Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Erol Mütercimler tarihimizin önemli bir boşlugunu dolduruyor. Kurtulus Savası'nda denizcilerimiz DR.HASRETÇOMAK aha önceki çalışmalarından titiz bir araştırmacı olarak tanı dığımız genç deniz subayı Erol Mütercimlcr'in yeni kitabı "Kurtuluş Savaşına Denizden Gelen Dcstek", yeni bir bak'ş açısı getirmek tcdir. Yaprak Yayınları arasında çıkan "Kurtulus Savaşına Denizden Gelen Destek Kuvâyı Milliye Donanması" adlı çalıştnası; Millı Mücadele'nin lojistik (her türlü destek) yanını ortaya koymaktadır. I3u khapta, "Sovyetler Birliği "nden alınan yardımlar" ilk kez ek.siksiz olarak derlenmiş. Mütercimler'in tezine göre, deniz yolıından taşınan silah, cephane, para olnıasaydı "Millı Mücadele" yapılamazdı. Belgeleriyle ortaya konan bir gerçek daha var ki, onun altını özenle çiziyorum: Araştırmadan çıkan sonu^ ca gdre, eğer Sovyetler Birliği yardım'^ etmeseydi, İnöniiKütahyaEskişehir ve Sakarya muhaıebelerini yapabilmek için çok zorlanırdık. Yazar, bu iddiasını hem Genelkıırmay belgelerine hem de asker kökenli kişilerin anılarında yazılanlara dayandırmaktadır. Proi. Dr. Toktamış Ateş'in önsözde altını çizdiği bir konuya da katılmamak olanaksız. "Aslmda lü'rk toplumu olarak galiba denizlerlc basımız hoş değildir. Binlerce kihmetrelık kıyı (sahıl) şeridine sahtp olmamıza karşın, gunümüzde bile ulaştm ve taşımacılık dendiği zaman, son derece ekonomik olan deniz aklımıza gelmez de karadan da&ları tepelert aşmayı tercih edenz. Başta Istanbul olmak üzerc kıyı kentlertmizdc semtler arasında deniz ulasımının getıreceğı kolaylıklar hemen hiç akla gelmez. Ama eninde sonunda is gelır denize ve deniz ulaşımına dayamr. Bu olgu Ulusal Kurtuluş Savaşımız için de geçerlidir. Mütercimler'in bu çalısması, ulusal kurtulus savastmıza bir başka bakış açısı getırmektv. Gerçcktcn, çokaz bilınen ve çok az bilindigi için tyıce ıhmal edılen bir yon, "denizlerin kullanımı", bu çalışma ilegun ışığtna çıkartılıyor." Deniz yüzbaşısı yazar, çalışmasında ilk kez dikkatimizi Osmanh'nın deniz politikasına çekerek, komşusu olan olmayan devletlerle de karşılaştırarak yüzyıllar boy unca süren hatalı politikalardan kaynaklanan olumsuzluk ve yanlışlıkları uzman göziiyle irdelemiş. Buradan hareketle, ulusal güçlerin ve yurtseverlerin küçük, eski yıpran D kurtulus s;ı\yşına ıııı/drn uı lcıı tleslck llıu tfonttnmımi Mütercimler'in çalışmasının asıl ağırlığını ve özelliğini Sovyetler Birliği'nden alınan yardımlar oluşturuyor. Çalışma, tarihimizde hiç kuşkusuz büyük bir boşluk olan deniz tarihimizle ilgili yeni araştırmalara ve tartışmalara yol açacaktır sanırız. Ero! Mütercimler mış deniz araçlarını kullanarak îstanbul ve doğu cephelerindeki depoların olanaklarından yararlanarak Sovyetler Birliği'nden alınan yardımların taşınma koşulları anlatılmıs. Taşınan malzemenin çokluğuyla taşıyan araçların nitelik ve küçiiklükleri kıyaslandığında, yapılan işin büyüklüğü ortaya çıkıyor. Bu nedenle de Mütercimler, bu eski teknelerle Yunanlılardan ele geçirilenticariteknelerinkatılmasıyla ortaya çıkan filoya "Kuv'âyı Milliye" donanması adını vermiş. Âslında donanma büyük ve yeterli savaş gemilerinden kurulur. Fakat Anadolu Hükümeti gibi "kendine özgii" bir yapılanmanın donanması da sözlüklerde yazılanlardan