Katalog

Yaşam ve ölüm üstüne düşünceler Ölüme Ölü felsefik yaklasım Ölütnün Anlamı / Jung, Wahl, Tillich, Kaufmann, Marcuse Çeviren: Doğan özkan / Merküri Yayıncılık / 76 s. "20. yüzyılın son çeyreğinde önce politik cinayctler, ardından idamlar ölümle ilişkilerimizi tuplumsal olarak kökten bozdu. özellikle 2. Dünya Savaşı'na girmemiş olmamız bu savaştan sonra doğan kuşağın ölümü tanımadan, dünyaya daha dostça bir yaklaşım yapabilmesine olanak sağlamıştı. Yaşanan olumsuzluklar bu savaş sonrası kuşağını, entelektüel açıdan en yoğun oldukları dönemlerinde birdenbi re ölümle; kendi ölüm olasdıkları, yakınlarının şıı veya bu şekilde öldürülmeleri vb. şekillerde karşı karşıya getirdi. Sonuçta bu kuşağın ölüm, dolayıstyla yaşamla uzlaşması önemli yaralar aldı. Kanımca toplumsal yaşamda son yıl larda yaşanan kaosun en önemli ne denlerindcn biri önceki kuşaklara na zaran oldukça iyi yetişmiş olan bu kuşağın yaşam ve toplumsal uzlaşmasının bozulmasıdır." "Ölümün Anlamı" kitabını dilimize çeviren Doğan Özkan, kitabın girişinde böyle söylüyor. Üzkan , "ölüme telsefik yaklasım yapan" kitaptaki beş makalenin ortak paydasının "ölüm karşısındaki geleneksel ve genel tavrımızın yanhşlanması" olduğunu bclirtiyor. Carl G. Jung, C. W. Wahl, Paul Tillich, Walter Kaufmann, ve Herbert Marcusc'ün makalelcrinin yer aldığı kitapta, Carl Jung'ın belirttiğine göre ülüm korkusu yalnızca yaşhlarda değil birçokgençinsanda davar. Jung'a göre, genç insanlar yaşamdan nasıl panik ölçüsünde korku, ama o kadar da arzu duyuyorlarsa, ondan daha fazla ölçiide ölümden korku duyuyorlar. Kitaptaki ikinci makalenin yazarı Wahl'egöreise yalnız gençlerin değil, çocukların da bu konuyla ilgili düşündükleri var. önceleri çocukların ölümle ya da ölüm korkusııyla çok az ilişkisi olduğu düşünüliirken bu kanı sonra ları terkedilmiş. Wahl, ölüm korkusu F r e u d nun çocuklarda ortaya çıkışının kavram oluşumuna ve suç oluşumuna yakın düştüğünü belirtiyor. Bu, anne ve babanın yok olacağı tehdininin varliğıylagerçekleşiyor. Wahl,çocuğungelişim sırasında sert, acı verici engellemelerin cokluğuna dikkat çekerek, çocu ğun bu engelleyici unsurları sürgüne göndermeyi seçtiğini söylüyor: "Çocukların oyunlarının bize gösterdiği gibi ölüm sonsuz ve sürekli bir durum olarak kabul edilmediği için, bu sürgün ve ölüm eşitliği kolaylıkla oluşturulur. Kovboy ve kızılderili oyunlarında taraflar birbirleriniöldürürler ve yeni bir oyun için tckrar canlanırlar. Bu dıırumda ölüm sürgünden biraz daha fazla bir şey ifade eder." Ani ölüm ve onun sihirli bir şekilde bozulması, yani geri dönüşün gerçekleşmesinin tüm kuşakların ve kültürlerin halk hikâye ve masallarında var olduğunu söyleyen Wahl, "Bu derin arzu çocuk yazınının