Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ve toplumcu açıdan sorgulayan çalışmalara olan gereksinimin önemi daha da netleşir.En son dördüncü cildi de basılan "İslamiyet Gerçeği" adlı kitap işte bu noktada önemli bir başvuru kitabı oluştııruyor. Kimi akademik disiplin eksikliklerine rağmcn Kitap, konuya ilişkin belli başlı sorunları, doğrudan Kur'an'ı temel alarak gerçekleştirdiği derinlemesine sorgulamadaki başarısı ile yukarıda işaret ettiğimiz küçümsenemez boşluğu gidermede ciddibirkatkıoluşturuyor. "İslamiyet Gerçeği" adlı çalışma irdelendiğinde göze ilk çarpan şey, Türkçe literatürde konuya ilişkin en bütünlüklü çalışma örneğini oluşturmasıdır. Öyle ki eğer özel bir başlık altında incelennıemiş olan devlet/ siyaset teorisi dışta bırakılacak olursa, İslnmiyeU' ilişkin belli başlı lüm temel konularda okuyucunun önemli oranda aydınlatıldığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. İslamiyetin, dinsel bilincin ortaya çıkışı ve evriminin bütünlüğü için deki oluşumu, diğer dinler karşısında özgün ve paralel ö/ellikleri, temel kavramları ve Kur'an'ın içerik ve biçimde incelenmesiyle başlayan kitap, takip eden eiltlerde bilim/felsefe, ahlak/ kadın sorunu ve ekonomi politik temel başlıkları altında genişleyen bir irdelemeye gidiyor. İslami kültüre oldııkça vakıf görünen yazar, Kitap boyunca, doğrudan temel kaynak olan Kur'an'ı esas alarak bizi İslamiyete ilişkin ayrıntılı ve bütünsel bir bilinçle donatıyor. Bir yandan akademisyen inceliğiyle zaman zaman bizi zorlayaeak denli ayrıntılara girerken diğer yandan marksist bir bakış açısıyla Islamcı savlarla polemiklere girişiyor. Doğrudan Kur'an'dan yola çıkarak, Ona inananlar yanıstra inanmayanları da çarpacak denli ilginç argümanlar ortaya koyuyor. Örneğin iddialann aksine îslamiyetin evrensel değil bir Arap dini, Kıır'an'ın ise kendi içinde çelişkilerle dolu ve 7. yüzyıl kavrayışı düzeyinde olduğunu bizzat Kur'an'dan gerekçelendiriyor. Tüm ilkel inanışların bir yinelenişi olarak, Yer merkezli bir evren anlayışına sahip olduğunu, hastalık ve felaketleri "günahlara' karşılık "Allah'ın kamçısı" olarak gördüğünü, beyni değil yüreği düşünme organı sandığını, kuşları havada Allah'ın tuttuğunu, meteorların Allah'ın şeytan taşlama araçları olduğunu, kadını düşünülenden de çok aşağıladığını, Şeriatın kölecilik ve eşitsizlik sistemi olduğunu, vb. vb. daha pekçok çarpıcı yargısıyla bizi karşı karşıya bırakıyor. Daha önemlisi, tüm ahlakçı söyleme karşın temel kaynaklan Onıın ahlaki niteliğini ortaya ko yuyor ki, sergilenen tablo karşısında çağdaş insanlık değerleri açısından irC U M M U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 7 6 kilmemek olanaksız. E. Aydın, diinya konjonRtüriinden de güç alarak gelişen dinci/lslamcı dalgaya eşlik etmek iizere, her yorumu ve çevirisinde biraz daha revize edilen (Diyanetin son açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla bir kere daha revize edilerek yeniden çevrilccek olan) Kur'an'ı, müşriklikle suçladığı İslamcı yorumcuların iddiaları hilafına bir de kendisi yorumluyor. Çağdaş bilgi ye ahlaki değerlerin baskısına karşı İslamcılarea mantıki, ahlaki, bilimsel ve günümüz sorunlarını karşılayabilir gösterilmeye çalışılan Kıır'an'ın gerçekte böyle olmadığını yoğun ve bütünlüklü aktarım ve yorumlarla önümüzeseriyor. Deyim yerindeysebilimsel ve toplumcu bakış açısından, İslamiyetin gerçeklerini halklaştırıyor. Kitaba ilişkin "amacım diyor E. Aydın , terörle ve diğer yollarla şaşkına ıığratılmış olan toplumumuzun sorunlarına çözüm olarak sunulan İslamiyetin, gerçekte bu yetenekten bütünüyle yoksun olduğunu, dolayısıyla böyle bir çözüm yoluna yedeklenen insanların, kendi niyetlerinden bağımsız olarak gerek bilim gerek ekonomi gerekse de ahlaki düzeyde daha kapsamlı bir çözümsüzlük ve geriliğe, daha ötesi egemen sınıf çıkarlarına yedeklenmiş olacaklarını göstermeyeçalışmaktır. Bundan dolayı insanlarımızın bir vicdani sorunu olarak dini inançlarına saygılı olmak ve inançlan çerçevesinde siyasal hak ve özgürlüklerini savunmak gereğiyle birlikte, topluma genişleyen bir çöküntü ve yabancılaşmadan başka birşey getirmeyecek olan şeriat gerçeğinin bilince çıkarılmasına yöneldim." İslama getirdiği eleşyrilerden dolayı katledilen Turan Dursun adına konulan "İnceleme ve Araştırma