farklı olacaktı hiç kuşkusuz... Araştırmada, Atatürk'ün Samsun yolculuğu üzerinde durularak bazı tar tışmalara açıklıkgetirilmektedir. Uzun yıllardır, bu yolculuğun, gerçek öyküsünün ötesinde, bir serüven havasında anlatıldığının altını çizen yazar, hem bu yolculuğu hem de Bandırma vapuru gerçeğini önümüze seriyor: Kaynak ve belgelere göre Bandırma eski bir gemi olmasına karşın, bakımsız, pusulasız, paraketesiz birgemi değilmiş. Üstelik kaptan da (İsmail 1 lakkı Dursun) Karadeniz'i iyi tanıyormuş ve hareketten önce Mustafa Kemal ile Şişli'deki evde buluşarak yolculuğun planını iyice belirlemişjer. Bu durumda Falih Rıfkı Atay'ın yazdığı ve yıllarca ezberlediğimiz bilgilerin abartılı ve yanlış olduğu ortaya çıkmaktadır. Mustafa Kemal'in Samsun'a harekete karar verişiyle, yolculuk arasında 7,58 aylık bir sürenin geçtiğini biliyo ruz. Elimizdeki esere göre, bu süre, lojistik desteğin nasd sağlanacağının araştırılmasıyla geçmiş. Bu da son derece doğru ve akılcı gelmektedir. Bir savaş ustası olan Musıaia Kemalde hiç kuşkusuz bu gerçeği çok iyi bilerek du rıımu değerlendirmiştir. Zaten ortaya çıkan sonuçda tünı boyutlarıyla kendini göstermektedir. Mütercimler'in çalışmasının asıl ağırlığını ve özelliğini Sovyetler Birliği'nden alınan yardımlar oluşturmaktadır. Yardımların ilk bölümü olan altınların 8 Eylül 1920'de Erzurum'da , 21 Eylül 15 Ekim 1920 tarihjeri arasında da ilk parti silah ve cephanenin Trabzon'a ulaştığını ve bundan sonra savaş sonuna kadar kurtuluşumıızu sağlayan silah ve cephanenin 1922 yılı sonuna kadar Karadeniz yoluyla, o çılgın denizde vızır vızır dola^an Yıınan donanmasına rağmen özellikle de kiş mevsiminde inandmaz bir serüvenle taşınmasi aynı heyecanla anlatılmış. Bunun dışında, İstanbul'daki depolardan silah, cephane ile yurtsever subayların Anadolu'ya kaçırılışı; ilk yeraltı örgütlerinin kurulu^larıyla, Muaveneti Bahriye adlı denizcilerin kurduğu kaçakçılık teşkılatının tüm çalışmaları ortaya konınuş: Karadeniz'de zaptedilen gemiler ile Buyük Taarruz öncesi Almanya'dan alınıp Sovyetler Birliği limanlarından taşınan ve taarruz'a yetiştirilen uçakların laşınması da denizden yapılan taşımacılığın önem ve büyüklüğünün boyutlarını gösteren çarpıcı bir olgudur. Çağdaş tarih bilimciliğinin kuşkuculuk yöntemleriyle titiz bir çalışma yapan Erol Mütercimler, deniz subayı olmasından kaynaklanan duygusallıkla, Karadeniz'de zaptedilen düşman gemileriyle cephane soygunlarını anlatırken bu bilimsel kaygıdan zaman zaman uzaklaşmış. Ancak bu anlatı hiçbir zaman abartı boyutlarına da ulaşmamış. Kurtulus Savaşımız sırasında denizlerimizde önemli çauşma olmamasına karşın, özellikle Rum Pontus çeteleriyle çatışmalar olmuştur. Bu olayları anlatan yanıyla bile kalıcı bir eser olmaya adaydır. Yakın tarihimizin önemli bir boşluğunu doldurduğuna inandığımız bu çalışma, hiç kuşkusuz çok büyük boşluk olan deniz tarihimizde yeni araştırmalara ve tartışmalara yol açacaktır. • (*) Dr I Usrct (,OMAK, Dcnu Harp Okulu Ekonomı vc Hukuk öjjrnım Oyesı vc I 0 Siyasal Biljııkr Fjk öğrctım Üyra Kurtulus Savaşına Denizden Gelen Destek (Sovyetler Birliği'nden Alınan Yardımlar) Kuvayı Milliye Donanması / Erol Mütercimler I Yaprak Yaytnları I Istanbul C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 150 S A Y F A 4