Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İç geçiren bir şair yüreğinden Salih Bolat'ın dördüncü şiir kitabı "Karşılaşma" öncekilere oranla daha yalın şiirleri içeriyor. Kitapta yer alan düzyazışiir biçimindeki iç konuşmalar da kitabın farklı yanlarından birisi. da pek dürüst olmayan bir tutum. Ne zaman Salih'in şiirini okusam, ya da Salih bir şiirini okusa, Edip Cansever'in o güzel şiiri gelir otımır içime: "İnsan yaşadığı yere benzer / O yerin suyuna, o yerin toprağtna / Suyunda yüzen balığa / Toprağını iten çiçeğe / Dağlarının, tepelerinin duınanlı eğimine / Konya'nın beyaz / Antep'in kırmızı düzliiğüne benzer" "Yaşanan"dan bu yana tüm kitaplarında derinleşerek büyüyen bir ana danıar var Salih'in şiirlerinde. Bir ucu çocukluğun buruk hazineleriyle beslenen, bir ucu büyük kentlerin varoşlarında çağdaş dcğerler adına çırpınan bir ana damar. "Çukurova'da Mayıs'ta / yaslanıp gökyüzüne / bir yağmuru seyreder gibi seyredin insanları / hiiznii acıyı yalnızlıklan" Sonra clinizde bir adresle, "yönünü yitiren yaban kazları gibi serseri vc taşralı" çıkıp büyük kente gelin. Ne göreceğinizi umuyorsunuz.'*.. "İşte ben bu sokaklarda gördüm en ucuz ülüınleri / genelev kapılarında kendi bileklerini kesen uğlanlar gördüm / elleri bulut kokan pilotlar ve makyajı çürümiiş hostesler..." Yer yer şiirin teknik yönü açısından ilk kitap olmanın aceınilikleri görülmekle birlikte, Yaşanan, sonraki şürlerin açık uçlarını içermesiyle önemli bir kitap. Ve ikinci kitap, belki de Salih'in en güzel şiirlcrinin yeraldığı "Bir Afişin Salih Bolat'ın 1990 yılı Ceyhun AtufKansu ödülü'nü kazanan kitabı: KarşılaşmaE L E Ş T İ R İ Nesnelllğe yaslanan eleştlrl Sanat Edebiyat Üzerine / Bedrettin Cömert / Basıma Hazırlayan: Özgen Seçkin / Damar yayınları 206 s. HTemmuz 1978'de öldürülen Bedrettin Cömert'in ilgi alanı sanat tarihçiliği, ehtetik, şiir, çeviri, edebiyat eleştirisj ve dilbilimdi. Bedrettin Cömert sanatçı kişiliğiyle bütünleşen eleştirmenliğiyle dikkat çekmiş bu türü daha okunur kılan isimler arasında yer almıştı. Özgen Seçkin'in hazırladığı kitap, onun dergi ve gazetelerde ya/.dığı yazılardan oluşuyor. Kitapta yer alan yazılardan kimilerinin başlıkları şöyle: Deliceli Eleştirmenler, Ece Ayhan'ın Düşündürdükleri, Dil Biliminin Gerekliliği, Bilimbel Açıdan Çeviri Sorunu, Görsel Sanatlarda Yöntem: Resmin Anlamları, Resimde İçerik Nedir, Hangi Bilimsellik, özlüklerin Durumıı, Film Dilinin Ayrıtürdenliği, "Estetik" Nedir... S ŞÜKRÜ ERBAŞ alilı Bolat'ın 1990 yılı Ceyhun Atııf Kansu şiir ö d ü h ı n ü alan Kaı^ılaşma'sı iki yıllık b i r geciknıe ile okur ö n ü n d e İlk kii:ıhı " Y a ş a n a n " ile Akademi Kitabcvi B.ışurı ö d ü l ü ' n ü (1984) alan Bolat, "Bir Afişin Ö n ü n d e " ile Yaşar N a b i Nayır Şur Ö d ü l ü ' n ü ( 1986) kazanmiştı. Bolat'ın diğer iki kitabı, "Sınır ve Sonsuz" (1988); ve "Karşılaşm a " (1992) adlarını taşıyor. Dört kitap, üçödül... 1975'lerdeşiir yaymlannıaya başlamış genç bir adam için 1990lı yıllarda ulaşılan nokta, oldukçaönemli olsagerek. Kapatıyorum "Karşılaşma"yı... Çoğıınu yazıldıgı günlerde sıcağı sıcağına dinlediğim şiirler. Yaklaşık on yıldır pek çok heyecanı paylaştığımız, yakın bir arkadaş için, dışarıdan birisi gibi yazmak epeyce güç olacak. Ama yazmamak, duygularını kendine saklamak Bir ana damar var Bolat'ın şiirlerinde: Bir ucu çocukluğun buruk hazineleriyle beslenen, bir ucu büyük kentlerin varoşlarında çağdaş değerler adına çırpınan ana damar. Salih Bolat (Fotoğraf