25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nevra Bucak'tan geçmişe bir özlem... "Beyoğlu'nun Eski Ustaları'nın övküleri Nevra Bucak öykülerinde kişileri, çevreyi, olayları ve olgulan sımsıcak, temiz bir şiirsel dille anlatiyor. Bu anlatımıyla da insanları, yaşadıkları ortamdan sevi ve insancıl sevgi ummanLı .aa daldırıp, çoğu eski günlerini hüzünlü bir duygu ile yeniden yaşatiyor. MUZAFFERUYGUNER çeşitli işlere yönelnıiş, terzilik yapmış, ünlü bir terzi olmuş kişidir. Bucak, onun yaşantısını, öykü biçeminde ve değişik bir kurgu ile anlatmıştır. DüğItMOÜA'VN ESKHSTVURI mecilikle ünlenen NF.VRA Bl (\K Niko Usta, şapka koleksiyonu olan ve bunları satmayıp kiralayan Şapkacı Katva, şemsiyelerle uğraşan Mıgır Baba, gençyaşlarda kocası ile başladığı fptoğrafçılığı sürdüren yaşlı Sofia, nakışlan ile ünlü Silvana henı öykülerle yaşatılmakta, hcnı dc biz eski Bcyoğlu'nu tanımaktayız. "Niko Usta' vc"Mıgır Baba"düzbiranlatıdır. Bunların yanında "Kontes Natalya", gereksiz bir fotoğraf dergisi görüntüleri dışında düşünmenıiz gereken "Fotoğraf Ustası Madam Sofia" ve özellikle "Nakışını Altın Gibi KullananSilvana'değişiköykülemeile,bizi geçmişe dönük dalınçlarla eski günlerin yaşantısına götüren öykülerdir. Böylece, hem o insanları, hem d e o n l a n n öyküsüyle bi r dönemi aydınlık bir anlatımla yaşamaktayız. Anıların dolambaçlığını, gerçeğin algılarını, insan ilişkderini ve insanlann duygusal karmaşasını görüyoruz bu övkülerde. Kitabınikincibölümündeyeralan I löyküde de Bucak'ın insanlarının değişik ortamlarda, anılann gölgesinde, duygusal va şantılannı ve dalınçlarını buluyoruz. "Kirenıit Parçası", bugün toplumunıuzda çok görülen eski güzel evlerin yıkılıp apartnıanlaradönüşümolgusunu.buolgukarşı cvra Bucak, romanları ve çocuk kitapları ilc tanınmış bir yazarımızdır. Bu kez, Beyoğlu'nun Eski Ustaları adlı öykü kitabını okura sundu. Kitap, iki bölümden oluşmaktadır; birinci bölüm Beyoğlu'nun Eski Ustaları, ikinci bölüm ise Yaşayan Hüzün anabaşlıklarıijeverilmiştir. Birinci bölümde altı öykü var. Bucak. bu öykülerinde, Beyoğlu'nda yaşamış ve Beyoğlu'nun birer değişik simgesi durumuna gelmiş kişilerin öyküierini yazmıştır. Bu kişiler, birzamanlar Beyoğlu'nun renkli kişileridir. Daha önceleri röportaj olarak yayımlananbudurumlann kişileri ileyapılan konuşmalar, bu kez öyküleştirilerek verilmiştir. "Onlar Beyoğlu'nun en eskisi, en yaşlısı ve en güngörmüşleriydiler ". Kontes Natalya, Rusya'daki olaylardan sonra ülkemize sığınmış bir ailenin kızıdır. Ailesiyle Beyoğlu'nda lokantaalık yapnıış, sonra N sında evin asıl sahibi ve bütün ömrünü bu evde geçirmiş hanım ile çocuklannın ters düşen görüşlerini buluyoruz. Bir kiremit parçasını bile bu evden anı olarak cebine koyan kadının duyguları elbette boşlanamaz. "Gururla yükselen yemyeşil çamların ortasında pırıl pırıl biblo gibi durduğu yıllar çok gerilerdeydi artık. Çini sobalı salon da, küçük hanımla küçük