üniversiteyi bitirince bir yıl stajyer avukatlıktan sonra o hiç beğenmediği ama bir türlü de vazgeçemediği iş yaşamına atıldı. îşçiKazaSigortası'ndaçahştığıgünler Kafka için zorluklarla doludur. Yabancılaşma mekanizmasının bir unsurudur artık. Kendi istekleri, düşünceleri ve benliği şirketin çıkarlarına bağlı kılınmıştır. Attığı her adım, içindeki adalet duygusunu incitmektediı. Öte yandan yalnızlığından kurtulmak, topluma karışmak için Kafka hep bir işinin olmasını istemiştir. Ama bunun için ödediği bedel çok ağırdır. O günlerde Kafka adeta bir bilinç yarılması yaşar. Sanki iki yaşamı vardır: îlki içinden gelen eğilime uygun olarak sürdürdüğü yazma uğraşı, ikincisi ise kendini zorunlu hissettiği için çalıştığı lşçi Kaza Sigortası'ndaki yaşamı. Kafka ijçilerin yaşadığı kötü koşullara karşı içinde büyük bir öfke duymaktadır. Bu öfke onu Çek anarşistleriyle ilişki kurmaya yöneltir. Fakat Kafka bir eylem adamı değildir. Hastalığı ilerleyinceye kadar işini sürdürmeyi tercih edecek, bu sancılı günlük yaşamı sürdürecektir. Peki kadınlar, Kafka'nın kadınlarla ilişkisi nasıl olmuştur? Kafka'ya sıcaklık ve şefkat gösteren ilk kadın annesidir. Genç bir adam oldugunda toplumda kök salmak duygusuyla aşka sarılmıştır. Ama yaşadıkları son derece ikircimli ve gelgitlerle doludur. Ikisi Felice ile olmak iizere toplam üç kere nişanlanmış ve ayrılmıştır. Daha sonra Milena JesenkaPollack ilişkisi olmuş ancak gerçek mutluluğu yaşamının son yılında Dora Dymant'la yakalamıştır. "Taşrada Düğün Hazırlığı" adlı yapıtında cvlilik konusunda şunlarısöyler: "Kadın,yadadaha kesinlikle söyleyecek olursak evlilik, kendini onun aracılığıyla açıklamak zorunda olduğun yaşamın temsilcisidir." Ama daha sonra Günce'sine şu notları düşer: "Bana daha çok yalnızlık gerek; yapabildiğimseyler.yalnızlığınbirsonucundan başka bir şey değil. Bir başka varlığa bağlanmak, onda kaybolmak korkusu. O zaman artık hiç yalnız olamazdım." Kadınlarla ilişkilerini Kierkegaard'ın durumuna benzetir. Kierkegaard nasıl nişanhsıRe gine'denayrılmışsa Kafka'da Felice'den ayrılır. Kafka'daki yalnızlık ve yabancılaşmaya yol açan etkenler arasında pek önemli sayılmasa da, kendisini bedenen zayıf bir insan olarak görmesinin, sanatçı kişiliği üzerinde oldukça etkili olduğunu, bunun yapıtlarına yansıdı' CUMHURİYET KİTAP SAYI 264
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle