Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mario Levi, "En Güzel Aşk Hikâyemiz'i anlattı Uzun bir hikâyenin yolcusuyum kâye bağlamında kendi kendini sorgulaması, geçmişten, deneyimlerden taşınan bilinçli ya da bilinçsiz oluşan tedirMario Levi / Afa Yayınları / 188 ginlikleri su yüzüne çıkarıyor. s./ 20.000 TL. Mario Levi'nin kitaplarında "dönüş" önemli bir izlek.Yazar, önceki hikâyelerdekikahramanlarınıbuuzunhikâyeNUR BULUM MARIO ıevı de ya da romanda da karşımıza çıkarı1957 îstanbul dotin tiu/tl yor. Bu da Mario Levi'nin, daha önceki ğıımlu Mario Levi Ask I lilcıs fiıtı/.' Saint Michel Lise kahramanlardan kopmak istemediğinin, kendileriyle bu küçük dünyada yasi'ni ve 1980'de şamaktan çok hoşlandığının açık bir Fransız ve Roman göstergesi. Sanki aralannda (bir ailcgiFilolojisi'ni bitirdi. Ük yazıları 1984'te bi) dışarının tüm tehlike ve olumsuzŞalom gazetesinde luklarına karşı direnme konusunda bir dayanışma var. Hatta Mario beni uyaryayımlandı, bir yıl dı 'Hazırlıkh olun, daha önceki hikâyebu gazetenin kültür sanat sayfasını yölerde buralara hiç dönmeyecekmiş gibi netti.Çeşitligazetevedergilerdemüzik görünen kahramanlar hoş bir şaka yaağırlıklı yazılar yazdı. Jacques Brel'in parcasına dönebilirler!' yaşamını ve sanatını konu alan "Bir Mahler'i dinlerken sohbetimize başYalnız Adam" adlı kitabı 1986'da yaladık. yımlandı. 1990 Haldun Taner öykü Yazdıklarınla okuru hep yolculuklaÖdülü'nü "Bir Şehre Gidememek" öyra sürüklüyorsun. Bu yolculuklar sanki küsüyle alan Levi'nin diğer kitabı "Maana yoldan giderken bir kokunun, rcndam Floridis Dönmeyebilir." gin ya da başka bir ayrıntının çekimiyle Geçenlerde, Mario elinde yeni kitabı bir patikaya yönelişle başlıyor. Bu, bizi "En Güzel Aşk Hikâyemiz"le bana gelnereye götüreceğini bilmediğimiz yol, diğinde çok sevinmiştim ve ük sordıığum soru 'Romantizm artık unutulma bir başka deyişle patika eski düşlerin, düşünülenlerin, özlencnlerin, ısırgan ya çalışılırken böyle bir aşk kitabı yazotlannın, yalnızlığın ve k l mak nereden aklıııa gelk di' olmuştu. O, bu somya Aşkın n e o l d u ğ u n u b i r î o k §ey'n z o r lluk lla " y ' a da<sonuna kadar mücadeçokgülmüştü'Neyapa t a n l m l a m a k t a b i r ^ " ^ ^ leye çağırıyor. Ama soyım Nur, artık hiç kımse nuçta sanki bir daire çizîp dilediğim, özlediğimce Çok şeyi başlangıç noktasında buaşk hikâyesi yazmıyor, tanımlamakta luyoruz kendimizi. Her yazmak istemiyor, ben ı j « i • şeyi sorgulamış olarak. yazayım dedim' diye yazorlandığım gıbı Özetlersek hep bir dönüş nıtlamıştı. "En Güzel,Aşk Hikâ zorlandım. Her ne var. Yola çıktığım ilk günyemiz'^adlı uzun öykü olursa olsun aşkın lerde de, yani yazı serüvenün başında ilginç bir ister bir insana, günlerinde bile yan var. Mario kitabı ya ister bir şehre ya da n i m i n En Güzel Aşk Hikâyemiz ve kitabı yaymılandıktan tutkunun bu ğını zaten ayrımsamışsonra nasılsa birileri gelip tım. Kitabımda, şu an bir söyleşi, bir eleştiri, bir yaşamdaki en anımsayamadıgım bir röportaj yapacak diye düzengin duygulardan yerde dediğim gibi insanşünmüş, ama kitabın ların bir türlü kurtulamabiri olduğunu içinde o an yayımlamayı aklından geçirmeden sosöyleyebilirim. saplantılar, çıkmazlar olruyanıt oyununa başladuğunu söyledim. Bu bir mış. Zamanla rarklı bir yerde çağımız bircyini nasıl gördüğüboyut kazanan bu ilk bölümde giderek