Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Güclükler bugün de var "Sarduvan" ilk kez 1944 yılında yayımlanmış ama, yüz on sekiz sayfasi eksik olarak... 1972 yılında yapılan ikinci baskı da aynı eksiklikleri taşımış. Can Yayınları'ndaki yeni baskısıyla eksiksiz olarak çıktı okur karşısına. Kitabın yeni baskısı nedeniyle yönelttiğimiz sorularımızı yanıtladı FaikBaysal. HASANAKARSU Faik Baysal'ın "Sarduvan" adlı romanı 50 yıl sonra ilk kez eksiksiz basılâı. laştıran canbazlıklara karşıyım. Bugüne değin çok güzel şiirler yazıldı. Ben istiyorum ki yazınımızın her tütü bize özgü olsun, bizim damgamızı taşısın. Elif Nacikendisiyle yapılan bir söyleşide "çok güzel resimler var, ama Türk resmi değil" anlamına gelecek sözler söylemişti. Niçin az okunuyor? Çünkü ozanla rın, yazarların getirdikleri yeniliklere okuyucu ayak uyduramıyor, okuyucu eski alışkanlıklara bağlı, özellikle şiirde. Elli yıldır yazın yaşamının içindesiniz, bir yazarın kendisini kabul ettirmesinin güçlüklerini yaşadınız, anlatacaklannız vardır sanıyorum. Evet, ellinci sanat yılımı yaşıyorutn. Önce yazarlar arasında kendinizi kabul ettirmeniz gerekiyor, sonra dergilerde yazılarınızı yayımlatmanın güçlüğünü yaşıyorsunuz. İlk romanım "Sarduvan"ı yayımlatmak ıçin Cağaloğlu'na gittim. Büyük bir yayınevinde "on beş gün sonra gelirsiniz" dediler. Yeniden gittiğimde "Biz bunu yayımlamayız, içine biraz İstanbul kadını serpsene" dediler. Daha sonra vapıırda tanıştığım bir bayan (Selmin Evrim) Sarduvan'ın yayımlanmasına yardımcı oldu. Yüz on sekiz sayfasi sfansür edilerek çıktı. Kitabım ilk çıktığın da Peyami Safa'nın saldırısına uğradı. Ben Ataç'ın yüreklendirmesi ve öneri yoktur. Halkı, okuru şiirinden uzak ize kcndinizi tanıtır mısınız? İstanbul SaintJoseph'te ilkortaliseyi okudum. İstanbul Üniversitesi Fransız Filoloji'ni bitirdim. Ankara Radyosu'nda yabancı dil sunuculuğu yaptım. Dört buçuk yıl sıiren yedek subaylıktan sonra çeşitli okullarda Fransızca öğretmenliğini sürdürdüm. 1969'da Meydan Larousse'a geçtim. Beş yıl çalışmca emekli oldum. Orta ikinci sınıftayken babaannem ölünceilkşiirimiyazdım. Birdergide yayımlandı, birincilik ödülünü al B dım bu şiirimle. İlk öyküm "Tango Kadın". Şiir ve öykü çalışmalarım sürdü. Askerken "Sarduvan" ronıanını yazdlm. İkinci Dünya Savaşı yılları, köylünün ofise buğday verirken çektiği sıkıntılan, yoksulluklarıgördüm. Bu romanım adını, Adapazan'na yakın bir yer olan "Serdivan"dan aldı. Değişik türlerde yazıyorsunuz, ağırlıklıolanhangisi? Şiiri her zaman yazıyorum, ancak şiire sığmayan kimi şeyler olunca öykü ve romana yöneliyorum. Günümüz öykü ve romanı için neler söylemck istersiniz? Çağdaş yazınımız Batı'dan asla geri değildir. Bizim tek şanssızlığımız, bizden ödün istemeden devletimizın yanımızda yer almayışıdır. Yoksa bizim çağdaş yazınımız sınırlarımızın ötesinde daha çok tanınmış olabilirdi. Bir de yazarlarımız Batı'ya öykünmeselerdi dahaiyiolurdu. Şiire nasıl başladınız, bugün şürle aranız nasıl, günümüz şiiriyle ilgili görüşlcrinizi anlatır mısınız, bir de yurdumuzda neden az okunuyor? Şiire nasıl başladığımı ilk sorunuzda açıklamıştım.İlkşiirimlealdığımödülden sonra çalışmalarım sürdü. Askerdeyken bir dergide yayımlanan "Karıma Mektup" şiirim yüzünden hapishaneye düştüm, orada Bedri Rahmi ve Orhan Veli'yle tanıştım. Bunlar şiirimde etkili oldu. Bence şiir müziktir. Bu müziğin notaları insandır. Şiir, dünyanın en ciddi işlerinden biridir. Egemen sınıfın magazinlerde afişlenen magamda, gaygay, yeye sahte edebiyatının ürünü olan ve insanlara bir çeşit afyon olarak yutturulan aşk denen baldır bacağın da bizim şiirimizde yeri F A İ K B A Y S AL 1 Aralık 1922'deîstanbul'dadoğan Faik Baysal, Saint Joseph Lisesi'nden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi'ni bitirdi.Gazetelerde, şirketlerde, ansiklopedilerde çevirmenlik ve öğrektmenİik yaptı. fik şiiri 1936yılında "Gündüz" dergisinde çıktı. Konularını çoğu kez, büyükbabasının yanında çocukluğunu geçirdiği Adapazarı çevresi köy ve kasabalarından, İstanbul'un kenar mahallelerinden aldı. Faik Basal'ın yayımlanmış yapıtları ise şöyle: Sarduvan (roman, 1944), Rezil Dünya (roman, 1955), Perşembe Adası (öykülcr, 1955), İlk Defa (şiirler, 1957), Sancı Meydanı (öyküler, 1968), Drina'da Son Gun (roman, 1972), Nuni (öyküler, 1983), Militan (öyküler, 1986), Uyyy (şiirler, 1990) ,Tota (öyküler, 1991), Beyaz Şiirler (şiirler, 1991), Ateşi Yakanlar (roman, 1992), Güller Kanıyordu (öyküler, 1992), Voli (roman, 1993), HgazTeyzeöldü (öyküler, 1993). Faik Baysal "Sancı Meydanı" adlı kitabı ile 1969 Sait Faik HikayeArmağanı'nı Orhan Kemal'le paylaştı. S AY F A 4 C U M HU R IY E T K İ T A P S A Y I 1 8 1