Ödülü"nü de almış olan "İslamiyet GerçeğV'nin bir diğer ayrıcalığı d'a onun çok zor koşullarda, cezaevinde gerçekleştirilmişolmasıdır. E. Aydın 12 Eylül'ünsiyasi kurbanlarından. Kendi anlatunıyla tutsakların her türlü okuma ve öğrenme özgürlüğüne getirilen yasaklamalara karşılık Islamcı yayınlara getirilen geniş serbesti ve bizzat cezaevleri kütüphanelerinin diğer tüm kütüphaneler gibi İslamcı ve laiklik karşıtı ya yınlarca dolu oluşıı, bunu dayatanların amacı hilafına bir paradoks örneği olarak böyle bir araştırmanın ortaya çıkışına zemin hazırlamış. Toplam bin sayfayı aşan bu dört ciltlik kitap, hangi inanç ve bilgi düzeyinde olursa olsun İslamiyetle ilgilenen herkes açısından öğreten, tazeleyen, sarsan temel bir başvuru kaynağı. • İslamiyet Gerçeği 4 Cilt / lîrdoğan Aydın/ Kaynak Yayınlart I 181, 342, 320,208 i. Tarih bir tekerrürmü acaba ? Türklere Karşı Haçlı Seferleri Galatasaray İLisesinin unutulmaz I tarih öğretmeni, bir dönemin Maarif ve İaşe Nazırı Râşid Erer'in kitabı okuruyla yeniden buluşuyor. ZEYNEP ANKARA nşid Erer, Galatasaray Lisesi'nin iz bırakan tarih öğretmenlerinden biri. Aynı zamanda, bir dönemin Maaıit ve İaşe Na/ırı. Binlerce öğrenci yetiştirmiş. Ünlardan biri de, önsözü yazan Metin Tokcr. Toker, önsözün bir yerinde şöyle diyor: "Elinizde tuttuğunuz kitabın adı son derece ilginçtir: 'Türklere Karşı Haçlı Seferleri'. Bu 'Türklere ve İslam Alemine Karşı Haçlı Seferleri' de olabilirdi. Râşid I loca'nın Haçlı Seferleri'ni yorıınıu bunların altında din ve siyasetten ziyade bezirgan niyet ve sebeplerin bulunduğuydu." Kitapta, Haçlı Seferlerinin nedenleri, gerek düzenleyenler, gerekse sefere katılanlar açisından ele alınıyor. Hıristiyanlık için bir tehdit unsuru olarak görülen İslamiyeti durdurmak, baharat ve ticaret yollarını sağlama almak, Katolik kilisesinin gücünü genişletmek, hedef alınan bazı zengin ve yeni yerlerin yönetimini ele geçirmck, Ortodoks kilisesini ve dolaytsıyla rekabet ortamını yok etmek, bu seferleri düzenlemenin nedenleri olarak ele alınırken; bağnazlık, çıkar, serüven ve moda, propaganda, taklit gibi etkenler de seferlere katılmanın nedenlerini oluşturmakta. Erer, Haçlı Seferleri hakkında kapsamlı bir kitabı olan Gibbon adında bir tarihçinin görüşlerine önemle yer veriyor. Haçlı Seferlerinin ilki, 1095 yılında R başlıyor; dokuzuncu ve son sefer 1291'de gerçekleşiyor. Bütiirn bu seferler sırasında, çürütnüş ceset etlerinin yenmesinden, çocukların savaşlara alet edilmesine kadar her türlü ilkellik ve vahşet yaşanıyor. Kitabın sonlarına doğru aralanan bir bölümünde, Haçlı Seferleri hakkında bazı düşüntelere yer veriliyor. "Büyük Irk'ın Çöküşü" adlı kitabından alıntılar yapılan Madison (>rant'in iikirlerinin, Gibbon'a d.ı dayanarak kinci ve öııyargılı bir tutkunun uzantısı olduğuna işaret ediliyor. 3U Haziran 1947'de Tanin gazetehinde yayımlanan Truman Nutku'nu takip eden son bölümde, I laçlı Seferleri konusunda basında çıkan bazı yazılar veriliyor. Talat I Ialman'ın 15 Şubat 1993 günü Milliyet'te, Attilâ İlhan'ın 16 Şubat 1993 günü Meydan'da yayımlanan ya/.ıları ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'in 13 Aralık 1992 tarihli Zaman gazetesinde çıkan röportajında, konuyla ilgili görüşleri belirtiliyor. Ilalman, yazısında BosnaHersek'te yaşanan insanlıkdışı katliamlarla Haçlı Seferlerinin sürdüğünü ifade ederken; İlhan "Laiklik başka, İslam politikası başka" deyip, dünle bugün arasmda dinsel bağın sürüp gidişini irdeliyor. Sezgin de kendisiyle yapılan röportajda, I laçlı zihniyetinin devanı ettiğini, insan hakları ve terör konularında Batı'nın çifte standarth olduğunu söylüyor. İnsanoğlu, tarihi boyunca sevgi ve barışın yüceliğine, insan haklarının gerekliliğine el verir gibi yaparken, savaşıp durdu. Bu çekişmeler, savaşlar da hep "haklı nedenler"e dayandırılmaya çahşıldı. Zaman zaman belgeler çarpıtıldı, kuşaktan kuşağa yanlış bilgiler aktarıldı. Bilgi Yayınevi'nin arka kapaktaki notuna göre, Türklere Karşı I laçlı Seferleri kitabı tarihin tekerrür ettiğinin açık bir belgesi, bilinmeycn, yahut unutulan tarihsel gerçeklerin Râşid Erer kalemi ve anlatımıyla günışığına çıkartılması olarak kamuoyunasunuluyor. • Türklere Karşı Haçlı Seferleri / Râşıd Erer I Tarihsel araştırma Incdeme I Bilgi Yaymtvi/ I83sayfa. J S AY F A 9