bcyin nişan yüzükleri takılalı kaçyıl olmuştu acaba?". Şiirsel birgcccnin vaşantılannı, anlık yaşantılarını "Küçük fçki Evi"nde buluyoruz. İki insan arasında gelişen dııyumsama1 ar vc şiirli bir gece yaşantısı var bu öyküde. Sonunda da tam bir birleşmeye varamayan vc anlık duyumlardan öteye geçmeyen bir kısa zaman yaşantısı. Tagor'un dizeleri ile süslenen "Güz Kadını", mektup biçiminde yazılmış bir öyküdür ve bir kişiye duyulan sevginin, sevinin öyküsüdür. Anılarla kurgulanan. "Bir Zamanlar Benimdi" de anılara dönük hüzünlü düşüncelerlebeslenen kısa öyküdür. "Elveda Turandot", Puccini'nin ünlü opera ürününün eşliğindeki anlık duyumsamaları, anlık yaşantıyı veiki cins arasındaki acı dolu hüznü yansıtır. Bucak, değişik bir kurgulama ile, anılara dönük dalınçlarla ortaya koynıuştur bir anlık yaşantıyı. "Seslerde unıut çiçekleri açmıştı", ama sonra... "Panayır", insan görüntüleri ve kalabalık bir insan topluluğu içindeki görüntülerle yaşamı ortaya koyan bir öyküdür. Karnavala dönüşcn bir panayırdır bu, bir de bir sevgi sıcaklığım doğuran bir ortam. AveMaria'nın gizemli bir hüzünle dolu müziğinin sonunda başlayan biryakınlıkvesıcaklık. " O Küçük, Şirin Ev", bir aşkın öyküsüdür; zaman içinde başka yönlerde gelişmiş, sonra da yalnızlığın hüznüne ulaşmış bir öykü. Hüzünle eskileri anış, Bucak, buöyküsünde değişik bir kurgulama ile vermiştir gelişen ve değişen durumları. "Bir Kez Daha Yaşanır mıydı?' da bir barda gelişen anlık bir uzak vaklaşımın öyküsüdür. "Son Bahçe "de de anılara dalış ve hüzünlü anlar var. Pencereden bakarak anılara dalış. "Kadın eve geldiğinden beri gözünü kırpnıadan bakımsız bahçeye bakıyordu. Ağaçların sıklığından dallar el ele vererek kovu, gizemli bir gölgeliğe boğmuşlardı çevrelerini. üaha öteler görülnıüyor, geçit vermiyordu. tnsan rahatlıklagizlenebiürdi altlarında, tıpkı yıllar öncesindc olduğu gibi ". O günler, o sevişmeler geçmişte kalmıştı artık. "Körler YoluUmut Yolu", "Bucak'ın deyimiyle, "Asla öykü değildir. sevginin müziğidir". Kör bir kızın unıut yoluna varıp gözlerinin açılacağı düşüyleyollaraçıkması, maceralardan sonra bir koruyucu bulması veona karşı doğan sevginin öyküsüdür. Gözlerinin açılacağı noktaya geldi ğinde, o sevgiden uzak kalacağını düşünür. biler yaşar, onlar kazanır. Baskı yapanlar, hak yiyenler, köşe dönenler. Bu dünya sahnede de, gerçck yaşamda da kokuşmuşların dünyası,ençokdasömürenlerin,başkalannın sırtından geçincnlcrin" (s.60). Böylece, gcrçek yaşamı belirtir. İnsan, bazı durum larda, dcdiği gibi, ansızın eski yaşadığı dünyasına dönüverir. Anılara dalınçlarla dolu öykülerdedeböyleoJmaktadır. Kör kızla ilgili öyküde ise inancın biiyük bir güç olduğuna değinir (s. 88) ve "Yumuşak, sevgiye gönenmiş, duyarlı bir el dokunuşu" insanı yaşamabağlardiyekanısını belirtir. Bu yaşamı ortaya koyarken çevreyi, kişileri de ihmal etmez elbette. Kişiler çeşitli görünümleri, doğallıklan ile çıkarkarşımıza. Sözgelimi, Kontes