mü de gösteriyor. Hep bir yol var sanki yazarla anlatıcının yolu ayrılıyor. Kişikarşımızda. Bir insanı bir şehre, bir şiilik bölünmesi başlıyor. Söyleşi sezdirilre ya da tanımını bir türü yapamadığımek istenileni toparlayan ve giderek herhangi bir eleştirmenin, anlatıcı ile mız bir 'şey'e götüren bir yol. Bana kayazarın söyleşisine dönüştüğü kaçınıl lırsa bizi yaşatan bu yolun kendisi. Onmaz sonuca götürüyor. Yazarın bu hi ca deneyimden ve ilişkiden sonra özleS A Y F A 4 arken bir akşam sıkılmış herhangi bir şeye mini kurduğumuz yerlere ya da insanlara ulaşamayacağımızı bile bile bu serüvende yol almaya devam ediyoruz. Buna bir yanılsamanın bile bile yaşanması ya da bir aldanmanın kabul edilmesi de diyebilirsiniz. Ancak sonuç ne olursa olsun, herşeyekarşınta şıdığunız o küçük umut kırıntıları hüzünle zenginleşen bir sevinci içimizde taşımaya olanak tanıyor. Döneceğimiz yer hep aynı, evet. Bu yer belki de kendi çıkmazımız. Ama hâlâ öylesine çok yol var ki, ben yine denemeye değer diyorum. Bu da bir yerde benim yazı serüvenimi anlamlandırıyor. Bu metinde "aşk" insana ulaşamamanın görüntülerinden biri. Sence aşkın nesnesi, kitapta bol bol rastladığımız gibi yalnızca kızıl saçlı, mavi gözlü ve kalın dudaklı bir şey mi? Turgut Uyar'ın dediği gibi birinci, ikinci, üçüncü aşk yok mudur, yaşanan aşk hep ilk aşk mıdır? Aşkın ne olduğunu tanımlamakta birçok şeyi tanımlamakta zorlandığım gibi zorlandım. Tabii burada belirsiz bir şekilde betimlenen sevgili yalnızca bir simgeydi. Buradaki sevgili pckâlâ kara saçlı, esmer, buğday tenli, yeşil gözlü bir sevgili de olabilirdi. Şimdi bu örnekıen yola çıkarak bende birtakım klişelerin, saplantıların olduğunu söyleyebiliriz. Aşk, her ne olursa olsun (ister bir insana, ister bir şehre ya da herhangi bir şeye tutku), bu yaşamdaki cn zengin duygulardan biridir. En zengin duygu değil elbette. Çünkii en zengin duygu hüzündür. Bildiğim yabancı dillerde sözcük olarak karşılığı bulunmayan hüzün... Aşkı da içeriyor, anlamİandırtyor. Aşkın insana tıpkı Aragon'un dediği gibi mutluluk vermediği böylesi konuların sözü edildiğinde hep yeniliyorum. Bugüne kadar yaşadıklarım hep bu düşünceyi destekler nitelikteydi. Ancak daha kaç yıl yaşayacağımı bümiyorum ama uzun yıllar geçse de bu duyguya hep onsekiz yaşımda baktı ğım gibi bakacağımı biliyorum. Bu bağlamda bir de geçmişte yaşadıklarımız ne olursa olsun aşkın olası sakıncalarına ya da tuzaklarına hiçbir zaman hazırlıklı olamayacağımızı söylemeliyim. En Güzel Aşk Hikâyemiz'i okuduğumdan beri 'bir deniz kokusu, yitik bir şiir arayışı, Mahler, uzun bir sonbahar' etkilcşimleri yanıbaşımda geziniyorlar. Bu esintilerin olabilirliğini düşünmüş müydünüz? Yani okurda böyle izleklerin kalabileceğini... Düşündüm ve böylesi bir özlemi içimde yaşatıyorum. Yazdıklarımın başkalannda yeni kapıları açması veya kullanılmayan kapıları zorlaması başka metinlere, şiirlere uç vermesi benim bu zorlııserüvendeki tck dileğim. Biryazımın bonunda da dediğim gibi, olası okuılanına ya da uzak akrabalarıma uzun bir hikâyenin yolcusu olarak buradayım ben ya siz neredesiniz sorusunu sürekli olarak yoneltmek istiyorum. Evet, Mario Levi'nin soruları başka soruları da getiriyor. 'Yeni hikâyelerle doğmuyor muyduk yeni olasılıklara?' Bence ertelenmiş yanıtlarımıza açılmak içiniyibirfırsat! CUMHURİYETKİTAPS/«y/130