temel unsurudur" diyor. Ölüm korkusunu, tıpkı cinsellikte olduğu gibi bastırısak ne olur? C. W. Wahl bu soruya şöyle yanıt veriyor: "Ölüm korkusu da cinsellik korkusu gibi derinden bastırıldığında, yoğun ve pahalı bir şekilde semboliÖlüm ze edilir. Ölümden yoğıın ve ke korkusunu sintisiz bir korku bastırmanın duyarsak, onun bedeli çok yerine, sık sık, ölümün bilinçsiz ağır. O zaman sembolik bir eş bir endişeler değerlisinden yelpazesi bizi korku duymaya başlarız. Bu du bekliyor. rumda gerçekte ölüm korkusu iki şeydir:biryandanbirgünmevcudiyetimizin sona ereceğine olan ilgimiz, diğeri ölüm korkusu zırhı altında geçit yapan, karakteri ve alanı değişken diğer endişeler yelpazesi." Bu konuda Sigmund Freud'un verdiği örnek çok güzel. Kanser hastalığının günliik gerçeğiyle onaltı yıl yaşayan bu ihtiyar bilgin, oğlu savaş alanında ölümle karşılaştığında, ele aldığı "Savaş ve ölüm Zamanı Üzerine Düşünceler" adlı denemesinde şöyle diyor: "Ölüm psikolojisini açık yüreklilikle ele almanın, işlerin gerçek durumunu daha iyi değerlendirebilme, yaşamı daha katlanabilir kılma gibi bir ödülü vardır." Evet, "ölüm Korkusu", bir çok insanın yaklaşmaya cesaret edemediği kritik sorulara yanıt arayan bir kitap. Okurlarımıza öneririz. BOYUT YAYINLARI Gerçek bir olay, trajik bir öykü: Parçalanan toplumlar, parçalanan insanlar, Kıbns'taki halklan kuşatan acılar. Tarihsel, kültürel ve insani görevini yerine getiren bir roman: DEFTER 18. S AYI, YAZ 1992 MODERNİZM VE POSTMODERNİZM MODERNİZM VE POSTMODERNİZM, Orhan Koçak POSTMODERN KONUMDAKİ FİLOZOFLAR, Ali Akay POSTMODERNİN SİYASETLE İLİŞKİSİ UZERİNE, A. Ugur ALDO ROSSİ'DE AKIL VE HAFIZA, I. Bilgın M. Karaören TATMİN İÇİN TAKLİT, PROBLEM OLARAK TAKLİT, J. Frank ÇELİŞKİ VE FARK: MODERNİZM VE POSTMODERNİZM ÜZERİNE SÖYLEŞİ, Ali Akay, Ihsan Bilgin, Orhan Koçak, Iskender Savaşır MİNİMA MORAÜAOm SEÇME PARÇALAR, T. Adorno YORGOS BU TAM BİR REZALETTİR, Mehmet Yaşin AKTÖREDEN UZAK MELODRAM, R. Topor HAYATIN PAZARLARI, E M. Cioran ÖNCÜLÜK VE USTALIK ÜZERİNE, Tahir Abacı MODERN EDEBİYAT VE ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR'IN SÖZLÜ YAZI SERÜVENİ, Süha Oğuzertem ILITILMAK. Burak Mikail Uçar D E Ö İ N M E L E R •KUTSAL"DAN ARINDIRILMIŞ MODERN TOPLUM, U. Baker İLETİŞİM DEVRİMİ VE KADIN, Asu Aksoy YENİ DÜNYA DÜZENİ, Eşref Eşkinat Ş I I R L E R Ahmet Oktay, Meltem Ahıska, Iskender Savaşır, Roni Margulies, Enver Topaloğlu, Serhan Ada, METİS YAYINLARI Başmusahip Sokak 3/2, Cagaloğlu/ Istanbul YASEMİNLER TÜTER Mİ HÂLÂ? ALEV ALATLI yazdı. Roman, 216 sayfa, 25.000 TL. BOYUT ObaSokak9/l GhangirİSTANBUL Tel:249 87 3738 Fax: 249 02 18 Abon* v* Yazışma Adresl: C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 13Z SAYFA 7