Barış Bıl) Önünde" çıkagelir 1986'da. İlk kitabın ardından ulaşılan bir yetkin çizgi. Kitabaadını veren uzunşiir, 1980'liyıllann toplumsal panoramasını, ülkenin ve dünyanın geniş coğrafyasına şiiri yayarak verir. Birdenbire bir afişten çıkan beş kişiyle karşılaşan şair, özenle kurulmuş bu uzun şiirde, okuru, "palmiyeler içindeki bir akdcniz garı"na; "pasifik açıklarındaki bir geminin güvertesine", bağımsızlık savaşı veren afrika yerlilerine,"birmahzendeyıllardıryanmayı unutmuş mumlar gibi" morgdaki olülere, yazıyı bulan adama, götürürken ne kendisini ne de okuru yaşanılan zaman diliminden koparmaz.... Tersine, bu açılımla şiire ve hayatın gerçeğine tarıhsel bir derinlik kazandırmayı başartr. Uzun şiirin, savrulma tehlikesini bu şekilde atlatan şair daha kısa şiirlerde de oldukça başarılıdır. Özellikle, Bir Gün Ölürüm Ben, Güzde, Kuşluk Vakti ve Özetler, kitabın unutulmayacak şiirlerindendir. Neruda'nın şu tesbitini doğrıılayan bir şiirdir Salih'in şiiri... "Bir şair yaşamının ilk aşaması anayurdunun özdeğerlerini soğurmaya adanmalı, daha sonra karşılığinı geri vermelidir. Onları onarmalı, onlardan aldığının karşılığını ödemelidir." Bu çerçevede tüm kitaplarının ortak paydalarından birisi Kilikya/Çukurova'dır. Bu tüm doğal ve toplumsal motifleriyle Salih Bolat şiiri nin en önemli ana damarıdır. Ancak böyle bir tesbitte hi(,bir şekilde ucuz bir nostalji aranmamalıdır. Sorgulanmış, reddedilmiş, Neruda'nın deyimiyle "onarılmış", yeniden düzenlenmiş; olumlansa da böyle bir süzgeçten geçirilerek olumlanmış bir Çukurova'dır sözkonusuolan. "Sınır ve Sonsuz"daki Kilikya şiiri bu açıdan önemlidir. Adana garında "denkleri ve derin kaderleriyle çinilere karışmış ırgatlar", "serin toros koyaklarında peynir dinlendiren yörükler", "karanlığın kıyısına çömelip gökyüzü kaç yaşında diye soran yaşlı göçmen", "yapışkan ve tozlu bir Ağustos'ta kocaman buz kalıpları taşıyan çocuklar"... ve daha nice aynntılar bir sigadan geçip, ince bir duyarlık ve derin bir çağrışımla şiirin yapı taşlarını oluşturur. "Karşılaşma", kitaba adını veren uzun şiirle önceki kitaplann bir devamı niteliğini^taşırken, özellikle Zamanlar şiiri gibi şiirlerle gittikçe yalınlaşan, damıtılmış bir şiiri içermesiyle önceki ki ,»^BB taplardan bir farklılığı taşıyor. Dingin, durıı, dibi görünen sular gibi saydam; bu yalınlıkla derin çağrışımlar ııyandıran şiirler.. Ayrıca düzyazışiir biçimindeki içkonuşmalar da kitabın farklı yanlarından birisi.. Bir çeşit anlıklar bunlar. Hayatuı, birbirinden ayrı yüzlerine düşürülmüş iç geçiren bir şair yüreğiher birisi.. Ve yine Çııkurova'dan imgeler alarak başlayan uzun şiir: Karşılaşma.. Tüm değerlerini yitirmeye başlayan yabancılaşmış bir toplumda, iyi, güzel ve doğru adına, sık bik "dur gitme" diye seslenilen bir dosta, bir çeşit kendi hayatının hesabını verme bu şiir... Ve Türk şiiri adına bir kazanım. Sözü noktalamadan önce, şiir tekniği açısından değinilmesinde yarar gördiiğüm bazı noktalar var. Özellikle uzun şiirlerde, bölümlerin bağlanmasında yer yer şiire uygun olmayan geçişler var. örneğin, "dedim ki", "dedi ki", "yani", "gördük", "bazı bölümlerokuyayım / düşüncelerini söyle bana"... Uzun şiirler numaralanmadığı ya da alt başlıklar taşımadığı için akış içinde bağlantdar andığım biçimde sağlanıyor. Ancak, bu bence okuru rahatsız eden, denizi geçip derede boğulmak türünden basit yanlışlar. Bunlardan da arınmış bir Salih Bolat şiiri daha bir kusursuz olacaktır. S A Y F A 14 CUMHURİYET KİTAP SAYI 130