Natalya, iri gözlü, sarı saçlı bir kız çocuğu idi ülkcmize gelirken; ama, en son görüntüsü yok, çünkü kapıyı açmamıştır. Şakacı Katva, "Ufak tefek, yaşlı bir kadındı. Dükkânı masal evi gibiydi" (s. 19). Fotoğraf ustası Sofia, "kül renkli pardösüsü yerleri süpüren, fötr şapkalı, parmaklarını açıkta bırakan siyah eİdivenli yaşlı ama dinç bir kadın"dır(s. 24). Silvana, "Yaşı yetmişi çoktan geçmişti ama tekerlekli sandalyesinde bilebaşı hâlâ dik.. dcvinimsiz bacakJannın üzerine yün ekose bir battaniye" bulunan biryaşlıdır (s. 31). Bir bayanı ise şöyle tanıtır bize: "Giineş yanığı buğdaysı yüzü apaydınlıktı üerisi parbyordu; kaygan ve gcrgintli de. Gözlerinin içini kimse anlatamazdı, kunseler" (s. 76). Çevreyi de kısa kısa tanıtır bize. Kontes Natalya'nınevi, "Beyoğlu'nun arkataraflarındakül renkli, eski taş bir binaydı. Küçük bahçesinin cılız gövdcli leylak ağaçları henüz tomurcuklanmamıştı" ve kapının önünde de kolsuz çıplak kadın hcykcli bulunmaktadır. Şapkacı Katya'nın Dükkânı masal evi gibiydi. Kapının önünde bir laterna durur sakat bir güvercin çevresinde dolaşırdı" (s.19). Madam Sofia'nın stüdyosunun "içi oldukça loştu, bir köşede körüklü emektar bir fotoğraf göze çarpıyordu" (s. 25). Bir kadının kiremit parçasını anı olarak aldığı kocamış ev de çıkıverir karşımıza. "O Küçük, Şirin Ev" ise "her köşedejapon şemsiyeleri dururdu, açılarak bırakılnıış. Oturma odası yine de, orta halli Ingiliz evlcrinianımsatırdı. iri çiçekli perdelcr, aynı desendcn koituklar, bir kcnarda usul usulyananşömine"iletanıtılır(s.67). Nevra Bucak, kişileri, çevreyi, olayları ve olgulan sımsıcak, temiz bir şiirsel dille anlatmıştır. Bu anlatımıyla, bu şiirsel diliyle, Bucak, insanları yaşadıkları ortamdan sevi ve insancıl sevgi ummanlanna daldırır ve çoğu eski günlerini hüzünlü bir duygu ile yeniden yaşatır, o eski mutlu günlerini anımsatır. Böylece, yaşamın anlık görüntülerinin insanlardaki duyumsamalarını da belirtir. Sami Karaören'in önsözde belirtti ği gibi, "Sözcükler özenle seçilerek imge Değiştk bir kurgmama Elbette, gözlcri açıldığında yaşanısal karmaşayı, insanlann iyi olmayan yaşantısını da görecektir; bu noktadadururvesevgilisine sarılarak geri döner. Bucak, bu öyküsünde çok önemli bir konuya böylece parmakbasmijjtır. Oykülare yaktaşm Bucak'ın öykülerinde yaşam, kişiler ve çevre bazı özellikler gösterir. Turandot operasıyla ilgili öyküsünde, kişilerden biri şöyle konuşur: "Hayır, ancak Turandot gi lem zenginliği sağlanmış. Amacına uygun, düşle gerçek arası bir dünyada gezdirmeyi" başarmıştır. Anısal üzünçlerle dolu bir dünya da, bir yaşam da çıkıyor bu öykülerdekarşımıza. Gerek dilin kullanımı, şiirseiliğin görüldüğü anlatımı, oiaylara uygun düşen kurgulaması ile başanlıöyküler..B Beyoğlu'nun Eski Ustalan/ Nevra Bucak/ Öyküler/ Cem Yaymevt/ htanbul, 1994/94 s. SAYFA 15 CUMHURİYET KİTAP SAYI 2 5 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle