04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

r• bende bırakacağı hoşluğu düşünürken, Auster kim olduğumu bile sormadan "buzzer"a basmış, kapı açılmıştı bile. Dış kapıdan içeri girer girmez, giriş katındaki kapılardan biri açıldı ve Auster dışarı çıkıp beni bürosunun kapısında karşıladı. Saat 16.00 olmuştu. Geciktiğim için özür dileyip metro serüveniıni özetledim. Burası bir ev değildi, beklediğimin tersine, 1520 metre karelik küçücük bir çalışma odasıydı. Penceresi yandaki binanın duvarına bakıyordu. Melville'in "Katip Bartleby" başlıklı öyküsünde oldıığu gibi. Pencere kanatlarından birinde kocaman bir havalandırma cihazı gürültülü bir şekilde çalışıyordu. Bir köşede ocak vardı ve üzerinde birazdan içeceğim kahvenin suyu fokurdamaktaydı. Sonrasışöylegelişti. u 1947'de Nevvark'ta doğdu. Büyükbabası Amerika'ya gelen ilk nesil Yahudi göçmenlerindendi. Columbia Üniversitesi'nde karşılaştırmalı edebiyat masteri aldıktan sonra, 1970'te, bir petrol tankerinde altı ay gemici olarak çalıştı. Biriktirdiği parayla Fransa'ya gitti; dört yıl boyunca şiir yazıp çeviriler yaptı. New York'a döndükten sonra dört inceeilt halinde yayımladığı şiirlerini kendi deyişiyle şairlerden başka kimse okumadı. Random I louse için20. yüzyıl Fransız şairlerini bir araya getiren bir derleme hazırlayan Auster, Joseph Joubert, Jacques Dupin, Andre de Bouchet, Ştephane Mallarme ve Mauriee Blanchot'nun eserlerini İngilizce'ye çevirdi; belli başlı edebiyat dergilerinde eleştiri ve denemeleri yayımlandı. 1979, Auster için bir dönüm noktası oldu. Bu tarihte yürümeyen bir evliliği, küçük bir oğlu ve kıt bir geliri olan, maddi ve manevi açıdan tıkanan yazarın babası öldii, evliliği biıti, yalnız kaldı ve babasından kalan miras sayesinde kendini yaznıaya adadı. Önce babası Samuel Amerika'da üç bölüm de ayn ayrı yayımlandı. Evet, ben Ingiltere baskısından çevirdim. Onlar üçünü birarada basmışlar. tngiliz yayıncılar üçlemey i tek kitap halinde yayımlamak istediklerinde ki tabı, düzeltmeleri yapmam için bana gönderdiler. Yeni baştan okurken, özellikle ikinci bölüme geldiğimde, öykünün tümüyle farklı olduğunun ayrımına yardım. Birinci bölümle ilgisi yoktu. Üçüncü bölüm de öyle. Öykü tarklı bir açıdan anlatılıyor. Üçüncü bölümde anlatıeı birinci tekil şahıs. Aynı zamanda öykünün kahratnam da o. Adatmn adı belli değil ve geçmiş za man kullanılmış... Üçleme boyunca, olaylartn jiidişatını değiştiren "deux ex machtna" diyebılecegimız şeyler var. "Cam Kent"te bir tele/on, "Kilitli Oda' da bir mektup kahramanın yaşamı nın akışınt hepten değiştirıyor. Peki, ikinci bölümde aynı amaca hizmet eden şey ne? Benim dıkkatimden mi kaçtt aca • ba? Hayır,hayır. ükurken, kendı kendime sordum, acaba Black'in giydiği maske olabilir mi diye. Olabilir ama öyle bile olsa. Kasıtlı değil. öyle sandım çünkü bu maskenin ortaya çıkmasından sonra Black kendiiçinde bir yolculuga çıkıyor. Komik ama, romanı yazmaya başlamadan önce gerçekten de bir telefon geldi. öykününtetiginıomuçekti? • Evet, öykünün tetiğini o çekti. "Yalnızlığın Keşfi" üzerine çalışıyordum, telefon çaldı. Ahizeyikaldırdım. u Auster üzerinebir anı kitap yazdı: Portraıt ofan Invisiblc Man ("Görünmez Bir AdamınPortresi"). Bu kitap 1982'deT^Invention of Solttude (Yalnızlğın Keşti, Can Yay., 1991,çev. İlknurÖzdemir) romanının ilk bölümü olarak yayımlandı. Aynı yıl kendisi gibi yazar olan Norveç .ısıllıSiriHustvedtileevlendi. Bugünkü ününe City of Glass, 1985 (Cam Kent, Metis Yay., 1993, çev. Yusut Eradam),G&«/.y, 1986 (Hayaletler, Metis Yay., 1993, çev. Fatih Üzgüven ve The Locked Koom, 1986 (Kilitli üda, Metis Yay., 1993, çev. Yusuf Eradam)'dan oluşan New York Üçlemest ile kavuşan Auster'ın eserleri 20 kadar dile çevrilmiş; Avrupa geleneğine, varoluşçu lelsefeye yakınlık lanyla ülkesi ABD'den çok Avrupa'da ses getirmişlerdir. Diğer eserleri (başlıca): In the Country o/Last Things, 1987 (Son Şeyler (İlkesinde, Can Yay., 1992, çev. Armağan İlkin); Moon Palace, 1989 (Ay Sarayı, Can Yay., 1991,çev. SeçkinSelvi); Leviatban, 1992. • Demek, sizinle söyleşiyapmak arnacıyla geldiğimi söylemediler. • Hayır, kahve içip sohbet edeceğiz sanıyordum. Yine de kabul ettiginiz için teşekkür ederim. Rica ederim. Yakında dönüyorsunuz Tiirkiye'ye, üyle nıi? Evet, 1 mayıüa. Birlikte seyahat ettigimiz grup iıyeleri bir haftalık bireysel araştırma dönemindeler. Ben de Neıv Yurk'ta birkaç kişiyle görüşeceğim. isterseniz söyleşiyc gcçclim hemen. Neıv York Üçlemesi'ni ne zaman yazdtmz? On yıl oldıı. Çok daha önce başla dım ama sanırım 1984'te biürdim. Bu yüzden çok taze değil. Romandaki anlatım tekniklerinizdetı söz edelim mi biraz? Ben size anımsatırım taze olmayan yerleri. Birinci bö liitn, Cam Kenl'te, her şeyi bilen bir anlatıcı var, Quinn. Aynı zamanda, kahrantandao. Pek öyle değil aslında. Ondan biraz daha karmaşık. Anlatıcının kim ol duğu pek belli değil çünkü anlatıeı kitabın sonunda ortaya çıkıyor ve adı belli değil. Paul Auster değil. Başka biri ve Ouinn'in defterinden geride kalan ipuçlarını bir araya gelirmekle meşgul. Bu yüzden, böyle bir anlatıcıya her şeyi bilen anlatıeı demek doğru olur mu bilmiyorum, çünkü söylenmeyen, onun da bilmediği şeyler var. Ikinci bölüm, "Hayaletler"de biraz daha larklı, orada her şeyi bilen bir anlatıeı var. Ama neredeyse çoğul bir anlatıeı Ü. "Ben" diye anlatmıyor, "Biz" diyor. Ve anlatmın zamanı şımdiki zaman. Auster. Evet, şimdiki zaman. Hiç tırnak işarcti kullanmamışsınız. Sanki gerçek biri konuşmuyormuş gibi. Benim edindığim ızlenim bu. Doğru. Bu bölüm, üçlemenindenge noktası. İki kitabın ortasında, kısa bir masal. Geçiş bölümü. Üç bölümde de farklı bir dil kullandım, aslında C U M H U R IY E T KİTAP SAYI 1 9 6 bir zirve noktası geliyor. Kurgunuz hep "Pinkerton AjanM mı?" dedi telefonböyle, gerilımde bir zirve noktası, sonra daki ses. "Hayır, yanlı^ numara" deo zirvedcn düşüş şeklmde sürüyor. Bu da yip kapattım. Ertesi gün, telefon gene gcrilimiçok iyiayakta tutuyor. Geçmişle çaldı. Aynı ses, yine aynı ajansı arıyorolan ilginize ilişkin birsorıı sorayım şimdu. Şaşırdım. Dikkatim dağıldı. Gene di. Zaman zaman, öykü anlatıcısı ya da kapattım ama bu kez niye hemen kakahraman geçmişle fazlasıyla ilgileniyor, pattım, niye evet buyrun demedim, geçmişle muhatap oluyor, bu aynı zaneden aradığı ajansmışım gibi davranmanda kişinin kendı içideki karanlıkla madım, öyle yapsam ne olurdu diye muhatap olması. Bir spekülasyon başltdüşünmeyebasjadım. İşte böyle başjayor. Bu yolla, oykü kişisinin savunma dım romanı yazmaya. Dolayısıyla, aramekanizmaları birer hireryıktlıyor. Örnan bir dedektif öyküsü ve öykünün neğin, bazı psikiyastrtstler de boyle yagerisibuyanlışnumarayla geldi. par. Hastalarını hasta olduklarına inan Evet, birinci bölüm telefonla baslıyor. Üçüncü bölüm de, öykünün kahra dınrlar. tç yolculuğu sırasmda, öykü manı bir mektup alıyor ve ondan sonra kahramanı giderek kendi kişiliginın arastırmasına ve Fanshaıve'un izinisür farklı yönlerinin ayrımına varmaya başrneye baslıyor. Bu mektup onu, bir an lar, bir keşifsürecıdir bu ve bu da romalamda, böyle bir arastırma yapmaya mmzda, bir dedektifin başka bir kişiyi makküm ediyor. Daha sonra, yine öyku ızlemesi şeklinde kendisinigösteriyor. kisisınin kendi iç yolculuguna başltyor. Geçmişten kastettiğin herhalde taBu bir saplantı haline geliyor. Sonra, bu rihi bir geçmiş değil de, kişisel bir geçkişi kendınden tumuyle çıkıyor. Birçok miş. yanlıs ipucıı yüzündcn Fanshaıve'u baş Evet, öykü kahramantnın kendi geçka yerlerde boşuna arıyor. Bir yerde, sa mışi. Bir sürü anı, fotoğraflar arasında nırım Parts'te "Fanshaıve, benim oldu bir şeyler arıyor. uçleme boyunca bu ğutn yerdeydt" gıbısinden bir şey söylü böyle. Bu bir saptama yalnızca. yor. Bunun ayrımına vardıgında, öykü Doğru bir saptama. kişisi kendisini cinsel ilışkilerde ve alko Kitabın bir yerinde (Kilitli Oda) şöylün içine batmış buluyor. Birçok kaçtş le diyor oykü kişisi: "Nefretle beceriyormekanizmalanna sıgınıyor. Bir anlam dum onu." Biraz sonra da, "Cinsel arzuda, teknik açıdan öykü geriliminde bir nun öldürme arzusu da olabilecegini; bir düşüşoluyor. Yani, Fanshatve'un kafa angelip insanın ölümu yaşama yeğleyebitasının içinde oldugunu anlaması. Daha leceğinianladım." Demek kıöykünüzde sonra başka birkimlik benimsiyor. Her bir nokta kişinin içindeki "ö/ekini" araman Melvitle oluyor. ma süreci bir saplantı haline gclince ölümü yeğleyebiliyor. (Gülerek) Evet. Öykünün karanlık bir noktası de "Merhaba, adım Herman Melville. ğil mi? Balinalı öykümü okudunuz mu?" diyor. Birçok yazar. insanın kendisine âşık Sonra, Fahshawe santp izledigi kişıPeler Stillman çıkıyor ve bo'ylece öyküde yeni olandan hem korktugunu, hem de ondan J SAYFA 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle